Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/516 E. 2022/667 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/516 Esas
KARAR NO :2022/667

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:08/01/2016
KARAR TARİHİ:20/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 14/09/2010 günlü dilekçesi ile müvekkil şirket ile davalı banka arasında borçların tasfiyesi amacıyla 28/12/2007 tarihinde imzalanan protokolün 4.maddesinin 2. ve 3. fıkralarında banka tarafından ödenmiş tahsil, cezaevi ve tapu alım satım harçlarının geri alınması halinde geri alınan tutarın bankanın döviz satış kurundan USD ye çevrilerek borçluların bankaya karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması koşulu ile davacı hesaplarına alacak kaydedileceğinin hüküm altına alındığını, davalı bankanın anılan protokol gereği … İcra Müdürlüğü’nün … esas … İcra Md.nün … sayılı esas ve 11 İcra Md.nün … esas sayılı icra takip dosyalarına ödenen dava konusu harçların iade alındığının müvekkiline bildirildiğini, davalı bankanın asıl protokolün 4.maddesinin 3. Fıkrasında öngörülen harçların iadesi yükümlülüğünü bu güne kadar yerine getirmediğini açıklayarak dava konusu iade alınan harçların, davalı bankanın iade aldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı banka vekili 06/12/2010 günlü cevap dilekçesi ile harçların iadesi için gerekli başvuruların yapılacağını, harçların tamamen veya kısmen geri alınması halinde geri alınan tutarların borçluların bankaya karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olmaları koşulu ile davacı hesaplarına alacak kaydedileceği, henüz ödemeleri tamamlanmadı ise daha önce harç ve masrafların ödenmesinden kaynaklanan borçlardan düşüleceği hüküm altına alındığını, borçluların 28/12/2007 tarihli protokolde belirlenen edimleri tam olarak yerine getirmediğini ve protokolü ihlal ettiğini müvekkil bankanın protokol hükümleri uyarınca harçların iadesi için gerekli başvurularda bulunduğunu, iade edilen harçların da kredi hesaplarından mahsup edildiğini açıklayarak davanın yersiz bulunduğunu vurgulamak sureti ile reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davalı banka ile davacı şirket ve dava dışı … İnş. Turve tic A.Ş., … İnş. Tic. San. Ltd. Şti, … Proje İnş. Taah. Ltd. Şti, … arasında 28/12/2007 tarihli protokol imzalandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dava konusu iade alınan harçların, davalı bankanın iade aldığı tarihten itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak ödenmesi istemine karşı davalı banka vekilinin de protokol hükümleri uyarınca harçların iadesi için gerekli başvurularda bulunduğunu, iade edilen harçları da kredi borçlarından mahsup ettiği savunmasına karşın harçların iadesinin söz konusu olup olmamasının uyuşmazlık konusunu oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü yönünden tüm dosya kapsamı değerlendirilmek sureti ile bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bilirkişi …’ten rapor alınmıştır. Alınan raporda davacı şirketin davalı bankadan dava tarihi itibari ile 194.400,00 TL asıl alacak ve 104.872,25 TL faiz olmak üzere 299.272,25 TL alacaklı bulunduğu vurgulanmıştır.
Davacı vekili tarafından rapora itiraz edilerek bilirkişiden bu kez ek rapor alınmıştır. Alınan ek raporda sunulan belgeler yeniden incelenerek değerlendirilmesi sonucu asıl alacak tutarının 242.619,40 TL, dava tarihine kadar işlemiş olan faiz olarak da 144.574,68 TL olmak üzere toplam 387.194,08 TL olarak vurgulanmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde alınan rapor ve ek raporun bilimsel veriler içerdiği ve mahkememizce de yerinde görüldüğü anlaşılmakla 242.619,40 TL asıl alacağın harçların iade tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi yönünde karar verilmiştir.
Mahkememizce (istanbul Kapatılan 28.Asliy Tic.Mah…. E.) verilen bu karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2014/13907 E.-2014/20209 K.22/12/2014 tarihinde “25.08.2011 tarihli raporda banka tarafından yatırılan harçlardan 03.03.2008 ve 30.01.2009 tarihinde iade alınan harç bedelleri toplamının 194.400,00 TL olduğu belirtilmiş, 02.12.2011 tarihli ek raporda ise, davalı bankaca 2.365,90 TL ve 45.833,50 TL harçların 20.09.2007 tarihinde iade alındığı iddiasının netleştirilmediği, bu harçlara ilişkin muhasebe işlem fişlerindeki izahat doğrultusunda ilgili mahkeme kararlarının istenilerek dava konusu olayla ilgisi olup olmadığı belirlendikten sonra, bu ödemelerin de dava konusu olabileceğinin kabulü halinde önceden tespit edilen tutara ilave edilerek hesaplama yapılabileceği, ayrıca bu işlemlerin tarihinin harçların iadesini öngören sözleşme tarihinden önce olduğu, ancak hukuki niteleme sonucunda bunların da harçlara eklenmesi yönünde mahkemece kanaate varılırsa alacak tutarının 242.619,40 TL olduğu ifade edilmiştir. Buna göre, mahkemece seçenekli olarak sunulan bilirkişi raporuna karşı hangi gerekçe ile 242.619,40 TL’nin tahsiline karar verildiği anlaşılamadığı gibi, davalının bankacılık uygulaması gereği kredi ödemelerinin doğrudan kredi hesabına yapılamadığı, kredi borçlusunun mevduat hesabına aktarılıp oradan mevduat hesabından virman yapılmak suretiyle kredi borcundan mahsup edildiği yönündeki itirazları da mahkemece değerlendirilmemiştir. Buna göre, yetersiz gerekçeye ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce dosya esasa kaydedilerek yargılamasına devam olunmuştur.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi … 06/04/2017 tarihli ek raporunda; dava konusu edilen 6 ayrı harç bedelinden 165.690 TL ve 28.710 TL lik harçların maliyeden tahsil edilerek borçlulardan … AŞ hesaplarına aktarılmış olduğunu, 36.820 TL ve 6.380 TL lik harçların cezaevi harcı olması dolayısıyla iade alınamadığı için davacı hesaplarına aktarılamadığını, 2.365,90 TL ve 45.833,50 TL lik tahsil harçlarının ise davacı yan ile ilgisinin olmadğını, dava dışı … Plastik AŞ ye ait olan bu bedellerin ise tahsil edilerek dava dışı … Plastik AŞ hesaplarına aktarıldığından , bu iki harç ile davacının bir ilgisinin belirlenemediğini, bu sebeple davacı yanın davalıdan talebi mümkün bir alacağının bulunmadığını, delillerin takdiri ve yorumu mahkemeye ait olmak üzere, maliyeden tahsil edilerek borçlulardan …. AŞ hesaplarına aktarılan165.690 TL ve 28.710 TL lik harçların, protokol hükümlerine göre davacının hesaplarına alacak kaydedilmesi gerekirken, … AŞ hesaplarına geçilmesinin, davalının protokol şartlarına aytırı davranışı olarak yorumlanması halinde, davacının davalı bankadan dava tarihi itibari ile 194.400,0 TL asıl alacak olarak istemde bulunmasının mümkün olduğunu belirtmiştir.
Netice olarak Yargıtay bozma öncesi alınan raporlar ve son bozma ilamında yapılan açıklamalar doğrultusunda bilirkişiden alınmış olan 06/04/2017 tarihli rapora göre yapılan değerlendirme sonrasında; dava konusu edilen 6 ayrı harç bedelinden 165.690,00 TL ve 28.71,00 TL lik harçların maliyeden tahsil edilerek borçlulardan … AŞ hesaplarına aktarılmış olduğu, 36.820,00 TL ve 6.380,00 TL lik harçların cezaevi harcı olması dolayısıyla iade alınamadığı için davacı hesaplarına aktarılamadığı, 2.365,90 TL ve 45.833,50 TL lik tahsil harçlarının ise davacı yan ile ilgisinin olmadığı, dava dışı … Plastik AŞ ye ait olan bu bedellerin ise tahsil edilerek dava dışı … Plastik AŞ hesaplarına aktarıldığından , bu iki harç ile davacının bir ilgisinin belirlenemediği, maliyeden tahsil edilerek borçlulardan …. AŞ hesaplarına aktarılan 165.690,00 TL ve 28.710,00 TL lik harçların, protokol hükümlerine göre davacının hesaplarına alacak kaydedilmesi gerekirken, … AŞ hesaplarına geçilmesinin, davalının protokol şartlarına aykırı davranışı olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle, davacının davalı bankadan dava tarihi itibari ile 194.400,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, ve bu miktar üzerinden kısmen kabul kararı verilerek, bu bedelden işlem tarihlerine göre 165.690,00 TL’sine 03/03/2008, 28.710,00 TL’sine 30/01/2009 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 04/02/2020 tarihli 2018/3676 Esas, 2020/917 Karar sayılı ilamı ile
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, tarafların da dahil olduğu protokol uyarınca davalının iade aldığı harçların tahsili istemine ilişkindir. Davalı banka, iade edilen harçların davacının da sorumlu olduğu kredi borçlarına mahsup edildiğini, kredi riskinin tasfiyesi ile sonuçlanan son teklif alınırken, işbu teklif tarihi itibariyle yeniden borç tespiti yapıldığı, borç tespiti yapılırken ise işbu harç tutarların zaten daha önce kredi borcundan düşülmüş olduğunun görüleceğini, harç iadesi tutarlarının, ipotek veren 3. kişi konumundaki davacıya ödenmesinin davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını savunmuştur. Mahkemece verilen 15.05.2014 tarihli kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.12.2014 tarihli kararında da davalının bankacılık uygulaması gereği kredi ödemelerinin doğrudan kredi hesabına yapılamadığı, kredi borçlusunun mevduat hesabına aktarılıp oradan mevduat hesabından virman yapılmak suretiyle kredi borcundan mahsup edildiği yönündeki itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde yukarıda belirtilen davalı bankanın savunmaları değerlendirilmeden ve bozmanın gereği yerine getirilmeden iade alınan harçların dava dışı … Proje İnşaat A.Ş.’nin hesaplarına alacak geçmesinin protokol şartlarına aykırılık taşıdığı gerekçesiyle eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.” bozulmuştur.
Bozma ile gelen dosya yukarıdaki esasa kaydedilerek, Yargıtay 11. HD’nin 2018/3676 esas,2020/917 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre, mevcut dosya kapsamı itibariyle yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir. Bozma ilamına göre değerlendirilmesi gereken husus davalının bankacılık uygulaması gereği kredi ödemelerinin doğrudan kredi hesabına yapılamayıp, kredi borçlusunun mevduat hesabına aktarılıp oradan mevduat hesabından virman yapılmak suretiyle kredi borcundan mahsup edilmesi işleminin yerinde olup olmadığına ilişkindir
Daha önce alınan 06/04/2017 tarihli bilirkişi … imzalı raporda 6 adet harçtan sadece ilk 2 sırada bulunan 165.690,00 TL. ve 28.710,00 TL. lık harcın protokole göre iadesinin gerektiği, ancak davalı bankanın ise bu iki bedeli protokolde öngörülen …nin hesaplarına alacak kaydedilmesi şartına rağmen; aynı protokol borçlularından … Proje İnşaat A.Ş.’ nin mevduat hesabiına alacak geçmiş olduğu tespit edilmiş, bu tespittere göre; davacı yanın talebi mümkün bir alacağı bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılmıştır.
28.12.2007 tarihli protokolün 8.maddesinde;“İşbu protokoldeki edim ve taahhütlerin kışmen veya tamamen sözleşmede belirtilen süre ve şartlarda ödenmemesi veya sözleşme gereğince üstlenilen taahhütlerin, yerine getirilmemesi halinde, işbu protokol ile borçlulara sağlanmış olan indirim ve diğer imkanlar artadan kalkacak olup, faşırmaz alımları dahil yapılmış kısmi tahsilatları ise BK’nın 84.maddesi gereğince faize mahsup edilerek kalan bakiyeler için takiplere aynen devam edilecektir.” düzenlemesi yer almakta olup, dosyadaki belgelere göre protokole kona borç, protokolde belirlenen sürelerden sonra davacı adına tescil edilen taşınmazın 3. Kişiye satışı sonrasında tasfiye edilmiş, 28.12.2007 tarihli protokol ihlal edildiğinden geçerliliği kalmamış olup, 165.690,00 TL tahsil harcı ile 28.710,00 TL tahsil harcının davalı banka tarafından vergi dairesinden alınarak borçtan mahsup edilmesinde, geçerliliğini yitirmiş olan protokole aykırı davranış olarak nitelendirilemeyeceği, davacı şirketin, diğer borçlu grup şirketlerin borçlarına teminat olarak ipotek tesisi ile, asıl borçlu adına teminat verdiğinden ve davacı şirket ve kredi borçlusu şirketlerin borcu tek olduğundan, iade alınan harçların kredi borçlusunun hesabından mahsup edilmesinde aykırı bir yön görülmediği kanaati ile, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 4.921,00 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 4.840,30 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan posta tebligat gideri 250,00 TL yargılama giderinin davacı/temlik alandan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 31.646,60 TL vekalet ücretinin davacı/temlik alandan alınıp davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/06/2022

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza