Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/504 E. 2023/212 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/504 Esas
KARAR NO:2023/212

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/05/2022
KARAR TARİHİ:17/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil, … adlı araç kiralama firmasından …plaka sayılı aracı kiralamış olup müvekkil ile … arasında 17.05.2021 tarihli araç kiralama sözleşmesi imzalandığı, müvekkile teminat adı altında 17.05.2021 ödeme tarihli 10.000-TL bedelli lehtarı … olan senet imzalatıldığı, müvekkil kiralamış olduğu aracı hasarsız ve zamanında teslim etmiş olmasına rağmen müvekkile imzalatılan senet iade edilmediği, ekte sunulan senet ve araç kiralama sözleşmesi incelendiğinde de senedin araç kiralama sözleşmesine teminat olarak imzalatıldığı açık olduğu, zira senet ve araç kiralama sözleşmesinin tarihlerinin aynı olduğu, senet keşidecisi ile araç kiralayanın aynı olduğu görüldüğü, yukarıda izah edilen sebeplerle ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından icra takibine konu edilen 17.05.2021 ödeme tarihli 10.000-TL bedelli senet dolayısıyla müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile müvekkilin cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 23.000-TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte istirdadına, davalı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 17.05.2021 tarihinde müvekkilin … adlı araç kiralama firmasından …plaka sayılı araç davacı tarafından kiralamış olup müvekkil ile davacı arasında araç kiralama sözleşmesi imzalandığı, davacı aracı süresinde teslim etmemiş telefonlara da cevap vermediği, devamında kendisini, davacı …’nun kızı olarak tanıtan bir kadın araç kiralama firmasını arayarak babası …’nun kalp krizi geçirdiğini bu sebeple aracı bir hafta daha kullanmak istediklerini belirttiği, fakat araç bir ay sonra iade edildiği, daha sonrasında öğrendiğimiz üzere araçla kaza yapıldığı ve bahse konu bir aylık sürede araç bilgisi haricinde ve kayıt dışı olarak tamir ettirildiği, davacı borçlu icra takibi baştatıldıktan sonra ödeme yapmak istediği ve ofise gelerek, davacı vekilinin de dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ödeme makbuzunda da görüldüğü üzere 9.000,00 TL nakit ödeme yaptığı, kalan bakiye borç için de 5.000,00 TL banka aracılığıyla havale ettiği, yapılan ödemelere binaen tarafımızca ibraname düzenlendiği ve bu ibranamede toplam 14.000,00 TL ödeme alınarak icra takibine son verildiği belirtildiği, tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere; süresi dahilinde verilen cevap dilekçemizin ve sair itirazlarımızın kabul edilerek davanın öncelikle usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise haksız davanın esastan reddine, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 72/7. Maddesine dayanan istidat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72/7’inci bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir. İstirdat davasının biri maddi hukuka diğeri takip hukukuna ilişkin olmak üzere iki koşulu bulunmaktadır. Maddi hukuk bakımından borçlunun gerçekte borçlu olmadığı bir borcu ödemiş olması ve takip hukuku bakımdan ise borcun cebri icra takibi sebebiyle icra takibi sırasında ve cebri icra tehdidi altında ödenmesi gerekir. Ödemenin mutlak suretle takibin kesinleşmesinden sonra bir başka deyişle borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz edip de itirazının icra hakimliğince kesin olarak kaldırılmış olması durumunda yapılmış olması gerekir. Yapılan icra takibi henüz kesinleşmeden borçlunun ödeme emrine itiraz hakkı bulunduğu süre içerisinde ödemenin yapılması halinde bu ödemenin cebri icra tehdidi altında yapılan bir ödeme olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından davacı aleyhine 17/05/2021 vade tarihli, 10.000,00 TL senede dayanılarak, 10.000,00 TL asıl alacak, 155,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.155,34-TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, icra takip tarihinin 22/06/2022 olduğu, davacıya henüz ödeme emri tebliğ edilmeden, davacı tarafından icra dosyasına mahsuben ilk olarak 9.000,00 TL, ardından 23/06/2021 tarihinde, 5.000,00 TL ödeme ile, (davacının toplam 23.000,00 TL ödeme yapıldığı ve bu miktarın iadesi gerektiği yönündeki iddiasının aksine,) toplam 14.000,00 TL ödeme yapıldığı, buna ilişkin davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan davalı alacaklı vekilinin imza ve kaşesini ihtiva eden ödeme makbuzlarından ( 23/06/2021 tarihli makbuzda aynen; “…. İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile hakkınızda yapılan icra takibine ilişkin olarak yaptığınız toplam 14.000,00 TL ödeme ile föyünüz infaza alınarak, icra takibine son verilmiştir.” şeklinde olduğundan) anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından her ne kadar toplam 23.000,00 TL’lik ödeme yapıldığı iddia edilmiş ve söz konusu iddianın ispat için iki adet ödeme makbuzu sunulmuş ise de; bahse konu ödeme makbuzlarının ve dosya kapsamının tetkiki sonucunda, yukarıdaki açıklamada ayrıntısına değinildiği üzere davacının toplam 14.000,00 TL ödeme yaptığı sabit görülmekle ödemenin miktarı bakımından davacı iddiasına itibar etme olanağı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, aleyhine icra takibi yapılmasının ardından takip dosya borcu için kendisine henüz ödeme emri tebliğ edilmeden toplam 14.000,00 TL’lik ödeme yapıldığı, takibe konu senet hakkında alınmış herhangi bir ihtiyati haciz kararının da bulunmadığı, dolayısı ile icra tehdidi altında yapılan bir ödemenin varlığından söz edilmesinin somut olay bakımından mümkün olmadığı anlaşılmakla, İİK’nun 72/7. maddesinde belirtilen istirdat davası açma koşulları oluşmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 179,90 TL ilam harcının peşin alınan 392,79-TL’den düşümü ile bakiye ‬212,89‬-‬TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 9.200,00.-TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır