Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/307 E. 2022/1146 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/307 Esas
KARAR NO:2022/1146

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:31/12/2013
KARAR TARİHİ:30/12/2022

Mahkememizden verilen 28/01/2020 tarih ve … sayılı kararı Yargıtay, 4. Hukuk Dairesi’nin 24/01/2022 tarih ve 2021/20675 Esas 2022/951 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yapılan yargılama sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesi ile sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile … istikametinden … istikametinde seyir halindeyken … dan … istikametine seyreden sürücü … idaresindeki … plakalı aracın ön sol kısmına kendi aracın ön sol kısmının çarpması neticesinde ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini , meydana gelen kaza sonucu … ın ve… ın … Devlet Hastanesinde vefat ettiklerini , 2918 sayılı yasanın 85. Maddesi uyarınca işleten ve araç işleticisi teşebbüsü sahibi aracın sürücüsünün ve aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduklarının vurgulandığını, bu bakımdan sigortanın sorumlu bulunduğunu ve destekten yoksun kalma yönünden istemde bulunabileceğini açıklayarak şimdilik 5.000,00.TL tutarındaki tazminat ile cenaze ve defin giderlerinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak … ın kendi kusuru ile vefat ettiğini, ve tazminat talep hakkının olmadığını açıklayarak davanın reddini istemiştir.
KANITLAR VE DEĞERLENDİRİLMESİ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sürücü … mirasçısı … ın açmış olduğu davanın yerinde olup olmadığı, tazminat isteminde haklı olup olmadığı ve öncelikle davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Sürücü … idaresindeki araç ile … dan … istikametine seyreden … plakalı aracın çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kazada davacının murisinin öldüğü anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen 28/01/2020 tarih ve … sayılı kararı Yargıtay, 4. Hukuk Dairesi’nin 24/01/2022 tarih ve 2021/20675 Esas 2022/951 Karar sayılı ” 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece fiilin Ceza Kanununa göre cezayı gerektiren bir fiil olmasının yeterli olması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece fiilin cezayı gerektiren bir eylem olmasını yeterli görmekte; bunun dışında, eylemi gerçekleştiren fail hakkında soruşturma yapılmasını, ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten veya … Hesabı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325, HGK. 05.06.2015 tarih 2014/17-2198 Esas 2015/1495 Karar sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir). Ayrıca ceza zamanaşımının uygulanması yönünden hukuk hakiminin tazminat davasını görürken, ceza hukuku kurallarıyla ve özellikle ceza mahkemesinin fail hakkında vermiş olduğu beraat veya mahkumiyet kararıyla bağlı olup olmadığı BK 53. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddede hukuk hakiminin ceza hukuku kurallarıyla bağlı olmadığı hükme bağlandığı gibi ceza mahkemesi kararlarıyla da bağlı olmadığı düzenlenmiştir. Bununla birlikte suçun işlendiğine veya işlenmediğine ilişkin ceza mahkemesinin kesin kararı varsa, hukuk hakimi bu kararla bağlıdır. Görüldüğü gibi ceza mahkemesince haksız eylemin suç niteliği saptanmamış ise hukuk hakimine bunu kendiliğinden ve özgürce araştırma ve sonucuna göre karar verme yetkisi tanınmıştır. Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; dava konusu trafik kazası 05.10.2009 tarihinde meydana gelmiş olup kaza sonucu davacıların desteği olan sürücü … vefat etmiştir. Dava ise 31.12.2013 tarihinde açılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere KTK’nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Birden fazla kişinin ölümü ile sonuçlanan söz konusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir ve davacılar desteği olan sürücünün vefat etmiş olması sonuca etkili değildir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. KTK’nın 109. maddesinin 2. fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85/2. ve 66/1-d maddeleri uyarınca öngörülen zamanaşımı süresi kazada birden fazla kişi öldüğünden 15 yıl olup dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davalı tarafın zamanaşımı def’inin reddine karar verilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” ilamı ile bozularak mahkememize gönderilmiştir.
Yargıtay 4 Hukuk Dairesinin 24/01/2022 tarih ve 2021/20675 esas ve 2022/951 karar sayılı ilamında 19/07/2019 tarihli bilirkişi ek raporunun dikkate alınması bildirilmiş bu bilirkişi raporunda ” 05.10.2009 tarihinde meydana gelen kazada vefat eden …’tan dolayı desteğinden yoksun kalan eşi davalı …’ın şimdilik kaydıyla 5.000,00 TL destek tazminat talebine ilişkin olarak; Kusur Yönüyle: Davalıya sigortalı taşıt sürücüsü müteveffa …”ın hatalı sevk ve idaresinin olayın meydana gelişinde Birinci Derecede ve Tamamen (%100-yüzde yüz oranında) etkili olduğu, Sürücü …’”’in, herhangi bir hatalı sevk ve idaresinin sabit görülmediği Tazminat Yönüyle: Destek tazminatının sadece davacı eş … adına açıldığı, oğulları … ve hayatta olan baba … ve anne … adına açılmadığı, oğul …, baba … ve anne … adına hesaplama yapılmamakla birlikte davacı eş adına yapılan hesaplamada diğer destekten yoksun kalanlar için de pay ayrılarak hesaplama yapıldığı, Davacı eş …’ın (17.08.2016 tarihinde yeniden evlenerek … soyadını almıştır) yeniden evlendiği 17.08.2016 tarihine kadar alması gereken destek tazminatının 19.217,26 TL olduğu, bu tutarın poliçe teminat üst limiti olan 150.000,00 TL’yi aşmadığı, hesaplanan tutara 31,12.2013 tarihinden itibaren yasal işletilmesi gerektiği” şeklinde sunulan rapor mahkememizce uygun görülmüş mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda bozma ilamında belirtilen hususlarda gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile (davacı vekilinin bu celsede cenaze defin gideri taleplerine ilişkin belirtmiş olduğu miktar olan 50,00 TL de gözetilerek) 19.167,26 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Cenaze ve defin gideri talebine yönelik 50,00 TL lik tazminat talebinin feragat nedeni ile reddine,
3-Alınması gerekli 1.309,32 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 24,30 TL ve tamamlama talebi sonrası alınan 375,00 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 910,02 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 52,35 TL toplam harç, tamamlama talebi sonrası alınan 375,00 TL ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti ve bilirkişi ücreti 1.568,00 TL olmak üzere toplam 1.995,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/12/2022

Katip …
e-imza

Hakim ..
e-imza