Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/224 E. 2022/673 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/224 Esas
KARAR NO:2022/673

DAVA:İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/03/2022
KARAR TARİHİ:21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkile yurt dışına yapmış olduğu ihracatlar kapsamında ödemesi gerektiği söylenen faturalar sunulduğu, müvekkil davalının hesabına 45.000,00 TL tutarında bir ödeme gerçekleştirdiği, faturaların sahteliğinin öğrenilmesi üzerine müvekkil yapmış olduğu sebepsiz ödemenin kendisine iadesini talep etmiş olsa da bu tutar tarafına davalı tarafça ödenmediği, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davacı arasında sözde faturalardan kaynaklı bir ticaret olmadığı, müvekkil davalı davacıdan alacağına karşılık ödemenin davaya konu kısmını aldığı, davacı taraf hayali kurgu ile müvekkile gerçekte borca karşılık yapmış olduğu ödemesini dekonta avans diye yazarak kötü niyetli hareket ettiği, bu sebeplerle soyut düşüncelere dayanılarak açılan davanın reddine davalı lehine inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı tarafından davalı hesabına eft yolu ile gönderilen paranın tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 45.000,00-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Yukarıda da değinildiği gibi, TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için, ya her iki tarafın tacir ve işin de tarafların (her ikisinin birden) ticari işletmeleriyle ilgili olması (nispi ticari dava) ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir.
Davacı tarafın vergi mükellefi olduğu, ticari işletme kaydının bulunduğu, davalı tarafın ise ticari işletme kaydının bulunmadığı, şirket ortaklığının bulunmadığı vergi dairesi ve ticaret odası cevabi yazılarından anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu iddiası ile, davalı tarafından düzenlenen sahte faturalar sebebiyle dava konusu 45.000,00 TL’lik ödemenin yapıldığı faturaların sahte olduğunun anlaşılması üzerine bedelin iadesi için takip yapıldığı iddia edilmiş ise de, bahse konu faturaların delil olarak sunulmadığı, davacı tarafça yalnızca 45.000,00 TL’lik eft işlem dekontunun bir örneğinin sunulduğu bu hali ile taraflar arasında her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir iş bulunduğundan söz etmenin de mümkün olmadığı bu sebeple somut olayın mutlak veya nispi ticari dava niteliğinin bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’nde çözümlenmesi gerekmekte olup, mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca görev dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca görev dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK. 20. Maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ve başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır