Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/201 E. 2022/960 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2022/201 Esas
KARAR NO:2022/960

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:11/10/2011
KARAR TARİHİ:16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, …Mahallesi’ndeki taşınmazın finansal kiralama sözleşmesi ile müvekkili şirkete ait olduğunu, söz konusu taşınmazın elektrik ihtiyacının karşılanabilmesi için genel olarak 07.03.2008 tarih ve … sayılı A Tipi Enerji Müsaade Belgesi verildiğini, bu müsaadeye istinaden yer tespitinin yapıldığını ve 04.03.2010 tarihinde 1434 yevmiye numarası ile kira şerhinin tapuya işlenerek devir işleminin gerçekleştiğini, müvekkili ile davalı arasında yapılan görüşme sonucunda mevcut A tipi elektrik müsaadesinin 14.06.2010 tarih ve … sayılı yazı ile C2 Tipi enerji Müsaadesine dönüştürüldüğü, sistemin kurulması için 128.770,28 TL bedelle yüklenici … Elektrik….Ltd Şti’ne verildiği, işin tamamlandığı ve söz konusu imalat bedelinin yüklenici firmaya defaten ödendiği, davalını bilgi ve onayı ile yapılan bu işlemin iletim ve dağıtım tarifesi bedelinden düşülmek suretiyle mahsup edilmeyen trafo bedelinin tahsili için ödenen ve gerçekleşen yatırıma harcamaya ait 128.770,28 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masraf ve ücreti vekalete hükmedilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 38 md ile ilgili olan dava konusunun 44. Md gereğince Danıştay’ın görevli olduğu, bu nedenle görev yönünden davanın reddini talep ettikleri, süre tutum talebinde bulundukları ve bilahare sundukları detaylı cevap dilekçeleri ile bu beyanlarını tekrar ettikleri, davacı şirketin verilen müsaadeye istinaden bütün tesislerin kendileri tarafından yapılacağını ve yapılan tesislerin …’a devredileceğini taahhüt ettiği, 38. Md kapsamında dağıtım tarifesi bedelinden düşüleceğine ilişkin herhangi bir kurum kararının bulunmadığı belirtilerek davanın reddi istenmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava alacak davasıdır.
Dosya mahkememizin … esasına kaydı yapılan dosyada, yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış, enerji müsaade belgesi, lisans yönetmeliği hükümleri, şirket kayıtları, geçici kabul ve onay tutanakları, başvuru dilekçeleri ve karşı cevaplar, tapu kaydı, devir sözleşmesi ve yapılacak bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
İncelenen dosyada davalının zamanaşımı itirazının söz konusu hukuki nedenle ilgili genel hükümlere tabi olduğu ve işlem tarihi yapılan ödemeler de dikkate alınarak 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde bulunup yerinde görülmediği, göreve ilişkin itirazlarının ise söz konusu olayın tacir olan davacının ödediği bedelin tahsiline ilişkin alacak davası niteliğinde bulunup BK hükümleri çerçevesinde denetleneceği dikkate alınarak bu itirazları da yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller, yapılan iş denetlenerek iddia ve itirazlar, kadri maruf değer, ilgili yasa ve yönetmelik hükümleri doğrultusunda ve yapılan ödemeler incelenip davacının var ise alacağının belirlenmesi için bilirkişi inceleme kararı oluşturulmuş, yapılan inceleme ile İstanbul ili … ilçesi … Mah … Cad. No:24 adresinde tapunun 39 pafta 387 ada 4 nolu parsel üzerindeki taşınmazın her türlü tasarrufu … 3. Noterliği’nin 25.12.2009 tarih, … yevmiye nolu finansal kiralama sözleşmesi ile davacıya ait olduğu, enerji müsaade belgesinin dosyada yer aldığı, davacı tarafından kiracısı bulunduğu taşınmazın enerjilendiirlmesi amacıyla davalı kuruma başvurularak 09/04/2008 tarihinde elektrik enerji satışına ilişkin perakende satış sözleşmesi imzalandığı, mahallinde enerjilendirilmesi amacıyla gerekli yatırımın yapıldığı, bu işlemin … Elektrik Müh San ve Tic Ltd Şti tarafından yapıldığı, … tarafından dava konusu edilen elektrik tesisatına ait geçici kabulün 29.07.2010 tarihinde gerçekleştiği görülmüştür. Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen belgelerden de anlaşıldığı üzere 17.05.2010 tarihinde 5.450 TL, 08.06.2010 tarihinde 103.550,00 TL, 31.08.2010 tarihinde 19.770,00 TL ödemenin yapıldığı ve toplam 128.770,00 TL ödeme olduğu tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarında da yapılan inceleme ile bu ödemelerin davacı tarafından yapıldığı tespit edilmiş olup, davacı ile davalı arasında 09.04.2008 tarihinde imzalanan elektrik enerji satışına ilişkin perakende satış sözleşmesinin 2. Maddesinde 4628 sayılı EPK, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği, Tarifeler Yönetmeliği, Perakende Satış Sözleşmesi Hakkındaki Tebliği, EPDK kararları ile diğer mevzuat ve yapılan tüm değişiklikler doğrultusunda 38.md gereğince sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansmanın mevcut olmadığı hallerde söz konusu yatırım … ve dağıtım lisansi sahibi tüzel kişinin adına bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından ilgili mevzuat kapsamındaki teknik standartlar sağlanarak yapılabileceği veya finanse edileceği hükmünün yer aldığı, bu durumda gerçekleşen yatırıma ait harcama tutarının sisteme bağlantı yapan gerçek ve tüzel kişi ile … ve dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler arasında yapılacak bağlantı ve sistem kullanım anlaşması çerçevesinde gerçek veya tüzel kişinin iletim, dağıtım tarifesi bedelinden düşülür hükmünü içerdiği görülmüştür. Bu hüküm gereğince dava konusu tesisatın davacı şirket tarafından finanse edildiği ve ilgili yönetmelik gereği bu bedelin davalı kurum tarafından davacıya ait elektrik faturasından düşülmesi gerektiği değerlendirilmiş olmakla ve hizmet bedelinin davacı tarafından belirtilen ödeme tarihlerinde ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı üzere sunulan makbuzlarla da ödendiği sabit olmakla;
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, izleme olanağı sağlayan bilirkişi raporu denetlenmiş, davalı itirazları, incelenen yasa ve yönetmelik hükümleri doğrultusunda yerinde görülmemiş, yapılan imalatın kurumun menfaatine olduğu hususları da değerlendirilmiş olmakla davanın davacının yaptığı ödeme rakamları dikkate alınarak kısmen kabulüne dair verilen Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 01/06/2015 tarih 2014/12032 – 2015/5355 sayılı ilamı ile “Davacının davalı kuruma başvurduğu tarihten itibaren faiz hesabı yapılarak bulunacak tesisat bedelinin yönetmelik gereği davacının dağıtım tarifesi bedelinde düşülmesine karar verilmesi gerekirken defaaten ödenmesine karar verilmesinin uygun görülmeyerek” bozulduğu mahkememizce tarafların beyanları alınarak tashihi kararda geçen karara uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrasında mahkememizin … esasına kaydı yapılan dosyada, tarafların anlaşmalarının olmaması durumunda Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda 12/10/2010 tarihi itibari ile avans faizi hesaplanarak davacının dağıtım tarifesi bedelinden düşülmesi gereken miktarın belirlenmesi için bilirkişi inceleme karar oluşturulmuş yapılan inceleme ve denetlemeler ile davacıya verilen özel C enerji müsaade belgesinin bulunduğu Yargıtay emsal kararları ile de elektrik piyasası bağlantı ve sistem kullanım yönetmeliğinin 21 ve 22. maddeleri dikkate alındığında davacının inşaa edeceği enerji sistemi için başvurusunu yaptığı tüm yükümlülüklerin davacı tarafından yerine getirildiği davacının yapmış olduğu imalatların toplam tutarının 128.770,28 TL olarak belirlendiği, EPVSK yönetmeliğinin 21/5 maddesi gereğince geçici kabulün yapıldığı, ayı takip eden aydan itibaren yasal faizi ile birlikte mevzuat gereği defaaten ödeme mümkün olmadığından dağıtım tarife bedelinden düşülmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak davacının davasının kabulü ile geçici kabulün yapıldığı tarih 29/07/2010 ayını takip eden aydan itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacının dağıtım tarife bedelinden düşülmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2018/3384 E.sayılı, 2018/10719 K.sayılı, 30/10/2018 tarihli ilamı ile ” Somut olayda; davacının bedel ödeyerek yaptığı ve davalının (elektrik enerjisinin iletimi için) kullanımına sunduğu iletim tesisi için bedel talep edip edemeyeceği, bedel talep edebileceği kabul edildiğinde bu bedelin miktarının ne şekilde hesaplanıp tahsilinin ne şekilde sağlanacağı ve ayrıca davacının tesis için harcadığı bedele hangi tarihten itibaren faiz işletileceği hususunda bozma kararında belirtilen mevzuat hükümleri doğrultusunda denetime elverişli ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde rapor alınması gerekirken; bozma sonrası, mahkemece alınan raporda; bozma ilamında belirtilen mevzuat hükümleri değerlendirilmeksizin ve asıl borç miktarı konusunda herhangi bir hesaplama yapılmaksızın yalnızca faiz hesabı yapılmakla yetinildiği, iş bu raporun mahkemece hükme esas alındığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişi heyetinden davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin önceki bozma ilamında belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde hesaplanması hususunda taraf ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. bozulmuştur.
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2019/1343 E.sayılı, 2019/9506 K.sayılı, 28/11/2019 tarihli karar düzeltme ilamı ile ” mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişi heyetinden davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin önceki bozma ilamında belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde hesaplanması hususunda taraf ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, kararın düzeltilmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir.
Dairemiz bozma ilamında her ne kadar bozma sonrası, mahkemece alınan raporda; bozma ilamında belirtilen mevzuat hükümleri değerlendirilmeksizin ve asıl borç miktarı konusunda herhangi bir hesaplama yapılmaksızın yalnızca faiz hesabı yapılmakla yetinildiği ve bu raporun mahkemece hükme esas alındığı belirtilmiş ise de; mahkemenin uyduğu Dairemiz 01.06.2015 tarihli ilk bozma ilamında asıl borç miktarı bozma kapsamında olmadığı gibi, taraflar arasında da tartışmalı değildir. İlk bozma ilamımızda davacının davalı kuruma başvurduğu tarihten itibaren faiz hesabı yapılarak bulunacak tesisat bedelinin yönetmelik gereği davacının dağıtım tarifesi bedelinden düşülmesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş; mahkemece bu hususta hesap yaptırılmasına rağmen 13.07.2017 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplama dikkate alınmaksızın 128.770,28 TL’nin 29.07.2010 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacının dağıtım tarife bedelinden düşülmesine karar verilmiştir.
O halde Mahkemece; 13.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacının davalı kuruma yaptığı başvuru tarihi ile dava tarihi olan 12.10.2010-11.10.2011 tarihleri arası hesaplanarak belirlenen faiz miktarı (19.597,73 TL) asıl borca eklenerek davacının dağıtım tarife bedelinden düşülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2. maddesinde “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Gerekçe-hüküm çelişkisi, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
Somut olayda mahkemece gerekçede “geçici kabulün yapıldığı tarih 29/07/2010 ayını takip eden aydan itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacının dağıtım tarife bedelinden düşülmesine” karar verildiği belirtilmiş iken hükümde “29/07/2010 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacının dağıtım tarife bedelinden düşülmesine” karar verilmiştir. Hükmün mahkeme kararının gerekçesine aykırılık teşkil etmesi hatalı olup, bu duruma göre gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması da bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki; mahkeme kararının açıklanan bu gerekçeler ile bozulması gerekirken zuhulen başka gerekçe ile bozulduğu yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteği kabul edilerek, Dairemizin önceki bozma kararı kaldırılmış, mahkeme kararı açıklanan bu yeni gerekçeyle bozulmuştur.” kararın bu şekilde düzeltilmesine karar vermiştir.
Mahkememizce yukarıdaki esas kaydedilen dosyada bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay bozma ilamı ve dosya kapsamı incelenmiş, mevcut deliller ve bozma ilamı öncesinde alınan bilirkişi raporu yeterli görüldüğünden yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Mahkememiz dosyasından yer alan 13/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin davalı şirkete başvuru tarihi olan 12/10/2010 tarihi ile dava tarihi arasında işlemiş faizin hesap edildiği, faiz tutarının 19.597,73-TL olduğu, asıl borç miktarı olan 128.770,28-TL’ nin de bozma kapsamında olmadığı ve kesinleştiği, davacı tarafın davalıdan 128.770,28-TL asıl alacak, 19.597,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 148.368,01-TL talepte bulunabileceği, bu bedelin ise 28/01/2014 tarih ve 28896 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Bağlantı Ve Sistem Kullanım Yönetmeliği 20 ve 21.maddeleri uyarınca davacının dağıtım tarifesi bedelinden düşülmesinin gerektiği, tesisat bedeline ilişkin bedele de davacı şirketin davalı tarafa ancak başvuru tarihi olan 12/10/2010 tarihinden itibariyle yasal faiz talep edebileceği anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememiz işbu kararı davala tarafça temyiz edilmiş, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 18/10/2021 2021/4495 esas, 2021/10215 karar sayılı kararı ile mahkemece 128.770,28 TL’nin 29/07/2010 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile tahsiline dair verilen hüküm sadece davalı vekilince temyiz edildiği ve hükmün davalı lehine bozulduğu, bozma sonrası ise mahkemece 128.770,28 TL asıl alacak, 19.597,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 148.368,01 TL’nin 12/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verildiği, mahkemece bozma kararı sonrası yapılan yargılama neticesinde davalının önceki hükme oranla daha aleyhine olacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmaması gerekçesiyle, mahkememiz hükmünün HUMK’nın 428. Maddesi gereğince davalı yararına bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından bozma sonrasında yapılan yargılamada bozma ilamı doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 128.770,28 TL’nin 12/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizliyle birlikte davacının dağıtım tarife bedelinden düşülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 8.796,30 TL karar harcından peşin alınan 1.912,25 TL’nin mahsubu ile geri kalan 6.884,05 TL bakiye harcın daha önce davalı tarafça temyiz öncesi yatırılmış olması nedeniyle Harçlar Kanunu 8.maddesi gereği mahsubuna,
3-Davacının yaptığı 1.933,55 TL İlk masraf, yargılama aşamasında yapılan toplam 3.774,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 3.276,18 TL ve 1.912,25 TL peşin harç ve 334,70 TL tamamlama harcının toplamı olan 5.523,13 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 16.183,18 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan 1.131,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 913,85 TL’sinin davalı üzerinde bırakılmasına, 217,15 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 9.200,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır