Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/182 E. 2022/748 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/182 Esas
KARAR NO:2022/748

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/03/2022
KARAR TARİHİ:18/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 20.04.2016 tarihinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca kuruluş tescilini yaptırdığını ve bu tescil işleminin 03.05.2016 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan olunduğunu, ticari faaliyetlerine başladığını, bir süre sonra ise dava konusu icra takibinden haberdar olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının takip talebi incelendiğinde; Müvekkili şirketinin unvan ve adresinin takip talebinde belirtili borçlu şirket ile aynı olmadığı sadece vergi numarasının uyuştuğu, yabancı para cinsinden başlatılan takipte ticari temerrüt faizi talep edildiğinin anlaşıldığını, devamında takip dayanağı olan bonoyu incelendiğinde ise bononun10.12.2015 tarihinde düzenlendiği, keşidecisinin …, vade tarihinin 20.01.2016 (-ki vade tarihinde tahrifat vardır.) ve bedelinin 50.000,00 USD olduğu, bononun ön yüzüne keşideci … tarafından çift imza atıldığı, bu imzaların birinin üzerine müvekkili şirketin kaşesinin vurulduğu (-ki kaşede adres ve unvan hatalıdır.) görüldüğünü, müvekkilinin şirket bakımından tamamen sahte şekilde düzenlenen bu bono nedeni ile derhal suç duyurusunda bulunduğunu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası ile şüpheli olarak bonoda lehtar olarak görünen … ve hamil …’nun ifadelerinin alındığını, hal böyle iken, davalı …’nun icra takibine devam ettiğini, müvekkili şirket adına kayıtlı taşınmazların satışını talep ettiğini,. İcra dosyasında taşınmazların kıymet takdiri yapılıp, ihale günü verildiğini, herhangi bir borcu olmayan müvekkilinin şirketin baskıları neticesinde, ihaleyi durdurmak için keşideci …, (… müvekkilim şirketin hissedarı değildir. Sadece kendisine kuruluştan sonra temsil yetkisi verilmiştir.) kendi adına kısmi ödeme yapmış ve davalı …’nun talebi ile ihale kararının kaldırıldığını, bononun düzenleme ve vade tarihinde henüz tüzel kişilik kazanmamış müvekkili şirketin borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, uyuşmazlık konusu bononun borçlusunun keşideci …’nın kendisi olduğunu bu şahsın kişisel borcundan ötürü müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı tarafın, icra takibine dayanak bonodan kaynaklı alacağı keşideci …’dan tahsil edemeyeceğini fark edince kötüniyetli şekilde, müvekkili şirketin sahte kaşesini yaptırarak (-ki kaşe üzerindeki bilgiler kontrol edildiğinde müvekkilim şirketin vergi numarası dışında unvan ve adres bilgilerinin gerçek ile uyuşmadığı açıktır.) müvekkilim şirket aleyhine icra takibine başlattığını. (Kaşenin sahte olduğu ve bono üzerine sonradan basıldığı hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılması talebimiz vardır.), İlgili bononun batıl olarak düzenlendiğini, bono birbirinden farklı 2 vade tarihi içerdiğini, ancak bonoda tahrifat yapan davalının, bu şekilde vade tarihlerini uyumlu hale getirmeye çalıştığını, tahrifatın yapıldığı kısımda bono borçlularına ait paraf bulunmadığını, İstanbul CBS … Soruşturma sayılı dosyası ile ifadesi alınan lehtar, takibe konu olan bonoyu kimseden almadığını, bu bonoyu kimseye vermediğini açıkça ikrar ettiğini, aynı şekilde takip alacaklısı olan davalı tarafta, gerçek alacağının 50.000,00 TL olduğunu iddia ederek, takip konusu edilen miktarın gerçeğe aykırılığını ikrar ettiğini, kaldı ki iş bu icra dosyasında davalı tarafın alacağı olduğunu belirttiği rakamın çok üstünde tahsilat yapıldığını, asla kabul etmemekle birlikte bir an için davalı tarafın alacaklı olduğu farz edilse dahi, alacağını fazlası ile tahsil ettiği aşikar olup, kalan dosya borcu nedeni ile alacaklı olmadığının tespiti gerekeceğini takip talebinde talep edilen faiz oranının da açıkça usul ve hukuka aykırı olduğunu, iş bu davanın menfi tespit davası olduğu ve arabuluculuk zorunluluğu bulunmadığını, müvekkili şirket aleyhine açılan icra takibinin açıkça usul ve yasaya aykırı olup iş bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek, Öncelikle tedbir talebinin kabul edilerek, yargılama sonuna kadar icra dosyasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile, müvekkili şirketin …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNi, •Haksız ve kötüniyetli takip yapan davalı alacaklı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraftan tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebine karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Menfi tespit davaları yönünden İİK’da öngörülmüş bir zamanaşımı süresi bulunmadığını, bu nedenle menfi tespit davalarının mahiyetine göre menfi tespiti istenen hukuki konuya uygulanan zamanaşımı süresinin geçerli olacağının kabul edildiğini, huzurdaki davada bir senet alacağının menfi tespiti talep edildiğini, senet alacağına ilişkin zamanaşımı hükmü TTK’nun 749. maddesinde düzenlendiğini, bu maddeye göre: Madde 749: “Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” şeklinde olduğunu, bu minvalde senet hamilinin keşideciye karşı ileri sürülebilecek talepler yönünden 3 yıllık zamanaşımı süresi bulunduğunu, huzurdaki davada da keşidecinin senet hamiline karşı açtığı dava olduğu gözetilecek olursa 3 yıllık zamanaşımı süresinin menfi tespit davası yönünden de kabulü gerekeceğini, zamanaşımı süresi başlangıcının ister vade tarihi olarak alınsın ister Davacının açılan icra takibinden haberdar olduğu tarih olarak alınsın, açılan davanın 3 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığının anlaşıldığını, bu nedenle davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının senet üzerindeki sahtelik iddialarının daha önce savcılık şikayetine konu edildiğini, savcılıkça kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davaya konu senetin incelenmesinde davacı Şirket’in Yönetim Kurulu Başkanı olan … tarafından hem şahsi hem şirket kaşesi üzerine imza atıldığının görüldüğünü, şirket kaşesi üzerine yetkili organ tarafından atılan imzanın şirket adına hukuki sonuç doğuracağını, şirket kaşesinin başkaları tarafından yaptırıldığı iddiasının tamamen soyut, farazi bir iddia olduğunu, senet üzerinde imzası olan cirantanın …’in imza kontrolü Savcılık nezdinde yapıldığını ve imzanın kendisine ait olduğunun gerçeklik kazandığını, o nedenle … tarafından Savcılık nezdinde verilen söz konusu senedi hiç bir suretle kullanmadığı, kimseden almadığı, kimseye vermediği beyanın yalan beyan olduğunun anlaşılacağını, davacının açılmış icra takibine karşı icra hukuk mahkemesinde itiraz davası açtığını ve davanın reddedildiğini, İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesinde itiraz davasının şuan istinaf aşamasında olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekili tarafından, yargılama sonuna kadar davaya konu icra dosyasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş, mahkememizce değerlendirilen tedbir talebi İİK m.72/3 gereği reddedilmiştir.
Davaya konu takip dosyası ve soruşturma dosyasından birer suret dosyamız içine alınmıştır.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının takip talebi incelendiğinde; borçlu şirketin unvan ve adresinin … NAK. İNŞ. SAN. A.Ş. (… Vergi No: … ) – … MAH. … CAD. … PAZARI 5. BLOK NO :14 … … olduğu, davacı şirketin takip talebinde belirtili borçlu şirket ile aynı olmadığı sadece vergi numarasının uyuştuğu, takip dayanağı olan bononun incelenmesinde bononun 10.12.2015 tarihinde düzenlendiği, keşidecisinin …, vadenin 20.01.2016 ve bedelinin 50.000,00 USD olduğu, bononun ön yüzüne keşideci … tarafından çift imza atıldığı, bu imzaların birinin üzerinde şirket kaşesi bulunduğu kaşede yer alan şirket isminin … NAK. İNŞ. SAN. A.Ş. (… Vergi No: … ) – … MAH. … CAD. … PAZARI 5. BLOK NO :14 … … olduğu görülmüştür.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davacı şirketin tescil tarihi ve şirket bilgileri istenilmiş olup, ticaret sicil müdürlüğünce verilen cevabi yazıda, müdürlüğün 47890 numarasında kayıtlı …’nin kaydının tespit edildiği, şirketin 20/04/2016 tarihinde kurulduğu ve kaydının faal olarak devam ettiği bildirilmiştir.
Dava ve takip konusu olan bonoda keşideci olduğu beyan edilen şirketin kaşesine göre ünvanının … NAK. İNŞ. SAN. A.Ş. olup, … Ticaret Sicil Müdürlügü’ne yazılan müzekkere cevaplarına göre bu ad altında bir şirket bulunmadığı, mahkememiz davacısı olup, icra takibinde kendisine yapılan tebligat uyarınca işbu davayı açmış olan …’nin kaydının bulunduğu, şirket ünvanlarının farklı olduğu, ayrıca davacı … Makina…AŞ’nin 20/04/2016 tarihinde kurulduğu, ancak dava ve takip konusu bononun düzenlenme tarihinin 10/12/2015 olduğu görülmüş olmakla, hem bonodaki şirket ünvanına göre böyle bir şirket olmaması, hem de davacı şirketin bono düzenlenme tarihinden sonra kurulup sicile tescil edilmiş olması karşısında davacı şirketin dava ve takip konusu bonodan dolayı sorumlu tutulamayacağı kanaati ile, menfi tespite yönelik iş bu davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davacının ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin koşullar oluşmadığından reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 62.072,69 TL karar harcından peşin alınan 15.518,18 TL’nin mahsubu ile geri kalan 46.554,51 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 15.610,38 ilk masraf, 120,00 TL posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 15.730,38 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 62.484,56 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/07/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza