Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/176 E. 2023/331 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/176 Esas
KARAR NO :2023/331

DAVA:Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/03/2022
KARAR TARİHİ:17/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, üç ortaklı … A.Ş’nin %41,5 ortağı olduğunu, şirketin diğer ortaklarının ise %41,5 pay sahibi … ile %17 pay sahibi … olduğunu, müvekkilinin şirketin tescil edildiği 08/02/2018 tarihinde yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, ancak 13/04/2020 tarihinde müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğini, Diğer ortaklar … ile …’in yönetim kurulu üyeliğinin halen devam ettiğini, davalı şirketin 2020 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 22/06/2021 tarihinde gerçekleştirilmiş olup, TTK madde 420 uyarınca, finansal tabloların ve buna bağlı konuların müzakeresi için erteleme talepleri üzerine, 26/07/2021 tarihine ertelendiğini, ertelenen ilk toplantının yapıldığı gün her ne kadar faaliyet raporu ve bilanço sunulmuş ise de, müvekkilinin, 2020 yılına ait şirket hesapları üzerinde denetime elverişli inceleme yapabilmesi için 2020 yılına ait kebir, yevmiye ve envanter defterlerinin basılı yahut da dijital ortamda incelemeye sunulması için kendisine randevu verilmesini gerek Noter kanalı ile gerekse de e-posta ve whatsapp sosyal medya aracılığı ile Yönetim Kurulu üyelerinden talep etmişse de kendisine hiçbir şekilde dönüş yapılmadığını, müvekkilin bilgi alma ve inceleme hakkı da usul ve yasaya aykırı olarak engellendiğini, 26/07/2021 tarihinde şirket merkezinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında gündem konuları görüşülerek; (3) nolu karar ile şirketin 2020 yılına ait Yönetim Kurulu faaliyet raporunun kabul edilmesine, (4) nolu karar ile şirketin 2020 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarının tasdik edilmesine, (6) nolu karar ile şirket karının şirket içerisinde bırakılmasına ve (7) nolu karar ile şirket yönetim kurulu üyelerine 20.000,00 TL huzur hakkı/ücret ödenmesine diğer iki ortağın kabulü ile (%58,5 payın kabulü ile) karar verildiğini, taraflarınca yukarıda bahsi geçen (3), (4), (6) ve (7) no’lu genel kurul kararlarının iptali için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açılmış olup, söz konusu davanın halen derdest olduğunu, 26/07/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan (5) nolu karar ile şirket yönetim kurulu üyeleri … ile … ibrasında müvekkili tarafından olumsuz oy kullanıldığını, bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 359. maddesi uyarınca, seçilen veya atanmış olan yönetim kurulu üyelerinin “kanundan veya esas sözleşmeden” kaynaklanan anonim ortaklığı ve pay sahiplerini koruyan yükümlülükleri bulunmakta olup, yönetim kurulu üyelerinin bu yükümlülüklerinin ihlali sorumluluklarını doğurduğunu, TTK’nın 365. maddesinde de düzenlendiği üzere anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetildiği ve temsil olunduğunu, diğer bir deyişle Yönetim Kurulunun, anonim şirketlerin yürütme ve temsil organı olduğunu, yönetim kurulunun ortaklık bakımından hayati öneme sahip görev ve yetkilerle donatıldığını, yönetim kurulu üyeleri ortaklığın menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözetmeli, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özen ve titizliği ile yerine getirmesi gerektiğini, bundan dolayı anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yetkileri kullanırken ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına verdiği zararı tazmin etmekle yükümlü olduklarını belirterek davanın kabulüne, davalı yönetim kurulu üyeleri tarafından doğrudan şirkete dolaylı olarak da pay sahibi müvekkili zarara uğratan eylemleri sebebiyle tazminat miktarının HMK md. 107 kapsamında halihazırda belirsiz olması nedeniyle, mahkemece tespit edilecek gerçek zarara tamamlanmak üzere maddi tazminat olarak şimdilik 30.000,00 TL’nin haksız işlem tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava dilekçesinde yer alan tüm iddialarının temelinde bilgi edinme hakkının ihlali iddiası yer almakta olduğunu, ancak davacı yanın dava dışı şirkete bilgi alma hakkının kullandırılmadığı gerekçesi ile dava ikame etmiş olup davasının reddedildiği ve kesinleştiğini, davacının dava sebeplerinden bir kısmının genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü davasının konusu olup, işbu davada incelenmesinin kabil olmadığını, bu sebeple davadan ayrılması gerektiğini, davacının dava dilekçesinin HMK’nın 194. maddesi kapsamında olmayı açıklattırılması gerektiğini, davacının kötü niyetli olarak muhtelif davalar ikame etmekte olduğunu, işbu davalarda da bir kısım bilgi ve belgeler talep ettiği, davacı tarafın talep ettiği bir kısım bilgi ve belgelerin TTK’nın 437. maddesinde tanzim edilen bilgi alma ve inceleme hakkının sınırlarını aştığını, davacının işbu bilgileri tamamen haksız menfaat elde etmek için talep ettiğini belirterek davacı yanın hukuki dayanaktan yoksun davasının usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davacının haksız ve mesnetsiz davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, şirket yönetici sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının dava dışı … A.Ş.’nin yöneticisi olan davalıların, dava dilekçesinde belirtilen iddialar kapsamında, şirketi zarara uğratan iş ve işlemleri olup olmadığı, var ise bundan dolayı şirketin veya davacının zarara uğrayıp uğramadığı, şirkete ödenmesi gereken zarar tazmin miktarı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizin 19/10/2022 tarihli ara kararı ile Dosyanın bilirkişiler …’dan oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilerek; Tarafların iddia ve itirazları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, dava dışı … A.Ş.’nin yöneticisi olan davalıların, dava dilekçesinde belirtilen iddialar kapsamında, şirketi zarara uğratan iş ve işlemleri olup olmadığı, var ise bundan dolayı şirketin veya davacının zarara uğrayıp uğramadığı, şirkete ödenmesi gereken zarar tazmin miktarı olup olmadığının belirlenmesi için dava dışı … A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Hukuki tavsifi ve nihai takdiri mahkemeye ait olmak üzere, mail incelemede “şirketin mali tablolarının gerçeği yansıtmadığı yönünde şüphe oluşmuş olsa da şirketin kuruluş tarihinin Şubat 2018 olduğunu dikkate aldığımızda, kuruluş yılı olan 2018 sonuçları ile 2019 ve 2020 yıllarını mukayese ederek yaptığımız analizin kesin bir yargı oluşturmayacağı” kanaatinin hasıl olduğu, dolayısıyla davalı taraflar bakımından bu gerekçeyle bir sorumluluk sebebinin oluşmadığı, ancak davalı tarafların mahkeme kararıyla iade borcu altında oldukları tutarları (huzur hakkı iadesi) faiz tahakkuk ettirmeden iade ettikleri, bunun ise yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı … için 12.999,00 TL diğer davalı … içinse 14.215,00 TL tutarında sorumluluk sebebi olabileceği şeklinde değerlendirmelerini bildirmişlerdir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre, şirket yönetici sorumluluk davası olan işbu davada şirketin yönetimine katılmamış olan davacının şirketin ne tutarda bir zarara uğradığını tam olarak bilmesi mümkün olmadığından, iddia olunan zararı yaklaşık ispat kurallarına göre ispatlayabilmesi gerekli olup, davacı taraf başka davalarda bilgi edinme için başvurduğunu ve fakat kendisine bilgi verilmediğini iddia ettiği görülmüştür.
Davalı taraflar da davacının dava dışı şirketle rekabet eden bir başka şirketin pay sahibi olduğunu ifade ederek, bilgi vermekten haklı olarak kaçındıkları yönünde beyanlarda bulunmuşlardır. Bilgi vermekten kaçınma konusunda genel kabul gören sınır, şirket sırrı bağlamında şirket menfaatidir. emiştir. Somut olayda pay sahibinin şirket ile rekabet eden bir başka işletmenin ortağı olması da bu anlamda şirket menfaatinin zarar görme riskini doğuracak bir kaçınma gerekçesidir. yine, davacının bilgi alma konulu dava başka bir mahkeme taçafından kesin olarak reddolunmuştur. Ayrıca davacı tarafın genel kurulda özel denetçi atanması talebinde bulunduğu ve talebin genel kurulca reddolunduğu görülmekte ise de, bu karara karşı hukuki yolların ayrıca tüketilmesi gerekmektedir.
Bilirkişilerce yapılan mali incelemede şirketin mali tablolarının gerçeği yansıtmadığı yönünde şüphe oluşmuş olsa da şirketin kuruluş tarihinin Şubat 2018 olduğunu dikkate alındığında, kuruluş yılı olan 2018 sonuçları ile 2019 ve 2020 yıllarını mukayese ederek yapılan analizin kesin bir yargı oluşturmayacağı kanaati ortaya konulmuştur.
… ATM”nin … esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda huzur hakkına ilişkin genel kurul kararına dair verilmiş olan iptal kararı çerçevesinde ilgili tutarların şirkete iade edildiği, ancak bunlara faiz tahakkuk ettirilmediği tespit edilmiş olup, bu tutarları iade borcu altında olan yönetim kurulu üyelerinin mezkür tutarları iade ederken faiz tahakkuk ettirilmesi gerektiğinden, anılan tutarlar şirkette kalsaydı elde edilebilecek olan gelir, şirketin uğramış olduğu zarar olarak kabul edilmesi gerektiğinden, bilirkişi raporu mali inceleme kısmında detaylı hesabı yapılmış olan faiz hesabı uyarınca davalı … için 12.999,00 TL, diğer davalı … için 14.215,00 TL tutarında sorumluluk miktarlarının şirket zararı olarak davalılardan tahsili ile dava dışı şirkete ödenmesine karar verilmiştir. HÜKÜM : yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
Davalı … yönünden; 14.215,00 TL’nin bu davalıdan alınarak dava dışı … AŞ’ye ödenmesine,
Davalı … yönünden; 12.999,00 TL’nin bu davalıdan alınarak dava dışı … AŞ’ye ödenmesine,
2-Fazla talebin reddine,
3-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 1.858,98 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 512,33 TL harcın mahsubu ile kalan 1.346,65 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye aktarılmasına,
4-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 167,75 TL, bilirkişi ücreti 5.000,00 TL olmak üzere toplam 5.167,75 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 91,04) 4.703,16 TL yargılama gideri ve 512,33 TL peşin harç olmak üzere toplam 5.215,49 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.786,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,

Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/04/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza