Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/128 E. 2023/164 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/128 Esas
KARAR NO:2023/164

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/02/2022
KARAR TARİHİ:27/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, davalı şirkete yapılan ticari satışlara karşılık; e-faturalar düzenlendiği ve söz konusu e-faturaların elektronik ortamda davalı şirkete tebliğ edildiğini, ayrıntıları faturalarda yer alan satış konusu malların tamamının sevk irsaliyeleri ile imza karşılığında davalı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin söz konusu faturalardan ve cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödemesi amacıyla, müvekkili şirket tarafından 23.12.2021 tarihinde, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak … 9. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek davalı şirkete gönderildiğini, ihtarnamenin 27.12.2021 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirket tarafından bugüne kadar söz konusu faturalara, ihtarnameye ve sevk irsaliyelerine itiraz edilmediğini, ayrıca davalı şirket tarafından bugüne kadar satış konusu mallar yönünden herhangi bir iade faturası da düzenlenmediğini, davalı şirketin faturalardan ve cari hesaptan kaynaklanan borcunu gönderilen ihtarnameye rağmen ödememesi üzerine; müvekkili şirket tarafından, davalı şirket aleyhinde …. İcra Müdürlüğü’ nün… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı şirketin borca itirazının tamamen hukuki mesnetten yoksun olup; davalı şirket, müvekkil şirkete olan borcunu ödememek veya ödemeyi geciktirmek amacıyla borca itiraz ettiğini belirterek davanın kabulüne, takibin devamına, davalı şirketin alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz etmiş olduğundan, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, Türkiye’nin ilk yapı marketi olarak uzun süredir perakende sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının, müvekkil şirketin mağazalarında ve sanal mağazasında satılmak üzere ürün tedarik ettiği firmalarından biri olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelerden 23.11.2017 ve 20.04.2020 tarihli olanlar olduğunu, daha sonra taraflar 27.05.2020 tarihli protokol ile 01.06.2020-31.12.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sözleşmenin ödeme vadesini değiştirmiş ve ay içinde satılan ürünlerle ilgili o ayın son günü vade başlangıcı olarak kabul edileceği ve satılan ürünlerin bedelinin 30 (otuz) gün sonra ödeneceği hususunda anlaştıklarını, aynı koşul 2021 yılı içinde de devam edeceğine dair mail 19.02.2021 tarihli e-mailde ekte olduğunu, davacı, …. İcra Dairesinin 2021/544 esas sayılı dosyası ile 3.539.955,70 TL alacağından bahisle icra takibine geçerek, davalı müvekkil şirkete ödeme emri gönderdiğini, müvekkili şirketin, tebligat tarihinde taraflar arasındaki sözleşmeye göre, tahakkuk etmiş borcu bulunmadığından borca itiraz edildiğini, taraf defterleri incelendiğinde bu durumun net olarak ortaya çıkacağını, davacının bu kez de, itirazın kaldırılması için Mahkemenize başvurduğunu, yukarıda yazılı nedenlerle müvekkili şirketin kendilerine borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; taraflar arasındaki 27/05/2020 tarihli protokol ile 01/06/2020-31/12/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sözleşmenin ödeme vadesini değiştirmiş olup olmadıkları ve ay içinde satılan ürünlerle ilgili o ayın son günü vade başlangıcı olarak kabul edilip, satılan ürünlerin bedelinin 30 (otuz) gün sonra ödeneceği hususunda anlaşmış olup olmadıkları, taraflar arasındaki mutakabat mektuplarının geçerli olup olmadığı, dava konusu icra takibinde talep edilen asıl alacak ve işlemiş faiz taleplerinin yerinde olup olmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizin 18/04/2022 tarihli celse ara kararı ile Dosyanın mali bilirkişiler Türkan Özdemir, Hüdai Bal ve Cengiz Çendeoğlu’ndan oluşan heyete tevdii edilerek; taraflar arasındaki 27/05/2020 tarihli protokol ile 01/06/2020-31/12/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sözleşmenin ödeme vadesini değiştirmiş olup olmadıkları ve ay içinde satılan ürünlerle ilgili o ayın son günü vade başlangıcı olarak kabul edilip, satılan ürünlerin bedelinin 30 (otuz) gün sonra ödeneceği hususunda anlaşmış olup olmadıkları, taraflar arasındaki mutakabat mektuplarının geçerli olup olmadığı, dava konusu icra takibinde talep edilen asıl alacak ve işlemiş faiz taleplerinin yerinde olup olmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesi için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Davacı defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, Faturalarla ilgili Mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı, Açılış ve kapanış kayıtlarının Kanun öngördüğü süreler içinde yapıldığı, Davalı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğu,
Taraflar arasındaki 27.05.2020 tarihli protokol ile “01.06.2020 – 31.12.2020” tarihleri arasında geçerli olmak üzere “Bu protokol 31.12.2020 tarihine kadar geçerlidir” ibaresinden de anlaşılacağı üzere sadece 01.06.2020 – 31.12.2020 tarihleri arasında kalmak üzere sözleşme ödeme vadesini değiştirmiş olup, Sayın Mahkemenin talep ettiği 01.01.2021 – 31.12.2021 tarihleri arasında taraflar arasında protokolden kaynaklı vade değişikliği olmadığı,
Taraflar arasındaki 27.05.2020 tarihli protokol ile “01.06.2020 – 31.12.2020” tarihleri arasında geçerli olmak üzere “…ay içinde satılan ürünlerle ilgili o ayın son günü vade başlangıcı olarak Kabul edilip satılan ürünlerin bedelinin 30 gün sonra ödeneceği hususunda” sadece 01.06.2020 -31.12.2020 tarih aralığı için anlaşmış oldukları, 01.01.2021 tarihinden sonraki süreç için bu protokol hükümlerinin uygulanamayacağı,
Dava dosyasında yer alan fotokopilere istinaden Mutabakat mektubundan anlaşılan belli bir tarih itibari ile taraflar arasındaki hesap MUTABAKATI olup ÖDEME Mutabakatı olmayacağıdır. Taraflar arasındaki mutabakat mektuplarının Hesap bakiyesi belirlemek adına geçerli olup, Davacı Alacağının Ödemesi konusunda Mutabakat olmadığı, Alacağın ödenmesi konusunda ayrı bir Mutabakat yapılması gerektiği,
Taraflar arasında geçerli olan 23.11.2017 tarihli sözleşme kapsamından Davalının iade edebileceği “kısmi ürünler” var olduğu, Davacı tarafından Davalı tarafa teslim edilen ürünlerin 2021 yılındaki faturalama ve teslim periyoduna göre davalı tarafından iade edebilecek ürün miktar ve tutarının küçükte olsa var olabileceği, davalı tarafından bu dava özelinde “İade konusu” ile ilgili dava dosyasına herhangi bir bilgi ya da itiraz paylaşılmadığı,
Taraflar arasında ticari ilişki neticesinde Sözleşmeden kaynaklı vade, iade ürünler için “Takip tarihi / Dava tarihi ve rapor tarihi” esas alındığında ve dava dosyasına rapor tarihine kadar Davalı tarafında dava dosyasına sunmuş “İade ürün” ile ilgili bilgi olmadığından Davacının Takip tarihi itibari ile 3.529.946,13 TL Davalı yandan Alacaklı olduğu, şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 14/11/2022 tarihli celse ara kararı uyarınca “Davalı vekiline davalı şirketin 2018,2019,2020,2021,2022 yılları ticari defterler açılış ve kapanış noter tasdik bilgileri, e-deftere tabi ise yevmiye defteri ilk ve son beratı, defteri kebir ilk beratı, envanter defteri noter tasdik bilgileri, davacı şirket ile olan 2018,2019,2020,2021,2022 yıllarına kapsayan dava konusu cari hesap kayıtları, cari hesapta yer alan kayıtların dayanağı belgelerin (fatura, ödeme belgesi, dekont) imzalı, kaşeli suretleri ve yevmiye kayıt suretlerinin inceleme günü olan 16/12/2022 günü saat 14:00’da mahkememiz duruşma salonunda hazır edilmesi hususunda HMK 222 madde uyarınca ihtarına, belirlenen inceleme gününde istenilen defter ve belgelerin sunulmaması halinde mevcut dosya kapsamına göre yargılamaya devam olunacağının ihtarına,” şeklinde karar verildiği ve davalı vekiline muhtıranın tebliğ edildiği, ancak davalı vekili tarafından inceleme gün ve saatinde herhangi bir kayıt sunmadığı görülmüştür.
Yargıtay 15. H.D. 2016/3858 esas, 2017/2944 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere “Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.”
Anılan Yargıtay ilamı ve davalı tarafın ihtara rağmen defterlerini sunmaması ve davacı tarafın usule uygun olarak tutulmuş olup bilirkişi incelemesine tabi tutulmuş defterleri uyarınca mahkememizce değerlendirme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında mal alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafın davalı tarafa mal sattığı ve faturalar düzenlendiği, ancak davalı tarafça fatura bedellerinin ödenmediği, bunun üzerine …. İcra Dairesi’nin… esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalı taraf her ne kadar icra takibine itirazda ve cevap dilekçesinde borçlu olmadığını ve protokol ile sözleşmenin ödeme vadesinin değiştiğini ileri sürerek sair itirazlarda bulunmuş ise de, taraflar arasındaki 27.05.2020 tarihli protokol ile “01.06.2020 – 31.12.2020” tarihleri arasında geçerli olmak üzere “Bu protokol 31.12.2020 tarihine kadar geçerlidir” ibaresinden de anlaşılacağı üzere sadece 01.06.2020 – 31.12.2020 tarihleri arasında kalmak üzere sözleşme ödeme vadesini değiştirmiş olup, 01.01.2021 – 31.12.2021 tarihleri arasında taraflar arasında protokolden kaynaklı vade değişikliği olmadığı, “…ay içinde satılan ürünlerle ilgili o ayın son günü vade başlangıcı olarak Kabul edilip satılan ürünlerin bedelinin 30 gün sonra ödeneceği hususunda” sadece 01.06.2020 -31.12.2020 tarih aralığı için anlaşmış oldukları, 01.01.2021 tarihinden sonraki süreç için bu protokol hükümlerinin uygulanamayacağı kanaatine varılmış olup, yapılan bilirkişi incelemesinde davalının borçlu olduğu miktarların belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalıların mahkememizce benimsenen raporda yapılan hesaplama miktarı kadar itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin devamı ile itirazın raporda belirlenen miktarlar üzerinden iptaline karar verilmiştir.
3.529.946,13 TL için icra dosyasında da yer alan ihtarnamede verilen süreye ve takip tarihine göre 01/01/2022 ile 07/01/2022 tarihleri arası için Toplam Faiz mahkememizce resen hesaplanmış olup;
Başlama Tarihi Bitiş Tarihi Gün Sayısı Oran (%) Tutar
01.01.2022 07.01.2022 6 16,75 9.719,44 TL tutarındaki faizi icra takibinde talep edilebilecek faiz miktarı olduğu kabul edilmiş ve fazla talep edilen faiz miktarı yönünden red kararı verilmiştir.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davalı, mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının …. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 3.529.946,13 TL asıl alacak, 9.719,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.539.665,57 TL üzerinden takipteki aynı koşullar ile devamına,
2-Belirlenen toplam alacak miktarlarına göre % 20 oranındaki 707.933,11 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin 290,13 TL’lik talebin reddine,
3-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 241.794,55 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 42.753,82 TL harcın mahsubu ile kalan 199.040,73 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye aktarılmasına,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL’NİN DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA
5-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 275,50 TL, bilirkişi ücreti 5.000,00 TL olmak üzere toplam 5.275,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 99,71) 5.260,20 TL yargılama gideri ve 42.753,82 TL peşin harç olmak üzere toplam 48.014,02 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 256.898,38 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 290,13 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
8-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/02/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza