Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1021 E. 2023/346 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1021 Esas
KARAR NO : 2023/346
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 21/12/2022
KARAR TARİHİ : 25/04/2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … davalı kurum ile yaptığı abonelik sözleşmesi neticesi adına kayıtlı olan … Hizmet No’lu tesisatla uzun süredir büfe işletmek amacıyla enerji kullandığını, müvekkilin bu güne kadar faturalarını düzenli olarak ödediğini ve davalı kurum ile her hangi bir sorun yaşamadığını, müvekkil şirkete gelen davalı kurum çalışanları müvekkilin tesisatında kaçak kullanım olduğu gerekçesiyle müvekkile 142.509,55-TL ve 55.827,74-TL’lik kaçak elektrik faturası yazdığını ve hiçbir fatura da tarafına tebliğ edilmeden müvekkilin enerjisini kestiğini, şirketin çalışamaz durumda olduğunu, günlük sekiz saat çalışan iş yerini yönetmelik dışına çıkarak 21 saat çalışıyor gibi hesaplama yaptığını, son okuma tarihinden itibaren 23 günlük süre geçmesine rağmen yine yönetmelik dışına çıkarak 365 gün geriye gittiğini, 0.6 kullanım faktörü çarpan olarak alınmadan hesaplama yaptığını, tüm bu nedenlerle alacağa dayalı olarak yapılacak elektrik kesme işleminin 142.509,55 TL’ye ve 55.827,74 TL’lik kaçak elektrik faturaları nedeniyle açılacak menfi tespit davacı sonuçlanıncaya kadar durdurulması yönünde karar verilmesine, 08/09/2022 son ödeme tarihli 142.509,55 TL ve 55.827,74 TL’lik faturalar nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davalı kuruma yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacak haksız fiilden kaynaklandığından görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, tüketim noktasına ait tesisat mahallinde müvekkil kurum saha ekipleri tarafından 29.08.2022 tarihinde yapılan kontrollerde Perakende Satış Sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken ayrı bir hat çekmek suretiyle, sayaçtan geçirilmeksizin enerji kullanımında bulunulduğunun tespit edildiği, tüm bu nedenlerle mahkemenin görevsizliğine, arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine, eksik harç verilen süreye rağmen tamamlanmadığından davanın usulden reddine, işbu talebinde uygun görülmezse davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, Menfi Tespit davasıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı ticari davalardır. Ticari davalar ise 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılmıştır. Maddenin 1. fıkrasında “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri..” ifadesi ile her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususlardan doğan davalar nispi ticari davalar olduğu belirtilmiştir. Davanın nispi ticari dava olması için, her iki tarafın tacir olması ve davanın konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerekmektedir.
Asıl olan bir davanın genel mahkemelerde görülmesidir. Yani bir özel mahkemede bakılacağına dair özel bir kanun hükmü bulunmayan her dava genel mahkemelerde görülür. Özel mahkemeler istisnai niteliktedir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2.maddesinde, kanun’un kapsamı “bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevabının incelenmesinde davacının kazancının Bakanlar Kurulu’nun belirlediği sınırın altında kaldığı, Ticaret Sicil’den gelen müzekkere cevabının incelenmesinde gerçek kişi ticari
işletme kaydı, ortağı olduğu kollektif, komandit ve limited şirket kaydı
bulunamadığı gibi tek pay sahibi olduğu anonim şirket kaydı da bulunamadığı, … ‘nden gelen müzekkere cevabının incelenmesinde davacının herhangi bir kaydının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmakla, her ne kadar davalı taraf tacir ise de davacının tacir olmadığı, dava konusu yer iş yeri olsa da ticari işletme niteliğinde olmadığı, bu kapsamda davacının 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici de olmadığı, bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından ve davanın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak düzenlendiği üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK.nun 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin usulen başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, süresi içinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
3-Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının Mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır