Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1018 E. 2022/1080 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1018 Esas
KARAR NO : 2022/1080

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2022
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin İstanbul İli, Çatalca İlçesi, Hadımköy Beldesi, … Mh. … Cd. Aynalı Çeşme Mevkii, Parsel No:.. Ada No:.. adresindeki taşınmazın müşterek malikleri olduklarını ve bu mülkiyet haklarının çerçevesinde ilgili taşınmazı dava dışı. …Ltd. Şti.’ ne (…) kiraladıklarını, ve müvekkilleri ile dava dışı … arasında yapılan beş yıllık ilk kira sözleşmesi yapıldığını ve başlangıç tarihinin 01.06.2008 olduğunu, sözleşmenin beş yıllık kira süresinin sonunda aynı şartlar ile üç yıl daha uzatıldığını, üç yılın sonunda davacılar ile dava dışı … arasında 01.06.2016 tarihinde yeni bir kira sözleşmesi imzalandığını, dava dışı kiracı …, 2019 yılının Ağustos ayında söz konusu kiralanan taşınmazda oluşan su baskını nedeniyle davalı sigorta şirketine (… Sigorta) başvurduğunu ve oluşan hasarın sigorta kapsamında karşılanmasını talep ettiğini, davalı …Sigorta A.Ş.’ nin halefiyet iddiasında bulunduğu su basma hadisesinin, bu ikinci kira dönemi içinde gerçekleştiği davalı… Sigorta A.Ş. tarafından 09.10.2019 tarihinde… Ltd. Şti.’den ekspertiz raporu alındığını, raporda, “fabrika deposundan geçen su tesisatının patlaması nedeniyle depo içindeki ürünlerin ıslanarak pert olduğu, depo altındaki katta bulunan 2 adet üretim makinesinin suya maruz kaldığı tespit edilmiştir. Ayrıca 2 adet yazıcı, 3 adet bilgisayarın suya maruz kaldığı, dekorasyon hasarı gerçekleştiği tespit edilmiştir.” şeklinde tespitte bulunulduğunu, bu ekspertiz raporunu gerekçe gösteren davalı… Sigorta’ nın, 37,708.06 TL’ lik hasar tazminatını 15.10.2019 tarihinde dava dışı …’a ödediğinin iddia edildiğini, bunun üzerine davalı … Sigorta, davacı müvekkiller hakkında 26.11.2020 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…E. sayılı dosyası marifetiyle icra takibi başlatıldığını, davacıların 07.07.2022 tarihinde cebri icra tehdidi altında, hacizleri hızlıca kaldırabilmek için ihtirazi kayıtla icra dosyasına ödeme yaptıklarını, bahse konu icra takibinde belirtilen alacağın varlığı hiçbir şekilde temellendirilemediğini, hukuki dayanaktan bahsedilemeyeceğini belirterek taleplerinin kabulü İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı takibi dolayısıyla davacıların davalı… Sigorta A.Ş.’ ye herhangi bir borcu olmadığının tespit edilerek, ihtirazi kayıtla icra dosyasına ödenmiş olan 57.100 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya geri ödenmesini, icra dosyasına ödemenin yapıldığı tarih olan 08.07.2022’den itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME :
Dava, davacıya ait taşınmazda meydana gelen dahili su basması nedeniyle, sigortalısına ödeme yapan davalı işyeri sigortacısının ödediği ve daha sonra zarardan sorumlu olduğu iddiası ile yapı maliki davacıdan rücuen tahsil ettiği bedelin istirdatı ve borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi, sigortalısı olan dava dışı 3. kişiye ödeme yapmış, ödediği bedeli de sigortalısının halefi olarak davacıdan rücuen tahsil etmiştir. Davalı sigortacının halefi olduğu sigortalı ise, davacının kiracısıdır. Bu itibarla, davalının halefiyet gereği davacıdan tahsil ettiği bedelin istirdatı istendiğine göre; görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davacı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03.07.1944 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
YARGITAY 17. Hukuk Dairesi,ESAS NO : 2014/24047 KARAR NO : 2017/6044
29/05/2017 tarihli ilamı uyarınca ve bu ilamdaki hususlar dikkate alındığında
6100 sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. (1086 Sayılı HUMK’nun 8/II-1 maddesinde de “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği” şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti).
Somut olayda; davalı sigorta şirketinin, sigortalısının halefi olarak davacıdan rücuen tahsil ettiği bedelin istirdatı istemiyle açılan davada, dava dışı sigorta ettiren ile davacı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesidir. Davada sorumluluğun tespitinde kira sözleşmesi hükümleri de değerlendirilecektir.
O halde; mahkememizce, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevine girdiği dikkate alınarak, HMK’nun 114/1-c. maddesine göre görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul SULH Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK. 20. Maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ve başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
5-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 21/12/2022

Katip
e-imza

Hakim
e-imza