Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/741 E. 2021/717 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/741 Esas
KARAR NO:2021/717

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:22/12/2015
KARAR TARİHİ:03/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …’a ait … plakalı … … marka aracın, davalı … şirketi nezdinde … numaralı kasko poliçesi kapsamında sigorta edildiğini, müvekkili eşi …’ın 28.06.2014 günü saat 01:45 civarında aracında seyir halinde iken yolun eğimi ve rögar kaynaklarının bulunduğu bölgede yağmur sularının eğimi doldurması ve suyun derinliğini kestirmesinin mümkün olmaması sebebiyle aracın suyun içine gömüldüğünü, sürücü …’ın araç sigortalı değilmişcesine döşemelerin zarar görmemesi ve araç içine suyun girmesini önleyebilmek için çevredekilerin de yardımıyla aracı sudan kurtararak olay yerinin 5 metre ilerisine park ettiğini, saat geç olması sebebiyle aracın kapılarını kilitleyerek eve gittiğini, olay yerine polis arkadaşı…’ü çağırdığını, müvekkili ile eşi olayın sabahı 29.06.2014 günü aracın bulunduğu yere gittiğini, suların çekilmesi üzerine rögar kapaklarının caddede boydan boya olduğunu, yolda ciddi bir kod farkının olduğunu, çevre sakinlerinin yağmurlu dönemlerde böyle kazaların meydana geldiğini beyanla defalarca belediyeye şikayette bulunduklarını, sigorta şirketince müvekkili aracın çekici vasıtasıyla çekilerek … … … yetkili servisine götürüldüğünü, sigorta şirketinin talebi üzerine …. Ltd. Şti tarafından ekspertiz çalışmaları yapıldığını, 23.07.2014 tarihli kesin ekspertiz raporunda Kaporta-Mekanik-Elektrik-Trim aksamlarında ağır hasarlar meydana geldiğini, aracın onarımı halinde lüzumlu parça ve işçilik bedelleri aracın piyasa rayiç fiyatının %40’ını bulacağını, aracın tamir halinde hasar toplam bedelinin 31.399,94 TL olduğunu, 23.07.2014 tarihli ekspertiz raporu kapsamında davalı … şirketi tarafından aracın pert total kabulü ile müvekkiline 75.000,00 TL piyasa rayiç değeri üzerinden pert total mütabakatının gönderildiğini, söz konusu mütabakatın müvekkili tarafından onaylandığını, davalı … şirketinin müvekkili aracının trafikten çekmesini, plakalarını sökmesini, satış için vekalet vermesini ve mütabakat bedeli olan 75.000,00 TL’nin kendisine gönderilmesi için hesap numarasını göndermesini istediğini, davalı tarafından istenilen tüm bilgi ve belgelerin müvekkili tarafından zamanında ve eksiksiz yerine getirildiğini, müvekkilinin davalı … şirketi tarafından hasarın ödenmesini beklediği sırada davalı şirketçe talebin karşılanmayacağına dair red bildirimi gönderildiğini, redde gerekçe gösterilen raporun hukuka aykırı olduğunu, red yazısı üzerine müvekkili tarafından 18.09.2014 tarihinde … sayılı dosya kapsamında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine başvurulduğunu, heyetçe aktif husumet yokluğundan esasa girilmeden reddine karar verildiğini, müvekkilinin uğradığı zararı bir nebze de azaltabilmek adına aracını 23.07.2014 tarihli ekspertiz raporundaki hasar tespitine uygun olarak 23.10.2015 tarihinde yetkili serviste tamir ettirerek aracın tamiri için 29.436,70 TL masraf yaptığını, davalı tarafça poliçe kapsamındaki edimlerin yerine getirilmediğini, açıklanan nedenlerle; 29.436,70 TL zararın sigorta şirketine tebliğ tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, olay sebebiyle araçta oluşan 10.000,00 TL değer kaybının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle: Davaya konu kasko sigortalı aracın trafik sicil kaydında rehinli alacaklı olarak …A.Ş’nin görüldüğünü, davacı tarafın poliçesine dayalı olarak tazminat talep edebilmesi için dair mürtehin …A.Ş.’nin davaya kayıtsız ve şartsız muvafakati davanın görülebilmesi için şart olduğunu, bu muvafakat sağlanmadığı takdirde davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, … tarafından müvekkili …aleyhine açılan davanın reddinin gerektiğini, … no’lu hasar dosyasından yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda sigorta teminatı kapsamında bulunmayan hasarlara ilişkin sigorta tazminatı talebinin reddedildiğini, tazminat talebinin reddinin müvekkili şirketçe hukuken haklı gerekçeleri olduğunu, davada iddia olunanın aksine sigortalı araçta meydana gelen hasarların aracın su birikintisine girmesi sonucunda gerçekleşmediğinin somut olarak tespit edildiğini, müvekkili şirketten sigorta poliçesinde tazminat talep olunmakta ise de gerek olayda zarar gören araç aksamlarına ilişkin fotoğraflar ve gerekse belirtilen teknik tespitler nazara alındığında hasarın davacı iddiasının aksine aracın suya maruz kalması nedeniyle gerçekleşmediğinin sabit olduğunu, açıklanan nedenlerle; araç sicil kaydında ve sigorta poliçesinde dain mürtehin kaydı bulunmakta olup dain mürtehin …A.Ş’nin davaya muvafakatinin sağlanması için davacıya önel verilmesine, dain mürtehinin davaya muvafakatinin sağlanmaması halinde ise davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: davacının aracının zarar görmesi nedeniyle kasko sigortasından hasar ve değer kaybına ilişkin tazminat davasıdır.
Dosya bozma öncesi mahkememizin … esasının kaydının yapılmış, yapılan yargılama, toplanan deliller dosya içerisinde yer alan poliçe, iddia, itirazlar alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı incelenmek suretiyle,13/02/2019 tarih, … esas, 2019/136 karar sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilince karar istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 10/09/2019 tarih, 2019/2515 esas, 2019/1390 karar sayılı karar ile ” Dava, kasko poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Davanın açıldığı mahkemenin uyuşmazlığın çözümü bakımından görevli olması HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup bu husus aynı kanunun 115/1. maddesi uyarınca resen gözetilir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davacı ile davalı arasında genişletilmiş kasko sigortası sözleşmesi bulunmasına, davanın 6502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açılmasına ve sigortalı aracın hususi araç olmasına göre davacının bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin de tüketici işlemi olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davalı … şirketine karşı açılan davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. O halde mahkemece, dava şartı (görev) eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 355.maddesi gereğin resen yapılan incelme sonucu İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkememiz kararı kaldırılmak suretiyle dosyanın mahkememize iadesine karar verilmiştir.
Dosya, mahkememizin 2021/741 esasına kaydedilmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; Davacı ile davalı arasında genişletilmiş kasko sigortası sözleşmesi bulunmasına, davanın 6502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açılmasına ve sigortalı aracın hususi araç olmasına göre davacının bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin de tüketici işlemi olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK 114/1-c maddesinde görev hususu dava şartları arasında sayılmış olup, “mahkemenin görevli olması” şartının iş bu dosya açısından mevcut olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK 4/1-a, 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dosya üzerinde inceleme ile, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.03/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır