Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/722 E. 2022/1033 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/722 Esas
KARAR NO:2022/1033

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/11/2021
KARAR TARİHİ:13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müd. … E. Dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhinde cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlattığını, davalının borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini, takibi durdurduğunu, itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapılmış olup haksız ve mesnetsiz olduğunu, Arabuluculuk Bürosu’na başvuruda bulunulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, işbu davaya ve icra takibine konu alacak likit olup davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve mesnetsiz takibin iptaline, davalıya aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davaya itiraz ettiklerini, davacı tarafça taraflar arasında bir cari hesap olduğundan bahsedilmiş ise de; taraflar arasında mutabık kalınan yahut imzalana herhangi bir cari sözleşme de bulunmadığını, davacı tarafından müvekkile gönderilen malların ayıplı olduğunu, müvekkil bu durumu davacıya defalarca bildirmesine rağmen, davacı herhangi bir aksiyon almadığını, tüm bu nedenlerle haksız davanın öncelikle usulden reddini, aksi halde esastan reddini Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya konu malları ayıplı olup olmadığı, davacının cari hesap nedeniyle alacaklı olup olmadığı, varsa alacak miktarı ile alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmekle,
Dosyamıza getirtilen ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 21.932,20 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflarca dava, takip dosyası, BA/BS formları, takibe konu cari hesap ekstreleri, bilirkişi, tanık deliline dayandırılmıştır.
Mahkememizce, İddia, toplanan deliller, takip dosya, tarafların ticari defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek, taraflar arasında ticari ilişkinin ne zaman başladığı, ne kadar sürdüğü, ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulup tutulmadığı, borç alacak ilişkisinin ne olduğu hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından rapor sunulmuştur, bilirkişi raporunda özetle; tüm dosyanın birlikte incelendiğini, neticeten davacı satıcı tarafından, davalı müşterisi aleyhinde, “cari hesaba/açık hesaba dayalı fatura bakiyesinden” kaynaklandığını ileri sürerek takip borçlusu/davalı aleyhine 12/08/2021 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 21.644,15 TL asıl alacak ve 288,050 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 21.932,20 TL alacağı için başlatılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali davası olduğunu, davacının 2020 ve 2021 yıllarına ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, delil kabiliyetlerinin takdiri Mahkemenin takdirinde olduğunu, Mahkeme’nin 26.05.2021 tarihli “Bilirkişi Seçim Kararını” davalı vekiline e-tebliğ mazbatası vasıtasıyla; 31.05.2022 günü tebliğ edildiğini, yapılan tebliğe rağmen davalı taraf inceleme günü ticari defter ve dayanak belgelerini ibraz etmediğini, bu halde davalının ticari defterlerini TTK.80 ve HMK. 219. maddeleri gereğince ibrazdan kaçınıp kaçınmadığı hususunun takdirin Mahkemeye ait olduğunu, Mahkeme tarafından davacının alacaklı olduğunun kabulü halinde takdir sayın mahkeme’ye ait olmak üzere; davacı tarafından alacak talep ettiği fatura içeriklerinin yukarıda mali anlamda değerlendirildiğinde; davacının muhasebe kayıtlarından yola çıkılarak; 12.08.2021 icra takip tarihinde iş bu davaya konu 21.644,15 TL bakiye alacak dahil 22.129,90 TL davacının davalıdan alacaklı olduğunu, alacağının varlığının davacının davalıya kestiği davacıya ait cari hesap ekstresinde belirtilen 125 adet ve 21.928,67 TL e-faturalardan (e-arşiv fatura*) kaynaklı 21.644,15 TL bakiye alacaktan kaynaklandığını, davacı tarafından davalıya kesilen faturaların açıklamalarına bakıldığında yaş sebze satışına ilişkin faturalar olduğunu, ilgili faturaların e-fatura ve e-arşiv fatura türünde olduğu davacı tarafından kesilen her bir faturaya sistem tarafından üretilen ETTN no ile faturaların kesildiği ve davalıya e-arşiv izni kapsamında iletildiği/tebliğ edildiğini, dolayısıyla davacının davalıdan 12.08.2021 takip tarihi itibariyle; davacının davalıdan icra takibi itibariyle talebi ile bağlı olarak 21.644,15 TL alacaklı olabileceği mütalaa edildiğini, Mahkeme tarafından müzekkere ile davalının bağlı olduğunu, … V.D.sinden 13.12.2021 tarih 2021/722 E. sayılı müzekkere bilgi alınmış olup dava konusu ile ilgili de; buna göre, davalının Ba formlarında davacıdan olan mal ve hizmet alışlarını; 2018 yılında 152 adet ve 40.479 TL, 2019 yılında 268 adet ve 109.720 TL, 2020 yılında 59 adet ve 23.563 TL, olarak beyan ettiği, 2021 yılında ise aylık alım tutarları 5.000,00 TL atında olduğu ve beyan sınırı altında kaldığından beyan edilmediğini, diğer bir deyişle davacının davalıya kestiği, icra ve dava konusu edilen faturaların davalı tarafından satış olarak bağlı olduğu V.D. Sine beyan edildiğini, davacı taraf 12.08.2021 tarihli icra takibinde 21.644,15 TL asıl alacağına 288,05 TL işlemiş faiz talep ettiğini, ancak dosya içeriğinde davalının icra takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir noter ihtarı ve/veya benzeri bir temerrüt ihtarı” görülemediğini, TCMB verilerinden 12.08.2021 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının talep gibi %16,75 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 21.644,15 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren % 16,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğini, faizin infaz aşamasında hesaplanabileceğini, özetle; Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere, davacının, davalıdan, takip tarihi itibariyle ve itirazın iptaline konu alacağının; Cari Hesap Alacağının 21.644,15 TL olabileceğinin mütalaa edildiği, davacının icra inkar tazminatı talebinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora beyan ve itirazları sunulmuştur.
‘İki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.’ Sakarya BAM 5. HD 2022/588 E – 2022/1020 K
Yukarıda bahsedilen BAM kararında da belirtildiği üzere tarafların tacir olup ticari defterlere delil olarak dayanıldığı, davalının verilen süreye ve yapılan ihtara rağmen defterli sunmaktan kaçındığı, davacının ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, 12.08.2021 icra takip tarihinde iş bu davaya konu 21.644,15 TL bakiye alacak dahil 22.129,90 TL davacının davalıdan alacaklı olduğu, alacağının varlığının davacının davalıya kestiği davacıya ait cari hesap ekstresinde belirtilen 125 adet ve 21.928,67 TL e-faturalardan (e-arşiv fatura*) kaynaklı 21.644,15 TL bakiye alacaktan kaynaklandığı, davacı tarafından davalıya kesilen faturaların açıklamalarına bakıldığında yaş sebze satışına ilişkin faturalar olduğu, ilgili faturaların e-fatura ve e-arşiv fatura türünde olduğu davacı tarafından kesilen her bir faturaya sistem tarafından üretilen ETTN no ile faturaların kesildiği ve davalıya e-arşiv izni kapsamında iletildiği/tebliğ edildiği, dolayısıyla davacının davalıdan 12.08.2021 takip tarihi itibariyle; davacının davalıdan icra takibi itibariyle talebi ile bağlı olarak 21.644,15 TL alacaklı olduğu, davalının Ba formlarında davacıdan olan mal ve hizmet alışlarını; 2018 yılında 152 adet ve 40.479 TL, 2019 yılında 268 adet ve 109.720 TL, 2020 yılında 59 adet ve 23.563 TL, olarak beyan ettiği, 2021 yılında ise aylık alım tutarları 5.000,00 TL atında olduğu ve beyan sınırı altında kaldığından beyan edilmediği, davacının davalıya kestiği, icra ve dava konusu edilen faturaların davalı tarafından satış olarak bağlı olduğu V.D. Sine beyan edildiği, davacı taraf 12.08.2021 tarihli icra takibinde 21.644,15 TL asıl alacağına 288,05 TL işlemiş faiz talep ettiği, ancak dosya içeriğinde davalının icra takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir noter ihtarı ve/veya benzeri bir temerrüt ihtarı bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin 21.644,15 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine,
2-Alacağın(21.644,15) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.478,51-TL karar ve ilam harcından 259,97-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.218,54 -TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 327,27-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 990,00-TL masraf olmak üzere toplam 1.317,77-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’NİN DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır