Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/712 E. 2023/477 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/712 Esas
KARAR NO:2023/477

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/11/2021
KARAR TARİHİ:06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında 01.03.2019 tarihinde … Ltd. Şti.’nin … Mah. … Sok. No:29 …/İstanbul adresindeki “…” markasıyla faaliyette bulunduğu taşınmaz içindeki belirlenen alanlarda SPA ve masaj hizmetleri işletmesi kurulması ve işletilmesi yönünde anlaşıldığını, davalı şirketin SPA ve masaj hizmetleri için ruhsat alma vaadinde bulunduğunu, işbu anlaşma gereği davacının ilk sene için 13.000,00 TL kira bedeli ödemeyi yüklendiğini, tadilat ve SPA ve masaj hizmetleri için gerekli malzeme ve dekorasyonun davacıya yüklendiğini, Tesisin işletme sözleşmesi gereği davacının tadilat işlemlerine başladığını, tadilat, dekorasyon, mobilya, vitamin barı ve malzemeleri olarak tüm tesisi kurulumu, SPA ve masaj hizmetleri için gerekli malzeme ve ürünlerin tedariki, sauna, soyunma kabinleri vs. masraflar için Şubat-Mart 2019 aylarında 175.788,91 TL’den fazla harcama yapıldığını, Sözleşme tarihinde davalı şirketin SPA ve masaj hizmetleri yönünden ruhsatı olmadığı ve ruhsat alınacağının vaat edildiğini, işyeri sahibi firma ve yetkililerinin ise SPA ve masaj hizmetleri için ruhsat başvurusu yapıldığı yönünde davacıyı sürekli oyaladıklarını, davacının ruhsat olmadan çalışamaması sebebiyle kurumunu yaptığı tesisi devir için müşteri arayışı olsa da ruhsatın olmaması ve davacının getirmiş olduğu müşterileri davalının ticari hayatta yeri olmayan gel-geç bahanelerle onay vermemesi sonucunda devir işleminin de mümkün olmadığını, davalının ruhsat başvurusunun 26.12.2019 tarihinde sonuçlanması neticesinde SPA ve masaj hizmetlerini kapsamadığının öğrenildiğini ve davalının kötü niyetle hareket ettiğinin açığa çıktığını, hatta bir adım ileri giden davalının davacının kurmuş olduğu tesisi davacıdan habersiz şekilde üçüncü kişilere işletmenin kiralanması için gösterdiğini ve gezdirdiğini, işte bu duruma istinaden davacının yapmış olduğu masrafları bildiren ve dava açma hakkını saklı tutarak … 25. Noterliği’nin 29.01.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide ettiğini, davalı şirket tarafından … 17. Noterliği’nin 06.02.2020 tarihli ve 13171 yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde ise davacının davalı şirket ile iş hukukuna ilişkin bir akit varmış ve iş akdi sonlandırılmış gibi cevap verildiğini, davalı şirket tarafından keşide edilen … 17. Noterliği’nin 15.05.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile, davacının iş hukukuna ilişkin akdi masalın devam ettirildiğini ve özel eşyalarını gelip almasının ihtar edildiğini, davacı tarafından keşide edilmiş … 4. Noterliği’nin 28.05.2020 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde ise davacının söz konusu süreci açıkladığını, davacının işyerindeki tadilat, dekorasyon ve mobilya vs. olarak eşyalarını almaya gittiğinde ise söz konusu adrese dahi alınmadığını, mobilya v.s gibi taşınabilecek eşyalarında teslim edilmediğini, hatta davalı tarafından keşide edilen ihtarnamede de konur dokunulmazlığı ihlali suçundan bahsedilerek söz konusu işyerine girmemesi ihtaren bildirildiğini ve eşyalarını almasının engellendiğini, bu durumların yaşanması sonrasında ise davacının, davalı şirket yetkililerini güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin şikayeti ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/… Soruşturma ve nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin şikayeti ile de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/149128 soruşturma no.lu dosyaların açıldığını, Tesis İşletme Sözleşmesinin 01.03.2019 – tarihinde imzalanmışken … Belediye’sinin savcılık dosyasına gelen 25.11.2020 tarihli müzekkere cevabında görüleceği üzere ruhsat başvurusunun 03.09.2019 yani 6 ay sonra yapıldığını, işbu bu ruhsat başvurusu içerisinde de Tesis İşletme Sözleşmesinin kapsamına giren SPA ve masaj hizmetlerine yer verilmediğinin anlaşıldığını, bu sebeple davacının tadilat, dekorasyon, SPA ve masaj hizmetleri için harcanan bedeller de dahil olmak üzere her ay alınan işletme/kira bedelleri tahsil edilerek zarar sokulduğu yapılan tesisin de davalı tarafından kullanılmaya devam ettiği ve davalının hileli davranışlarla bu durumdan kazanç sağladığının açıkça görüldüğünü, davacının, tesis kurulumu için Kış Bahçesi, Zemin Döşeme, Resepisyon Banko, Bilgisayar, Sauna, Müzik Sistemi, Pos Cihazı, Dekorasyon Malzemeleri, Koltuk Takımı, Çam Ağaçları, Juice Bar (detokslar için hazırlanan yiyecek ve içecek barı), paslanmaz tezgah, bar iskelet, bar mermeri, bar tezgahı, bar kapısı, bar sandalyesi, bar cihazları, elektrik malzemeleri, yüksek adetlerde havlu, bornoz, peştemali yastık ve kılıflar, havlu dolabı, ayrı 2 adet cam kapı ( çift kanat ve tek kanat olmak üzere), züccaciye malzemeleri, zemin döşeme (cila boya) tesisat işlemleri, su arıtma cihazı, nalbur giderleri, yazıcı ve telefon, televizyon ve uydu masraflarına ilave olarak SPA ve masaj hizmetleri için gerekli vitamin bar, bekleme/dinlenme alanı, masaj ve sauna bölümleri dahil tüm kurulum için kış bahçesinden içecek bardağına kadar sadece 4 duvar olan hatta duvar olmayan kış bahçesi bölümüne her türlü masrafı yapmış, ancak işyerinden bir bardak dahi almadan kapı dışarı edildiğini, yapılan SPA ve masaj hizmetleri tesis kurulumu yapılan işlem/ürün, marka, model tamamı için ödenen bedelleri içerir dökümü ekte sunduklarını, ayrıca yapılan masraflara ilişkin fatura, ödeme dekontları ve projeler ile tesis kurulum öncesi ve sonrasını içerir süreç fotoğraflarının mevcut olduğunu, delil olarak dilekçe ekinde sunduklarını, davacının 01.03.2019 tarihinden itibaren vergi açılışı yaptığını, bu süreçte muhasebe defterlerinin bir muhasebeci tarafından tutulduğunu, davacının muhasebeci içinde aylık ödemeler yaptığını, işyeri açılış belgeleri ile muhasebe ödemelerine ilişkin makbuzların da sunulduğunu, ayrıca davacının, davalının adresinde vergi kaydını açmış olmasının aynı adreste işe başlama yoklamasının yapılması, davacının tesis kurulumu v.s işlere ilişkin tüm faturalarda davalının adresinin yer almasının davacının tesis kurulumu yaptığının en açık kanıtı olduğunu, davacı tarafından …. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile ödenen aylık 13.000,00 TL işletme bedelinin iadesi için dava açıldığını, işbu davanın derdest olup devam ettiğini. davacının 01.06.2020 tarihinde davalı tarafından kendisine teslim edilmeyen ve davanın konusunu oluşturan eşya, mobilya vs. gibi tüm malzemeleri alabilmek adına … Kaymakamlığı’na yapmış olduğu başvuru neticesinde söz konusu adrese Kaymakamlık Hukuk İşleri Şefliğince gelindiğini, gerekli kontrollerin yapılmasından sonra tutanak tanzim edildiğini, … Kaymakamlığı’nca 12.06.2020 tarihli ve 2020/07 Karar sayısı ile “Nizalı yerin tamamının 01.12.2018 tarihli kira sözleşmesi ile … San.Tic.Ltd.Şti. tarafından kiralandığı, adı geçen firmayla … arasında taşınmazın en alt katında bulunan 3 masaj odası, hamam, sauna odası, bahçe bölümünde 40 m2lik kış bahçesini kapsayan 01.03.2019 tarihli Tesis İşletme Karşılığı Hizmet Sözleşmesi imzaladığı…” tespiti ile davacının başvurusunun reddedildiğini, davalı şirket yetkililerinin SPA ve masaj hizmetleri işletmesi için ruhsat olmadan sözleşme imzalamaları, ruhsat başvuru alındısı göstererek ruhsatın çıkmadığını iddia etmeleri, ruhsat olmadığı için davacıyı çalıştırmamaları, davacının şahsi çabaları sonucunda yapılan ruhsat başvurusunun aslında SPA ve masaj hizmetlerini kapsamadığı halde davacıdan işletme/kira bedeli adı altında her ay 13.000,00 TL tahsil etmeleri, ayrıca davacının tadilat, dekorasyon, mobilya, züccaciye gibi bir çok ürünü alıp tesisi çalışır hale getirdiği, yapmış olduğu masraflar için herhangi bir ödeme yapılmadan davacının kapı dışarı edildiğinin açık olup, davalının kötü niyetli olduğunun gün biri ortada olduğunu, uyuşmazlığın çözümü için İstanbul Arabuluculuk Bürosu 2021/… Büro Dosya No ve 2021/… Arabuluculuk numarası ile hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, elektronik imzalı son tutanağı ekte sunduklarını, İddia ederek davalı nezdindeki işyerinde tesis kurulum sözleşmesi gereği yapılmış olan 175.788,91 TL masrafın sebepsiz zenginleşme gereğince davalının kötü niyetli olması sebebi ile 26.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalından alınarak davacıya ödenmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın aynı sözleşmeye ilişkin olarak …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyası ile alacak davası açtığını, aynı konuda açılan huzurdaki dava karşısında derdestlik itirazlarını sunarak davanın derdestlik nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının huzurdaki davada alacak iddialarını 2019 yılının Şubat ve Mart aylarında yapmış olduğu harcamaların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebine dayandırdığının görüldüğünü, yasal iki yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunun nazara alınarak davacının davasının bu nedenle reddini talep ettiklerini, davacının alacak talebinin somut olmadığını, davacının her ne kadar dava dilekçesinde 175.788,91 TL alacak iddiasını ortaya atmışsa da söz konusu iddiasının ispattan yoksun ve soyut olduğunu, zira davacının 21.12.2021 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunmuş olduğu belge ile havlu dolabı, hamam ekipmanları, kış bahçesi ve sair toplam 31 kalem eşyadan kaynaklı olarak alacak talebinde bulunduğunu ifade ettiğini, söz konusu listede alacağın varlığına delil olarak ise fotoğraf ibaresinin görüldüğünü, Türk Ticaret Kanunu gereği olarak tacirler arasındaki alacak/borç ilişkisinin fotoğraf ile ispatı kabil olmadığından davacının fotoğraf deliline dayanmasına muvafakatları bulunmadığını, davacının tacir olduğunu dava dilekçesi ile de beyan ettiğini, bu halde basiretli bir tacirin alacak iddiasını hiç değilse fatura ile ortaya koyması gerektiğini, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu az sayıdaki faturanın incelenmesinde ise, bunların su, bardak, tuvalet kağıdı gibi işyerinin olağan ihtiyaçlarına yönelik faturalar olduğunun görüldüğünü, yine bir kısım havalenin ise açıklamasının bulunmadığı dolayısı ile davacının davasını ispatlamaya yarar belgeler olmadığı hususuna dikkat çekmek istediklerini, davasını ispata yarar herhangi bir somut delil sunamayan davacı tarafın dava dilekçesinde tanık deliline dayanmışsa da huzurdaki davanın senetle ispat sınırının üzerinde olduğunu ve davacının tanık dinletmesine muvafakatları olmadığını, davacının iş akdi masalı konulu beyanı karşısında SGK kayıtlarının celbini talep ettiklerini, davasını ispatlayacak yazılı delili bulunmayan davacının davalı bünyesinde çalıştığının gerek SGK kayıtları ile gerekse de kendi el yazılı istifa dilekçesi ile ispatlanacağına şüphe bulunmadığını, ancak dosya kapsamı gereğince bir masaldan söz edilecek olursa davacının faturaya dayanmayan harcamaları masalından söz edilmesinin mümkün olduğunu, davacının, davalının ruhsat alma yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahsetmişse de her tacirin kendi işletmesine dair işletme ruhsatını almaya mükellef olduğunu, davacının tacir olup, ticari işletmesini faaliyete geçirmeden önce işyerinin bulunduğu yerdeki belediyeye başvurarak iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almış olması gerektiğini, davacının açık ikrarından kendilerinin faaliyetleri öncesi herhangi bir ruhsat başvurusunda da bulunmadığının anlaşıldığını, hakikatin açığa kavuşturulması için … Belediyesine müzekkere yazılarak davacının 2019 yılında herhangi bir ruhsat başvurusunun olup olmadığının sorulmasını talep ettiklerini, davacının almakla yükümlü olduğu İş Yeri Açma ve Çalışma Ruhsatı için davalının bir mesuliyeti olmayacağının izahtan vareste olduğunu, davacının dava dilekçesi ekinde bir kısım Whatsapp yazışmalarını paylaştığını, anılan paylaşımım Türk Ceza Kanunu kapsamında “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal” suçunun konusunu oluşturduğunu, davacı hakkında bu konuda şikayette bulunarak ilgili soruşturma dosyasını Sayın Mahkemeye arz edeceklerini, diğer yanda söz konusu delillerin hukuka aykırı delil olması nedeni ile hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından sunulan hukuka aykırı delillere muvafakatları olmadığını beyan ederek söz konusu delillerin dosya dışına çıkarılarak hükme esas alınmamasını, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı ile birlikte incelenmiştir.
Dava, alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacı ile davalı arasında işletme sözleşmesi olup olmadığı, davacının işletme için yaptığı masrafların tutarları, davalının yapılan masraflardan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İhtilaf konusu uyuşmazlığın çözümünün uzmanlık görüşü gerektiği kanaati ile mahkememizce dosyanın alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi ile iddia, savunma, taraflarca sunulan bilgi ve belgeler, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bilgi ve belgeler doğrultusunda gerekli incelemenin yapılarak dosya kapsamında rapor düzenlenilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle;
Mali İnceleme Davacı şirketin dava konusu ettiği toplam 31 kalemden ibaret ve 175.788,91 TL tutarlı harcama kalemlerinden aşağıda listesi verilen 12.897,42 TL bedelli 3 adet faturanın davacı şirketin işletme defterinde kayıtlı olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerinde görülen 11.000,00 TL koltuk takımının 31.10.2019 tarih ve … no.lu fatura ile davacı …’ya satışının gene 11.000,00 TL tutar ile yapılarak işletme defteri kayıtlarından çıkarıldığı, yerinde inceleme kapsamında yapılan görüşmede söz konusu satışın ticari bir satış olmadığını, şahıs firması olan davacının firmanın kapatılması nedeni ile kapanış öncesi kendi adına fatura etmesinden ibaret olduğunu, davalıların uhdesinde kaldığı belirtildiğini,
Teknik inceleme takdiri mahkeme’ ye ait olmak üzere; yapılan ayrıntılı teknik inceleme sırasında, fiziken yerinde tespit edilen 6 adet iş kaleminin; KDV dahil, 80.000 TL bedelle yapılabileceğini, yine takdiri mahkemeye ye ait olmak üzere; yapılan ayrıntılı teknik inceleme sırasında, yerinde fiziken tespit edilememekle birlikte, Faturaları da ibraz edilmek suretiyle, davacı tarafça harcandığı iddia ve talep edilen 58.320 TL tutarındaki harcamanın ise kabul edilebilir sınırlar içinde kaldığını, başka bir söylemle kadri maruf olduğunu,
Borçlar Hukukundan Kaynaklanan değerlendirme: Somut olayda hukuki sorunun davacının iddia ettiği alacak kalemlerinin talep edilebilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesinden ibaret olduğunu, 13.2019 tarihli sözleşmenin m. 2 ve 3.8 hükümleri uyarınca, nihai takdirin Mahkemeye ait olmak üzere taraflar arasında ürün kirası sözleşmesi bulunduğu (TBK m. 357), kiralananı kullanma ve yararlanma hakkının kural olarak kiralananda yenilik ve değişiklik yapılabilmesini içermediğini, TBK’de kiracının kiraya verenin rızası ile yenilik ve değişiklik yapma yetkisinin kabul edildiği (TBK m. 321), taraflar arasındaki sözleşmenin m. 3.6 hükmünde kiracıya yenilik ve değişiklik için rıza verildiğini, yapılan ek ve eklentilerin bedel karşılığı devredileceğinin de ayrıca düzenlendiğini, hükümde yer alan ek ve eklentiler ifadesinin, Sayın Mahkeme tarafından, kiralananda yapılan inşai faaliyetler sonucu oluşan yenilik ve değişiklikler ile kiralananda bulunduğu iddia edilen taşınırları kapsadığı kanaatinde olunması halinde, taraflar arasındaki 1.3.2019 tarihli sözleşme m. 3.6 uyarınca kiracının sözleşme konusuna yaptığı ek ve eklentileri talep hakkının düzenlenmiş olduğunu, hukuki sebebin takdiri konusunda nihai yetkinin Sayın Mahkemede olduğu, sonucunu içerir, tespitlerini ve görüşlerini bildirmişlerdir.
Alınan rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden, dosya görev noktasında incelenmiştir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mülga 1086 sayılı HMUK.’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Somut olayda hukuki sorunun davacının iddia ettiği alacak kalemlerinin talep edilebilmesinin
koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesinden ibaret olduğu,
01.03.2019 tarihli sözleşmenin m. 2 ve 3.8 hükümleri uyarınca, bilirkişilerce taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinin ürün kirası sözleşmesi olduğunun tespit edildiği, davacı asilin 30/05/2023 tarihli duruşmada, dava konusu taşınmazın alt katının boş olduğunu, üst katın davalı tarafından zayıflama merkezi olarak kullanılmakta olduğunu, davacı asilin alt katını görüp beğenince masaj, spa ve hamam salonu olarak davalıdan alt kiracı olarak o kısmı kiraladığını, davalı tarafın buna ilişkin ruhsat alabileceğini davacı asile söylediğini, davacının da taşınmazda tadilat ve masrafa başladığını, dosya içerisindeki sözleşmenin davacı tadilata başladıktan sonra yapıldığını, hatta sözleşme tarihinden önce davalıya yapılan ödeme bulunduğunu, davalı tarafın zaten kendi işletme ruhsatı olduğu için davacının kullanacağı alan için ayrıca ruhsat başvurusu yapmadığını, eğer ruhsat alınabilseydi davacının alt kat için ayrıca tabela asıp açılış yapacağını, ne öncesinde ne sonrasında davalı şirkette işçi olarak çalışmadığını, sadece tek çatı altında ruhsat alınabilmesi için davalı şirkette çalışıyor olarak gözükmesi gerektiğinden 1 aylığına giriş çıkış yapıldığını aynı zamanda kira ödemesi yapmaya devam ettiğine dair beyanlarda bulunduğu, her ne kadar taraflar arasında işletme sözleşmesi bulunsa da, davacının davalı taraf ile aralarında kira ilişkisi kurulduğu iddiasında bulunduğu, öncelikli olarak taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olup olmadığının tartışılması gerektiği, bu hususun Sulh Hukuk Mahkemesince aydınlatılması gerektiği anlaşılmakla davaya bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili, davacı asil ile davalı vekilinin (e- duruşma) yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır