Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/710 E. 2022/1157 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/710 Esas
KARAR NO:2022/1157

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:09/11/2021
KARAR TARİHİ:30/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin ortağı ve müdürü olduğunu, şirketin diğer ortağı …’in, müvekkilinin %50 hissesinin bir kısmını davacıya devredeceği hususunda nama yazılı hisse senedi düzenlendiğini, bu hissenin devrine ilişkin işlemlerin Yönetim Kurulu toplanamadığından gerçekleşmediğini iddia ettiği, 410/2 maddesini dayanak göstererek genel kurulu toplantıya çağırma izni talep ettiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyadan görülen davada ise usulüne uygun tebligat yapılmaksızın ve kanunen aranan şartlar gerçekleşmediği halde 16.06.2021 tarihinde davanın kesin olarak kabulüne karar verildiği ve toplantıyı yapmak üzere kayyım atandığı, kayyım huzurunda gerçekleştirilen 10.08.2021 tarihli olağanüstü genel kurul ve alınan kararlar usul ve yasaya aykırı olduğu ve iptalinin gerektiği, öncelikle 10/08/2021 tarihli toplantının usulüne uygun teşekkül etmediğinden alınan kararların yoklukla malül olduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı karar aleyhine kanun yararına bozma ve Anayasa Mahkemesi nezdinde bireysel başvuru yapıldığı ve sonucunun beklendiğini, 2 no’lu karar uyarınca müvekkilinin hisselerinin diğer ortağa devrinin pay defterine işlenmesi konusunda karar alındığını, öncelikle hisse devrine ilişkin husus tamamen diğer ortak …’in iddialarından ibaret olduğunu, ortada geçerli bir hisse devir sözleşmesi bulunmadığını, teminat amaçlı yapılmış bir sözleşmenin bulunduğu, sözleşme şartlarının yerine getirilmemesi hali için teminat olarak belirlendiği, bunun dışında davacı ile müvekkil arasında imzalanmış geçerli bir hisse devir sözleşmesi bulunmadığını, 7 no’lu karar uyarınca müvekkilinin temsil yetkisinin sona erdirildiği, yönetim kurulu başkanı olarak diğer ortak …’in seçildiğini, müvekkilinin yokluğunda usulsüz bir şekilde teşekkül ettirilen genel kurulda diğer ortak …’in müvekkili aleyhine, kendi lehine tüm kararları birden aldığını, bu karar ile müvekkilinin temsil yetkisi elinden alındığı, müvekkilinin yetkisiz bırakıldığını, şirketin olağanüstü toplanmasına ve kayyım atanmasına dair verilen …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı kararın tamamen mesnetten yoksun olduğunu, olağanüstü genel kurulun toplanabilmesi için TTK m. 410/2’de aranan şartlar gerçekleşmediğini belirterek 10.08.2021 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının yokluğunun tespitini, bu mümkün görülmezse genel kurul kararlarının iptali ile 24.08.2021 tarihli adres değişikliğine ilişkin kararın iptalini, yargılama, harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından tek dava dilekçesi ile 10.08.2021 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının yokluğu ve iptalini ve 24.08.2021 tarihli adres değişikliğine ilişkin kararın iptalini talep ettiğini, ancak bu iki talebin tek dava ile ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, davacının, davalı şirketin olağanüstü toplanmasına dair verilen …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı kararın mesnetten yoksun olduğunu ve TTK m. 410/2′ de aranan şartların gerçekleşmediğini iddia ettiğini, ancak bu iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, davalı şirketin % 50 hissedarı olan …’in, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosya ile TTK m. 410/2 gereği “Genel Kurulu Toplantıya Çağırma İzni” verilmesini talep ettiğini, işbu dava dosyası incelendiğinde ise şirketin olağan genel kurul toplantısı ve yönetim kurulu toplantısının yönetim kurulu başkanı (davacı) …’nun katılımı olmadığı için yapılamadığı, bu nedenle mahkemeden TTK m. 410/2 kapsamında çağrı izni talep edildiğinin görüleceğini, 10.08.2021 tarihli Genel Kurul Toplantısının, usule uygun şekilde toplanarak karar aldığından, yoklukla malul olduğu yönündeki taleplerin reddinin gerektiğini, davacı tarafın, genel kurul toplantısı için davacıya yapılan tebligatın usule aykırı olduğunu iddia ettiğini, ancak, davacının Yönetim Kurulu Karar defterinde en son hareketin yer aldığı 21.05.2021 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Toplantı Tutanağındaki adresi ve şirket kuruluş gazetesinde yer alan adresinin aynı olduğu ve ” … Mah. … Cad. No:98 İç Kapı No: 4 Fatih/ İST.” adresi olduğu belirlendiği, şirket pay defterinde başkaca bildirilen adres de bulunmadığı için bu adres güncel adres kabul edilerek, usule uygun olarak tebligat yapıldığını, Davacı limited şirketlerde adres değişikliği yapılırken izlenmesi gereken yollara ilişkin açıklamalar yaparak, 24.08.2021 tarihli adres değişikliğine ilişkin genel kurul kararının iptal edilmesini talep ettiğini, öncelikle belirtmek gerekir ki, davalı şirketin limited şirket olmadığı, anonim şirket olduğunu ve anonim şirketlerde adres değişikliği yapılırken izlenmesi gereken yolların limited şirketlerle aynı olmadığını, anonim şirketlerde adres değişikliği yapılırken genel kurul kararının değil, yönetim kurulu kararının alınması gerektiğini, bu nedenle davacının limited şirketlerde adres değişikliği yapılırken izlenmesi gereken yollara ilişkin yaptığı açıklamaların yerinde olmayıp, kabulünün mümkün olmadığını, nitekim, adres değişikliği nedeniyle alınan kararın genel kurul kararı değil, yönetim kurulu kararı olduğundan, 6102 sayılı TTK yönetim kurulu kararlarını düzenleyen m. 390-391. maddelerinde yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin açık bir hükme yer vermediğini, esasen TTK m. 391 gerekçesinde yer alan ilk ifade “yönetim kurulu kararları iptal edilemez” şeklinde olduğunu, dolayısıyla kanun koyucu yönetim kurulu kararlarının iptale tabi olmadığını ilke olarak kabul ettiğini, kaldı ki, iptal davası açılabildiği hallerde de TTK m. 460/V hükmünde iptal davası açma süresinin bir ay iken, SPKm.18/VI hükümlerine karşı iptal davası açma sürelerinin otuz gün olup, davacı tarafından itiraz süresinde dava açılmadığını belirterek davanın reddine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava Genel Kurul Kararının iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirketin 10.08.2021 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının yoklukla malul olup olmadığı, iptal koşullarının oluşup oluşmadığı, 24.08.2021 tarihli adres değişikliğine ilişkin kararın iptalinin talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilmesi halinde iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizin 31/01/2022 tarihli celse ara kararı ile “tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller, davalı şirketin sicil dosyası ve ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, davalı şirketin 10.08.2021 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının yoklukla malul olup olmadığı, iptal koşullarının oluşup oluşmadığı, 24.08.2021 tarihli adres değişikliğine ilişkin kararın iptalinin talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilmesi halinde iptalinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesi için dosyanın mali bilirkişi … ve …’a tevdiine,” şeklinde karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle; ” üzerinde durulması gereken son husus anonim şirketlerde adres değişikliğinin hangi organın yetkisine girdiğidir. Davanın iddiası mucibince bu yetki genel kurula aittir. Ancak davacı bu savunu desteklemek için anonim şirketlere ilişkin değil limited şirketlere ilişkin mevzuata atıf yapmaktadır. Limited şirketlerde TTK m. 621/1f’de şirket merkezinin değiştirilmesinin genel kurulun alması gereken önemli kararlardan olduğu ifade edilmektedir. Şirket merkezinin değişitirilmesi şirketin bağlı bulunduğu sicil çevresinin değiştirilmesi anlamına gelir ve gerçekten de genel kurul tarafından karara bağlanması gerekir; zira bu durumda en basitinden pay sahibinin dava açağı mahkeme başka bir şehirdeki mahkeme olacaktır. Oysa adres değişikliği, aynı şehir içinde başka bir adrese taşınılması demek olup, anonim şirketlerde bu yönetim kurulu kararıyla olur, genel kurul kararına gerek yoktur. Dolayısıyla davalı şirketin yönetim kurulunun almış olduğu adres değişikliği kararında hukuka aykırılık yoktur.
Hukuki tavsifi ve nihai takdiri mahkemeye ait olmak üzere, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E., … K, 16.06.2021 T. kararı başka bir hukuki yolla ortadan kaldırılmadıkça 10.08.2021 tarihli genel kurulda alınan kararların yokluğunun iddia edilmesinin ve/veya bunların kabili iptal olmasının mümkün olmayacağı” şeklinde görüşlerini bildirmişlerdir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; genel kurul kararının iptalini talep eden pay sahibinin, genel kurul toplantısına katılması ve muhalefetini tutanağa geçirtmesi gerekmekte olup, davacının genel kurul toplantısına katılmadığı ve haliyle muhalefetini tutanağa yazdırmadığı anlaşılmıştır. TTK m. 446/1b gereğince “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,” iptal davası ikame edebilir.
Davacı tarafça …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas, … Karar sayılı kararının hatalı olduğu ileri sürülmüş olup, davacı tarafın, kendisine genel kurul toplantı çağrısına ilişkin yapılan tebligatın ulaşmadığı gibi bir itirazının olduğu tespit edilememiş olup, davacı taraf …. Asliye Ticaret Mahkemesinin tebligattaki hatasına ilişkin iddia ileri sürmüştür. Bu iddia üzerine bu dosya mahkemesinden sorulmuş, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. , … K. Sayılı dava dosyasından verilen karara istinaden Yargıtay’ a yapılan başvuru üzerine Yargıtay ilamında “Hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulması” yönünde karar verilmiş olduğu, hükmün sonuca esas olmamak üzere kanun yararına bozulması halinde mahkemenin hiçbir işlem yapamayacağı anlaşılmıştır. Bu bağlamda davacı
tarafın “çağrının usulüne göre yapılmadığı” gerekçesine başvuramayacağı, dolayısıyla genel kurul kararlarının iptalini talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
İptali talep olunan adres değişikliğine ilişkin yönetim kurulu kararı, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere aynı şehir içinde başka bir adrese taşınılması demek olup, anonim şirketlerde bu değişiklikler yönetim kurulu kararıyla yapılabilecek işlemlerden olmakla bu konuda genel kurul kararına gerek olmadığından şirketin yönetim kurulunun almış olduğu adres değişikliği kararında hukuka aykırılık olmadığı anlaşılmış ve neticeten davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 59,30 TL nin mahsubu ile, eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/12/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza