Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :2021/698 Esas
KARAR NO:2023/924
DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/11/2021
KARAR TARİHİ:07/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’na göre kurulduğunu, kamusal yetkiler tanınan bir özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, bulunduğu bölgede sanayinin gelişmesi için üye işletmeleri aracılığıyla çalışmalar yapan, kâr amacı gütmeyen, mal ve hizmet üretimi için faaliyet gösterdiğini, bu amaçları gerçekleştirebilmek için üçüncü şahıslardan elektrik, doğalgaz vs alıp kendi üyelerine sattığını, elde edilen gelir yine tamamıyla OSB için kullanıldığını, davalı şirket ile Doğal Gaz Alım Satım Sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin süresi 01/01/2018 -31/12/2018 tarihleri arasında olduğunu, sözleşmeye göre müvekkili kurum sıradan bir müşteri olmadığını, asgari miktarda gaz alımı ile yükümlendiğini, buna göre de kendisine uygulanan tarife sıradan müşterilerden farklı ve daha düşük olduğunu, müvekkili kurum yetkilileri tarafından davalıya 31/10/2018 tarihinde sözleşmeyi yenilemeyeceklerini ihtiva eden yazı gönderildiği, yazıda 120 gün sonra gaz alımının durdurulacağının söylendiğini, davalı şirket bu yazıya şifahi olarak sözleşmeye göre “sözleşmenin bitiminden 120 gün önce fesih yazısı gönderilmediği için geçersizdir” şeklinde cevap verdiğini, fiili olarak da bunu teyit eder nitelikte sözleşme bitmesine rağmen gaz satmaya devam ettiği, gaz vermeyi kesmediğini, müvekkili şirketin de davalının sözü ve davranışına güvenerek, sözleşmenin devam ettiği için 2019 yılı için başka firmayla sözleşme yapmadığını, tedarikçi olarak davalıyla devam ettiğini, sözleşmenin sona ermesi ile ilgi hüküm 3.maddede yer aldığını, “Sözleşme, taraflar arasında 120 gün öncesinde aksi bir bildirimde bulunulmadıkça ,sözleşme yılı kapsamında devam eder.İşbu sözleşmenin sözleşme süresi zarfındaki tarafların ilişkilerinden doğan her türlü borç ve alacaklarına ilişkin hak ve yükümlülükleri, sözleşme süresi sona ermiş olsa dahi, söz konusu yükümlülükler taraflarca tümüyle ifa edilinceye kadar karşılıklı olarak devam eder” davalı taraf bu maddeye istinaden sözleşmenin devam ettiğini hem şifahi hem de fiili olarak ifade etmiş olmasına rağmen müvekkiline uyguladığı tarifeyi yüksek miktardan uygulayacak şekilde değiştirdiğini, müvekkili kurum 2019 yılı hesaplarını incelerken davalının sözleşme devam etmiyor gibi farklı bir tarife uygulayarak en düşük düzeyde serbest tüketici kategorisinden fiyat tarifesi uygulayarak 414.790,93 TL + KDV fazladan fatura kesip tahsil ettiğini fark ettiğini, bu faturayı fark eder etmez de 11/02/2020 tarihinde EPDK’ya bildirimde bulunduğunu, davalıya da durumu bildirerek fazladan yapılan ödemenin iadesini istediğini, EPDK 13/12/2020 tarihli yazısı ile davalı şirketten bilgi ve belge istemini (EK:4) müteakip konunun çözümünün yargılamayı gerektirdiğinden bahisle cevap verdiğini, davalı şirket müvekkilde sözleşmenin devam ettiği kanısını oluşturduğunu, sözleşmenin bittiği iddiasında bulunan davalı buna uygun davranmamış, ne bir yazı ile sözleşmenin sona erdiğini, gaz vermeyi durdurduğunu bildirmiş ne de bir tarife değişikliğinden bahsettiğini, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, müvekkilinin gönderdiği fesih yazısının süresi geçtiğinden bahisle geçersiz olduğunu söylediğini, sözleşmenin devam ettiğini söyleyerek davranışıyla da bunu teyit ederek gaz vermeye devam ettiğini, madem tarife değişikliği uygulayacaktı yada gaz kesmesi yada buna ilişkin bir bilgilendirme yazısı göndermesinin gerektiğini, bunun yerine tabiri yerinde ise müvekkili tuzağa düşürdüğünü, bir tacire yakışmayacak şekilde davranıp haksız gelir elde etme yoluna gittiğini, aslında davalı böylece sözleşmesiz gaz verdiğini ve istediği tarifeyi uyguladığını da ikrar ettiğini, Doğal Gaz Piyasası Dağıtım Ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 38.maddesi dağıtım şirketi, sözleşmenin imzalanmasından önce, uygulanacak fiyatlandırma esasları ve sözleşme hükümleri hakkında talep sahibini doğru ve eksiksiz olarak bilgilendirir, dağıtım şirketi müşterilerini konut, ticari, sanayi ve benzeri olmak üzere gruplandırabilir ve bu müşteri grupları ile standart tip sözleşme yapacağını, konut abonelikleri için Kurul tarafından belirlenen tip sözleşme uygulanacağını, davalıya uygulanacak fiyatlandırma esaslarını ve sözleşme hükümlerini doğru ve eksiksiz olarak bilgilendirme yükümlüğünü yüklediğini, davalı serbest tüketici tarifesini uygulamış ise buna ilişkinde de taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığını, bu durumda da davalı sözleşme olmadan mı mal satmıştır? sorusu gündeme geldiğini, davalının fırsattan istifade ettiği basiretli bir tacir gibi davranmadığı hatta daha da ilerisi EPDK tarafından da kollandığı kanısı oluştuğunu, çünkü bu işlerde görevli olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu davalının sözleşmesiz gaz satmasını yukarıdaki yazıya göre kabul ederek davalıya hiç bir yaptırım uygulamadığını, taraflar arasındaki sorunun yargılamayı gerektirdiğini bildirdiğini, davalı yeni sözleşmeye davet etmediğini, tarifeyi değiştirdiği konusunda bilgi vermediğini, gaz vermeye devam ettiğini, müvekkilinde sözleşmenin devam ettiği kanısını oluşturarak ondan habersiz serbest tüketici tarifesi uyguladığını, taraflar arasında serbest tüketiciye ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, sözleşme olmadan gaz satımı ise hukuken mümkün olmadığını, davalı farklı tarife uygulamasını eski sözleşmenin son erdiğini varsayarak istediğini, sözleşmenin feshini kabul etmişse davalının yönetmeliğin 46.maddesine göre gaz vermeyi durdurup vanayı kapatmasının gerektiğini, böylece davalı vanayı kapatmayıp gaz vermeye devam etmekle yönetmelik hükmüne aykırı davranarak sözleşmenin devam ettiği izlenimi müvekkilde uyandırdığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 414.790,93 TL + KDV’nin temerrüt tarihi olan 11/02/2020 tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davacı kurum arasında yapılan sözleşmenin yenilenmeyeceği ve 31.12.2018 tarihi itibarıyla sona ereceği bizzat davacı tarafça yazılı olarak müvekkile bildirildiğini, uzatılmadığı için sona eren bir sözleşmeye dayanarak, sözleşmenin yürürlükte olmadığı sonraki dönem için bu davanın açıldığı dava dilekçesinde belirtilmediğini, taraflar arasında sözleşme olmadığında göre yetkili mahkemenin yürürlükte olmayan sözleşmenin yetkiye dair kurallarına göre belirlenmesi mümkün olmadığını, bu durumda yetki HMK Genel Kurullarına göre belirleneceğini, genel yetkili mahkeme ise HMK hükümlerine göre davalının merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmasının gerektiğini, müvekkilinin merkezinin bulunduğu yer ekşi vekâletname ve İTO kayıtlarından anlaşılacağı üzere Birlik Mahallesi 766. Sokak No:34 Esenler/İstanbul adresi olduğunu, bu adres ticaret mahkemeleri itibarıyla … Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanında kaldığını, bu sebeple yetkisiz İstanbul Ticaret Mahkemelerinde açılan davada yetkisizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, yetkili mahkeme … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı taraf hukuki temelden yoksun taleplerde bulunduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında 01/01/2018 ile 31/12/2018 tarihleri arasında geçerli olan özel tüketici statüsünde olan davacı kurumla Doğalgaz Alım Sözleşmesi imzalandığını, EPDK mevzuatına göre yıllık tüketimi belli m3 üzerinde olan tüketiciler dilerse bölgede doğalgaz dağtımı yapan şirketle serbest tüketici statüsünde sözleşme yapabileceğini, davacı kurum da müvekkili şirketle serbest tüketici statüsünde sözleşme imzaladığını, sözleşme devam ederken … OSB 31.10.2018 tarihinde yeni yıl için özel tüketici sözleşmesini yenilemeyeceğini yazılı olarak müvekkili şirkete bildirildiğini, davacı kurum serbest tüketici olarak belli tüketimleri çekmediği taktirde take or pay klozu gereği almadığı gazın bedelini ödemek istemediğini, bu sebeple tüketici sözleşmesini yenilemediğini, davacı aleyhine Alım Taahhüdünü İhlal ettiği için …. Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas (Görevsizlik Öncesi … Asliye Hukuk Mahkemesi Esası … Esas sayılı dava açılmış olduğu için davalı Serbest Tüketici olmak istemediğini, davacı aleyhine alım taahhüdü altında doğalgaz satın aldığı için …. Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı dosyası öncesi yapılan yazışmalar, talepler ve açılan dava sebebiyle davacı kurum 2019 yılında alım taahhüdü sebebiyle serbest tüketici sözleşmesini uzatmak istemediğini, zira davacı alayhine 2016 ve 2017 yıllarındaki eksik alım sebebiyle dava açıldığını, 2016 Yılı Eksik Doğalgaz Sebebiyle Ödenmesi Gereken Bedel davacı kurum 01.01.2016-31.12.2016 dönemi için toplan 1.379.954,01 Sm3 doğalgaz satın aldığını, sözleşme gereği yıllık sözleşme miktarı 2.000.000 Sm3; asgari alım taahhüdü ise 3.1.1. maddesi gereğince 1.600.000 Sm3 olduğunu, bu durumda yıllık asgari alım miktarı 1.600.000 Sm3 satın alınan doğalgaz miktarı 1.379.954,01 Sm3 = 220.046,12 Sm3 eksik gaz aldığını, eksik alınan doğalgaz bunun karşılığında sözleşmenin 3.1.1 maddesi kapsamındaki asgari alım bedelinin altındaki bedel olarak 198.070,49 TL’lik fatura keşide edildiğini, 2017 yılı eksik doğalgaz sebebiyle ödenmesi gereken bedel yıllık sözleşme miktarı 1.950.000 Sm3 olup, asgari alım miktarı sözleşmenin 3.1.1 maddesine göre 1.560.000 Sm3 olduğunu, davacı idarenin kullandığı doğalgaz miktarı 1.281.925,17 Sm3 – asgari alım taahhüdü 1.560.000 Sm3 = 264.465,64 Sm3 eksik doğalgaz kullanımı gerçekleştirdiği tespit edildiğini, eksik alım sebebiyle sözleşme kapsamındaki asgari alım bedelinin altındaki bedel olarak 219.742,15 TL’lik fatura keşide edildiğini, davacı ile müvekkili arasındaki sözleşmenin 3.2.2 “Asgari ödeme” başlıklı hükmü gereği alıcının almakla yükümlü olduğu ancak almadığı takdirde ödemesi gereken miktar sözleşmede belirlendiğini, sözleşmedeki hükümler gereği eksik alınan doğalgaz bedelinin müvekkile ödenmesi için dava açıldığını, al ya da öde yükümlülüğü doğal gaz alım-satım sözleşmelerinde şart olarak bulunduğunu, uygulamada, doktrinde ve karşılaştırmalı hukukta yer alan “al ya da öde” klozu gereği davacı kurum ile müvekkili şirket arasında ihtilafın mevcut olduğu çok açık olduğunu, iş bu sebeple dava dilekçesinde ekleriyle birlikte sunulduğu üzere alım taahhüdün altında kalan miktarla sözleşmedeki kararlaştırılan formüle göre belirlenen alım taahhüdünün altında kalan miktarın ödenmesi için dava açıldığını, sözleşmeyi yenilemeyen davacı hakkında 01 Ocak 2019 tarihinden itibaren EPDK’nın bu konuya dair düzenleyici işlemi olan 4169 Sayılı Kurul Kararı 8. maddesi gereğince tedarikçisini buluncaya kadar uygulandığını, serbest tüketici statüsünde olan davacı OSB hakkında tedarikçisini buluncaya kadar EPDK’nın bu konudaki düzenleyici işlemi olan 31.12.2012 tarihli ve 4169 no.lu kararının 8. maddesine göre uygulama yapılması zorunlu olduğunu, müvekkili şirket de EPDK’nın düzenleyici işlemine uygun şekilde uygulama yaptığını, müvekkili şirket de serbest tüketici olan davacı şirkete doğalgaz arzına devam etiğini, EPDK kararına göre müvekkili şirket serbest tüketici olan davacı kuruma, doğal gaz arzı sağlamış olup davacı taraf müvekkili şirket ile serbet tüketicilik tedarik sözleşmesi yapmadığı için, sözleşme yapılana kadar, dağıtım şirketi serbest tüketiciye, ilgili dağıtım bölgesinde geçerli olan en yüksek sistem kullanım bedeli uyguladığını, davacı kurum bu konuda EPDK’ya başvurduğunu, EPDK müvekkili şirketin mevzuata uygun işlem tesis ettiğini, davacının dilerse yargı yoluna başvurabileceğine karar verdiğini, davacı şirket müvekkili şirketin EPDK’nın 4169 sayılı kurul kararına göre yapılan uygulaması ile ilgili olarak EPDK’ya başvuru yaptığını, kurul tarafından müvekkili şirketten savunma istendiğini, müvekkili şirket de 4169 sayılı kurul kararında belirtildiği şekilde uygulamayı yaptığını yazı ile EPDK’na ilettiğini, EPDK tarafından davacı kurumun başvurusu ile ilgili olarak talebin yerinde olmadığına karar verildiğini, müvekkili şirket sözleşme hükümlerine ve EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygun hareket ettiğini, davacı kurumun EPDK’ya yaptığı başvuru ile ilgili olarak verilen karar içeriğinde de belirtildiği üzere serbest tüketici olan davacının müvekkili şirket ile sözleşme yenilemeyeceğini bildirmesine rağmen, yeni tedarikçi bulup onunla sözleşme imzalamadığı ve yeni tedarikçisini müvekkili şirkete bildirmediğinin açık olduğunu, serbest tüketici yeni dönemde dağıtım şirketi ile sözleşmesini yenilemeyip, yeni tedarikçisini dağıtım şirketine bildirmediği takdirde EPDK’nın 31.12.2012 tarihli ve 4169 nolu düzenleyici işlemine göre işlem tesis edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketle sözleşmesini yenilemeyen ve yeni tedarikçisini müvekkili şirkete bildirmeyen davacı şirkete doğalgaz arzı devam ettiğini, davalı kendi müşterileri için doğalgaz çekmeye devam etiğini, müvekkili mevzuata ve EPDK kararına göre müvekkili şirket serbest tüketici olan davacı kuruma, doğal gaz arzı sağladığını, davacı taraf müvekkili şirket ile serbest tüketicilik tedarik sözleşmesi yapmadığı için, sözleşme yapılana kadar, dağıtım şirketi serbest tüketiciye, ilgili dağıtım bölgesinde geçerli olan en yüksek sistem kullanım bedeli uyguladığını, davalı kurumun kendisinin sebebiyet verdiğini, mevzuata uymayan davranışlarının sorumluluğunu müvekkiline yükleme çalışmasının kabul edilemeyeceğini, hukukun en temel ilkelerinden birisi hiç kimse kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini, davacı kurum serbest tüketici olarak müvekkili şirket ile yaptığı doğalgaz tedarikine dair sözleşmeyi yenilemeyeceğini yazılı olarak bildirdikten sonra, yeni tedarik şirketi ile sözleşme yapmadığını, müvekkili şirkete bildirmediğini, bu durumda EPDK kararı gereği doğalgaz arzına devam edilmesi zorunlu olduğunu, davacı taraf da doğalgazı almaya devam ettiğini, müvekkili şirket doğalgaz arzına devam ettiğini, 4169 sayılı EPDK kararı gereği sözleşme yapılana kadar, dağıtım şirketi serbest tüketiciye, ilgili dağıtım bölgesinde geçerli olan en yüksek sistem kullanım bedeli uyguladığını, davacı şirket kendi eksikliğini veya kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi, doğalgaz tüketmeye devam ettiğini, sonradan bu haksız talepleri ileri sürdüğünü, taraflar arasında sözleşme olmayan dönem olduğu için talepleri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre zamanaşımına uğradığını, işin esasında davacı kurum tamamıyla haksız olmasına rağmen, taraflar arasındaki doğalgaz alım sözleşmesi 31.12.2018 tarihi itibarıyla sona erdiğini, davacı şirketin taleplerinin haklı olduğu veya bu anlama gelmemek şartıyla sözleşmesiz dönemde kullanılan doğalgazın bedelinin fazla olduğu ile ilgili iddialar ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istenebileceğini, sözleşmenin 3. maddesi tamamıyla çarpıtılmaya çalışıldığını, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki Doğalgaz Alım Satım Sözleşmesi uyarınca davalıya fazladan ödendiği iddia edilen fatura bedelinin iadesi talebine ilişkin alacak davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 04/11/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
… 4.Asliye Hukuk Mahkemesi talimat mahkemesi yoluyla bilirkişi … tarafından hazırlanan 09/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; alacağa konu edilen faturaların (2019 Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, dönem faturaları) tamamının (154- 759-1310-1913- 2914- 3055- 3660- 4248- 4857- 5467- 6076- 6694 nolu yevmiye maddelerinde işlendiği) davacının ticari kayıtlarında yer aldığı, yer alan ticari kayıtların, tek düzen muhasebe usul ve esaslarına uygun olduğu, rapor ekinde sunulan cari hesap (320 A040 cari hesap) bakiyesinin sıfır olduğu, yani davacı adına tahakkuk eden doğalgaz fatura bedellerinin tamamının davalı firmaya ödendiği tespit edildiğini, davaya konu 2019 yılı faturaların (2019/ 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,1 1,12 ay tahakkuk eden faturalar) tamamının ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, ticari kayıtlara yansıtıldığı, rapor ekinde sunulan cari hesap (320 A040 cari hesap) bakiyesinin /sıfır olduğu yani davacı adına tahakkuk eden doğalgaz fatura bedellerinin tamamın, davalı firmaya ödendiği tespit edildiğini, davalı tarafından, davacı adına keşide edilen faturaların (fazladan tahakkuk olarak düzenlendiği iddia edilen 2019 yılı Akmercan Doğalgaz faturaların), sözleşmeye uygun olup olmadığının tespiti mesleki alanına girmediğini, dosyanın konusunda uzman bir doğalgaz bilirkişiye verilmesi ve faturalarda tahakkuk eden tutarların dosyada mevcut sözleşmeye uygunluğunun değerlendirilerek tespitinin uygun olacağına ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişiler … ve Prof. Dr. …tarafından hazırlanan 22/02/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davalı tarafından davacıya … ve kademe 2 sistem kullanım bedellerine (2019 yılında taraflar arasında sözleşme olmadığının kabulünde ve davalının dağıtım bölgesindeki en yüksek kullanım bedeli uygulaması ile) uygun doğalgaz faturası kestiği, dolayısıyla davacının davalıdan herhangi bir alacağın olmadığı mütalaa edildiğini, davacı ile davalının sözleşmesinin devam ettiğinin kabulü halinde davacının alacak iddiasının incelemesi ile 467.723,40 TL, davalı tarafından davacıya aşağıda belirtildiği üzere dava konusu edilen 01/01/2019-31/12/2019 tarihleri 2.869.619,39 SM3 miktarda doğalgaz tüketim nedeni ile sözleşmenin devam ettiğinin kabulü halinde ise KDV hariç 4.527.726,24 TL doğalgaz bedeli tahakkuk edeceği, davalı tarafından davacıya kesilen KDV hariç kesilen 4.995.449,64 TL bedelden 4.527.726,24 TL (sözleşme devam ettiği varsayımında) davacının davalıya 467.723,40 TL fazla doğalgaz bedeli ödediği, davacının alacaklı olduğu hususunun kabul edilmesi halinde davacının 467.723,40 TL alacaklı olabileceğinin hesaplandığını, davacının iş bu davada talebi ile bağlı 414.790,93 TL talep edebileceği, davacı taraf asıl alacağına 11.02.2020 EPDK bildirim tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesini talep ettiği, TCMB verilerinden 11/02/2020 takip tarihi itibariyle akdi faizin % 13,75 olduğu görüldüğünden davacının belirlenen 467.723,40 TL asıl alacağına 11/02/2020 tarihinden itibaren % 13,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanabileceğine ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi heyetine sektör uzmanı … eklenerek bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 10/10/2023 tarihli raporda özetle: EPDK Kurul Kararı doğrultusunda, davalı dağıtım şirketinin 2018 yılında “…” üzerinden uyguladığı sistem kullanım bedeli oranını değiştirmek suretiyle 2019 dönem faturalarına “…” üzerinden yansıtmış olmasının sektörel mevzuat gereği olduğunu ve bu konuya yönelik herhangi bir aykırılığının olmadığını, bu doğrultuda sektörel mevzuat gereği davacı şirketin talep edebileceği bir alacağı bulunmadığı sonucuna ulaşıldığını, mahkeme tarafından davacının alacaklı olduğu hususunun benimsenmesi halinde ise kök raporda hesaplandığı üzere davacının 467.723,40 TL alacaklı olabileceğine ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi talimat raporu, bilirkişi kök ve ek raporları sonucunda; EPDK Kurul Kararı doğrultusunda, davalı dağıtım şirketinin 2018 yılında “…” üzerinden uyguladığı sistem kullanım bedeli oranını değiştirmek suretiyle 2019 dönem faturalarına “…” üzerinden yansıtmış olmasının sektörel mevzuat gereği olduğu ve bu konuya yönelik herhangi bir aykırılık olmadığı, bu doğrultuda sektörel mevzuat gereği davacı şirketin talep edebileceği bir alacağı bulunmadığı sonucuna ulaşılarak alınan raporların hüküm kurmaya denetimli ve elverişli olması sebebiyle davacının davasının sübut bulmadığından reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE,
2-Karar harcı 269,85 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7.083,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.813,75 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 64.070,73 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/12/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır