Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/664 E. 2023/620 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/664 Esas
KARAR NO:2023/620

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/10/2021
KARAR TARİHİ:12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …, 20.04.2021 tarihinde pazarlamacı – satış elemanı olarak işe başlamak suretiyle müvekkil şirketin bir çalışanı haline geldiği, kendisinin müvekkil şirket bünyesindeki çalışması 06.08.2021 tarihinde istifa etmesi sebebiyle son bulduğu, davalı …, işe girişi esnasında müvekkil şirket ile Rekabet Yasağı ve Gizlilik Sözleşmesi adıyla imzaladığı sözleşme ile işyerinden kendi ayrılırsa; ayrıldıktan sonraki 2 yıl boyunca kendi namına işverenle rekabet edecek herhangi bir iş yapmayacağını, işverenin meslek sırlarından yararlanarak danışmanlık yapmayacağını, aynı işle iştigal eden bir işyerinde çalışmaya başlamayacağını, aksi taktirde son aylık ücretinin 5 katı tutarında cezai şart ödeyeceğini kabul ettiği, ne var ki kendisi istifa dilekçesini verdikten hemen sonra, müvekkil şirketin 04.08.2020 tarihinden bu yana bayilik vermekte olduğu, müvekkil şirketin ürünlerini satmakta olan … A.Ş. Firması ile çalışmaya başlamış olup rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmesini alenen ihlal ettiği, işbu durumun şirketçe fark edilmesi üzerine kendisine derhal …. Noterliği’nin 17.08.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtarname keşide edilerek eylemlerin rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiği, bu kapsamda cezai şartın muaccel hala geldiği bildirilmiş ve cezai şartın ödenmesi talep edilmişse de davalı tarafça herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediği, yukarıda arz ve izah olunan ve tarafınızca re’sen saptanabilecek nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalının rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranışları nedeniyle sözleşmede yer alan cezai şartın şimdilik 1.000 -TL’sinin (kısmi davadır) ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek tarafımıza ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil davacı yanında tamamı … ilinde faaliyet gösterilmek üzere pazarlamacı olarak çalıştığı, müvekkil … Noterliği 24.08.2021 tarihli … yev. nolu ihtarnamede davacı yanındaki çalışmasını sonlandırma nedenlerini açıkça izah ettiği, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde her ne kadar istifa dilekçesi sunulmuşsa da uyapta ilgili delil taranmadığından ve tarafımıza da tebliğ edilmediğinden istifa dilekçenin geçerliliği ile ayrıntılı beyanda bulunma hakkı saklı tuttuğu, müvekkil haklı nedenlerle davacı firmadan ayrılmış ve hemen hemen aynı ücretle dava dışı … firmasında pazarlamacı olarak çalışmaya başladığı, Dava dışı firma da İstanbul ilinde faaliyet gösterdiği halde müvekkil yine … ilinde satış yaptığı, davacı yan üretim yapan bir firma olup dava dışı … firması al sat yapan ayrıca yalnızca davacının ürünlerini satmayan yüzlerce çeşit hırdavat malzemesini alıp satan bir bayi durumunda olduğu, Davacı ve dava dışı firmalar faaliyet konuları farklı olduğundan birbirlerine rekabetçi olabilecek durumda olmadığı, kaldı ki müvekkil davacı firmadan önce de hırdavat sektöründe çalışmış olduğundan … ilinde tamamen kendisine ait kendi portföyünde olan firmalara satış yaptığı, davacı yan bayilik sistemiyle çalıştığından müvekkilim davacının kendisine ait hiçbir müşteri bilgilerini bilmediğini gibi hesap bilgilerini dahi bilmediği, ayrıca rekabet yasağı sözleşmesine bir an için değer verildiği takdirde iddiaları kabul anlamına gelmemek kaydıyla sözleşmede aynı segmentte ürün satışı yapan firmalar Akçalı firması Favori firması vb şekilde belirtilmiş olup müvekkilin çalıştığı firma aynı segmentte üretim yapan firma olmadığından rekabet yasağına aykırılıktan söz edilemeyeceği, yukarıda izah ettiğimiz hususlar ile birlikte davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı ile davalı arasında akdedilen iş sözleşmesindeki rekabet yasağı hükmüne aykırılık sebebiyle cezai şart tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından, davalı …’ın 20.04.2021 tarihinde pazarlamacı-satış elemanı olarak davacı şirkette çalışmaya başladığı, 06.08.2021 tarihinde davalının istifa etmesi sebebiyle son bulduğu, davalının işe girişi esnasında davacı şirket ile Rekabet Yasağı ve Gizlilik Sözleşmesi adıyla imzaladığı sözleşme ile işyerinden kendi ayrılırsa; ayrıldıktan sonraki 2 yıl boyunca kendi namına işverenle rekabet edecek herhangi bir iş yapmayacağını, işverenin meslek sırlarından yararlanarak danışmanlık yapmayacağını, aynı işle iştigal eden bir işyerinde çalışmaya başlamayacağını, aksi taktirde son aylık ücretinin 5 katı tutarında cezai şart ödeyeceğini kabul etmiş olmasına rağmen istifa dilekçesini verdikten hemen sonra, davacı şirketin 04.08.2020 tarihinden bu yana bayilik vermekte olduğu, davacı şirketin ürünlerini satmakta olan … A.Ş. Firması ile çalışmaya başlamış olup rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmesini alenen ihlal etmiştir. Bu durumun davacı tarafça fark edilmesi üzerine kendisine derhal …. Noterliği’nin 17.08.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtarname keşide edilerek eylemlerin rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiği, bu kapsamda cezai şartın muaccel hala geldiği bildirilmiş ve cezai şartın ödenmesi talep edilmişse de davalı tarafça herhangi bir ödeme gerçekleştirilmemiş olması sebebiyle rekabet yasağı sözleşmesine aykırılıktan kaynaklı cezai şart tahsili istemi ile işbu davanın açıldığı, davalı vekili tarafından, haklı nedenle davacı firma ile iş ilişkisinin sona erdirildiği, iş ilişkisi davalı için çekilmez hal aldığından haklı nedenle iş akdinin feshi halinde buna bağlı olarak düzenlenen tüm anlaşmaların feshedilmiş olacağı göz önünde bulundurulması gerektiği, rekabet yasağı sözleşmesine değer verilebilmesi için davalının iş akdini herhangi bir haklı gerekçe olmadan feshetmesi gerekmektedir. Dava konusu olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığı savunması ile davanın reddi talep edilmiştir.
Talimat yolu ile beyanı alınan davalı tanığı… beyanında aynen;
“davalıyı eskiden iş arkadaşı olmam nedeniyle tanırdım, davalı ile birlikte davalının … kimyadan önce çalıştığı firma olan … Hırdavat firmasında birlikte çalışmıştık, sonrasında ailecek de görüşmeye başladık, davalı, davacı şirkette satış temsilcisi olarak yaklaşık 5-6 ay boyunca çalışmıştır, hangi yıl çalıştığını hatırlayamıyorum, ben davalının davacı şirketten kendi isteğiyle ayrıldığını biliyorum ama sebebini bilmiyorum, davacı şirketten sonra … firmasında çalışmaya başlamıştır, … Hırdavatta da satış temsilci olarak çalışmaktadır, şuanda hala … firmasında çalışmaktadır, ben şuan … teknikte çalışıyorum, benim çalıştığım firma … firmasıyla da iş yapmaktadır, … firması şu sıralar davacı firmadan ürün almamaktadır, eskiden davacı firmanın kimyasal ürün-sprey grubu ürünlerini satın almaktaydı ancak hangi tarihler arasında bu ürünleri aldığını hatırlayamıyorum, davalının, davacı şirketle çalışırken müşteri portföyüne, ürün özelliklerini, kalitesine, rakip-bayii firmaları hakkında bilgi sahibi olduğunu zannetmiyorum çünkü bende satış temsilcisi olarak ACM teknikte çalışıyorum, benim çalıştığım firma daha önceden davacı şirketi tanımıyordu. Bir şirket, yeni bir satış temsilcisi işe aldığında, satış temsilcisinden işe yeni başladığı zaman eski müşteriler yerine yeni müşteriler-yeni portföyü ister, benim çalışmış olduğum firma davacı firmanın eski müşterisi değildir, davacı firma ile hiç iş yapmamıştır, çalıştığım firma davalının çalıştığı firmayla, davalı … Hırdavatta işe başladıktan sonra çalışmaya başlamıştır, davacı şirket kimyasal ürünleri üreten bir üreticidir, davalının çalışmış olduğu … ise tüm hırdavat malzemelerini satan genel bir toptancıdır, davalının, davacı şirketten neden ayrıldığı hakkında bir bilgim yoktur, davalı, davacı şirkette çalışırken … bölgesinde çalışıyordu, … Hırdavatta da … ilinde çalışıyor ancak yakın iller olduğunda oralara da gidiyor, , davalının davacı şirkette çalışırken sahip olduğu müşteri porföyü ile … Hırdavatta çalışırkenki müşteri portföyünün aynı olup olmadığını bilmiyorum , tanıklık ücreti istemiyorum, görgüm ve bilgim bundan ibarettir” şeklinde,
Talimat yolu ile beyanı alınan davalı tanığı … beyanında aynen;
” davalıyı spor geçmişinden dolayı 2013 yılından beri tanımaktayım, davalı ile birlikte çalışma geçmişimiz olmadı ancak kendisinin çalıştığı yerlerden ürün aldım, benim hırdavat tedarik firmam vardır, … LDT. ŞTİ vardır, tarihini tam olarak hatırlayamamakla birlikte davalı , davacı firmada 2019-2021 yıllarında pazarlamacı olarak … bölge sorumlusu olarak çalışmaktaydı, davalının, davacı şirketten kendi isteğiyle mi yoksa işten çıkartılarak mı ayrıldığı hususunda bilgim yoktur, davalı, sonrasında … Hırdavatta bölge sorumlusu ve pazarlamacı olarak çalışmaya başlamıştır, günümüzde … Hırdavatın davacı şirketten ürün alıp almadığını bilemiyorum ancak eskiden yani davalının davacı şirkette çalıştığı dönemde ürün aldıklarını biliyorum, davalının, davacı şirkette çalıştığı konumda müşteri portföyüne, ürün özelliklerine, kalitesine rakip-bayii firmalar hakkında bilgi sahibi olup olmadığını bilemiyorum, … sadece davacı şirkete ait olan ürünleri satmamaktadır, çok farklı sektöre ait çok fazla şirkete ait malzeme-ürün satmaktadır, davalının hangi sebeplerden dolayı işten ayrıldığı hususunda herhangi bir bilgim yoktur, davalı … Hırdavatta … Bölge sorumlusu olarak çalışmakta ayrıca az da olsa çevre illere çalışmaya gitmektedir, davacı şirkette de çalışırken … Bölgesinde çalışmaktaydı, davalının davacı şirkette çalışırken sahip olduğu müşteri porföyü ile … Hırdavatta çalışırken ki müşteri portföyünün aynı olup olmadığını bilmiyorum, davalı ile dostuluğumuza istinaden davalı hırdavat sektöründe çalışmaya başladıktan sonra ben kendisi sayesinde tanımadığım firmalar ve tanımadığım firmalardan olan … ile çalışmaya başladım, ben davalı ile tanıştığımda hiçbir zaman davacı firma ile çalışmadım davacı firmayı da bilmiyorum, benim firmam davalı … davacı firmada çalışırken davacı firmanın bayiisi olan Yaşar Teknik, … gibi firmalardan alışveriş yapmaktaydım, davacı firmayla doğrudan hiçbir ticaretimiz olmamıştır,
Çelişki üzerine tanıktan sorulması üzerine tanık aynen; “ticaret gereği davacı gibi üretici firmalarla doğrudan iş yapılmaz davalı …, davacı şirkette çalışırken benim firmamı davacı şirketin bayiisi olan … Hırdavata yönlendirmişti ve bu şekilde ticaret gerçekleşmişti ayrıca ben şuanda … Hırdavatla çalışmaya devam ediyorum, tanıklık ücreti istemiyorum, görgüm ve bilgim bundan ibarettir” şeklinde,
Davacı tanığı …’nin mahkememizce alınan beyanın aynen;
” davacı şirket nezdinde satış ekip şefliği pozisyonunda 12 yıl çalıştım ve 2022 yılının Şubat ayında işten ayrıldım, davalıyı davacı şirkette iş görüşmelerini yapmam nedeniyle tanırım, davalının davacı şirkette 4 ay civarında … bölge satış temsilcisi olarak çalıştığını biliyorum, biz davalıya şirket işleri ile ilgili gerekli bilgileri ve eğitimleri verdik, … bölgesi davacının 10 yıldır çalıştığı bir bölgeydi, bildiğim kadarıyla halen davacı şirket bu bölgede çalışmaktadır, davacının müşterilere tanıdığı özel iskonto bedellerini vs.hususları davalıya öğrettik, biz kendisine müşteri sırlarının ve şirket sırlarının dışarıya çıkarılmaması konusunda sözleşme imzalattık, bizim sonrasında öğrendiğimiz kadarıyla davalı, bayimiz olan bir başka şirket ile iş görüşmesi yapmış, biz bu bilgiyi sonrasında sahadan öğrendik, kendisine bu durumun doğru olup olmadığını sorup durumu anlattık fakat kendisi maddi şartlar nedeniyle diğer tarafla çalışmak istediğini söyledi bize, diğer taraf olarak bahsettiğim şirket …’tır dedi.
Davacı vekilinin sorusu üzerine aynen: “… Hırdavatta satış sorumlusu olan … Bey, davacı şirketin Marmara sorumlusuna “Senin …’daki personelini alacağım.” demiştir, ayrıca ben denetlemelerimi habersiz yapmaktaydım, bir gün …’ya gittiğimde aracın takip sistemine baktığımda aracın uzun süredir aynı yerde olduğunu gördüm, aracın bulunduğu yere gittiğimde davalının, … Bey’in ve yanlış hatırlamıyorsam … Bey’in toplantı yaptıklarını gördüm; … Bey, … Bey’in üst yöneticisi idi, ben konuşmaları duymadım ancak beni gördükleri anda konuşmalarını bitirdiler, yapılan görüşmenin içeriği çok belliydi, o sırada kendilerine “Biz bu transfer işine karşıyız.” dedim, onlar da şakayla karışık olarak “Öyle bir şey yok.” dediler, davacı şirket sprey ürünler üretip satmaktadır, … Hırdavat da bir çok malzemenin toptancısıdır, bu malzemeler içerisinde sprey ürünler de bulunmaktadır, tanık ücretine ilişkin talebim yoktur ” şeklinde,
Davalı tanığı … … … mahkememizce alınan beyanında aynen;
” ben … … AŞ’de satış müdürü pozisyonunda çalışmaktayım, davacının 2020/3 döneminden itibaren 2021 yılına kadar bayiliğini yaptık, sonrasında bayiliğe son verdiler, davalı … …’ı 4 sene kadar önce Zeybekler Hırdavat firmasında bölgesel pazarlamacı olarak çalışırken tanımıştım, adı geçen firma sıkıntıya girdiği için oradan ayrılmak zorunda kaldı, ondan sonra adını hatırlamadığım başka bir firmada çalışmaya başladı, sektörü yine aynıydı, son olarak davacı şirkette çalışmaya başladı, bu şirketten de 2021 yılında ayrılıp bizde satış pazarlamacısı olarak çalışmaya başladı, … Kimya ile bizim iş kolumuz çok farklıdır, biz toptancı/ithalatçı olarak hırdavat satışı yapıyoruz, davacı şirket ise boya/kimya sektöründedir, davalının önceki çalışma alanlarından müşteri portföyü olduğu için bize uygun bir elemandı, biz de bu yüzden kendisini tercih ettik” ve
Davacı vekilinin sorusu üzerine aynen: “… Kimya hem üretim hem de bayileri aracılığı ile satış yapmaktadır, ayrıca çalıştığım firma da aerosol ürünlerinin satışını yapmakla birlikte genel ciro içerisinde çok küçük bir yere sahiptir, ayrıca tanık ücretine ilişkin talebim yoktur” şeklinde,
Davacı tanığı …’in mahkememizce alınan beyanında aynen;
” 2010 yılından beri davacı şirkette sigortalı olarak çalışmaktayım. Ben eskiden Marmara ve Karadeniz bölge sorumlusu olarak çalışmakta idim. 2022 Şubat itibariyle satış direktörü olarak görev yapmaktayım. Davalı … …’ı tanıma sebebim, bizim o dönem Bursada çalışacak Bölge Satış Temsilcisine ihtiyacımız vardı bu sebeple ben davalı ve davalı dışı başka kişilerin iş başvurusu kapsamında görüşme yapmak için ben ve … Bursaya gittik. Bursada davalı … … ile görüştük. Görüşme bittikten sonra kendisine daha sonra dönüleceğini söyledik. Yine aynı görüşmede kendisine şirketimizde 2,5-3 aylık bir eğitimden geçileceği bizim uzun soluklu çalışanlara ihtiyacımız olduğu bir personelin zaten 6 aylık bir süre sonunda verimli olabileceği bu sebeple bizden ayrıldıktan sonra aynı ürünleri satan rakip firmalarla çalışmaması gerektiği ve buna ilişkin eğer işe alım olursa sözleşme imzalanacağı hususlarını davalıya sözlü olarak bildirdik. Biz aynı gün içinde davalıya işe alım noktasında tekrar görüşmek istediğimizi söyledik. Aynı gün içinde davalı ile tekrar görüştük. Görüşme sonucunda davalıya yukarıda bahsettiğim hususlarda uyarıda bulunduk. Kendisine ayrıca başladığı andan itibaren bizim bütün müşteri ve ürün portföyümüzü her şeyi kendisine açacağımızı, bu tarihten itibaren bizim her şeyimizi bileceğinden ötürü bizden ayrıldığında bizimle aynı ürünleri satan firmalar ile 2 yıl boyunca çalışamayacağı noktasında uyardık. Ve kendisiyle el sıkıştık. Bir sonraki hafta pazartesi İstanbula gelmesini ve eğitime başlayacağını söyledik. Davalı İstanbula geldiğinde sözleşmeyi yaptık. Rekabet yasağı sözleşmede vardı. … … bizde başladığı andan itibaren şirketin tüm bilgilerine ulaşmış oldu. Bizim Bursada çalıştığımız tüm müşteri portföyü kendisine açıldı. Bu hususta kendisine tablet verildi. Davalı yaklaşık 3 ay bizle çalıştıktan sonra … Hırdavatta çalışan … isimli kişi bana birkaç defa … … ile çalışmak istediğini söyledi. Ben kendisine bizim şirketimiz için böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını söyledim. Bana böyle bir istek gelince bu hususta davalı … … ile görüştüm: Kendisine … Hırdavattaki …’ın kendisiyle çalışmak istediğiyle ilgili bilgisi ve alakası olup olmadığı yoksa …’ın kendi şahsi düşüncesi olup olmadığını sordum. Kendisi bana öyle bir şey yok diye söyledi. Bende tamam dedim. Daha sonra …, … ile çalışmak istediğini bir kez daha söyledi. Bende kendisine yine aynı şekilde olamayacağını söyledim. Ardından yanlış hatırlamıyorsam iş akdinden 3 ya da 4 ay sonra … Hırdavatta işe başlayacağını söyleyerek … işten ayrıldı. Kendisine imza attığı sözleşmeyi hatırlattım. … Hırdavatın bizim sattığımız ürünlerin muadillerini sattığını söyledim. Ve sözleşmeye ters düşeceğini üstüne basa basa anlattım. Ama kendisi yine de istifa edip çıktı. Bahsettiğim … bizim bayimiz idi. Davalı bu bayide çalışarak bizim bayi ile olan ilişkilerimizi de bozmuştur. Ve bu sebeple biz … Hırdavatla bayilik ilişkimizi sonlandırdık. Bildiğim kadarıyla davalı halen … Hırdavatta çalışmaktadır. Ayrıca bizim Bursadaki müşteri portföyümüzde bulunan müşterilere satış yapmaktadır. Yine davalı çalıştığı … Hırdavatta bizim ürün portföyümüzde bulunan ürünleri satmaktadır.” ve
Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulması üzerine aynen; “… Hırdavatın sattığı ürünler; Hırdavat ürünleri, testere Aerosol sprey vb ürünleri satar. Bizde testere ürünlerini satmayız. Aerosol sprey ürünlerini üretip satarız. … sprey ürünlerini üretmez. Yalnızca alıp satar. Bizim elemanlar tarafından davalının … Hırdavatta çalışırken bizim müşterilerimize gittiği, onlara satış yaptığı, broşür bıraktığı belirlenmiştir. Bu broşürlerde bizim de üretip sattığımız muadil ürünler ve spreyler vardır” ve
Davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan sorulması üzerine aynen;” Davalı ile ilk iş görüşmesi yaptığım tarihi net olarak hatırlamıyorum. Ama sonuçta işe alım tarihi resmi kayıtlarla sabittir, Bursada belki 500-600 tane hırdavatçı vardır. Biz bunların 200-300 belkide 400 tanesini ziyaret ediyoruz. Dava dışı … bu firmalarla çalıştığına ve davalıda … Hırdavatta çalıştığına göre bu firmaların hepsine satış yapmaktadır. Özellikle bizim müşteri portföyümüzde bulunup da davalı tarafın satış yaptığı firmaları örnek vermek gerekirse … ve … Hırdavatı söyleyebilirim ayrıca davalının hırdavat sektöründe dava evvel de çalışmış olması sebebiyle kendi tanıdığı firmalarda elbette vardır. Ancak ben bunları bilmiyorum. Ve onlarla da ilgilenmiyoruz. Sormuyoruz. Biz kendisiyle çalışmaya başladıktan sonra kendi müşteri portföyümüzü kendisine açtık. Kendisi bu portföydeki müşterileri öğrendi.” ve
Gereği üzerine tanıktan sorulması üzerine aynen; “Benim bulunduğum herhangi bir ortamda davalının bizim ürünlerimizi kötüleyici bir beyanına bizzat şahit olmadım. Ancak duyduklarım kataloğunu açtığı ve bizim muadil ürünlerimizi müşterilerimize sattığı yönündedir.” şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; davacı ile davalı arasındaki iş akdi kapsamında, “Rekabet Yasağı Ve Gizlilik Sözleşmesi” akdedildiği, sözleşmede, iş akdinin taraflardan birinin sonlandırılması durumunda benzer işler yapan başka bir şirkette veya kendi nam ve hesabına iki yıl boyunca çalışamayacağının kararlaştırıldığı, davalının bu süre dolmadan sözleşmeye aykırı biçimde aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirkette çalışmaya başladığı, davacı tarafça sözleşme gereğince cezai şart bedelinin tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
TBK’nun 444/1. maddesi; “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir” hükmünü haizdir. Buna göre rekabet yasağı sözleşmesinden söz edilebilmesi için ilk olarak işçinin fiil ehliyetine sahip olması ve iş sözleşmesinin kurulması sırasında veya iş ilişkisi devam ederken işçinin sözleşmenin sona ermesinden sonra rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün yazılı olarak iş sözleşmesine konulması veya bu konuda ayrı bir sözleşmenin (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılması gerekmektedir.
TBK’nın 445/1. maddesi “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz” hükmünü haizdir. Buna göre rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğinin ölçüsüz ve hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye girmesini önleyecek şekilde süre, yer ve konu (işin türü) bakımından uygun sınırlar içinde kararlaştırılmış olması gerekir; aksi takdirde rekabet yasağı sözleşmesi geçersizdir. Öte yandan mülga B.K.’dan farklı olarak yürürlükteki TBK ile rekabet yasağı sözleşmesinin işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürmesi yönünden hâkime kapsamı veya süresi bakımından rekabet yasağına müdahale ve sınırlama yetkisi verilmiştir. TBK’nın 445/2. maddesi; “Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir” hükmünü haizdir.
Rekabet yasağına ilişkin hükmün TBK’nın 445/1.maddesi uyarınca zaman sınırlaması içerdiği, aksi durumda dahi aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir. Ancak bu sınırlama, yasal düzenleme gereğince, işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun bir şekilde göz önünde tutmak suretiyle yapılır. Oysa, olayımızda, işçinin rekabet yasağı karşılığında, işverenin herhangi bir karşı edim üstlenmediği anlaşılmaktadır. TBK’nın 420/1.maddesi uyarınca, hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza şartı geçersizdir. Burada söz konusu olan kısmi geçersizlik olup sadece ceza şartını öngören madde hükmünü geçersiz kılar.
Somut olayımızda, rekabet yasağını ve buna bağlı olarak ceza koşulunu düzenleyen sözleşmede, sadece işçi aleyhine ceza koşulu getirildiği, bunun karşılığında işverene bir yükümlülük getirilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle de sözleşmedeki cezai şartın geçersiz olduğu geçersiz sözleşme hükmüne dayalı cezai şart talebinin yerinde kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL ile 460,68 TL ıslah harcının toplamı olan 519,98 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 250,13 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üstünde bırakılmasına,
4-Karar kesinleşinceye kadar yapılacak giderlerin davacının yatırmış olduğu gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye avansın davacıya iadesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 9.200,00-TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2023

Katip …

Hakim …