Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/663 E. 2021/751 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/628 Esas
KARAR NO :2021/714

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/09/2014
KARAR TARİHİ:03/12/2021

Mahkememizden verilen 27/04/2017 tarih ve … Esas 2017/339 sayılı kararı Yargıtay, 16. Hukuk Dairesi’nin 05/11/2019 tarih ve 2017/3771 Esas 2019/2384 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA yeni esasına kaydedilerek yapılan yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunduğunu buna istinaden mal alış verişinde bulunduklarını, müvekkilinin ön alım amacı ile davalı yana senetler verdiğini, ön alım niyeti ile verilen senetlerin davalı yanca 30/09/2011 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … e numaralı dosyası ile 10/12/2009 tanzim tarihli ve 29/04/2011 vade tarihli 42.298,00 USD miktarlı bono ve 10/12/2009 tanzim tarihli ve 29/04/2011 vade tarihli 53.770,00 USD miktarlı 3 adet bonodan dolayı icra takibi başlattığını, bu takip sonucu hukuka aykırı olarak müvekkiline haciz yapıldığını cari hesaplarda açık bir şekilde görüleceği üzere 109.842,58 olarak görülmesine rağmen davalının farklı miktarlar üzerinden haciz başlattığını, bu sebeple huzurdaki davanın açılarak ticari defter ve kayıtların incelenmesi ile müvekkili aleyhine açılan takibin iptali ve müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, takibin dava sonuna kadar durdurulmasına yönelik teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, davalı yanın kötü niyetli olduğunu bu sebeple davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasındaki ticari ilişki nedeniyle başlattıkları takibe konu bonoların 3 değil 2 adet olduğunu, davacının huzurdaki davasını 20.000,00 TL üzerinden açtığını, bu sebeple bu tutar üzerindeki miktarı kabul ettiğini, beyanlarının talepleri ile örtüşmediğini, davacının ön alıma ilişkin verildiği iddiasının ise ispata muhtaç olduğunu, davacının alacağın tahsilini sürüncemede bırakmak için davayı açtığını, dosya kapsamı ve sunulan delillere göre davanın reddini, ihtiyati tedbir talebinin reddini, davacı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
-Mahkememizin … E ve 2017/339 K. Sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye 16 Hukuk Dairesinin 2017/3771 esas 2019/2384 karar sayılı ilamıyla kaldırılarak eldeki esaslı dosya üzerinden BAM kararı da gözetilerek yargılama yapılmıştır…
DEĞERLENDİRME:
Dava İİK’nun 72. Maddesine göre açılmış menfi tespit davası olup, davacı taraf davalının yapmış olduğu icra takibine konu borcunun bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Dava konusu olan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış olup, incelenmesinde; alacaklının işbu dosyamızın davalısı, borçlunun işbu dosyamızın davacısı, alacak kalemlerinin 96.068,00 USD asıl alacak, 3.242,62 USD faiz, 2.882,04 USD komisyon, 79,00 USD protesto masrafı olmak üzere toplam 102.271,66 USD olduğu, borcun sebebinin 10/12/2009 tanzim tarihli ve 29/04/2011 vade tarihli 42.298,00 USD VE 53.770,00 USD miktarlı iki adet bono olduğu görülmüştür.
İstanbul Bölge Adliye 16 Hukuk Dairesinin 2017/3771 esas 2019/2384 karar sayılı ilamında “Dava konusu ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı … … …Şti tarafından , … … … Ltd Şti ve … hakkında kambiyo senedine dayalı olarak 96068 USD asıl alacak, 3242,62 TL faiz, 2.882,04TL %3 komisyon, 79 TL Protesto masrafı olmak üzere; toplam 102.271,66USD üzerinden takip başlatılmış olup yargılama sırasında mahkemece 102.271,66USD’nin dava tarihindeki karşılığına göre hesaplanan değer üzerinden nisbi harç tamamlatılmıştır. Takibe konu senetler incelendiğinde; 53.770 USD bedelli 29.04.2011 Vade, 10.12.2009 tanzim tarihli 53.770 USD bedelli “nakden kaydı bulunan” senette keşidecinin davacı … … Şti ile … olduğu, lehtarın … … … Şti olduğu, 42.298USD bedelli 29.04.2011 vade tarihli, 10.12.2009 tanzim tarihli “nakden kaydı bulunan” bonoda ise; keşidecinin … … ŞTİ, lehtarın … olduğu, …’nin dava dışı … …’a senedi ciro ettiği, … …’ın cirosundan sonra ciro silsilesinde son hamil olarak … … …AŞ’nin isminin yer aldığı anlaşılmıştır. Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, bu durumda senedin talili yönünden ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacaktır. Somut uyuşmazlığa konu; senetlerde nakden kaydı mevcut olup, davacı ise yapılacak bir iş için önceden ödeme amaçlı (avans olarak) ön ödeme şeklinde verildiğini iddia ettiğinden; davacı senedin sebebini talil etmiştir. Bu nedenle; davacı bu husustaki iddiasını kesin delil ile ispatla yükümlüdür. Senetlerin ticari defterlerde kayıt olmaması senedi hükümden düşürmez. Keza; 42.298USD bedelli bonoda davacılar ile davalı arasında doğrudan ciro ilişkisi/temel ilişki bulunmamaktadır. Davalı senet sebebinde talil iddiasını iyiniyetli hamile karşı ileri süremeyecektir. Ancak bu senet yönünden protestoya ilişkin kaşe mevcut olup takip talebinde alacak miktarına protesto masrafı da dahil edilmiş ise de; protesto evrakına dosyada rastlanmamıştır. Bu durumda protesto evrakının ibrazı yahut bilgilerinin bildirilmesi için davalı vekiline süre verilerek sonrasında protesto evrakı ile birlikte iş bu çek ile diğer çekin ciro silsilesinin faklı olduğu, 42.298USD bedelli senette keşidecinin salt … … Ltd Şti olduğu dikkate alınarak her iki çekin ayrı ayrı değerlendirilerek inceleme yapılması gereklidir. Neticeten ise davacı taraf, delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığından mahkemece davacıya yemin deliline başvuru hakkı hatırlatılmalı ve neticesine göre takip talebi ve senetler ayrı ayrı dikkate alınarak delillerin değerlendirilmesi sureti ile karar verilmesi gerekliyken davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, kabul edilen istinaf istemine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde bozularak mahkememize gönderilen dosya yargılama yeniden yapılmıştır.
Somut uyuşmazlığa konu; senetlerde nakden kaydı mevcut olup, davacı ise yapılacak bir iş için önceden ödeme amaçlı (avans olarak) ön ödeme şeklinde verildiğini iddia ettiğinden; davacı senedin sebebini talil etmiştir. Bu nedenle; davacı bu husustaki iddiasını kesin delil ile ispatla yükümlüdür. Bu nedenle davacı tarafa yemin delili hatırlatılarak kesin süre verilmiş , bu süre içinde davacı taraf yemin deliline dayanmamış ve bu iddiasını kesin delil ile ispat edememiştir.
Tarafların iddia ve itirazlarının değerlendirilmesi sonucu yapılan değerlendirme sonrasında davacının senetleri vermesindeki amacın ön alım olduğu yönündeki beyan ve iddialarının yerinde olmadığı dolayısıyla davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 59,30 TL olup, peşin alınan 3.564,55 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 3.505,25 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza