Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/635 E. 2021/697 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/635 Esas
KARAR NO : 2021/697
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2016
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … adlı işletmesi 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu kapsamında turizm işletme belgesine haiz bir işletme olduğunu, tesis elektrik tüketimleri yönünden davalı şirketin halen … nolu abonesi olduğunu, halen yürürlükte olan kanunun 16. Maddesinde “turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgede snaayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler” hükmünün yer aldığını, yasanın bu emredici hükmüne zaman zaman uymaktan imtina eden elektrik dağıtım kurumlarına ve sular idarelerine karşı turizm belgeli tesislerin açmış oldukları davaların lehlerine neticelendiğini belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, taraflarına tebliğ edilen tebliğ zarfında yalnızca dava dilekçesinin yer aldığını, eklerin taraflarına tebliğ edilmediğini, davanın esastan reddinin gerektiğini, 4736 sayılı yasa ile Bakanlar Kurulu’na tanınan yetki üzerine 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile indirimli tarifeden yararlanan kişi ve kuruluşların belirlendiği, 233 sayılı KHK’nın 35. Maddesine göre de “teşebbüs, müessese, bağlı ortaklıklar ile işletmelerde üretilen mal ve hizmet fiyatlarını tespitte serbest olduğu ve fiyatların gerektiğinde Bakanlar Kurulunca tespit edilebileceği, görevden doğan zararların da hazinece karşılanacağı” hüküm altına alındığı, ancak 02/04/2004 ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile … ve Bağlı Ortaklıkları özelleştirme kapsam ve programına alınarak 4046 sayılı özelleştirme yasasına gabi bir şirket haline getirilerek 2002/4100 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının mesnet aldığı 233 sayılı KHK kapsamı dışında bırakıldığını, bu nedenle de Hazine Müsteşarlığının 14/05/2004 tarihli yazısı ile 02/04/2004 tarihinden sonraki görev zararlarının Hazine Müsteşarlığı bütçesinden karşılanma olasılığının kalmadığının bildirildiğini, hal böyle olunca … Yönetim Kurulunca 28/07/2004 tarih ve 25-597 sayılı kararı ile ve Hazine Müsteşarlığının 14/05/2004 tarih ve 28727 sayılı yazıları da dikkate alınarak Turizm belgeli abonelere uygulanan indirimli tarife uygulamalarının müvekkili şirketin özelleştirme kapsamına alındığı 02/04/2004 tarihinden sonra uygulanmaması ve ait oldukları abone grubu tarifesinin uygulanması hususlarında karar alındığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Turizm Teşvik Belgesine sahip işletmenin, dava dilekçesinde talep edilen dönemler arasında kullandığı elektriğin bedelinin 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı şekilde ticarethane tarifesi üzerinden ücretlendirilerek davacı aboneden fazla para tahsil edildiği gerekçesiyle fazla ödenen bedelin tahsili amacıyla davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 30/04/2019 tarih, 2016/ … esas, 2019/… karar sayılı kararı ile; “…….Turizm Teşvik Kanunu’nun 16.maddesi yürürlükte olmakla birlikte, Bakanlar Kurulu’nun 24/05/2010 tarihli Turizm Belgeli Yatırım ve İşletmelere Elektrik Enerjisi Desteği Hakkında Kararı 29/06/2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kararda Kültür ve Turizm Bakanlığından “Turizm Yatırım Belgesi” veya “Turizm İşletme Belgesi” almış yatırım ve işletmelerin tükettikleri elektrik enerjisi bedellerinin bir kısmının bütçeden karşılanmasının usul ve esasları düzenlenmiştir. Kararın 16/07/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği bu kararın 8. maddesinde öngörülmüştür. Davacının talebinin ise Bakanlar Kurulu’nun 24/05/2010 tarihli kararının geçerli olacağı 16/07/2009 tarihinden önceki 12/06/2007-16/07/2009 tarihleri arasındaki enerji bedellerine ilişkin olduğu belirlenmiş olmakla Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı olarak yüksek tarifeden tahsil olunan ve bilirkişiler hesaplanan asıl alacak miktarları ile Mahkememizce faturaların ödeme tarihlerinden itibaren hesap edilen işlemiş faizleri yönünden, davalının …. İcra Dairesinin 2016/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir. Yine yukarıda yapılan açıklamalar gereğince davacının ıslah dilekçesi ile talep ettiği bakiye bedel yönünden talebinin tahsile ilişkin olduğu ve emsal gösterilen Yargıtay ilamları gereğince talebinin yerinde olduğu kanaatine varıldığından ve usul ekonomisi gereğince bu bedeller yönünden ise yine faturaların ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilerek ” şeklinde gerekçelendirilerek Davanın kısmen kabulü ile, davalının …. İcra Dairesinin 2016/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin;
344,75 TL asıl alacak ile asıl alacağa 25/06/2007 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 526,99 TL işlemiş faiz,
887,59 TL asıl alacak ile asıl alacağa 23/07/2007 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.336,71 TL işlemiş faiz,
1.033,79 TL asıl alacak ile asıl alacağa 23/08/2007 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.531,08 TL işlemiş faiz,
1.388,78 TL asıl alacak ile asıl alacağa 21/09/2007 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 2.024,40 TL işlemiş faiz,
1.224,70 TL asıl alacak ile asıl alacağa 23/10/2007 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.753,65 TL işlemiş faiz,
800,74 TL asıl alacak ile asıl alacağa 26/11/2007 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.124,65 TL işlemiş faiz,
1.113,49 TL asıl alacak ile asıl alacağa 24/12/2007 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.538,79 TL işlemiş faiz,
1.358,56 TL asıl alacak ile asıl alacağa 24/12/2007 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.849,19 TL işlemiş faiz,
1.988,59 TL asıl alacak ile asıl alacağa 24/01/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 2.660,71 TL işlemiş faiz,
2.023,99 TL asıl alacak ile asıl alacağa 22/02/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 2.664,65 TL işlemiş faiz,
2.021,41 TL asıl alacak ile asıl alacağa 24/03/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 2.614,90 TL işlemiş faiz,
1.599,64TL asıl alacak ile asıl alacağa 21/04/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 2.037,35 TL işlemiş faiz,
1.266,77 TL asıl alacak ile asıl alacağa 28/05/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.602,12 TL işlemiş faiz,
1.380,82 TL asıl alacak ile asıl alacağa 19/06/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.698,39 TL işlemiş faiz,
3.839,77 TL asıl alacak ile asıl alacağa 11/08/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 4.572,32 TL işlemiş faiz,
1.463,84 TL asıl alacak ile asıl alacağa 21/08/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.732,28 TL işlemiş faiz,
2.810,75 TL asıl alacak ile asıl alacağa 18/09/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 3.267,98 TL işlemiş faiz,
1.849,58 TL asıl alacak ile asıl alacağa 20/10/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 2.106,67 TL işlemiş faiz,
901,26 TL asıl alacak ile asıl alacağa 17/11/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.007,20 TL işlemiş faiz,
1.010,63 TL asıl alacak ile asıl alacağa 15/12/2008 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.108,49 TL işlemiş faiz,
1.201,70 TL asıl alacak ile asıl alacağa 19/01/2009 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.286,95 TL işlemiş faiz,
967,34 TL asıl alacak ile asıl alacağa 16/02/2009 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.015,93 TL işlemiş faiz,
1.219,67 TL asıl alacak ile asıl alacağa 19/03/2009 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.252,97 TL işlemiş faiz,
989,75 TL asıl alacak ile asıl alacağa 17/04/2009 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 997,79 TL işlemiş faiz,
26-702,13 TL asıl alacak ile asıl alacağa 18/05/2009 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 695,91 TL işlemiş faiz,
27-743,20 TL asıl alacak ile asıl alacağa 18/06/2009 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 724,11 TL işlemiş faiz,
28-1.615,79 TL asıl alacak ile asıl alacağa 20/07/2009 tarihinden, takip tarihi olan 17/06/2016 tarihine kadar hesap edilen 1.547,37 TL işlemiş faiz,
Olmak üzere toplam 37.749,03 TL asıl alacak ve 46.279,55 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacak tutarlarına takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen asıl alacak tutarı 37.749,03 TL’nin %20’si oranında hesap edilen 7.549,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Reddedilen kısım yönünden şartları oluşmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
4- Davacı vekilinin ıslah dilekçesi kapsamında alacak talebinin kabulü ile; 1.962,85 TL’nin 23/07/2007 tarihinden, 2.794,23 TL’nin 23/08/2007 tarihinden, 1.988,03 TL’nin 21/09/2007 tarihinden, 983,18 TL’nin 23/10/2007 tarihinden, 2.371,03 TL’nin 26/11/2007 tarihinden, 1.273,88 TL’nin 24/12/2007 tarihinden, 355,94 TL’nin 24/01/2008 tarihinden, 276,02 TL’nin 22/02/2008 tarihinden, 263,34 TL’nin 24/03/2008 tarihinden, 218,15 TL’nin 21/04/2008 tarihinden, 188,29 TL’nin 19/06/2008 tarihinden, 329,06 TL’nin 11/08/2008 tarihinden, 120,00 TL’nin 21/08/2008 tarihinden, 205,01 TL’nin 18/09/2008 tarihinden, 153,41 TL’nin 20/10/2008 tarihinden, 66,20 TL’nin 17/11/2008 tarihinden, 74,25 TL’nin 15/12/2008 tarihinden, 164,34 TL’nin 19/01/2009 tarihinden, 130,61 TL’nin 16/02/2009 tarihinden, 164,70 TL’nin 19/03/2009 tarihinden, 135,04 TL’nin 17/04/2009 tarihinden, 99,03 TL’nin 18/05/2009 tarihinden, 104,84 TL’nin 18/06/2009 tarihinden, 164,42 TL’nin 20/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline….” dair karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan istinaf incelemesi neticesinde; … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 08/10/2020 tarih, 2019/ … esas, 2020/ … karar sayılı ilamı ile; “….. Bakanlar Kurulunun 2002/4100 sayılı kararı ile turizm belgeli yatırım ve işletmelerin indirimli tarifeden yararlanacakları kararlaştırılmış iken, 16.07.2009 tarihinde yürürlüğe giren 2010/478 sayılı kararla turizm işletmeleri hakkındaki indirimli tarife uygulaması yürürlükten kaldırılarak, turizm belgeli yatırım ve işletmelere yaptıkları elektrik enerjisi sarfiyatının bir kısmının enerji desteği olarak ödenmesi kararlaştırılmıştır.
Davalı tarafın istinaf sebepleri yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında incelendiğinde, davacı tarafça husumetin Hazineye yöneltilmesi ileri sürülmüş ise de, dava konusu edilen alacağın ait olduğu dönemler itibarıyla, yukarıda açıklanan Bakanlar Kurulu kararına göre yüksek tarifeden tahsil olunan enerji bedellerini tahsil eden tedarikçi şirket olan davalıya husumetin yöneltilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Davada abonelik sözleşmesinden kaynaklı, uygulanması gereken tarife dışında fazla tahsil edilen kısmın iadesi talep edilmekle; TBK 146.madde kapsamında dava konusu alacak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, ıslah tarihi itibarıyla ıslah edilen dönemler için de zamanaşımının dolmadığı anlaşılmıştır.
Ancak; BK.101/1. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Bu nedenle, gecikme faizi yürümesi için borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Somut olaya gelince; davacı, davalıyı davadan önce temerrüde düşürmemiş olup; davanın açılmasıyla davalı temerrüde düşmüştür. Bu nedenle mahkemece dava tarihinden itibaren itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken ödeme tarihlerinden itibaren avans faizine hükmedilmiş ise de davalının bu hususta açık bir istinaf sebebi bulunmadığından HMK’nın 355. Maddesi gereğince bu hususta karar verilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla; davacının turizmi teşvik belgesinin talep edilen dönemler için geçerli olduğu, Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı olarak yüksek tarifeden tahsil olunduğu ve dava konusu dönem için davacıya herhangi bir katkı ödemesi yapılmadığı da anlaşıldığından dosya kapsamı, delil durumu, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine…” dair karar verildiği, kararın davalı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 27/05/2021 tarih, : 2020/… esas, 2021/… karar sayılı bozma ilamı ile; “….. her dava, kural olarak iki kısımdan; tespit ve eda kısımlarından oluşur. Davanın kısmi nitelikte olması halinde önceden açılan davada kesinleşen ilamın tespit kısmı, kalan kısım hakkında açılan ikinci davanın tespit kısmı için kesin hüküm oluşturur ve kuşkusuz bağlayıcıdır. Öğreti ve yargısal uygulamada; kısmi davanın redle sonuçlanması halinde tüm alacak hakkında kesin hüküm oluşacağı; kısmi dava kısmen kabul kısmen redle sonuçlanırsa her iki bölüm yönünden de kesin hüküm oluşacağı; kısmi dava tümüyle kabul edilirse de kararın tespit bölümünün açılan ek dava için kesin hüküm oluşturacağı kabul edilmiştir. Eş söyleyişle; kısmi dava sonunda davalının borcu ödemeye mahkum edilmesi veya kısmi davanın tamamen veya kısmen reddine karar verilmiş olması halinde taraflar arasındaki borç ilişkisinin varlığı ya da yokluğu da tespit edilmiş olur ki, bu tespit zorunlu olarak borç ilişkisinin tümünü kapsar. Bu nedenle kısmi dava sonunda verilen ve kesinleşen kararın tespite ilişkin bölümü sonradan açılan ek dava için kesin hüküm oluşturur.(Bkz. HGK.2007/15-126 E, 2007/210 K. 18.04.2007 tarih) Kısacası; ikinci davaya bakan mahkeme, kısmi davanın davalının sorumluluğuna ilişkin bu tespit bölümüyle bağlıdır. Burada davalının haksızlığı olgusu artık tartışılamaz hale gelmiştir. Zira, kesin hüküm bulunan bir konuda, mahkemenin bu yönün doğruluğunu yeniden araştırma ve inceleme konusu yapmasına olanak bulunmamaktadır. Bu yön kamu düzenine ilişkin olup, mahkemeler ve Yargıtayca res’en göz önünde tutulmalıdır. Açıklanan hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.02.1980 tarihli ve 1980/9-73 Esas, 1980/186 Karar sayılı; 02.06.1982 tarihli ve 1981/11-1130 Esas, 1982/549Karar sayılı ve 09.11.1988 tarihli ve 1988/15-5/ Esas, 1988/898 sayılı kararlarında da açıkça vurgulanmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı tarafından davalı aleyhine açılmış bulunan ve yukarıda ayrıntıları ile safahatı açıklanan kısmi dava taleple bağlı kalınarak 5.000 TL üzerinden sonuçlanmış; böylece davaya dayanak alınan hukuki ilişkinin varlığı saptanarak, davalının sorumluluğu da kesinleşen bu hükümle tespit edilmiştir. Kısmi davada alınan bilirkişi raporunda alacağın miktarı 44.116,31 TL olarak tespit edilmiş mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınmış ve alacağın miktarı 51.990,11 TL olarak belirlenmiştir. Oysa ki kesinleşen kararın tespite ilişkin bölümünün sonradan açılan itirazın iptali davası için kesin hüküm oluşturacağından kuşku bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… Esas sayılı dosyasında verilen hükmün kesinleştiği ve söz konusu kesinleşen hükümde alacağın miktarı 44.116,31 TL olarak bilirkişilerce tespit edildiği halde yanılgılı değerlendirme ile davacının ıslah talebi nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir….” gerekçesiyle işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına ve mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce 23/11/2021 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup, bozma ilamı doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde; iş bu ek davaya esas …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/05/2016 tarih, 2014/… esas, 2016/… karar sayılı kararı ile, 06/04/2016 tarihli bilirkişi raporu esas alınmakla 5.000,00 TL’lik taleple bağlı kalınarak davanın toplam 5.000,00 TL bedel üzerinden kabulüne karar verilmiş ve hüküm kesinleşmiştir. Söz konusu mahkeme kararındaki tespite ilişkin hükmün işbu dosya bakımından kesin hüküm oluşturacağından bahisle mahkememiz kararının Yargıtay tarafından bozulması üzerine ilgili dava dosyasında alınan 06/04/2016 tarihli bilirkişi raporundaki her bir fatura dönemi için fazla ödendiği tespit edilen bedeller mahkemmeizce teyit amaçlı olarak hesaplandığında toplam fazla ödenen bedelin 44.115,71 TL olduğu anlaşılmakla bu bedel üzerinden ilk davada hükme bağlanan toplam 5.000,00 TL’nin mahsubu ile bulunan 39.115,71 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne, mahkememizce bozma öncesi verilen kararın faiz yönünden istinaf ve temyiz edilmediği bu sebeple bozma ilamı öncesinde mahkememizce faiz yönünden her bir fatura ödeme tarihinden itibaren faiz hükmedilmesine dair hükmün kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Faiz yönünden; 818 sayılı BK’nın 101.maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. TBK’nın 117. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şart olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda davalının takip tarihinden önce temerrüde düştüğünü gösteren bir belgenin sunulmadığı gibi davalının kötüniyetli olduğu da ispat edilmediği bu hali ile davalının mahkememizin işbu dosyasına konu icra takip tarihi olan 17/06/2016 tarihi itibari ile temerrüde düşürüldüğü ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 12/02/2020 tarih, 2019/3779 esas, 2020/1138 karar sayılı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/05/2017 tarih, 2015/15030 esas, 2017/2681 karar sayılı ilamları) gözetilerek toplam miktara takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, asıl alacak miktarı yönünden alacağın likit olması sebebiyle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı tarafından … İcra Dairesinin 2016/… Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin asıl alacak miktarı olan 39.115,71-TL yönünden devamına, bu miktara takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Asıl alacak miktarı olan 39.115,71-TL’nin %20’si oranında hesap edilen 7.823,14-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.671,99-TL karar ve ilam harcından peşin alınan ve ıslah harcı toplamı 1.974,69-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 697,30-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 29,20-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 1.526,50-TL olmak üzere toplam 1.555,70-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.170,35-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç ve ıslah harcı gideri 1.974,69-TL’nin toplamı olan 3.145,04-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 200,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 49,52-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.867,36-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren onbeş günlük kesin süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)