Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/623 E. 2021/630 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/623 Esas
KARAR NO:2021/630

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/09/2014

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN … E – ,,, K SAYILI DOSYASI,

DAVA TARİHİ19/04/2013
KARAR TARİHİ:08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili asıl davada; müvekkili ile davalı arasında …, …, … nolu sözleşmelerin yapıldığını, davanın temel dayanağı olan hususun taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3.1.maddesinde tanımlanan ana hizmet kavramının ayrılmaz bir parçası olan kaçak elektrik kullanan abonelerin …’a bildirilmesinin neticesi olarak ödenmeyen ihbarlara ilişkin alacak olduğunu, müvekkili firmanın gerek sözleşme gerekse teknik şartnamedeki yükümlülükleri gereğince endeks okuma ihbar fişi doldurarak kurumu bir anlamda önce zarardan kurtarmak babında, daha sonra da gelirini artırmaya yönelik olarak yapmış olduğu bu işlemde tamamen sözleşmedeki kaçak ihbarın tamamlamış olduğunu beyanla, taraflar arasında ifası yapılan hizmet sözleşmelerinden … nolu sözleşmeden mütevellit 128.796,20-TL, … nolu sözleşmeden mütevellit 25.491,90-TL, … nolu sözleşmeden mütevellit 180.993,00-TL olmak üzere 335.281,10-TL alacaklarının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde; taraflar arasında 19/10/2010 tarihinde imzalanan sözleşme ile … … … İşletme Müdürlüğündeki alçak gerilimden beslenen müşterilere ait elektrik sayaçlarının, endeks tespit, tespit edilen endekslerin el bilgisayarına kaydedilmesi, fatura / fatura bildirimi tanzimi ve müşteriye bırakılması, tespit edilmiş bilgilerin GPRS üzerinden idare bilgisayarlarına aktarılması, müşteri sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ilişkin işler olduğunu, işin teknik özellikler ve diğer ayrıntıların sözleşme ekinde yer alan ve ihale dökümanını oluşturan belgelerde düzenlendiğini, bu şekildeki iş tanımlı olarak belirlenen yükümlülüklerin tamamınına ait işin ihale edildiğini, yine … ve … sayılı hizmet sözleşmeleri içinde aynı akdi düzenlemelerin mevcut olduğunu, davacı yüklenicinin her üç hizmet işleri sözleşmelerinin paket işlerini herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmeden müvekkilinden aldığını, bu yönüyle de hak edişlerin içeriğini kabul etmiş olduğundan bu davanın reddi gerektiğini, davacı firma elemanları tarafından yapılanın bir ihbar olduğu,kaçak elektrik kullanıldığı yönünden bir hüküm tesisi olmadığını, bu ihbarın müvekkili kuruluşun kaçak elektrik kullanımı konusunda eğitimli tecrübeli ve her türlü donanıma sahip elemanları tarafından yerinde değerlendirilerek kaçak elektrik kullanıldığı yönünde bir tespit yapılarak kaçak elektrik zaptı düzenlenirse, tahakkuka bağlanırsa davacı yönünden ana hizmet tanımı içinde belirtilen tahakkuka bağlanma koşulu gerçekleşerek ödeme yapıldığını, ödeme şartının faturanın tahakkuk etmiş olmasına bağlı olduğunu, bu bedelin ödenebilmesi için kaçak tutanağının EPDK müşteri hizmetleri yönetmeliği hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tahakkuka bağlanması gerektiğini, davacı yüklenici firmanın okuma yaparak tahakkukunu sağladığı faturadan başka aboneye herhangi bir tahakkuk yapılmadığını, müvekkili kuruluş tarafından davacının kaçak elektrik kullanımına ilişkin ihbarları değerlendirilerek tutanağa bağlanmış olan aboneler ve kullanıcılar açısından tahakkuk yapılarak ödeme yapılmış olup, davacının iddia ve talep ettiği her ihbar için tahakkuk yapılmasının mümkün olmadığını, çünkü ödeme yapmanın koşulu olan tutanağa bağlanma ve tahakkuk şartının gerçekleşmediğini, uyuşmazlığın sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi yönüne sözleşme ve sözleşmenin ayrılmaz parçası olan teknik şartname ve diğer ekleri doğrultusunda yorumlanması gerektiğini, bu yorumunda çok açık olarak ödeme koşullarını belirlemiş olup tahakkuk şartı gerçekleşmeden ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, müvekkili kuruluşça sözleşme hukuku çerçevesinde karşılıklı edimler ve yükümlülüklerin yerine getirilmiş olup, davacının tutanağa ve tahakkuka bağlanmamış ihbarları içeren davaya konu olan talebinin yerinde olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA : Davacı vekili birleşen dava dosyasındaki dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasında …, … ve … nolu sözleşmelerin yapıldığını, sözleşmelerin 5. Maddesinde belirtildiği üzere konunun alçak gerilimden beslenen müşterilere ait elektrik sayaçlarının endeks tespiti, tespit edilen endekslerin el bilgisayarına kaydedilmesi, fatura / fatura bildirimi tanzimi ve müşteriye bırakılması, tespit edilmiş bilgilerin idare bilgisayarına aktarılması, müşteri sayaçlarının ve mühürlerinin kontrolü, kaçak ve usulsüz elektrik kullananların tespitine ilişkin olduğunu ve bu sözleşmelerden kaynaklanan alacaklarının bulunduğunu belirterek taraflar arasında ifası yapılan hizmet sözleşmelerinden … nolu sözleşmeden mütevellit 114.102,78-TL, … nolu sözleşmeden mütevellit 78.524,88-TL, … nolu sözleşmeden mütevellit 33.108,18-TL olmak üzere ceman 225.735,84-TL alacaklarının dava tarihinden itibaren avans faizle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA CEVAP : Davalı vekili birleşen davada cevap dilekçesinde; davaya zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, bunun dışında davacının iddialarının aksine sözleşmelerde hukuksuz bir durumun bulunmadığını, dolayısıyla bahsi geçen alacak iddialarının mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek söz konusu davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış asıl ve birleşen davalar açısından iddia, savunma, toplanan deliller üzerinde ve davalı kurum kayıt ve defterleri üzerinde uzman bilirkişi kurulu marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bu yönden sunulan 16/04/2014 tarihli bilirkişi kurulu raporları incelenip denetlenmiş ve bilahare davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi açısından asıl ve birleşen davada ek rapor alınması cihetine gidilmiş ve bu yönden sunulan 14/07/2014 tarihli bilirkişi kurulu ek raporları da incelenip denetlenmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi kurulu kök raporları ve ek raporları kapsamları ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/16606 esas, 20344 karar sayılı, 10/12/2012 tarihli, 2010/16301 esas, 2012/6798 karar sayılı 25/04/2012 tarihli ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/5534 esas, 7132 karar sayılı, 15/11/2013 tarihli emsal kararları kapsamları birlikte değerlendirilmiştir.
Davacı ve Davalı arasında … (… nolu sözleşme), … (… nolu sözleşme), … (… nolu sözleşme) İşletme Müdürlükleri görev bölgesinde abonelerin sayaç endekslerinin endeksörle okunması hizmet alım işleri konusunda sözleşme yapıldığı, davacının asıl ve birleşen davada uyuşmazlık konusu açısından edinimi ifa ettiği ve bu sebeple sözleşmeden kaynaklı alacakları açısından asıl ve birleşen davayı açtığı, TBK’nun 97.maddesi (BK’nun 81.maddesi) hükümleri ile MK’nun 2.1.maddesi gereğince kendi edinimini yerine getiren davacının davalıdan verdiği hizmetin bedelini talep ve davalının davacı tarafından ihbarların ve hizmet bildirilmelerinin doğru olup olmadığını iyi niyet kuralları içinde değerlendirip tutanağa bağlaması ve gereken ücretleri tahakkuk ve davacıya ödemesini gerektirdiği, davalının makul süre içinde bu hizmetleri inceleyip tahakkuka bağlamadığı gibi hizmet bedelinin ödenmemesine ilişkin davacıda kusur bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi de dosyaya sunulmadığı anlaşılmış olmakla toplanan deliller ve bilirkişi kurulu raporu ve ek raporu kapsamına göre asıl davada … … nolu sözleşme için 25.491,90-TL, … … nolu sözleşme için 180.993,00-TL, … … nolu sözleşme için 128.796,20-TL olmak üzere toplam 335.281,10-TL davacı alacağının mevcut olduğu, birleşen davada … … nolu sözleşme için 76.729,80-TL, … … nolu sözleşme için 30.501,74-TL, … … nolu sözleşme için 108.725,10-TL olmak üzere toplam 215.956,64-TL davacı alacağının mevcut olduğu saptanmış olmakla asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve birleşen dava açısından davalı vekilinin zamanaşımı def’i, taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunduğundan TBK’nun 146.maddesi gereğince iş bu dava 10 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğundan yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce verilen karar Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2015/9361 E. 2018/2158 K. Sayılı ilamı ile “Mahkemece verilen kararda davacı kısmında temlik alan ve temlik eden yazılmış ise de hükmün fıkrasında hükmedilen meblağın davalıdan tahsiline denilmek suretiyle infazda tereddüt oluşlturacak şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca temlikin mahkemece geçerli kabul edilip edilmediği dairemizce anlaşılamadığından inceleme yapılamamıştır. Bu nedenle hükmün davalı yararına bozulmasına” şeklindeki karar ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası yeni esas alınan davada Yargıtay Bozma İlamı’na uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulduktan sonra davacı temlik eden vekili olarak yargılamada bulunan … 29.04.2019 tarihli duruşmadaki beyanında “biz davayı açan … İnş… Ltd. Şti. Adına duruşmaya katılmaktayız, her ne kadar daha önce dava konusu alacağın temlik edildiğini bildirmiş isek de bilahare bundan vazgeçtik, devir muvafakata tabi olduğundan, davalı tarafça muvafakat verilmediğinden temlik de geçersiz hale geldiğinden davayı baştan açan şirket adına takip ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuş olup, buna göre de Yargıtay bozmasındaki çelişki giderilmiş ve taraflar arasındaki sözleşme 13.2 maddesi uyarınca “davalının izni olmaksızın alacağın ve hak edişlerin devir ve temlik edilemeyeceğine” ilişkin kural gereği davalı ile sözleşme akdeden, sözleşmenin tarafı davacı … İnş… Ltd. Şti’nin temlikten vazgeçtiği ve davayı kendisinin takip ettiği, kurulacak hükmün de sözleşmenin tarafı, davayı açan … İnş.. Ltd. Şti yönünden kurulması gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Yargıtay bozmasının temlikin kabul edilip edilmediği ve buna göre de hükümdeki çelişkinin de giderilmiş olduğu, mevcut haliyle sadece bozulan kısım ile ilgili değerlendirme yapılabileceği ve bu kısma ilişkin de bizzatihi davacı vekilinin karar duruşmasındaki celsede beyanı ile alacağın temlikinden izne tabi olması ve davalı tarafça izin verilmemiş olması nedeniyle vazgeçildiğini belirttiğinden çelişki giderilmiş ve asıl dava yönünden davacı ile davalı arasındaki sözleşme uyarınca davacının üzerine düşen edimlerini yerine getirdiği, gerekli bildirimleri tutanak tutmak suretiyle davalıya yapmış olduğu, buna rağmen davalının kendisine bildirimin yapıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar geçen süreye rağmen davacının yapmış olduğu bildirimlere ilişkin herhangi bir insiyatif almadığı ve davacı tarafça tutulan tutanakların, yapılan tespitlerin usulsüz olduğunu gösterir davacıya yönelik herhangi bir sözleşme katı, ceza uygulaması da olmadığından MK 2.maddesi dikkate alınarak bu şikilde davalının pasif firmasının edimini yerin getiren davacı yönünden dürüstlük kuralına uygun düşmediği, davacının tespit yaparken davasının kabulü ile 335.281,10 TL’nin dava tarihinden itibaren yapmış olduğu çalışma yöntemine benzer, kendisi de yeteri kadar eleman istihdam ederek davacının bildirimlerini makul sürede sonuçlandırabilme imkanı varken bu yola tevessül etmeyip ve davacının usulsüz ihbar yaptığına ilişkin herhangi bir tespit ve ikaz da bulunmayıp, kendisine ceza kesmeyip, pasif durması halinin açıkça dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılmasına aykırı olduğu, bu nedenle de kendi edimini ifa eden davacıya karşı davalının temerrüt halinde olduğu ve alınan bilirkişi raporuna göre bu dava dosyası yönünden davacının davalıdan 335.281,10 TL talep edebileceği ve bu miktara dava tarihinden itibaren davalıların tacir olması hususu gözetilerek avans faizi yürütülerek davalıdan alınarak davacı … İnş…. Ltd. Şti’ne verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça birleşen dosya yönünden her ne kadar zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de taraflar arasındaki sözleşme uyarınca 6098 sayılı yasanın 146 (818 sayılı B.K’nun 125) maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olunduğu ve sürenin dolmadığına kanaat getirildiğinden, davalı tarafın zaman aşımı def’inin yerinde olmadığına kanaat getirilmiştir.
Birleşen İstanbul 12. ATM … esas sayılı dosyası yönünden ise taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen 7011 ve 7012 kodlarına ilişkin davacı ediminin yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı tarafça davacıya ödeme yapılmadığı, buna göre 6098 sayılı yasanın 97. (818 sayılı yasanın 81) maddesi uyarınca kendi edimini ifa eden davacının davalıdan karşı edimini ifa hakkı doğduğu, davacı tarafça ifa edilen edimin üzerinden geçen süre dikkate alındığında davalı tarafın kendi edimini ifa için gerekli olan makul süreyi aştığı, davacıya edimini ifa ederken usulsüzlük yaptığına ilişkin herhangi bir ihtar, ikaz ve ceza da tahakkuk etmediği dikkate alındığında davacı edimlerine karşılık sunulan ihbar ve tutanakları inceleyecek yeteri kadar istihdam sağlayarak makul süre içerisinde davacının edimine karşılık kendi edimini inceleme yaparak davacının yaptığı işleri kontrol ederek kendisine ödeme yapacaklar için ödemelerini yapması gerekmesine rağmen yapmadığı, keza davacının usulsüz işlem yaptığına ilişkin herhangi bir tutanak, ceza uygulaması da sunamadığından kendi edimi yönünden MK 2.maddede öngörülen aradan geçen süre uyarınca dürüstlük kuralına aykırı davrandığı, hakkını kötüye kullandığına kanaat getirilmiş ve buna göre de bilirkişiler tarafından usulünce tespit edilen 215.956,65 TL’nin dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacı … İnş…Ltd. Şti’ne verilmesine ve bu alacağa dava tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, davacının bakiye talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2021/2098 E.-2021/1654 K.sayılı, 14/04/2021 tarihli ilamı ile ” Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Delil sözleşmesi niteliğindeki KİK Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesinde geçici hak edişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlenmiş olup, belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde geçici hak edişlerin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından yargılama aşamasında ve temyiz dilekçesinde, yukarıda yazılı genel şartname hükümlerine dayalı olarak, asıl ve birleşen davada davacının hak edişe usulüne uygun olarak itiraz etmediği, ihtirazi kayıt koymadığı savunulmuş olup; asıl ve birleşen davada davacı vekilinin konuya ilişkin savunmasından müvekkilinin asıl ve birleşen davaya konu hak edişlere itiraz etmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” bozulmuştur.
Mahkememizce bozma sonrasında yapılan yargılamada; Bozma ile gelen dosya yukarıdaki esasa kaydedilerek, bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, bozma gerekçesine göre mahkememizce yapılacak başkaca bir araştırma olmadığından, bozma gerekçesinde de belirtildiği üzere, asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, delil sözleşmesi niteliğindeki KİK Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesinde geçici hak edişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlenmiş olduğundan ve belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde geçici hak edişlerin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağı belirtildiğinden; asıl ve birleşen davada davacı vekilinin konuya ilişkin savunmasından müvekkilinin asıl ve birleşen davaya konu hak edişlere itiraz etmediği anlaşılmış olmakla, asıl ve birleşen dosyadaki taleplerin ileri sürülemeyeceği belirlenmekle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davanın reddine,
2-Asıl dava yönünden;
a-Alınması gerekli harç 59,30 TL olup, peşin alınan 5.725,80 TL’ den mahsubu ile, fazla alınmış olan 5.666,50 TL’nin karra kesinleştikten sonra istek halinde davacı tarafa iadesine,
b-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı tarafından karşılanan 118,00 TL posta tebligat masrafı ile, 136,00 TL ve 218,50 TL temyiz başvuru harcından oluşan toplam 472,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 31.919,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Birleşen dava yönünden;
a-Alınması gerekli harç 59,30 TL olup, peşin alınan 3.855,05 TL’ den mahsubu ile, fazla alınmış olan 3.795,75 TL’nin karar kesinleştikten sonra istek halinde davacı tarafa iadesine,
b-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 24.251,51 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.08/11/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza