Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/591 E. 2023/339 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/591 Esas
KARAR NO :2023/339

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ:21/09/2021
KARAR TARİHİ:17/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında dava dışı … … firmasından temin edilen doğalgaz fatura bedellerinin ödenmesine yönelik online doğrudan borçlanma sistemi bulunduğunu, davalı tarafın davacının iptal talimatını süresinde işleme almadığını ve yetkisi olmadığı halde davacının ödeme hesabından … …’ye ödeme yapmak ve davacıyı kredilendirmek suretiyle davacının zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, iptal talimatına rağmen sistem üzerinden ödeme yapıldığını, taraflar arasındaki doğrudan borçlanma sistemi anlaşması uyarınca dava dışı … firmasının faturalarının ödendiğini, … firması ile anlaşmanın sona ermesi üzerine, davalı banka ile olan doğrudan borçlanma sisteminin de iptali için başvuruda bulunulduğunu, ancak davalı tarafından sistemin iptali işlemlerinin yapılmadığını ve faturaların sistem üzerinden ödenmeye devam edildiğini belirterek davanın kabulüne, davalıya 1.498.364,07 TL ve tüm ferileri tutarında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: husumet yönünden itirazları bulunduğunu ve davanın ihbarı talep ettiklerini, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabulucuya başvurulmadan ve/veya arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemediğinden/eklemeden dava açıldığından davanın dava şartı-şartları yokluğu nedeniyle de reddini talep ettiklerini, davacının davayı somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğinin de açık olduğunu, davacı ile … arasında imza edilen doğalgaz satış sözleşmesi uyarınca, dbs sistemine konu faturalar davacının daha önceden yapmış olduğu ve henüz ödemesini yapmadığı mal ve hizmet alımlarına ait olduğu için, bu alımların bedellerinin dbs kapsamında banka tarafından ödenmesini davacının müşteri yetki belgesinin 2.16 maddesi ile kabul ettiğini, hiçbir şekilde müvekkili bankanın davaya konu faturaların konusu olan mal ve hizmetlerin alım tarihlerini değerlendirme yetki ve sıfatı olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili bankanın taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinde bir taraf sıfatı olmayıp, süreçteki yerinin dbs kapsamında ödemelere aracılık ettiğini, davacı yanın iddia ettiğinin aksine 07.07.2021 tarihinde müvekkili bankaya usulüne uygun olarak iletilen dbs iptal talimatı bulunmadığını, müvekkili bankahih, davacının dbsden ayrılma talebini, kendisine usulüne uygun şekilde iletmesinin ardından, süresi içerisinde işleme aldığını, buna karşın davacı tarafça sürecin hiçbir aşamasında basiretli şekilde davranılmadığını, sürecin özensiz takip edildiğini, doğrudan borçlandırma sistemi dahilinde yükümlülüklerini yerine getiren müvekkili bankanın sorumluluğundan bahsedilemeyeceğinin açık olduğunu, İşbu usul ve yasaya aykırı davanın esas incelemesine geçilmeden, husumet, zamanaşımı, dava şartındaki eksiklikler dâhil itirazları uyarınca usulden reddine, aksi kanaat halinde ise davanın esas incelemesine geçilerek; işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava menfi tespit davası olarak açılmış olup, mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması ile, dava konusu olan miktar ödenmiş ve dava istirdat davasına dönüşmüştür.
Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın davacı tarafın dbs sisteminin iptaline yönelik taleplerinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, davalı bankanın iptali taleplerine yönelik olarak yaptığı işlemlerin sözleşmeye uygun olup olmadığı, davalı bankanın yapılan ödemelerden sorumlu tutulup tutulamayacağı, bu bağlamda davalı bankaya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, davacının menfi tespit/istirdat taleplerinde haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya bilirkişi heyetine tevdii edilerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Davalı … Bankası A.Ş ile davacı … Organize Sanayi Bölgesi arasında imzalanmış olan 05.02.2021 tarihli “… Bankası A.Ş Online Doğrudan Borçlandırma Sistemi Yetki Belgesi” 3.23 maddesinde yer alan hüküm gereği, davacının, … ayrılma talebinde bulunmuş olmasına rağmen, mal ve hizmet alımından kaynaklanan borçlardan kaynaklanan sorumluluğunun devam ettiğinin anlaşıldığı,
Bu sorumluluk kapsamında; sözleşme hükmü gereği, davacının, fesih talep tarihinden önce dava dışı … … A.Ş.’nden almış olduğu mal ve hizmet bedelini ödemek zorunda olması sebebiyle, davacının, DBS sisteminin iptal edilmesi talebinin usulüne uygun olmadığı,
Davalı bankanın, davacının almış olduğu mal ve hizmet bedelinin … … A.Ş’ye ödeme zorunluluğu nedeni ile 825.841.20 TL fatura bedelinin … … A.Ş.’ne ödemiş olmasının yerinde olduğu,
Yapılan söz konusu ödeme nedeni ile davalı bankanın sorumlu olmadığı ve davacı tarafından davalı bankaya herhangi bir husumet yöneltilemeyeceği, görüşleri sunulmuştur.
Davacı vekilinin, dava dışı …’nin tedbire itiraz dilekçesine karşı sunduğu 28/10/2021 tarihli dilekçesinde müvekkili ile … … arasındaki sözleşme sona ermesine ve sona ereceği … … tarafından aylar önceden bilinmesine rağmen müvekkilinin kapasite taahhüdünün devri veya iptali için … …’nin gerekli önlemleri almadığını, … … ile müvekkili arasındaki sözleşmenin 01.07.2021 tarihi itibariyle sona ermesine istinaden … … 22.06.2021 tarihinde …’a devir talebinde bulunmuşsa da bu talebin 30.06.2021 tarihinde … tarafından reddedildiği, … …’nin kapasite bedelinin tahsiline ilişkin uyuşmazlığın çözümü bakımından basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve …’ın aynı tüketim için iki kez bedel tahsil etmesinin önünü açarak haksız kazanç sağlanmasına yardımcı olduğu şeklindeki beyanları ve ayrıca davacı tarafın dava konusu olup tahsil edilen fatura bedellerinin kapasite bedeline ilişkin olmadığına dair herhangi bir itiraz mahiyetinde beyanı olmadığı da gözetilerek, dava konusu olan fatura bedellerinin davacı ile dava dışı … arasındaki sözleşmede de yer verilmiş olup ve …’a iletilecek olan kapasite bedeline ilişkin oldukları kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf, davalı bankanın Yetki Belgesi’nin 2.16. maddesinde belirtilen hükmü kötüniyetli olarak yanlış yorumladığını, çıkış talimatını izleyen 2 iş günü geçtikten sonra da geçmişe yönelik borçların sisteme yüklenerek tahsilatının yapılamayacağını ileri sürmüş ve cevaba cevap dilekçesinde, “bu şekilde yorumlanması halinde çıkış talimatını izleyen 5 ay hatta 5 yıl sonra bile verilen hizmetler öne sürülerek bu hizmetlerin faturaları sisteme yüklenebilir. Bu durum da davacı müvekkilin üzerine kendisinden beklenemeyecek derecede sorumluluk yüklenmesine sebebiyet vererek müvekkilin uğradığı zarardan daha fazla zarara uğramasına yol açar. Anılan hükmün bu denli ucu açık ve tek tarafı aşırı zarara uğratır şekilde yorumlanması hukuk düzenince korunamaz” şeklinde açıklamalar yapmış ise de, Yetki Belgesi 2.16. Maddesinde yer alan “Ancak Müşteri’nin çıkış talimatı Banka’ya ulaşmış olsa bile Müşteri’nin daha önceden yapmış olduğu ve henüz ödemesini yapmadığı mal ve hizmet alımları ve Müşteri’nin çıkış talimatı aldıktan sonra geçecek 2 (iki) iş günü içerisinde Firma tarafından bildirilecek mal ve hizmet alımları varsa Müşteri bu alımların bedellerinin DBS kapsamında Banka tarafından ödeme tarihinde Firma’ya ödenmesini kabul eder.” şeklindeki düzenlemedeki “Müşteri’nin daha önceden yapmış olduğu ve henüz ödemesini yapmadığı mal ve hizmet alımları” ifadesi çıkış talimatından önce alınıp verilen mal ve hizmet alımlarına ilişkin olduğundan ve dava konusu iki adet ödeme de kapasite bedeli olarak çıkış talimatından önce belirlenmiş olan miktarlara ilişkin olduğundan, taraflar arasındaki Online Doğrudan Borçlandırma Sistemi Yetki Belgesi 3.23 maddesinde yer alan hüküm gereği, davacının, …’den ayrılma talebinde bulunmuş olmasına rağmen, mal ve hizmet alımından kaynaklanan borçlardan kaynaklanan sorumluluğunun devam ettiği, bu bağlamda, davacının, fesih talep tarihinden önce dava dışı … … A.Ş.’nden almış olduğu mal ve hizmet bedeline ilişkin olan dava konusu fatura bedellerini ödemek zorunda olduğu, bu yönü ile DBS sisteminin iptal edilmesi talebinin usulüne uygun olmadığı kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 25.588,32 TL harçtan mahsubu ile fazla alınmış olan 25.408,42 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan gider avansından yargılama gideri olarak kullanılan 152,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 167.869,13 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/04/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza