Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/586 E. 2022/137 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/586 Esas
KARAR NO:2022/137

DAVA:Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:20/09/2021
KARAR TARİHİ:22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin murisi … ile davalı …A.Ş arasında 15.04.2020 tanzim ve başlangıç tarihli … sertifika nolu ve bir yıl süreli … Sözleşmesi akdedildiği, müvekkillerin murisi … 27.02.2021 tarihinde vefat ettiği, davalı sigorta şirketinin gerçekleşmesi halinde tazmin etmeyi taahhüt ettiği risk, ölüm gerçekleştiği, davacı müvekkiller de murisin vefatından yaklaşık bir hafta ya da en fazla on gün sonra davalı sigorta şirketine müracaat ederek vefat tazminatının ödenmesi talebinin reddedildiği, …’ın ölümünün kronik akciğer rahatsızlığından kaynaklandığı iddiası tamamen gerçek dışı olduğu, davalı sigorta şirketinin vefat tazminatını ödememek için sığındığı bahaneden başka bir şey olmadığı, muris … 2020 yılı Aralık ayı içerisinde rahatsızlandığı, Aralık ayının sonlarında ya da Ocak ayı (2021) içerisinde … Devlet Hastanesine muayeneye gittiği, yapılan muayenede rahatsızlığının geçiçi olduğu söylenerek bir takım ilaçlar verildiği, muris ile davalı sigorta şirketi arasında imzalanan sigorta poliçesi … … Şubesi çalışanlarınca düzenlendiği, muris …’ın … … şubesindeki hesap bilgileri incelendiğinde murisin 5 yıldan daha uzun bir süredir bu banka ile çalıştığı, … davalı sigorta şirketi ile kredili hayat sigortası imzaladığı ve kendi edimi olan prim ödeme yükümlülüğünü de yerine getirdiği, ancak hiç kimsenin istemediği riziko yani ölüm ne yazık ki gerçekleştiği, bu aşamadan sonra davalı sigorta şirketi kendi üzerine düşen sigorta bedelini yani vefat tazminatını yasal süresi içerisinde ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve temerrüte düştüğü izah edilen nedenlerle ödenmesi gereken vefat tazminatından 100.000,00 TL’nin 01.05.2021 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacı müvekkillere ödenmesine, dava masrafları ile vekalet ücretinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu yapılan hayat sigortaları için sigorta süresi içinde sigortalının vefatı halinde ödenecek tazminat o tarihteki borcu kadarıyla dain-i mürtehin olan … … Şubesine, geriye kalan meblağ olması durumunda da kanuni varislere ödendiği, başvuruya konu sigorta poliçesi üzerinde … … Şubesi’nin dain-i mürtehin kaydı bulunduğu, 15.04.2020 başlangıç tarihli 15/04/2021 bitiş tarihli … nolu 417.694,51 TL vefat teminatlı … Sözleşmesi ile sigorta kapsamına alındığı, söz konusu hayat sigortası ile bankadan kredi kullanan kişiler isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alındığı ve bu kişilerin herhangi bir nedenle vefatları halinde sözleşmede belirlenen sigorta bedeli sözleşmede belirtilen şartlar uyarınca hak sahiplerine ödendiği, sigortalıya ait sağlık kuruluşlarından alınan sağlık raporları dosya kapsamında incelendiği, sigorta başlangıcından evvel sigortalının kronik akciğer hastalığının mevcut olduğu görüldüğü, sigorta sözleşmesi uyarınca sigorta öncesinden gelen kronik akciğer ve diğer hastalığı sigorta teminatı kapsamı dışında olduğu, sigorta öncesinden gelen kronik akciğer hastalığını ve vefatına etki eden diğer tüm hastalıklarını, kendisine bu hususta sağlık beyan formlarında soru sorulmasına rağmen şirkete bildirmeyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, vefat olayının gerçekleşmesi üzerine, talep edilen tüm evrakların getirilmesinden sonra, vefat dosyasının incelenmesi sonucunda ölüme sebep olan hastalıklar ve akut durum kronik akciğer ve diğer hastalıkların kendisinde mevcut olduğu vefat dosyası kapsamından anlaşıldığı, izah edilen nedenlerle müteveffa sigortalının sigortanın başlangıcından önce mevcut olan ve uzunca bir süre de tedavi gördüğü kronik akciğer ve diğer hastalıklarını beyan etmeyerek gizlemek suretiyle şirketi yanılttığı, bu nedenle davacılara herhangi bir ödeme yapılması hukuken de mümkün olmadığından davacıların dava dilekçesinde ileri sürdüğü haksız ve hukuka aykırı taleplerinin reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kullandırılan konut kredisi nedeni ile yapılan hayat sigortası sertifikası gereği talep edilen vefat tazminatının tahsili istemi ile açılan tazminat davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacılar murisi kullandığı konut kredisi nedeni ile yapılan hayat sigortası sertifikası gereği vefat tazminatı istenilmekte olup, davalı ise hayat sigortası sertifikasını düzenleyen sigorta şirketidir. Zaman itibarı ile bu uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 sayılı TTK.’ nun 1472. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketi tarafından murisin ölmeden önce hastalıklarını gizlemesi nedeni ile sözleşmenin sakatlandığı iddiası ile vefat tazminatı ödenmemiş olması nedeni ile murisler tarafından işbu vefat tazminatı talepli dava ikame edilmiştir. Sözleşme içeriğine göre hayat sigortası yaptıran murisin dolayısı ile mirasçılarının tüketici konumunda oldukları anlaşılmaktadır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 2. maddesinde; “Bu kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” denilmektedir. Aynı kanunun 3. Maddesinin (d) bendinde hizmet, (ı) bendinde sağlayıcı, (i) bendinde satıcı, (k) bendinde tüketici tanımları yapılmıştır.
3. Maddesinin (l) bendinde; Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ….” şeklinde düzenleme getirmiştir.
6502 sayılı Kanuna göre, davacı sigorta şirketi satıcı veya sağlayıcı vasfındadır. Sigorta poliçesine konu sigortacılık hizmeti ise, kanunun tanımladığı hizmet vasfındadır. Davalı ise kanunun 3. maddesinin (k) bendinde sayılan tüketici vasfındadır.
Aynı maddenin (l) bendine göre sağlayıcı sayılan davacı ile tüketici sayılan davalı arasındaki sigortaya ilişkin her türlü sözleşme ve hukuki işlem kapsamında kalan tüketici işlemi ise bu davanın konusunu oluşturmaktadır.
6502 sayılı Kanun’ un 73. maddesinin 1. bendinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davlarda tüketici mahkemesi görevlidir.” yazmaktadır. Aynı Kanunun 83/2. Maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde özel bir düzenleme getirmiştir. Bu durumda taraflanın birinin tüketici olduğu işbu uyuşmazlık yönünden 6102 sayılı TTK.’ nun 4. maddesindeki düzenleme dikkate alınamaz. TTK.’ nun 4. ve devamı maddelerindeki düzenleme davaya konu işlerin tüketici işlemi sayılmasına ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin bu davada uygulanmasına engel teşkil edemez.
Dosya kapsamına göre, davacıların murisinin konut kredisi çekerken dava dışı bankanın grup şirketi durumunda olan davalı şirketle de hayat sigortası sözleşmesi yaptığı, davacıların murisin vefat etmesine rağmen davalının kendisine vefat tazminatı ödemediğini iddia ederek işbu davayı açtığı anlaşılmakla, somut uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun’ un 3. Maddesine göre tüketici işlemi veya tüketiciye yönelik uygulamalardan doğmuş olup, aynı kanunun 73. Maddesi gereği davaya bakmak görevi tüketici mahkemesine aittir. Davanın açıldığı tarih itibarı ile 6502 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115. maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır