Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/582 E. 2021/690 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/472 Esas
KARAR NO:2021/449

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/05/2018
KARAR TARİHİ:24/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında e-ticaret sitesi yapımı ile bunun için mobil uygulama yazılımı geliştirilmesi ve bunlara ilişkin bakım ve destek hizmetlerinin sunulmasına dair servis hizmeti verilmesini de kapsar sözleşmeye sözleşme imzalandığını, davalı tarafça sözleşmeye aykırı davranıldığın ve sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin 138.060,00-Euro ve 116.616,66-TL’lik alacağının bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile alacaklı olduğu bu bedelin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE
KARŞI DAVA: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanmış sözleşme hükümlerinin davacı tarafça yerine getirilmediğini ve sözleşmeye uygun davranılmadığını, sözleşmede belirtilen sürelerin davacı tarafça geçildiğini, ayrıca sözleşmede belirtilen işlerin bir kısmına hiç başlanımadığını, bu nedenle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, müvekkili tarafından davacıya 295.522,79-TL ödeme yapıldığını fakat bu meblağın karşlığının iş olarak alınamadığını belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, ödemesi yapılan 295.522,79-TL’nin davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın asıl dava yönünden sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili, karşı dava yönünden sözleşme nedeniyle davacı karşı davalıya yapılan ödemelerin karşılıksız kalmasına dayalı iadesine ilişkin alacak davası olduğu görüldü.
Taraflar arasındaki ihtilafın asıl dava yönünden taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, davacının yükümlülüğünde olan edimlerin yerine getirip getirilmediği, süresinde ve tam olarak yerine getirilip getirilmediği, karşılığının ödenip ödenmediği, ifada gecikme olup olmadığı, ayıplı ifa olup olmadığı, davalı karşı davacının sözleşmeyi feshinin haksız olup olmadığı, haksız fesih varsa davacı karşı davalının talep edebileceği alacağı olup olmadığı, varsa bunların hangi kalemlerden ve miktardan ibaret olduğu, karşı dava yönünden ise davacı karşı davalının sözleşmesel edimlerini yerine getirip getirmediği, gecikmesinin olup olmadığı ve davalı karşı davacının sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı, varsa haklılığını gösterir sebeplerin ne olduğu ve haklı feshin olması halinde davalı karşı davacının, davacı karşı davalıya yapmış olduğu ödemeleri iade isteyip isteyemeyeceği noktalarında toplandığı görülmüştür.
Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin 17/04/2019 tarihinde reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce dava dosyası bilirkişilere tevdii edilerek, davacı karşı davalı iddia ve savunması, davalı karşı davacı savunma ve iddiaları, taraflar arasındaki sözleşme, tarafların ticari defter ve ekleriyle eser sözleşmesine konu eserin meydana getirilip getirilmediğine ilişkin, getirilmiş ise ayıplı olup olmadığına, sözleşmede ön görülen sürelere uyulup uyulmadığının detaylı bir şekilde değerlendirilerek rapor sunulması istenilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 05/06/2020 tarihli raporda özetle,
Sözleşme ve Hukuki İnceleme Yönünden:
– Taraflar arasındaki sözleşme, davacının (lisans sözleşmesi hariç) yasada düzenlenen çeşitli sözleşme tiplerine ait birden fazla edim yükümlülüğü karşısında davalının bedel ödeme (para ödeme) borcu yer aldığı için Yargıtay’ın görüşüne uygun olarak 3 yıl (belirli) süreli kombine tipli karma sözleşme olarak değerlendirilmektedir.
– Davalı bu sözleşmenin bir birleşik sözleşme olduğunu iddia etmektedir. Doktrinde, tarafların, birden fazla bağımsız tipik sözleşmeyi birinin geçerliğini diğerininkine bağlı kılarak birleştirmeleri, birleşik sözleşme adlandırılmaktadır. Bu tanımın en önemli unsuru, tarafların açıkça veya örtülü olarak sözleşmelerin her birinin varlığının veya geçerliğinin diğerininkine bağlı olduğunu kararlaştırmalarıdır. Somut olayda tarafların bu yönde açık veya örtülü iradeleri belirlenemediği için karma sözleşme olduğu sonucuna varılmıştır.
– Hukuki sorun sözleşmede belirlenen edimlerin davacı tarafından gereği gibi yerine getirilip getirilmediği, ifanın konusunu oluşturan edimlerde davalının iddia ettiği aykırılıkların var olup olmadığı ve bu kapsamda yapılacak tespitlerin sonuçlarının belirlenmesinden ibarettir.
Tarafların iddiaları doğrultusundan uyuşmazlığın eser sözleşmesine ilişkin unsurları (web sitesi ve mobil uygulama tasarımı) üzerinde toplandığı görülmüştür.
– Davacının “Sözleşmenin Konusu” başlığı altında sayılan edimleri bakımından teslim vadesi taraflarca yapılacak analiz sonucuna bağlandığı için belirsiz vade söz konusudur. Dolayısıyla teslim vadesi, sözleşmenin m. 4 hükmünde düzenlenen olgulara bağlı olarak belirlenecektir.
Bu konuda teknik incelemede değerlendirme yapılmış ve bireysel online mağazanın yaklaşık 11 ayda tamamlanabileceği ve teslim edilebileceği, davacının bu süreden daha kısa bir süre içinde (yaklaşık 9 ay) bireysel online mağazayı 25.4.2018 tarihinde canlıya aldığı (yayınladığı) belirlenmiştir. Mobil uygulamaya ise hiç başlanmadığı tespit edilmiştir. Teknik incelemeye göre web sitesinin ve mobil uygulamanın aynı anda teslimi (canlıya alınması) yerine önce web sitesinin ardından mobil uygulamanın tamamlanmasının uygun olacağı belirtilmiştir. Buna göre web sitesi ve mobil uygulama tasarımı, tek bir edimin konusunu oluşturmamaktadır.
Bunlar birbirinden bağımsız iki edimi ifade etmektedir. Teknik incelemede, canlıya alınan web sitesinin tamamlanma oranının % 87 olduğu, %13’lük eksikliğin canlıya alınmayı engelleyecek nitelikte olmadığı ve sitenin çalışır vaziyette olduğu ifade edilmiştir. Bu tespit doğrultusunda Sayın Mahkemenin eserdeki eksikliklerin önemsiz olduğu sonucuna varması halinde bireysel online mağazanın % 13 eksikliğe rağmen tamamlanmış ve teslim edilmiş olduğu sonucuna varılacaktır.
-Web sitesi ve mobil uygulamanın bedelinin düzenlendiği, Proje Bedeli Başlıklı m. 5/(b) hükmünde, proje bedelinin karşılığı iki unsurdan oluşmaktadır. Bunlar web tasarımı ve mobil uygulamadır. Web tasarımının bedeli 40.000 Euro, mobil uygulama ise 30.000 Euro’dur. Toplam 70.000 Euro olan bu bedelin iki taksitte ödenmesi kararlaştırılmıştır. İlk taksit ödenmiş ancak ikinci taksidin web sitesinin bedeline ilişkin kısmı ödenmemiştir. Bedelinin ödenmemesi hususu tartışmalı değildir. Hükmün ikinci taksitin muacceliyetini düzenleyen (iü) numaralı kısmında, ikinci taksitin projenin canlıya alınması ile muaccel olacağı düzenlenmiştir. Daha önce belirtildiği üzere teknik bakımdan ikisinin birlikte borçlanıldığı hallerde, mobil uygulama tasarımının, web sitesi tasarımından sonra yapılmasının daha uygun olduğu belirtilmiştir. Buradan hareketle ikinci taksidin, birbirinden bağımsız iki edime ait olduğu ve bu edimlerin karşılıklarının da her birinin canlıya alındığı anda ayrı ayrı muaccel olacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla ikinci taksidin web sitesinin bedeline ilişkin 20.000 Euro tutarındaki kısmının web sitesinin canlıya alınması ile muaccel olacağı, kalan 15.000 Euro’luk mobil uygulama bedelinin ise bu edimin tamamlanıp canlıya alınması ile muaccel olacağı sonucuna varılmıştır.
– Buraya kadar yapılan açıklamalar doğrultusunda Sayın Mahkemenin, web sitesi tasarımının % 87 oranında tamamlanmasının teslimi gerçekleştirecek nitelikte olduğuna ve ikinci taksidin bu edime denk gelen 20.000 Euro’luk kısmının da bağımsız bir borç olarak web sitesinin canlıya alınması ile muaccel olduğu kanaatine varması halinde davalının bu bedelin ifa zamanının gelmesine rağmen ödemediği sonucuna ulaşılacaktır. Somut olayda 20.000 Euro’luk ödeme bakımından, sonradan belirli hale gelen (belirli vadenin bir türüdür) vade söz konusu olduğu düşünülmektedir. Doktrinde sonradan belirli hale gelen (somut olayda olduğu gibi borcun canlıya alma olgusunun gerçekleşmesine bağlı olarak muaccel olması) hallerinde temerrüt için ihtara gerek olmadığı savunulmaktadır. Doktrindeki görüş doğrultusunda, davalının web sitesinin canlıya alındığı günün ertesi günü 26.4.2018 tarihinde temerrüde düştüğü sonucuna varılmaktadır (TBK m. 117/1).
– WEB sitesinin canlıya alındığı gün teknik incelemede tespit edilmişse de davalının bu hususta da itirazları bulunmaktadır. Bu itirazlar eserin canlıya alınmasına ilişkin onayın kendi çalışanları olmayanı yetkisiz bir kimseden alındığına ilişkindir. Ancak dosya kapsamında yer alan 25.4.2018 tarihli ve shape up site açılışımızın yapılmasını rica ederim içerikli, … tarafından davacıya yollanan elektronik postanın “…” şeklinde ifade edilen carbon copy eş deyişle ilgi kısmında davalının şirket yetkiliisi olarak ifade ettiği …’ın posta adresi de bulunmaktadır. Buradan hareketle sitenin açılışının davalının bilgisi dahilinde olduğu dolayısıyla bu itirazın temerrüdün oluşumuna etkili olmadığı kanaatine ulaşılmaktadır.
– Davacı, 20.000 Euro’nun ödenmemesi ile temerrüde düştüğünü, ayrıca 15.5.2018 tarihli ihtarname ile sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini ve buna bağlı olarak sözleşme ile hüküm altına alınan bakiye para borçlarının (138.060 Euro ve 116.616,66 TL) muaccel olduğunu ve bunların talep edildiğini belirtmiştir. Davacı bu talebi ile temerüdün tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelere özgü özel sonuçlarından aynen ifadan vazgeçip olumlu zararlarını talep etmektedir (TBK m. 125).
Davacının TBK m. 125 hükmünde belirtilen seçimlik hakkı kullanabilmesi için davalıya süre vermesi gerekmektedir. Bu süre üç gün olarak 17.5.2018 tarihli Beşiktaş 25. Niterliğinin 14032 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile verilmiştir. Alacaklının aynen ifadan vazgeçip olumlu zararının tazmin edilmesini istemesi durumunda, sözleşme yürürlükte kalmaya devam edecek ancak taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin içeriği değişecek ve borçlunun asli borcunun yerini tazminat ödeme borcu alacaktır.
– Somut olayda bir karma sözleşme söz konusu olup, karma sözleşmelere uygulanacak hükümlerin
belirlenmesi de ayrı bir hukuki sorundur. Yargıtay uygulanacak hükümlerin belirlenmesinde uyuşmazlığın ağırlık merkezi olan sözleşmeyi esas almaktadır. Somut olayda da hem uyuşmazlığın ağırlık merkezi eser sözleşmesine ilişkindir hem eser sözleşmesine ilişkin edimler sözleşmenin ana çatısını oluşturmaktadır. Şöyle ki bu sözleşmedeki tüm edimler, davacının yazılım tasarımı ediminin ifa edilmesi ile anlam kazanacaktır. Yazılımın tamamlanması halinde bakım, alt yapı ve sunucu hizmeti sunulabilecek; başta ödenen bir tür kullanım hakkı devri anlamına gelen lisans bedelleri amacına ulaşacaktır. Bu nedenlerle Sayın Mahkemenin de kabulü halinde, davacının olumlu zararının belirlenmesinde TBK m. 484 hükmünde yer alan hesaplama yöntemi uygulanmalıdır.
Somut olayda iş sahibinin, 20.000 Euro’luk bedeli ödemede temerrüde düştüğü sonucuna varıldığı için onun tarafından yapılan fesih haksız olarak nitelenebilecek ve bu nedenle TBK m. 484 hükmü uygulama alanı bulacaktır.
– Şu halde somut olayda öncelikle (feshe kadar) yapılan işin miktarı ve buna karşılık gelen bedeli bulunacak, eksik veya fazla ödeme var ise önce bu kısım hesaplanacaktır. Dolayısıyla mali incelemede, davacının talep ettiği, 116.616,66 TL’lik alacağı konusunda bu kısımda değerlendirme yapılmıştır. Teknik incelemede, web sitesinin Ve 87 oranında tamamlandığı ve mobil uygulamanın ifasına ise hiç başlanmadığı belirlenmiştir. Bu doğrultuda, web sitesi için ödenen lisans bedeli de dahil olmak üzere, feshe kadar (web sitesine özgü) ödemeler ile Vb 87 oranında yapılan iş karşılaştırılacaktır. Davalı hiç yapılmadığı tespit edilen mobil uygulama için lisans bedelini (12.000: Euro) ve proje bedelinin ilk taksitini (15.000 Euro) ödemiştir. Sayın Mahkemenin uygun görmesi halinde, edimler ifa edilmemesine rağmen davalı tarafından önceden ödenen bu bedellerin iadesi gerekir. Aksi halde yüklenici, ifasına hiç başlamadığı mobil uygulama için kendisine ödenen mobil uygulamaya hasredilmiş lisans bedeli olan 12.000 Euro ve mobil uygulama işinin karşılığı olan 30.000 Euro’nun ilk taksiti olan 15.000 Euro tutarında (27.000 Euro) sebepsiz zenginleşmiş olacaktır.
– “Olumlu zarar bakımından ise Yargıtay, zararın hesaplanmasında kesinti yöntemini benimsemektedir.
Kesinti yöntemine göre yüklenicinin fesih sebebiyle yapamadığı sözleşme konusu işlerin geri kalan kısmından dolayı mahrum kaldığı kâr kaybının, öncelikle yapılmayan işin sözleşmenin feshi tarihindeki bedelinin ( eser tamamlanmış, borç ifa edilmiş olsaydı yüklenicinin eline geçecek bedel ile sözleşmesine göre yapılan imalât sebebiyle yükleniciye ödenen ya da ödenecek bedel farkı ) tespit edilmesi, bulunacak bu bedelden yüklenicinin işi fesih sonucu tamamlamaması sebebiyle sağladığı tasarruf ( malzeme, işçilik, sigorta, vergi vs. masraflar ) ile bu süre içinde başka bir iş yapıp çalışmışsa ya da başka bir iş yapmaktan kaçınmışsa kazanabileceği miktarlar belirlenip, bulunacak bu miktarların ilk olarak bulunan yapılmayan iş bedelinden çıkartılarak hesaplanması gerekir.
– Davalı cevap dilekçesinde eserde ayıpların söz konusu olduğunu ileri sürmüş ve bu konuda teknik incelemede, gereği gibi ifa olmadığı düşünülen hususlar raporun ilgili kısımlarında birbirinden bağımsız olarak sayılmıştır. Yukarıda sayılan tüm hususlar, Sayın Mahkemenin takdiri halinde ayıp olarak nitelenebilecektir. Bu halde her biri programın kullanılmaya başlanması ile anlaşılabilecek olduğundan açık ayıp niteliğini haizdir. Teslim sonrası iş sahibi, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde davacıya (yükleniciye) bildirmek zorundadır (TBK m.477). Somut olayda böyle bir bildirim bulunmamaktadır. Buna ek olarak taraflar arasındaki sözleşmenin m. 3.2 hükmünde davalının, davacının edimlerini sözleşmeye uygun yerine getirmediğine yönelik eleştiri, yorum, memnuniyetsizliklerini bu uygunsuzlukların tespitinden itibaren 5 iş günü içinde e mail ile bildirmesi yükümlülüğü bulunmaktadır. Uyuşmazlıkta, sözleşme m. 3.2 hükmüne göre ayıp ; olarak nitelenmeyen memnuniyetsizliklerin yanında ayıpların da 5 gün içinde davacıya bildirilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Teknik incelemede tespit edilen hususların ayıp olarak kabul edilmesi halinde davalının bildirim yapmaması, eseri kabul ettiği anlamına gelir ve bu halde ayıptan doğan seçimlik haklarını kullanması söz konusu olmaz. Bununla birlikte TBK m. 475/11 uyarınca, ayıptan doğan seçimlik haklarının yanında iş sahibinin, genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklı tutulmuştur. TBK m. 475/11 çerçevesinde genel hükümlere atıf yapılması sebebiyle artık madde kapsamında istenecek tazminatın gözden geçirme ve bildirim külfetlerine bağlı olmadığı kabul edilmektedir. Bir diğer deyişle, iş sahibi, gözden geçirme ve bildirim külfetini yerine getirmemiş olsa bile, ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararlarının (ayıp sonucu ortaya çıkan zararlar ve ayıp zararları) tazminini talep edebilecektir.
Somut olayda da teknik incelemede tespit edilen eksiklik ve ayıpların bedelinin davacının alacağından mahsup edilmesi gerekir.
2- Teknik İnceleme Yönünden:
Ayrıntılı açıklandığı üzere; Program web sitesi olarak genelde 490 oranında bitmiştir. Yapılan işin ortasında sözleşme feshedildiğinden mobil program yapılmamıştır. Bununla birlikte web sitesi davacının deyimiyle canlıya alınmış yani yayınlanmıştır. Web sitesinin canlıya alınması, çalışır halde olduğunu göstermektedir.% 10’luk eksik işler, web sitesinin canlıya alınmasını (yayınlanmasını) engellemeyecek niteliktedir. Ayrıca yukarıda bahsedilen hususlarda yazılımda bazı ayıplar olduğu tespit edilmekle birlikte % 3 oranda bedel düşülmesi gerekmekle birlikte; heyetimizce web sitesi tamamlanma oranı % 87 olarak belirlenmektedir.
3- Mali İnceleme Yönünden:
Davacı karşı davalının 2017 ve 2018 yıllarına ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, delil kabiliyetlerinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Davalı karşı davacının 2017 yılına ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, delil kabiliyetlerinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Sayın Mahkeme’nin Kabulü Halinde;
A. Cari Hesap İlişkisine Yansıyan Hak Ediş Hesaplaması ve Borç Alacak Durumu:
A1. Sayın Mahkeme’nin kabulü halinde; sözleşme bedeli yönünden teknik heyet üyeleri tarafından; davacı tarafından web sitesinin % 87 oranda tamamlandığı ancak; mobil uygulamanın ise yapılmadığı tespitinden yola çıkarak;
Davacının davalıdan 52.000,00 Euro (KDV Öncesi) Web Sitesi yapımından kaynaklı sözleşmede bedel belirlendiği;
% 87 oranda tamamlanma oranına göre; davacının (52.000,00 EURO x % 87,00 =)45.240,00.EURO hak ediş alacağının olduğu, bu tutarın üzerine;
Davalı tarafından kabul edilerek davacıyı takip ettiği açık hesaba kaydedilen; 17.08.2017 tarih, A-024606 no.lu 288.846,42 TL (59.000,00 EUR + 10.620,00 EUR % 18 KDV=69.620,00 EURO) faturanın +10.620,00 EURO KDV’si eklendiğinde; davacının davalıdan talep edebileceği hak ediş tutarının 55.860,00 EURO olabileceğinin hesaplandığı,
A.2. Davalı tarafından davacıya hak ediş bedeline mahsuben; 69.620,00 EURO karşılığı 4,1489 TL/EURO – 288.846,42 TL ödeme yapıldığı,
A.3. Buna göre yukarıdaki hesaplamalar ve tarafların açık hesap ilişkilerinden yola çıkılarak; Davacının (45.240,00 EURO+10.620,00 EURO KDV-) 55.860,00 EURO hak ediş tutarından davalı tarafından davacıya ödenen 69.620,00 EURO mahsup edildiğinde;
” Asıl dava açısından; Davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmayacağı,
“ Karşı dava açısından ise; Davalının davacıdan (69.620,00 EURO davalının ödemesi-55.860,00 EURO=) 13.760,00 EURO alacaklı olabileceği;
13.760,00 EURO davalı alacağının ödeme yapılan faturadaki kur olan 4,1489 TL/EURO kur ile değerlenmesi ile 57.088,86 TL davalının davacıdan alacaklı olduğu,
57.088,86 TL davalı alacağından tarafların muhasebe kayıtlarında da yer alan davacının – 686,38 TL fatura alacağının mahsup edilmesi ile davalının davacıdan + 56.402,48 TL alacaklı olabileceğinin hesaplandığı,
29.05.2018 temerrüt tarihi ile, 07.09.2018 karşı dava tarihine kadar davalının davacıdan 1.521,71 TL işlemiş faiz talep edebileceği hesaplanmakla birlikte, işlemiş faizin takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olduğu,
TCMB verilerinden 07.09.2018 dava tarihi itibariyle avans faizi oranı %9,75 olduğu görüldüğünden, davalının belirlenen 56.402,48 TL asıl alacağına dava tarihinden itibaren 949,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği,
B. Davacının EURO alacak iddiası yönünden (Bakım/Onarım Alacak İddiası Yönünden)
Davacı ile davalı arasında “aylık bakım ve onarım bedeline” yönelik olarak; 102.000,00 Euro+ 18.360,00 Euro % 18 KDV olmak üzere 120.360,00 Euro sözleşme bedeli imzalandığı,
Ancak; davacı tarafından davalıya iş bu hususta tarafların cari hesabına yansıyan herhangi bir fatura kesilmediği, bu nedenle davacının 18.360,00 EURO KDV bedel talep edemeyeceği, davacının KDV’yi talep edilebilmesi için öncelikle Sayın Mahkeme tarafından hükmedilecek miktar üzerinden KDV kesilmesi, bu faturanın karşı tarafa tebliğ edilmesi ve ayrıca Sayın Mahkeme’ye de ilgili faturanın suretinin ve tebliğ şerhinin ibraz edilmesi gerektiğinin mütalaa edildiği,
Yukarıdaki Veriler Işığında Davacının EURO Borç/Alacak İddiasının İncelenmesi:
Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere; 102.000,00 EURO davacının bakım/onarım talebinin; Yukarıdaki davacı şirketin 2018 yılı faaliyetleri neticesinde gerçekleşen ve Maliyeye beyan edilen gelir (kar/zarar) tablosun verilerine göre; 11.128.180,82 TL net satış yapıldığı, (11.128.180,82 TL net satış tutarları % 100 kabul edilerek), net satışlara göre; 19,99 oranda ve 2.224.894,91 TL satışların maliyetine ve %40,02 oranda ve 4.453.633,05 TL satışların maliyetine ve katlanıldığı ve netice olarak; 2018 mali yıl sonunda % 43,15 oranda ve 4.802.059,66 TL dönem net karı elde edildiği,
Buna göre; davacının 44.013,00 EURO alacaklı olabileceğinin hesaplandığı,
Yargıtay kararı çerçevesinde; 22.05.2018 temerrüt tarihi ile, 28.05.2018 dava tarihine kadar davacının davalıdan 3,62 EURO işlemiş faiz talep edebileceği hesaplanmakla birlikte, işlemiş faizin takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olduğu,
28.05.2018 dava tarihi itibariyle fiili olarak Ziraat Bankası tarafından; 1 yıllık EURO mevduata uygulanan azami yıllık faiz orarının % 0,50 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 44.013,00 EURO alacağına dava tarihinden itibaren yıllık % 0,50 oranında değişen oranlarda döviz faizi yürütülebileceği,
EURO olarak yürütülecek olan yukarıda belirtilen asıl alacağa TBK.nun 99 md. hükmünce fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL karşılığırun davalı tarafından, davacıya ödenmesi gerektiği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, hususlarında görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Taraflarca bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Bu kez mahkememizce, dosya bilirkişilere tevdi edilerek taraf vekillerinin rapora karşı itiraz dilekçelerinde belirtmiş oldukları hususların ayrı ayrı, başlıklar halinde denetime elverişli olacak şekilde değerlendirilerek detaylı ek rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları 21/04/2021 tarihli ek raporda özetle,
1- Sözleşme ve Hukuki İnceleme Yönünden:
– Davalının itirazında uyuşmazlığın dayandığı sözleşmenin birleşik sözleşme olduğunu beyan ettiği, bu konuda kök raporda, “Doktrinde, tarafların, birden fazla bağımsız tipik sözleşmeyi birinin geçerliğini“ diğerininkine bağlı kılarak birleştirmeleri, birleşik sözleşme adlandırılmaktadır. Bu tanımın en önemli unsuru, tarafların açıkça veya örtülü olarak sözleşmelerin her birinin varlığının veya geçerliğinin diğerininkine bağlı “olduğunu kararlaştırmalarıdır. Somut olayda tarafların bu yönde açık veya örtülü iradeleri belirlenemediği için karma sözleşme olduğu sonucuna varılmıştır” şeklinde ifadelere yer verildiği, hukuki niteleme ve takdir yetkisinin Sayın Mahkemede olduğu,
– Davalının, bir an için web sitesi hususunda % 87’lik kısmın tamamlandığı düşünülse dahi mobil uygulamanın hiç yapılmamış olmasının da davacının edimlerini yerine getirmediğini gösterdiğini, Bilirkişi raporunda web sitesinin 2. Taksitine ilişkin tespitine ve web sitesi ile mobil uygulamanın bağımsız iki edim olduğu yönündeki tespitine itiraz etiğini beyan ettiği, Web sitesinin tamamlanma oranı ve mobil sitenin hiç yapılmamış olduğu hususunda tümüyle teknik incelemeye dayalı olarak değerlendirme yapıldığı ve teknik incelemede ek raporda farklı bir görüşe yer verilmediği,
– Davalının, “Bilirkişi raporunda sözleşme ve hukuki inceleme yönünden şirket yetkilisi …’ın …’de olduğundan bahisle canlıya alınmasının şirket yetkilisi davacının sunmuş olduğu e-postalarda … isimli şahıs ile iletişime geçilerek 25.04.2018 tarihinde canlıya alındığı iddin edilmektedir. Ancak … müvekkil şirketin çalışanı yahut yetkilisi değildir, taraflar arasında bulunan sözleşme sırasında işaret edilen bir kişi de değildir. Kaldı ki ce’de … …©… yazmaktadır. Ancak Sözleşme’nin Delil Sözleşmesi ve Bildirimler başlıklı maddesinin 13.3. Maddesinde “Sözleşme konusu Hizmetler’in işleyişine yönelik her türlü yazışma e-posta veya faks yoluyla işbu Sözleşme uyarınca Taraflarca aşağıda irtibat verilen kişiler ile yapılacaktır” denilmektedir. İşbu madde devamında ise“ … adına yetkili olarak … adına e-posta adresi “barisaconstantmbgrup.com” belirtilmiştir. Bilirkişinin dayanak yaptığı ce’deki adres ise … …&…’dir ve bu mail adresi … adına hareket eden …’a ait sözleşmede yazılı mail adresi değildir. Belirtilen adres de kullanılan bir adres değildir. Davacının basiretli bir tacir gibi davranarak maillerinin ulaşıp ulaşılmadığını teyit etmesi gerekirdi. Ancak sözleşmenin tarafı olan …’ye ait yazışma maili olarak belirlenmesine rağmen başkaca bir mail adresine gönderilmesine istinaden her ne sebeple maillerin …’ın kontrolünde atıldığına kanaat getirildiği anlaşılmamıştır. Bu yöndeki tespite itiraz ederiz” şeklinde beyanda bulunda bulunduğu, Gerçekten de itirazında belirttiği gibi elektronik posta adresinin, sözleşme m. 13.3 hükmünde yer alan … değil …..&… olduğu, Kök rapordaki değerlendirmenin, … ve ce’de … ve diğer kişilerin olduğu tüm yazışmalar dikkate alınarak yapıldığı, Birçok yazışmada, …, …, …, …, …. … uzantılı posta adreslerinin kullanıldığı, Bununla birlikte kök raporda yer verilen elektronik postanın ce kısmında, …-….(…), yanında…’un da bulunduğu, Ayrıca her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede yazışma adresleri (elektronik posta adresleri) belirlenmişse de dosya kapsamındaki yazışmaların tamamında ilgili kişiler dışındaki elektronik posta adreslerinden yazışmalar yapıldığı, Örneğin … tarafında da yazışma adresi … olmasına Tağmen yazışmaların çoğunda, oznur.sahin(lınveon.com.tr adresinin kullanıldığı, Davalının ayrıca, söz konusu elektronik posta adresinin kullanılmadığını da iddia ettiği, Bu konuda değerlendirme yapılması (kullanılıp/kullanılmadığı) hususunun uzmanlık alanımız dışında olduğu ancak söz konusu kullanılmadığı ileri sürülen adresin yazışmaların çoğunda bulunduğu,
– Davalının “Bilirkişinin haksız fesih olarak yaptığı tespite itiraz ederiz. Feshe ve ödenen bedelin iadesine ilişkin olarak gönderilen ilgili ihtarname ile haklı nedenle sözleşme feshedilmiştir. Taraflar arasında tam anlamıyla bir ticari ilişki mevcuttur. Müvekkil şirket ve davalı şirket yukarıda açıklanan iş ve hizmetler konusunda bir eser sözleşmesi ve devamında bakım ve destek hizmetinin sağlanması konusunda ise bir hizmet sözleşmesi akdetmişlerdir” şeklinde beyanda bulunduğu, bu konudaki değerlendirmelerimizin tamamının teknik incelemeye dayanmakta olup teknik incelemede ek rapor bakımından bir değişiklik yapılmadığı,
2- Teknik İnceleme Yönünden:
– Kök raporu aynen tekrar etmekle birlikte, sözleşmede yazan site canlıya alındıktan sonra 5 gün gibi bir süre normal bir işle iştigal edenler için oldukça kısadır. 5 günde bir web sayfasının işlevlerini nasıl kullanacağını, sipariş nereye düşüyor, neyi nasıl yaparım testi için yetersiz bir süredir. Sayfa canlıya alındıktan sonra en az 15 gün test süresi ve 30 gün de deneme süresi olmalıydı. Sözleşmede yazan süre böyle bir program için yetersiz bir zaman olarak görüyoruz.
– Dolayısıyla kök raporda yer alan ayrıntılı “teknik inceleme ve değerlendirmelere atıfta”bulunarak. yinelemek gerekirse; Program web sitesi olarak genelde 9690 oranında bitmiştir. Yapılan işin ortasında sözleşme feshedildiğinden mobil program yapılmamıştır. Bununla birlikte web sitesi davacının deyimiyle canlıya alınmış yani yayınlanmıştır. Web sitesinin canlıya alınması, çalışır halde olduğunu göstermektedir.%10’luk eksik işler, web sitesinin canlıya alınmasını (yayınlanmasını) engellemeyecek niteliktedir. Ayrıca yukarıda bahsedilen hususlarda yazılımda bazı ayıplar olduğu tespit edilmekle birlikte % 3 oranda bedel düşülmesi gerekmekle birlikte; heyetimizce web sitesi tamamlanma oranı %87 olarak belirlenmekle birlikte teknik heyet görüş ve değerlendirmelerimizde herhangi bir değişiklik bulunmamaktadır.
3- Mali İnceleme Yönünden:
Davacı Karşı Davalı … DAN. VE TİC. A.Ş.’nin 2017 ve 2018 yıllarına ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, delil kabiliyetlerinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Davalı/karşı davacı … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.’nin 2017 yılına ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, delil kabiliyetlerinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
Sayın Mahkeme Tarafından Davacının Alacaklı Olduğunun Kabulü Halinde Aşağıdaki Değerlendirmelerin Yapılması Gerekmiş Olup, Takdir Sayın Mahkeme’ye Ait Olmak Üzere;
a. Tarafların Cari Hesaba Dayalı Bakiye Alacak/Borç Durumunun İncelenmesi:
Sayın Mahkeme’nin kabulü halinde; sözleşme bedeli yönünden teknik heyet üyelerince yukarıda ek inceleme ve değerlendirmeler ile kök rapordaki görüş ve değerlendirmeleri aynen muhafaza edildiğinde ve hesaplamaya baz olarak;
Davacı tarafından web sitesinin % 87 oranda tamamlandığı ancak; mobil uygulamanın ise yapılmadığı tespitinden yola çıkarak;
Davacının davalıdan 52.000,00 Euro (KDV Öncesi) Web Sitesi yapımından kaynaklı sözleşmede bedel belirlendiği;
% 87 oranda tamamlanma oranına göre; davacının (52.000,00 EURO x % 87,00 =) 45.240,00 EURO hak ediş alacağının olduğu, bu tutarın üzerine;
Davalı tarafından kabul edilerek davacıyı takip ettiği açık hesaba kaydedilen;
17.08.2017 tarih, A-024606 no.lu 288.846,42 TL (59.000.,00 EUR * 10.620,00 EUR %18 KDV=69.620,00 EURO) faturanın + 10.620,00 EURO KDV’si eklendiğinde; davacının davalıdan talep edebileceği hak ediş tutarının 55.860,00 EURO olabileceğinin hesaplandığı,
Davalı tarafından davacıya hak ediş bedeline mahsuben; 69.620,00 EURO karşılığı 4,1489 TL/EURO – 288.846,42 TL ödeme yapıldığı,
Buna göre yukarıdaki hesaplamalar ve tarafların açık hesap ilişkilerinden yola çıkılarak;
Davacının (45.240,00 EURO+10.620,00 EURO KDV=) 55.860,00 EURO hak ediş tutarından davalı tarafından davacıya ödenen 69.620,00 EURO mahsup edildiğinde;
* Asıl dava açısından; Davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmayacağı,
* Karşı dava açısından ise; Davalının davacıdan (69.620,00 EURO davalının ödemesi- 55.860,00 EURO-) 13.760,00 EURO alacaklı olabileceği;
13.760,00 EURO davalı alacağının ödeme yapılan faturadaki kur olan 4,1489 TL/EURO kur ile değerlenmesi ile 57.088,86 TL davalının davacıdan alacaklı olduğu,
57.088,86 TL davalı alacağından tarafların muhasebe kayıtlarında da yer alan davacının -686,38 TL fatura alacağının mahsup edilmesi ile davalının davacıdan + 56.402,48 TL alacaklı olabileceğinin hesaplandığı,
29.05.2018 temerrüt tarihi ile, 07.09.2018 karşı dava tarihine kadar davalının davacıdan 1.521,71 TL işlemiş faiz talep edebileceği hesaplanmakla birlikte, işlemiş faizin takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olduğu,
TCMB verilerinden 07.09.2018 dava tarihi itibariyle avans faizi oranı 969,75 olduğu görüldüğünden, davalının belirlenen 56.402,48 TL asıl alacağına dava tarihinden itibaren 949,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, işlemiş faizin Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu ve faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği,
b. Davacının EURO Kar Mahrumiyeti alacak iddiası yönünden:
Seçimlik hak ve değerlendirme Sayın Mahkemenize ait olmak üzere;
“Bakım/Onarım Yönünden:
1. Seçenek olarak (102.000,00 EUR üzerinden hesaplama):
Davacı ile davalı arasında “aylık bakım ve onarım bedeline” yönelik olarak; 102.000,00 Euro + 18.360,00 Euro 96 18 KDV olmak üzere 120.360,00 Euro sözleşme bedeli imzalandığı,
Ancak; davacı tarafından davalıya iş bu hususta tarafların cari hesabına yansıyan herhangi bir fatura kesilmediği, bu nedenle davacının 18.360,00 EURO KDV bedel talep edemeyeceği, davacının KDV’yi talep edilebilmesi için öncelikle Sayın Mahkeme tarafından hükmedilecek miktar üzerinden KDV kesilmesi, bu faturanın karşı tarafa tebliğ edilmesi ve ayrıca Sayın Mahkeme’ye de ilgili faturanın suretinin ve tebliğ şerhinin ibraz edilmesi gerektiğinin mütalaa edildiği,
Sayın Mahkeme tarafından davacının bu hususta alacaklı olduğunun kabulü halinde; davacının sözleşmenin fesih edildiği yıl olan 2018 yılındaki Kurumlar Vergisi Beyannamesi verilerinden yola çıkılarak (kök rapordaki 42-43-44-45 sf.larda ayrıntılı açıklandığı üzere)
Davacı şirketin 2018 yılı faaliyetleri neticesinde gerçekleşen ve Maliyeye beyan edilen gelir (kar/zarar) tablosun verilerine göre; 11.128.180,82 TL net satış yapıldığı, (11.128.180,82 TL net satış tutarları % 100 kabul edilerek), net satışlara göre; % 19,99 oranda ve 2.224.894,91 TL satışların maliyetine ve % 40,02 oranda ve 4.453.633,05 TL satışların maliyetine ve katlanıldığı ve netice olarak; 2018 mali yıl sonunda % 43,15 oranda ve 4.802.059,66 TL dönem net karı elde edildiği,
Yukarıdaki Veriler Işığında Davacının EUR Borç/Alacak İddiasının İncelenmesi:
Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere; 102.000,00 EURO davacının bakım/onarım talebine davacının 2018 mali yıldaki % 45,15 net karlılık oranına göre;
(102.000,00 EUR x % 45,15 net karlılık oranız) 44.013,00 EURO olası kar kaybının olabileceği hesaplanmaktadır.
2. Seçenek olarak (33.000,00 EUR üzerinden hesaplama):
Teknik heyet inceleme ve değerlendirmelerinde Yargıtay’ın kökleşmiş içtihatlarına göre, “kesinti yöntemine” göre yeni ve aynı nitelikte proje alabilmesi için 33.000,00 EUR kazançtan (cirodan) mahrum kaldığı hususunda görüş bildirildiğinden takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere;
Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere; 33.000,00 EURO davacının bakım/onarım talebine davacının 2018 mali yıldaki % 45,15 net karlılık oranına göre;
(33.000,00 EUR x % 43,15 net karlılık oranız) 14.239,50 EURO olası kar kaybının olabileceği hesaplanmaktadır.
* Davacı tarafından web sitesinin % 87 oranda tamamlandığı ancak; mobil uygulamanın ise yapılmadığı tespitinden yola çıkarak; mobil uygulama hususunda kar mahrumiyeti hesaplaması yapılamamış olup, takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olduğu,
Yargıtay kararı çerçevesinde; 22.05.2018 temerrüt tarihi ile, 28.05.2018 dava tarihine kadar davacının davalıdan 3,62 EURO işlemiş faiz talep edebileceği hesaplanmakla birlikte, işlemiş faizin takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olduğu,
28.05.2018 dava tarihi itibariyle fiili olarak Ziraat Bankası tarafından; 1 yıllık EURO mevduata uygulanan azami yıllık faiz oranının %0,50 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 44.013,00 EURO alacağına dava tarihinden itibaren yıllık %0,50 oranında değişen oranlarda döviz faizi yürütülebileceği,
EURO olarak yürütülecek olan yukarıda belirtilen asıl alacağa TBK.nun 99 md. hükmünce fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalı tarafından, davacıya ödenmesi gerektiği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, hususlarında ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Taraf vekillerinin ek rapora karşı sundukları itirazların dosya kapsamı itibariyle yerinde görülmeyip reddine karar verildi.
Nihai olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; taraflar arasında 17.08.2017 tarihinde 8 sf. ve 13 maddeden ibaret davacı tarafından davalıca işletilen mağazalardaki gıda ürünlerinin davacı tarafından hazırlanacak internet yazılımı aracılığı ile satışa sunulmasına yönelik sanal mağaza tasarımı ve alt yapısının ve bakım destek hizmetleri ile mobil uygulama tasarımı ve geliştirilmesi hususlarında tarafların kaşe ve üzerine imzaları ile bir sözleşme akdedildiği, sözleşmenin 5. “Ücretlendirme” maddesine göre sözleşme bedelinin; lisans ve proje bedeli olarak; 94.000,00 Euro * 16.923,00 Euro *6 18 KDV olmak üzere 110.920,00 Euro, aylık bakım ve onarım bedeli olarak; 102.000,00 Euro * 18.360,00 Euro *6 18 KDV olmak üzere 120.360,00 Euro ve genel toplamda 196.000,00 Euro* 35.280,00 Euro 96 18 KDV olmak üzere 231.280,00 Euro (KDV Dahil) olarak taraflarca belirlendiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının birden fazla sözleşme tipine ait edim yükümlülükleri üstlendiği, davalının bedel ödeme borcunun bulunduğu görülmekle, sözleşmenin karma sözleşme olduğu kanaati ile yukarıda belirlenen taraflar arasındaki ihtilaf hususları kapsamında yapılan teknik incelemeye göre, program web sitesi olarak genelde %90 oranında bitmiştir.
Yapılan işin ortasında sözleşme feshedildiğinden mobil program yapılmamıştır. Bununla birlikte web sitesi davacının deyimiyle canlıya alınmış yani yayınlanmıştır. Web sitesinin canlıya alınması, çalışır halde olduğunu göstermektedir. %10’luk eksik işler, web sitesinin canlıya alınmasını (yayınlanmasını) engellemeyecek niteliktedir. Ayrıca yukarıda bahsedilen hususlarda yazılımda bazı ayıplar olduğu tespit edilmekle birlikte % 3 oranda bedel düşülmesi gerekmekle birlikte; heyetçe belirlenen web sitesi
tamamlanma oranı olan % 87 mahkememizce de yerinde görülmüştür.
Web sitesinin % 87 oranda tamamlandığı, mobil uygulamanın ise yapılmadığı anlaşılmakla, taraflar arasındaki sözleşmeye göre 52.000,00 Euro (KDV Öncesi) Web Sitesi yapımından kaynaklı sözleşmede bedel belirlendiği, % 87 oranda tamamlanma oranına göre; davacının (52.000,00 EURO x % 87,00 =) 45.240,00 EURO hak ediş alacağının olduğu görülmüştür.
Davalı tarafından kabul edilerek hesaba kaydedilen miktara göre davacının davalıdan talep edebileceği hak ediş tutarının 55.860,00 EURO olabileceğinin hesaplandığı, davalı tarafından davacıya hak ediş bedeline mahsuben; 69.620,00 EURO karşılığı 4,1489 TL/EURO – 288.846,42 TL ödeme yapıldığı, davacının (45.240,00 EURO+10.620,00 EURO KDV=) 55.860,00 EURO hak ediş tutarından davalı tarafından davacıya ödenen 69.620,00 EURO mahsup edildiğinde, asıl dava açısından davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmayacağı, karşı dava açısından ise davalının davacıdan (69.620,00 EURO davalının ödemesi- 55.860,00 EURO-) 13.760,00 EURO alacaklı olduğu hesaplanmış ve bu hesabın yerinde olduğuna kanaat edilmiştir.
Ek rapordaki mali değerledirmede dikkate alınarak 13.760,00 EURO davalı alacağının ödeme yapılan faturadaki kur olan 4,1489 TL/EURO kur ile değerlenmesi ile 57.088,86 TL davalının davacıdan alacaklı olduğu, 57.088,86 TL davalı alacağından tarafların muhasebe kayıtlarında da yer alan davacının -686,38 TL fatura alacağının mahsup edilmesi ile davalının davacıdan 56.402,48 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Aylık bakım ve onarım bedeli yönünden; sözleşmede 10.000,00 Euro ve 5.000,00 Euro olmak
üzere toplamda 15.000,00 Euro’dan 6 ay süre belirlendiği, davacının yeni ve aynı
nitelikte proje alabilmesi için piyasa şartlarına, yazılım firmasının geçmişte iş hacmine,
piyasada tanınırlığına vs faktörlere göre tahmini 2 ay sürede yeni bir proje alabileceği, bundan yola çıkarak sözleşmeye göre aylığı 15,000,00 Euro’dan 2 ay için 30.000,00
Euro ciro kaybı,
sunucu ve alt yapı servisleri yönünden sözleşmede 12 ay 1.000,00 Euro’dan sözleşme yapıldığı
görülmekle; aylığı 1.000,00 Euro emsal alınarak 3 ay sürede yeni bir proje alabileceği, buna göre aylığı 1.000,00 Euro’dan 3 ay için 3.000,00 Euro ciro kaybı
olmak üzere toplamda 33.000,00 Euro kazanılabilecek kazançtan (ciro) mahrum
kalabileceği bilirkişilerce belirlenmiş ve bu değerlendirmenin
dosya kapsamı ve uygulamaya göre yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Toplam 33.000,00 Euro davacının bakım/onarım talebine davacının 2018 mali yıldaki % 45,15 net karlılık oranına göre; (33.000,00 EUR x % 43,15 net karlılık oranı) 14.239,50 EURO olası kar kaybının olduğu anlaşılmakla, davacının bu yöndeki talebi bu miktar üzerinden kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın kısmen kabul ile,
a- 14.239,50 Euro kar kaybı alacağının davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı karşı davalıya verilmesine,
b-116.616,66 TL ve fazlaya ilişkin 123.820,50 Euro’luk talebin reddine,
c-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 5.237,00 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 15.058,48 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 9.821,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
d-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 259,00 TL, bilirkişi ücreti 3.000,00 TL olmak üzere toplam 3.259,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 89,15) 2.905,38 TL yargılama gideri ve 5.237,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 8.142,39 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
e-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 10.766,84 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
f-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 56.214,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
2-Karşı davanın kısmen kabulü ile,
a-56.402,48 TL’nin (… 35. Noterliği’nin 15/05/2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesinde belirtilen 7 iş günü ve ihtarname tebliğ tarihi olan 16/05/2018 tarihine göre) 28/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı – karşı davacıya verilmesine,
b-239.120,31 TL’lik fazla talebin reddine,
c-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.852,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 5.047,00 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 1.194,15 TL nin Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı karşı davacıya iadesine,
d-Davalı karşı davacı tarafça yapılmış olan 3.000,00 TL bilirkişi ücretinin davanın kabul oranına göre (%19,08) hesaplanan 572,40 TL yargılama gideri ve 3.852,85 TL peşin harç olmak üzere toplam 4.425,25 TL nin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya ödenmesine,
e-Davalı karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 8.132,32 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya ödenmesine
f-Davacı karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 25.188,42 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacı karşı davalıya ödenmesine,
3-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/07/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-imza E-imza E-imza E-imza