Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/526 E. 2022/947 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/526 Esas
KARAR NO :2022/947

DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ:19/08/2021
KARAR TARİHİ:14/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin, İstanbul Ticaret Odası’na …-0 sicil no ile kayıtlı bulunan davalı … Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş. ‘de toplam % 40 hisse sahibi olduklarını, diğer hissedarların ise yönetim kurulu başkanı … … ve YKB vekili … … olduklarını, müvekkillerinin bu hisselerin % 20’sini müteveffa murisleri … …’nın ölümü nedeniyle intikalen devir aldıklarını, % 20 hissenin ise müvekkillerden …’ya babası tarafından yaşarken satıldığını, müvekkiller şirketin % 40 gibi büyük bir hissesine sahip olmalarına rağmen, murislerinin ölümünden bu yana geçen yaklaşık 5 yıllık sürede hiç bir şekilde şirketle ilgili karar alma mekanizmalarına dahil edilmediklerini, genel kurul toplantılarına çağrılmadıklarını, şirketin işleyişi ile ilgili olarak kendilerine hiç bir belge ve bilgi verilmediğini, şirket bilanço, kayıt, kar-zarar durumu, defter vb. herhangi bir evraka ulaşmalarına engel olunduğunu, şirketin yaptığı sözleşme ve kiralamalar kendilerinden saklandığını, müvekkillerden … babası hayatta iken şirket nezdinde çalışan durumunda olmasına rağmen akabinde işten çıkarıldığını, bunun yanında ve daha vahimi, davalı şirket yöneticilerinin 08.04.2019 gerçekleştirdikleri genel kurula müvekkilleri davet etmedikleri gibi imzalarını da taklit ederek karar alındığını, bu genel kurulun iptali için …. Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas ile genel kurul kararlarının butlan nedeniyle iptali için dava açıldığını, sırf bu durum dahi müvekkillerin diğer ortaklara karşı güven ilişkisinin zedelendiğini tek başına gösterdiğini, ayrıca davacı şirket tarafından bu beş yıllık süre içerisinde müvekkilere yapılan herhangi bir isim ve nam altında en ufak bir ödeme mevcut olmadığı gibi, şirketin kazancı ve bu kazançtan ortaklara yapılan dağılım da tamamen meçhul olduğunu, davalı şirketin yönetiminde bulunan ortaklar kar payı dağıtımı kararı almamakta ancak şirketin karını uhdelerinde tutmakta ve böylece örtülü olarak kazanç elde ettiklerini, davaya konu şirketin kâr elde etmesine rağmen % 40 paya sahip müvekkillerime uzun süre kâr payı dağıtılmamış olmakla % 60 hisse sahibi olan yöneticilere yüksek miktarda ödemeler yapıldığını, şirket kaynakları yalnız çoğunluğun çıkarları doğrultusunda kullanıldığı, sürekli şekilde eşit işlem ilkesine aykırı davranıldığı, şirket kasası sistematik olarak boşaltıldığı, azınlık pay sahibi olan müvekkillerin hakları sistematik bir şekilde ve sürekli olarak kısıtlandığı, yönetici ortaklar örtülü olarak kazanç elde ettiklerini belirterek davanın kabulüne, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların şirketin müteveffa ortağı … …’nın mirasçıları olduğunu, onun vefatından önce olduğu gibi sonrasında da mirasçıları olan davacıların şirket işlerine hiç ilgi duymadıklarını, müdahil olmadıklarını, bu yönde kendilerine yapılan genel kurul toplantılarına katılma yönündeki çağrılara kayıtsız kaldıklarını, şirkete geliş gidiş dahi yapmadıklarını, şirketin işleyişi ile ilgili olarak müdahil olmak, karar mekanizmalarına katılmak insiyatiflerinde olmasına rağmen bunu yapmadıklarını, davacıların bu ihmali davranışları kapsamında kendilerine şirketin işleyişi ile ilgili bilgi ve belge verilmediğini, şirket bilanço, kayıt, kar zarar durumu, defter vb. herhangi bir evraka ulaşmalarına şirket yöneticilerinin ne şekilde engel olduğunun açıklanmaya muhtaç olduğunu, davacıların imzalarının taklit edilerek karar alınmış olduğu iddialarının soyut ve gerçek dışı olduğunu, davacıların iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davanın TTK 531. madde uyarınca anonim şirketin feshi veya diğer çözüm yollarına hükmedilmesi talepli davadır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davalı şirketin TTK 531. Madde uyarınca feshi koşullarının oluşup oluşmadığı, fesih yerine başka çözüm yollarına hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplandığı görülmüştür.
Tarafların tanık dinletme talepleri üzerine tanıkların beyanları alınmıştır.
Tanık … mahkememiz duruşmasında, “Ben Sirkeci’de bir danışmanlık şirketinde çalışıyorum. Davalı şirket benim çalıştığım yerin yan komşusudur. Her gün öğlen kahve içmeye oraya giderim. Aileyi de bu şekilde yaklaşık 20 yıldır tanıyorum. Davacıların babaları …’i evvelden beri tanıyorum. …’in vefatından sonra çocukları olan davacıları tanıdım. Benim çalıştığım danışmanlık şirketi şirketlerin genel kurul hazırlıklarını da yapan bir şirket olduğu için davalı şirketin genel kurul hazırlıklarını da bizzat ben yapıyordum. … Bey’in sağlığında da, vefatından sonra da bir sıkıntı görmedim. Zaman zaman genel kurullarda yönetime seçilme hususunda tartışmalar olsa da bu sorunu kendi aralarında hallediyorlardı. Davalı şirket turizm şirketi olup, … otelleri vardır. Davacılardan … üniversite öğrencisi olduğu dönemde şirkette sigortalı olarak çalışan gösterilmiş. Covid sürecinde turizmde yaşanan sıkıntılar dolayısıyla oteller kapandığından bildiğim kadarıyla … de dahil olmak üzere bütün işçiler davalı şirket tarafından işten çıkarılmış. Genel kurullara hissedar olan bütün kişiler posta yolu ile davet edilmiştir. Bütün postalar iadeli taahhütlü olarak babaları …’in adresi şirket kayıtlarında davacıların adresi olarak gözüktüğü için bu adrese gönderilmiştir. Davacılardan … her hafta cuma günleri şirkete gelirdi. Şirket yönetim kurulu başkanı olan … bana davacılar için sigorta, kredi kartları ve diğer yaptığı ödemelere ilişkin kayıtları göstermişti. Davacıların babası …’in vefatından sonra yapılan ödemelere ilişkin kayıtlardı. Davalı şirket turizm işi ile uğraşmakta olup, esasen işi biten işletmeci olan … Bey’dir. …’de bir ara yönetim kurulu başkanlığı yapmış olup, yönetim kurulu üyesi olarak sonrasında devam etmiştir. Sonraki süreçlerde taraflar arasında davalar açılmaya başlayınca … şirkete gelmedi. Bu davaların neden açıldığını bilmiyorum,
Davacılar şirketin genel kurul toplantılarına ve karar alma toplantılarına katılmadılar. Babaları …’in vefatından sonra yapılan ilk genel kurula … geldi. Ancak katılmadan bırakıp gitti. Aynı gün …. Noterliğine giderek genel kurul toplantısından haberim yok diye ihtar çekmiş. Ben şirket yönetim kurulu başkanı olan …’ın şirket dışında başka bir gelir olduğunu duymadım. Kendisini 20 senedir tanıyorum dedi.
Davalı şirket turizm şirketi olup 3 yıldızlı otelleri bulunmaktadır. Haliyle turizm sezonu dolayısıyla nisan ve kasım ayları arasında çalışıyorlardı. 2015 yılında darbe girişiminin olduğu dönem ve sonrasında davalı şirkette ticari olarak etkilendi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … mahkememiz duruşmasında, ” ben davacılar amcasıyım. Davacıların babası benim küçük kardeşimdir. Davalı şirketin yönetim kurulu başkanı … da benim küçük kardeşimdir. Davacıların babası … vefat ettikten bir hafta sonra oğlu davacı olan …, …’ın yanına geldi. Bende oradaydım. … babasının bankaya borçları olduğunu söyledi. … da öderiz dedi. Daha sonra …’in 6 bankaya olan borçlarını şirketin parası ile ödedi. Yine 10 gün sonra da yine …, …’ın yanına geldi. …’in sağlığında kendisi tarafından kullanılan ancak şirkete ait olan bir doblo, bir mercedes minibüs, bir de mercedes binek araba vardı. … doblo ile mercedes minibüsü sattım, anlaşmasını yaptım. Diğer mercedes’e de ben bineceğim dedi. Araçlar şirkete kayıtlı olduğu için … satış için notere gitti. Daha sonra … bu araçların parasını nasıl götüreceğini sordu. Bende bankaya yatır, oradan alırsın dedim. O da bankaya yatırmadı üzerinde götürdü. … paraya ihtiyaçları olduğunu söylemişti. O yüzden satılan bu arabaların paraları kendinde kaldı. … buna bir şey demedi. … her hafta cuma günü şirkete gelirdi. 1.750,00 TL haftalığını alırdı. Bu para …’in payıydı. Aile olarak ihtiyaçlarını gideriyorlardı. … vefat ettikten sonra bu parayı … alarak ihtiyaçlarının karşılanması için annesine götürüyordu. Daha sonraki zamanlarda …, …’e “annenin sigorta primini ödeyelim emekli olsun” dedi. Bunun üzerine …’in annesinin sigorta primleri ödenmeye başladı. Bu primler şirket hesabından ödendi. Primler ödendi, …’in annesi emekli oldu. Bundan sonra da … gelmemeye başladı. Sonra öğrendik ki … mahkemede dava açmış. Covid salgınından önceki dönemde turizm zamanında …’teki otelde olduğumuz bir günde …, …’e başkasına boş yere para vermeyelim. Restoranın başında sen dur dedi. …’de benim misafirlerim oluyor, benim gezmem lazım, onları gezdirmem lazım dedi. …’ın bu teklifini kabul etmedi. Otelin arkasında … ve annesinin ve kardeşlerinin yaşadığı bir ev vardır. Evin bütün ihtiyaçlarını otelden karşılarlar. Arabaları da otel garajında durur.
Beyanlarımda geçen üç adet araç şirketin parasıyla alındı. … arabalara çok düşkündü. O yüzden bu üç aracı da … kullanıyordu. …’ın şirket dışında başka bir geliri yoktur. Davacılardan sadece … şirketin toplantılarına katılıyordu. Diğer davacılar gelmediler. …’te annesi emekli olduktan sonra hiç gelmedi. Para almaya da gelmedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …talimat ile alınan beyanında, ” Ben davalı şirket olan … Tur. İsimli şirketin sahibi olduğu … Otel isimli işletmede resepsiyon görevlisi olarak 2015 yılı Kasım ayından 2016’nın Eylül ayına kadar çalıştım. Ben otelde geceleri görev yapıyordum. Benim çalıştığım süre zarfında ve … beyin vefatına kadar oteli … bey yönetti, davacılardan … bey de otelde … beye yardım ediyordu. … beyin vefatından sonra da … bey otelde çalışmaya devam etti. Yönetim Kurul Başkanı … beyin, davacılardan … beyle aralarında bir huzursuzluk olduğunu hissediyorduk. Ben şirketin ne şekilde yönetildiğini bilmiyorum. Davacılardan … beyin şirketin %40 hissesine sahip olduğunu ve yine … beyden duyduğum kadarıyla kendisine şirketteki gelirden pay verilmediğini, bu sebeple birçok harcamayı kendi cebinden yaptığını duymuştum. Yönetim Kurulu Başkanı … beyin …’te 4 tane bungalov yaptırdığını duymuştum ancak bu bungalovların yapım maliyetlerinin ne şekilde karşılandığını bilmiyorum. Ben muris … beyin vefatından sonra 3-4 ay kadar daha çalıştım, daha sonra beni personel fazlalığı gerekçesiyle işten çıkarttılar. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … talimat ile alınan beyanında, ” Ben davalı … Tur. İsimli şirketin sahibi olduğu … Otel isimli işletmede 2009 yılından bu yana ön büro görevlisi olarak çalışmaktayım. Bu yüzden davacıları tanırım. Şirketin idari kısmı İstanbul’da, işletme kısmı ise …’tedir. Ben …’te görev yapmaktayım. Ben muris … bey ile kardeşi … bey ile uzun yıllar birlikte çalıştım. … beyin vefatından sonra 15 Temmuz Darbe olayları gerçekleşti ve turizm olumsuz yönde etkilendi, bunun sonucunda da 30 Eylül 2016 tarihinde ben de dahil olmak üzere … bey ve ayırt edilmeksizin tüm personelin sigorta çıkışları yapıldı. Bu çıkıştan sonra … bey herhangi bir faaliyette bulunmadığından ve otelde bir görevi bulunmadığından dolayı tekrar sigorta girişi yapılmadı. … beyin vefatından sonra … bey, … beye … restoranın başında durmasını ve orayı çalıştırmasını söyledi ancak … bey bunu kabul etmedi. Davacılar otele uğruyorlardı, araçlarını otoparka park ediyorlardı, hemen arka sokakta bulunan ve muris … beyden kalma evlerinde kalıyorlardı. Evlerinde herhangi bir problem veya arıza olduğunda bizden yardım istiyorlardı, biz de bu sorunları çözüyorduk. Davacılar otele uğradıklarında diğer hissedarlar tarafından herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmadılar. … beyin otelde bir odası bulunmaktadır, kendisi gelmek istediği zaman bize telefon ediyor ve biz de odayı kendisine hazırlıyorduk. 2020 yılında pandemiden dolayı tesis hiç açılmadı, 2021 yılı Temmuz ayında işletmeyi açtık ancak sonrasında da …’teki büyük yangın çıktı, bu olay sonrasında da turizm olumsuz etkilendi ve müşterimiz olmadı. Benim şirketin idari ve mali kısmıyla ilgili hiçbir bilgim yoktur. İdari kısım İstanbul’dadır. Şirketten davacılara yapılan bir ödeme olup olmadığını bilmiyorum. Muris … beyin ve … beyin şirket üzerine olan araçları kullandığını biliyorum. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … talimat ile alınan beyanında, ” Ben davacıların babası olan … Beyin sağlığında yakın arkadaşıydım. Davalı şirketin şubesi olan … … Otelde sıklıkla 2002/2016 yılları arasında … beyi ziyarete gidip gelirdim. Kendisi 2016 yılının nisan ayında vefat etmiştir. Ben bu tarih aralığında Vergi Dairesinde … memur olarak çalışıyordum. Bu sebeple de şirketi bilmekteydim. Vefat eden … Beyin de sırdaşıydım. 2012 yılından önce … Bey kalp krizi geçirince yönetimi … beye bıraktı. … Oteli bu tarihten sonra da … Bey idare etmeye yönetmeye devam etti. … bey bu süreçte yönetici olmasına rağmen yönetim işlerinde bulunmuyordu, İstanbulda yaşıyordu. … Bey Otelle alakalı harcamaları kendi şahsi hesaplarından yapıyordu sonra da küçük küçük şirket hesabından bu ödemeleri geri alıyordu. Bu durum çok yoğunlaşınca kendisi bu strese dayanamayarak kalp krizi geçirdi ve vefat etti. Şirket … Beyin vefatından sonra çocukları olan davacılara herhangi bir kar payı dağıtımı veya başka başlık altında bir ödeme gerçekleştirmedi. Ancak … Beyin şahsi aracı olan 2 araç şirket adına kayıtlıydı. Bunlar şirket tarafından satılıp bedeli mirasçılarına ödendi. … Beyin sağlığında oğlu … şirketin çalışanıydı. Otelle de ilgilenirdi babasının vefatından sonrada ilgilenmeye çalıştı ancak kendisi şirket tarafından işten çıkartıldı. Davacılardan duyduğum kadarıyla kendisi toplantıları çağırılmamışlar ve şirket hesabı ve yönetimi hakkında kendilerine herhangi bir bilgi verilmemiştir. Duyduğum kadarıyla halen de verilmemektedir. Şirketin sahibi olan otel halen çalışmaktadır. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 28/03/2022 tarihli celse ara kararı uyarınca tarafların iddia ve itirazları, sunulan deliller, tanık beyanları, taraf vekillerinin tanık beyanlarına karşı sundukları beyan dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı gözetilerek, davalı şirketin feshi koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı tarafından ileri sürülen sebeplerin haklı sebep olup olamayacağının belirlenmesi için davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
“Davalının 2017- 2021 yılı yasal defterlerinin usulüne uygun tutulduğu,
Davalı şirketin incelenen dönemde, 131 ortaklardan alacaklar hesabında Şirketin mali yapısını etkileyici borç kullandıklarına ilişkin kayıt tespit edilemediği,
Davalı şirketin haklı sebeple feshini gerektirecek nesnel bir sebebe rastlanmadığı için TTK md. 531 hükmü uyarınca davacının Ortaklık payının ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilemeyeceği,
Dava dışı ortaklar ile davacıların arasında anlaşılmak suretiyle davacıların payını devrederek şirketten ayrılmalarının önünde yasal bir engel bulunmadığı,
Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması ve davacıların iddialarını haklı sebep olarak kabul etmesi halinde kaydi değerler üzerinden hesaplanan çıkma payının;
…’nın kayıtlı değerlere göre özvarlık payı 365.781,23 TL
…’nın kayıtlı değerlere göre özvarlık payı 73.156,25 TL
…’in kayıtlı değerlere göre özvarlık payı 73.156,25 TL
…’nın kayıtlı değerlere göre özvarlık payı 73.156,25 TL olarak hesaplandığı ancak heyetimizde gayrimenkullerin, tesis makine cihaz, demirbaş ve stoklarının değerlendirmesini yapabilecek uzman bulunmadığından rayiç değer üzerinden hesaplama yapılamadığı,” şeklinde değerlendirmelerde bulunmuşlardır.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; davanın şirketin haklı nedenle feshine ilişkin olması sebebi ile burada öncelikle tespit edilmesi gereken durum, davacı tarafından fesih gerekçesi olarak ileri sürülen gerekçelerin haklı sebep sayılıp sayılmayacağı olup, bu bağlamda gerek dosya kapsamına sunulan bilgi ve belgeler, gerek bilirkişi raporunda yapılan inceleme ve değerlendirmeler ve tanık beyanları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacı tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin anonim şirketin feshi için haklı sebep oluşturmadığı, söz konusu iddiaların başka davaların konusunu oluşturduğu, ileri sürülen iddiaların objektif olmadığı ve pay sahibi kimliğinden (pay sahibinin şahsından) bağımsız olmadığı, ortaklar arasındaki çekişmenin şirketin feshini gerektirebilecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle şirketin feshine karar verilemeyeceği, haklı sebep olmadığı için de TTK md. 531 hükmü uyarınca davacının ortaklık payının ödenerek şirketten çıkarılmasına da karar verilemeyeceği anlaşılmakla davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, şirketin en önemli malvarlığı olan …’teki otel yerinde görülmeden ve incelenmeden rapor düzenlendiğini, raporda eksiklikler bulunduğunu, mahallinde otelcilik konusunda uzman bilirkişi tarafından inceleme yapılmak suretiyle rapor düzenlenmesini talep etmiş ise de, mahkememizce mevcut dosya kapsamı itibariyle davacılar vekilinin yeniden rapor alınmasına yönelik talebinin yerinde görülmeyip reddine karar verilmiştir. Zira mahkememizde oluşan kanaat şirketin feshi için haklı sebep olmadığıdır. Fesih için haklı sebep yok iken, çıkma payı hesabına yönelik olarak otelin yerinde incelenmesinin bir gereği olmayacaktır.
Yine davacı vekili son celsede Mahkememiz heyetini hem kendi adına, hem de müvekkili adına reddetmiş ise de, mahkememizce ara karar ile HMK 41/1-b ve c maddeleri uyarınca davacılar vekilinin hakimin reddi talebinin geri çevrilmesine esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 59,30 TL nin mahsubu ile, eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/11/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza