Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/509 E. 2023/365 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/509 Esas
KARAR NO :2023/365

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/06/2016
KARAR TARİHİ:27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Mahkememizden verilen 21/03/2019 tarih ve 2016/647 Esas 2019/253 sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2021 tarih ve 2019/1890 Esas 2021/1677 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekiçesinde özetle; Davalı ile müvekkili şirket arasındaki elektrik sözleşmesi neticesinde kullanılan elektriğe ilişkin faturaların ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilinin alacağının tahsili için davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edip durdurduğunu, alacağın faturalar ile sabit olduğunu, bu sebeple huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının faturaları müvekkiline tebliğ etmediğini, takibe dayanak ettiği cari hesap dökümünü de müvekkiline tebliğ etmediğini, cari hesap dökümü diye bir borç dayanağı olamayacağını, davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, müvekkili ile davacı kurum arasındaki yazışmalarda da borç olmadığının görüleceğini, buna rağmen davacının takip başlatmasının tamamen kötü niyetli olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan elektrik sözleşmesi ilişkisi gereğince düzenlenen fatura borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosyamıza fiziki olarak celp edilen … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 8.900,09 TL Asıl Alacak, 642,13 TL Asıl Alacağın İşlemiş Faizi, olmak üzere toplam 9.542,32 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bozma öncesi Mahkememizden verilen 21/03/2019 tarih ve 2016/647 Esas 2019/253 Karar sayılı Gerekçeli Kararda; “Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında elektrik satış sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişkinin mevcut olduğu, alacağın davalıya e-fatura yolu ile edildiği, E-Faturanın, bir fatura çeşidi olup, elektronik ortamda hazırlandığı, Maliye’nin sunucuları üzerinden alıcıya iletildiği, Genel Tebliğ uyarınca Gelir İdaresi Başkanlığınca e-Fatura Uygulamasında e-faturalann Temel ve Ticari olmak üzere iki senaryo baz alınarak düzenlenebileceği, temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden red yanıtı dönülme imkanının bulunmadığı, Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen harici yöntemlerle { noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile ) itiraz edilebilmesi imkanını ortadan kaldırmadığı, temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen yöntemler ile itiraz edilebileceği, dosya içerisinde davalı tarafından davacı tarafın düzenlemiş olduğu Temel Faturaya karşılık bir itirazın olmadığı, davalı tarafından davacı şirkete ödemede bulunulmadığı, bunun üzerine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının mahkememizce davacı kayıtlarında yaptırılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu, bilirkişi raporunun hesaplamasının yerinde olduğu kanaatine varıldığından itirazın bu rapordaki miktarlar üzerinden iptaline karar verilmiştir.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde hüküm kurularak, davanın kısmen kısmen kabulüne karar verilmiştir.
09/08/2019 tarihinde davalı tarafça İstinaf’ a başvurulmuştur.
Verilen karar Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2021 tarih ve 2019/1890 Esas 2021/1677 Karar sayılı ilamında bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 08/06/2021 tarih ve 2019/1890 Esas 2021/1677 Karar sayılı ilamında; “6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup takip ve dava konusu alacak abonelik sözleşmesi kapsamında kullanılan elektrik enerjisi tüketim bedelinden kaynaklanmaktadır.
İcra takibinde takip dayanağı cari hesap dökümü olarak belirtilmiş olup söz konusu alacak hakkında e-fatura düzenlenmiştir.
İlk derece mahkemesince tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi mari- fetiyle inceleme yapılmıştır.
Davalı defterleri üzerinde yapılan incelemeye göre, defterlerin usulüne uygun olarak tutul- duğu, dava konusu alacağa dayanak 13/11/2015 tarih … seri nolu 8.900,19 TL tutarındaki faturanın davalının kayıtlarında mevcut olmadığı, davacının defterlerinde yapılan incelemede ise, defterlerin usule uygun olarak tutulduğu ve söz konusu faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkeme gerekçesinde davacının düzenlediği e-fatura ile ilgili olarak davalı tarafça TTK 18.maddede belirtilen yöntemlerce yapılmış bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle davacı lehine olan rapora itibar etmiş, bilirkişi tarafından hesaplanan alacak doğrultusunda kısmen kabul hükmü kurmuştur.
Ancak borcun dayanağını oluşturan fatura, e-fatura olarak düzenlenmiş olup davalı vekili aşamalardaki beyanlarında faturanın tebliğ edilmediğini iddia etmektedir. Dosya içeriğinde de, söz konu- su faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği, ne şekilde ve hangi tarihte tebliğ edildiğine dair delil bu- lunmamaktadır.
Diğer yandan takip tarihinden 1 gün sonra davacı tarafça davalıya gönderilen 04/05/2016 tarihli mailde “gecikme olduğu belirtilen ödemenin davacı kayıtlarına girildiği, açık bir fatura bulunmadığı, gecikme yazılarının sistem tarafından otomatik olarak gönderildiği, ödeme yapılmış ise yazının dikkate alın- maması” hususunun bildirildiği görülmektedir.
Davacı vekili söz konusu mail ile ilgili olarak cevaba cevap dilekçesinde “gecikmede olan borçlar hukuk servisine geçtikten sonra kaydı kapandığından bu ifade kullanılmıştır. Başka ödemeler davalı tarafından yapılmış olsa dahi icra takibine konu alacak ödenmemiştir. Müvekkilin alacağı devam etmektedir. Davalı icra dosyasından gönderilen ödeme emrini 03/05/2016 tarihinde tebliğ aldıktan sonra müvekkilimden borcu olmadığına dair yazı istemiştir. İcra takibinden veya ödeme emrinden bahsetmemiştir. Davalı kötü niyetle hareket etmiştir” şeklinde beyanda bulunmaktadır.
Davalının delil olarak dayandığı bu e-mail içeriği ve davacının buna dair beyanları karar yerinde değerlendirilmemiştir.
Ayrıca davacının icra takibinde asıl alacak + takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 8.900,19 TL asıl alacak + 462,90 TL işlemiş faiz + 83,32 TL faizin KDV’si hesaplanmış, hükümde de 8.900,19 TL asıl alacağa 546,22 TL işlemiş faiz ilave edilmiş, 83,32 TL KDV faiz içinde değerlendirilmiştir. (Bu noktada davacı talebi aşılmıştır)
Toplanan delillere, dosya içindeki raporlara göre; davacının dava konusu fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı ve alacak miktarı hususunda sonuca varmak mümkün olmamıştır.
Buna göre, öncelikle, taraflar arasında e-fatura tanzimi ve faturaların elektronik olarak tebliği hususunda bir sözleşme veya bu yönde bir uygulama bulunup bulunmadığı, takip ve dava dayanağı faturanın davalıya ne şekilde tebliğ edildiği ve bu tebliğ şeklinin usule uygun olup olmadığı, faturanın yasal süre içinde iade edilip edilmediği, devamında davacının takip tarihi itibariyle ve dava konusu fatura nedeniyle davalıdan tahsili gereken alacağının bulunup bulunmadığı (alacağın varlığı ve miktarı) hususunda konusunda uzman 1 Elektrik-Elektronik mühendisi ve SMMM’den oluşturulacak yeni bilirkişi heyetinden itirazları giderici, hükme ve yargısal denetime elverişli yeni rapor alınması ve sonu- cuna göre hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen karar maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırı bulunduğundan HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, eksikliği tespit edilen hususlar yeniden yargı- lama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında yapılan ilk celse duruşmasında, “Taraflarca takip edilmeyen davanın HMK 150.maddesi uyarınca taraflardan biri tarafından yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizin dosyasında yapılan yargılamada, tarafların iddia ve savunmaları ve dosyadaki tüm deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle dosyanın elektrik konusunda uzman ve mali müşavir den oluşan 2 kişilik bilirkişi heyetine tevdine ve davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarı ve ferilerinin tespit edilmesi hususunda İstanbul BAM 3. HD nin kaldırma kararında belirttiği hususlar da ayrı ayrı irdelenerek rapor tanzim edilmesine karar verilmiştir.
30/10/2022 tarihinde bilirkişilerce heyet raporu sunulmuştur.
Davalı vekilinin beyan ve itiraz dilekçesi, davacı vekilinin beyan dilekçesi üzerinde dosyadan ek rapor alınmasına karar verilerek, dosya bilirkişilere tevdii edilmiştir.
15/02/2023 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; 13.11.2015 tarih … seri nolu 8.900,19 TL tutarındaki faturanı davalının kayıtlarında mevcut olmadığı, davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında e-fatura tanzimi ve faturaların elektronik olarak tebliği hususunda bir sözleşmenin bulunmadığı… Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 397 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ uyarınca; elektronik fatura uygulamasına kayıtlı mükelleflerin birbirlerine sattıkları mallar ve ifa ettikleri hizmetler için düzenledikleri faturaları 01/04/2014 tarihinden itibaren elektronik fatura olarak göndermeleri ve almaları zorunlu olduğu, taraflar arasında e-fatura tanzimi ve faturaların elektronik olarak tebliği hususunda bir sözleşmenin bulunmadığının tespit edildiği, takip ve dava dayanağı faturanın davalıya ne şekilde tebliğ edildiği, usule uygun olup olmadığının incelenmesi, 433 seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile e-fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerin birbirlerinden aldıkları mallar ve sağladıkları hizmetler için elektronik fatura gönderme ve alma zorunluluğu 01.04.2014 tarihi olarak belirlendiği, 13.11.2015 tarih … seri nolu 8.900,19 TL tutarındaki faturanın davacı şirket tarafından kesilen e-faturanın gelir idaresi başkanlığının bilgi işlem sistemlerinde ve davalı şirketin e- fatura portalına ( bilgi işlem sistemlerine) elektronik ortamda iletildiği, davacının e-fatura olarak temel fatura senaryosu ile gelir idaresi başkanlığından gönderdiği e-faturanın alıcıya Vergi Usul Kanununa göre usulüne uygun olarak teslim edildiği dava dosyasından tespit edildiği, taraflar arasında e-fatura tanzimi ve faturaların elektronik olarak tebliği hususunda bir sözleşme veya bu yönde bir uygulama bulunup bulunmadığı hususunda; taraflar arasında e-fatura tanzimi ve faturaların elektronik olarak tebliği hususunda bir sözleşmenin bulunmadığı; 421 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 397 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ uyarınca; elektronik fatura uygulamasına kayıtlı mükelleflerin birbirlerine sattıkları mallar ve ifa ettikleri hizmetler için düzenledikleri faturaları 01/04/2014 tarihinden itibaren elektronik fatura olarak göndermeleri ve almaları zorunlu olduğu; takip ve dava dayanağı faturanın davalıya ne şekilde tebliği edildiği ve bu tebliğ şeklinin usule uygun olup olmadığı; davacının e-fatura olarak temel fatura senaryosu ile gelir idaresi başkanlığından gönderdiği e-faturanın alıcıya Vergi Usul Kanununa göre usulüne uygun olarak e-fatura portalından (tebliğ) teslim edildiği dava dosyasından tespit edildiğinden; faturanın yasal süre içinde iade edilip edilmediği; fatura uygulamasına kayıtlı kullanıcıların, e-faturalara itiraz yöntemleri teknik kılavuzlarda düzenlenmiş olup, temel fatura kapsamında düzenlenen faturalara mükellefler, mevzuat hükümleri çerçevesinde muhasebe kayıtlarına alıp iade faturası düzenleyerek ya da muhasebe kayıtlarına almadan harici yollar ile sistem dışından itiraz edebilirler , dava dosyasında faturanın davalı tarafça kayıtlara alınmadığı ve harici yollar ile itiraz edilmediği tespit edildiğinden; Davacının takip tarihi itibariyle ve dava konusu fatura nedeniyle davalıdan tahsili gereken alacağının yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle dosyadaki mevcut belgelere göre davacının davalıdan alacağının 9.446,41 TL olduğuna davacının icra inkar tazminatı talebinin Mahkememizin takdirinde olduğuna ilişkin görüş ve kanaatimi içeren raporumdur, şeklinde belirtilmiştir.
Dosyada yapılan yargılamada, Davalı vekilince ek rapora karşı itiraz sunulmuş, itirazın alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
E-Faturanın, bir fatura çeşidi olup, elektronik ortamda hazırlandığı, Maliye’nin sunucuları üzerinden alıcıya iletildiği, Genel Tebliğ uyarınca Gelir İdaresi Başkanlığınca e-Fatura Uygulamasında e-faturalann Temel ve Ticari olmak üzere iki senaryo baz alınarak düzenlenebileceği, temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden red yanıtı dönülme imkanının bulunmadığı, Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen harici yöntemlerle { noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile ) itiraz edilebilmesi imkanını ortadan kaldırmadığı, temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen yöntemler ile itiraz edilebileceği, dosya içerisinde davalı tarafından davacı tarafın düzenlemiş olduğu Temel Faturaya karşılık bir itirazın olmadığı, davalı tarafından davacı şirkete ödemede bulunulmadığı, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının mahkememizce davacı kayıtlarında yaptırılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu, bilirkişi raporunun hesaplamasının yerinde olduğu ve davacının takip tarihi itibariyle ve dava konusu fatura nedeniyle davalıdan tahsili gereken alacağının 9.446,41 TL olduğundan davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davalı mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile …. İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 8.900,19-TL asıl alacak, 546,22-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.446,41-TL üzerinden devamına,
-Takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %16,8 oranında faiz ve bu faizin %18’i oranında KDV’sinin talep edilebileceğine,
2-Belirlenen toplam alacak 9.446,41-TL’nin %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacı yana verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 645,28 TL’nin peşin alınan 162,96 TL’den mahsubu ile eksik olan 482,32 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 196,46 TL ilk masraf, yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ve bilirkişi ücreti olan 4.194,20 TL olmak üzere toplam 4.390,66‬ TL’nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 4.346,52 TL yargılama gideri ve 162,96 TL peşin harç olmak üzere toplam 4.509,49 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 95,91 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
9-Artan gider avansının karar kesinleştikten sonra taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilini yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/04/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza