Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/504 E. 2023/57 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/504 Esas
KARAR NO :2023/57

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/06/2017
KARAR TARİHİ:20/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … markası Patent Enstitüsünün 16/06/2013 tarih, … tescil no ile 10 yıl süre ile müvekkili şirket adına tescil edildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında 15/08/2014 tarihinde Franchise sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında sözleşme çerçevesinde ticari ilişki ve buna istinaden cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, davacı müvekkil sözleşme hükümleri çerçevesinde yükümlülüklerini yerine getirdiğini, faturalar kestiğini ve davalı şirkete teslim edildiğini, davalının sözleşme gereği müvekkili şirkete 22.580,82 TL bakiye borcu bulunduğunu, defalarca talep etmesine rağmen davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borcu ödemediği gibi takibe ve borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın hukuka, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkili şirket ile davacı arasında 15/08/2014 tarihinde Franchise Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirket Franchise bedellerini ilk sözleşme yılı için 2,000,00 TL ve sonraki yıllar için sözleşmeye göre artışları yaparak düzenli olarak yaptığını, taraflar arasında imzalanan başka bir sözleşmenin olmadığını, davacı icra takibini cari hesap alacağına dayandırdığını, icra takibinde cari hesap alacağına dayanan davacının müvekkilinin itirazı üzerine fatura alacaklarından bahsettiğini, sözleşmeye aykırı hizmet bedelleri talep eden davacı şirket keyfi olarak kestiği faturaları müvekkili şirkete gönderdiğini, müvekkili şirketin Kadıköy 24. Noterliğinin 10/02/2017 tarih ve 03168 nolu ihtarnamesi ile sözleşmeye aykırı faturaları iade ettiğini belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, tüm masraflar ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, franchising sözleşmesi nedeniyle davalı adına düzenlenen faturalardan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 22.580,82 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce … esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda, 27/12/2018 tarihli, 2018/1297 karar sayılı karar ile; taraflar arasında 15/08/2014 tarihli … Franchise Sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşme ile başladığı her iki tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede tarafların kayıtları arasındaki farkın davalı tarafından bir kısım faturaların kayıt altına alınmamasından kaynaklandığı, davalı tarafından ek hizmet bedelleri yönünden faturalara itiraz edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 10.maddesinde franchise alanın hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiği, sözleşmenin 10.17.maddesi gereğince davacının “dijital pazarlama” ve “müzik yayın” hizmetlerinin bedellerini de talep edebileceği, davacının düzenlenen faturalar nedeniyle takip dosyası kapsamında alacaklı olduğu gerekçesiyle davalının …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına, alacak tutarı 22.580,82-TL’nin %20 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerine yapılan inceleme neticesinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 17/06/2021 tarih, 2019/854 Esas, 2021/914 karar sayılı ilamı ile; “Her ne kadar sözleşmenin 10.17. Maddesinde “Franchise Alan işbu sözleşme kapsamında verilecek hizmet ve satışa sunulacak ürünlere ilişkin olarak uygulanacak olan tüm paket, üyelik ve diğer hizmetler için talep edilecek fiyatlar ve bu hizmetlerin niteliğini belirleme yetkisinin tek taraflı olarak Franchise Verene ait olduğunu kabul ve beyan eder” şeklinde hüküm bulunmakta ise de, öncelikle, tarafların ticari defterlerinde mutabakatsızlığa neden olan 15 adet faturanın dosyaya celbi sağlanıp, faturaların hangi mal ya da hizmet teslimi için düzenlendiği, bahse konu hizmetin sözleşme kapsamında olup olmadığı, bu hizmetin davalıya sunulup sunulmadığı tespit edilmeli; mutabakatsızlığa neden olan bu faturalar, sözleşme hükümleri ve taraflarca ibraz edilen deliller ve davalının itirazları çerçevesinde değerlendirilerek davacı tarafından fatura bedellerine hak kazanılıp kazanılmadığı araştırılmalıdır. Ayrıca, taraflar arasında sözleşme ilişkisi kapsamında uygulama gelişip gelişmediğinin denetlenmesi bakımından davalının defterlerinde daha önceden “Dijital Pazarlama Hizmet Bedeli” ve “Müzik Yayını Hizmet Bedeli” ile ilgili fatura kaydedilip kaydedilmediği yönünde de inceleme yaptırılmalıdır. Bahsi geçen hususlarla ilgili bilirkişi heyetinden ek rapor ya da gerektiğinde yeni oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının kaldırıldığı, davanın mahkememizin işbu esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce karar kaldırma ilamı doğrultusunda, davacı vekiline beyanda bulunması ve dava konusu ihtilafın dayanağını oluşturan 15 adet faturanın dosyaya sunulması hususunda iki haftalık kesin süre verildiği, ara karar gereğince davacı vekili tarafından beyan dilekçesi sunulduğu ve dilekçe ekinde 15 adet fatura suretinin de sunulduğu, sunulan fatura suretlerinin değerlendirilmesi için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu 17/11/2022 tarihli raporunda özetle;
“….Davacı şirketin davalı ile olan ticari ilişkisini 2016 ve 2017 yılı yasal defterlerinde 120.01.001.0187 no.lu hesap kodunda takip ettiği, söz konusu hesapta davacının davalıdan 2015 yılından devreden 16.246,87 TL alacaklı olduğu, 2016 yılı içinde davalıya toplam 37.328,07 TL tutarında fatura düzenlediği karşılığında davalı şirketten toplam 39.677,87 TL tahsilat yaptığı ve 31.12.2016 tarih itibari ile davacının davalıdan olan alacak bakiyesinin 13.897,07 TL olduğu, 2017 yılı Nisan ayına kadar olan süreçte toplam 13.999,99 TL değerinde davacı tarafından davalıya fatura düzenlendiği, bu süreçte davalıdan 5.315,86 TL tahsilat yapıldığı ve en son işlem tarihi olan 03.04.2017 tarih itibari ile davacının davalıdan 22.581,20 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
… İcra Mü … Esas sayılı dosyasında 17.04.2017 tarihinde davalı aleyhine başlatılan icra takibinde davacı tarafından davalıdan istenilen tutarın 22.580,82 TL olduğu ve istenilen tutarın davacı şirketin ticari defterleri ile uyumlu olduğu, hukuki işlem nedeni ile 31.12.2017 tarihinde muhasebe sisteminde kullanılan teknik gereği 22.580,82 TL bedelin Kaiki Sor adına açılan 128.01.001.004 no.lu Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabına aktarıldığı davalı lehine takibi istenilmeyen (22.581.20 TL -22.580,82 TL —) 0,38 TL bedelin 120.01.001.0187 no.lu hesap kodunda bakiye vermeye devam ettiği,
Netice itibari ile davacının icra takip tarihi itibari ile ticari defterlerine göre davalıdan olan 22.581,20 TL bedelin 22.580,82 TL bedel kadarı için icra takibi talebinde bulunduğu tespit edilmiştir. (davalı lehine 0,38 TL istenilmeyen alacak vardır.)
Davalı şirketin davacı ile olan ticari ilişkisini 2016 yılı yasal defterlerinde 320.00.0002 no.lu hesap kodunda takip ettiği, söz konusu hesapta davalının davacıya 2015 yılından devreden 16.246,87 TL borcu bulunduğu, 2016 yılı içinde davacıdan toplam 18.335,20 TL tutarında fatura aldığı, karşılığında davacı şirkete toplam 39.537,87 TL ödeme yaptığı ve 31.12.2016 tarih itibari ile davalının davacıdan olan cari hesap bakiyesinin, alınan fatura bedelinden daha fazla ödeme yapması nedeni ile 4.955,80 TL alacaklı olduğu,
Davalı şirket muhasebe kayıtlarında davacı ile ticari ilişkisini 2017 yılında 159.01.0002 no.lu hesap kodunda takip ettiği, davalının kendi kayıtlarına göre 2016 yılında devreden davacıya olan 4.955,80 TL alacağı olmasına rağmen, 10.02.2017 tarihinde davalı tarafından davacıya 5.255,86 TL ödeme yapıldığı, en son işlem tarihi olan 10.02.2017 ve yıl sonu 31.12.2017 tarih itibari ile 10.211,66 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari defterlere göre mevcut cari hesap farklarının icra irdelenmesi;
Davacı şirketin davalı şirketten 22.580,82 TL alacaklı olduğu,
Davalı şirketin davacı şirketten 10.211,66 TL alacaklı olduğu,
Tespit edildiğine göre taraflar arasındaki cari hesap fark tutarı bu iki rakamın toplamı olan
22.580,82 * 10.211,66 -32.792,48 TL tutardır.
32.792,48 TL tutar farkın mahiyeti/içeriği incelendiğinde,
-Aşağıda listesi verilen toplam 15 adet ve toplam tutarı 32.993,08 TL olan davacı şirket tarafından
davalı şirkete düzenlenen faturaların davacı şirkette kayıtlı iken davalı şirket kayıtlarında olmaması,
-Davalı şirketin kendi aleyhine olacak şekilde 18.10.2016 tarihinde davacıya yaptıkları 140,00 TL ödemeyi ve 05.01.2017 tarihindeki 60,00TL ödemeyi kayıtlarına almaması kaynaklı olduğu tespit edilmiştir.
-32.993,08 TL — ( 60,00 TL + 140,00 TL) =32.793,08 TL olacaktır.
-32.792,48 TL-32.793,08 TL-0,60 TL fark ise (davacı şirket kayıtlarında bulunan 29.09.2016 tarih ve 587029 nolu fatura bedelinin davacıda 845,50 TL davalıda ise 845,70 TL olarak kayda geçmesi gibi kayıt küsurat farklarından kaynaklı olduğu tespiti ile ihmal edilmiştir.)
Kadıköy 24. Noterliği tarafından düzenlenen 10.02.2017 tarih ve 03168 yevmiye sayılı ihtarname ile; aşağıda belirtilen 8 adet ve toplamı 13.370,33 TL tutarlı faturanın kabul edilmediği bildirilmiş ve bunların iptal edilerek sadece Franchıse Hizmet Bedeli üzerinden yeniden düzenlenen faturaların acilen gönderilmesi talep edilmiştir.
Gerekçe olarak ödemekle yükümlü oldukları kısmın sadece Franchise Hizmet Bedeli olduğu, fikirleri ve onayları alınmadan dayatılan diğer hizmetleri kabul etmedikleri ve 03.02.2014 tarihli sözleşme incelendiğinde şirketleri tarafından keyfi olarak bir takım ek hizmetlerin verileceği ve bunların faturalandırılacağına ilişkin bir maddeye rastlanmadığı bildirilmektedir.
Davalı şirket tarafından yukarıda belirtilen noter ihtarnamesinde belirtilmeyen ve aşağıda listesi verilen diğer faturalarda kayda geçmemiştir. Kayda geçmeyen toplam tutar 19.622,75 TL tutardır.
Ayrıca noter ihtarnamesi 10.02.2017 tarihli olup itiraz edilen faturaların da TTK 21. Maddeye göre 8 günlük yasal sürenin aşılmasında sonra yapılmıştır.
Davacı vekili gerek noter ihtarnamesinde gerekse istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde franchıse hizmet bedeli dışındaki kendi onayları olmayan ve sözleşme şartlarına aykırı olduğunu belirttikleri digital pazarlama hizmet bedeli ile müzik yayını hizmet bedeline itiraz etmektedir. Bu itiraza göre; yukarıda 15 fatura içinde yer alan aşağıda tablo halinde gösterilen 4 adet faturanın sadece kabul edilen franchise hizmet bedelini içerdiği halde neden davalı tarafından ticari defterlere kayıt edilmediği anlaşılamamıştır. Dört adet faturanın toplam bedeli 9.385,78 TL tutardır.
1.Seçeneğin kabulü halinde ;
Davacının davalı şirkete 22.580,82 TL-23.466,90 TL=886,08 TL borçlu,

Davalının ise davacı şirketten 10.211,66 TL değil 10.211,66 TL – 9.526,18 TL=685,48 TL alacaklı
olacağı, ancak bu tutara ödemiş olduğu 140,00 TL tutarın ilavesi ile 685,48 + 140,00 TL = 825,48 TL alacaklı olacağı,
Bu durumda icra takibi ile alacak talep edemeyeceği,

2.Seçeneğin kabulü halinde
;

Davacının davalı şirketten 22.580,82 TL-23.466,90 TL+15.336,70=14.450,62 TL alacaklı,
Davalının ise davacı şirketten (10.211,66 TL -9.526,18 + 140,00)-15.336,70 TL= 14.511,22 TL borçlu
olacağı,
icra takip bedeli ana para alacağının ancak 14.450,62 TL üzerinden talep edilebileceği,

3.Seçeneğin kabulü halinde
;
İstinaf öncesi kararın geçerli olacağı ve takibin 22.580,82 TL ana para alacağı üzerinden devam
edebileceği,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davalı vekili tarafından gerek noter ihtarnamesinde gerekse istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde franchıse hizmet bedeli dışındaki kendi onayları olmayan ve sözleşme şartlarına aykırı olduğunu belirttikleri digital pazarlama hizmet bedeli ile müzik yayını hizmet bedeline itiraz edilmiş ise de, karar kaldırma gerekçesi yapılmış olan 15 fatura içinde yer alan ve yukarıda ayrıntılarına yer verilen raporda da tespit edilen 4 adet faturanın sadece kabul edilen franchise hizmet bedelini içerdiği halde davalı tarafından ticari defterlere kayıt edilmediği, bahse konu dört adet faturanın toplam bedelinin 9.385,78 TL olduğu, ayrıca davalı tarafça ticari defter ve kayıtlara işlenmediği halde davalıya bir kısım ödeme yapılmış olduğu, davalının noter ihtarnamesinde 15 adet fatura içinde yer alan ve faturada sadece havlu satış bedeli olan 140,40 TL faturaya itiraz ettiği ve ticari defterlerine kayıt etmediği, ancak cari hesap farklarının incelendiği bölümde açıklandığı üzere davalı tarafından 18.10.2016 tarihinde işbu fatura tarihinde davacı şirkete 140,00 TL ödeme yapıldığı, davalı şirketin kendi aleyhine olarak yapılan bu ödemeyi ticari defterlerine işlemediği, cari hesap ekstreleri irdelendiğinde yapılan ödemenin işbu itiraz edilen faturaya ait olduğu sonucuna varıldığı, nitekim gerek fatura ve gerekse ödeme tarihi aynı gün olup tutar itibariyle de diğer faturalardan farklı olduğu, bahse konu 15 adet faturadan toplam 4 adet fatura içeriğinin gerek davalı tarafın itiraz gerekçeleri ile çelişmesi ve noterlik kanalı ile gecikmeli dahi olsa itiraz edilmemesi ve diğer 140,40 TL tutarlı faturanın da itiraza rağmen aslında bedelinin ödenmiş olması nedeni (0,40 TL eksik ödeme) ile davacı lehine sonuç doğurduğu görülmektedir.
İstinaf karar kaldırma ilamı doğrultusunda alınan ve yukarıda ayrıntılarına yer verilen bilirkişi raporu dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunmuş olup, seçenekli tespitlerden hangisine itibar edilmesi gerektiği noktasında ise hukuki değerlendirmenin mahkememize ait olması sebebiyle yapılan değerlendirme sonucunda;
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. maddesi;
“(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmünü amirdir.
Yine belirtilmelidir ki; HMK’ daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğunu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Bu hali ile; davacı defter ve kayıtları ile davalı defter ve kayıtları her ne kadar birbirini doğrulamamakta ise de, davalı tarafın itiraz etmediği (verilen hizmet yönünden) halde ticari defter ve kayıtlarına işlemediği faturalar sebebiyle ticari defter ve kayıtlarının ancak aleyhine delil olabileceği, davacı defter ve kayıtlarında ise davalının dahi defterlerine işlemediği davalı ödemesinin kaydedilmiş olduğu gözetildiğinde davacının davalıdan takip miktarınca alacaklı olduğu dolayısı ile rapordaki 3. seçenekteki tespitin dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne, alacağın likit olması ve borçlunun borca itirazında haksız olduğu gözetilerek davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalı tarafından …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak tutarı olan 22.580,82 TL üzerinden %20 üzerinden hesap olunan 4.516,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.542,49-TL karar ve ilam harcından 385,63-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.156,86-TL eksik harcın davalıdan alınmasına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 421,63-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 3.391,00-TL masraf olmak üzere toplam 3.812,63‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2023

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır