Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/498 E. 2022/610 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/498 Esas
KARAR NO : 2022/610

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında 12/01/2018 tanzim tarihli kart satış sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmedeki Yemek Fişi- Tr teslim yükümlülüklerini yerine getirdiğini bu hizmet karşılığı 3 adet fatura kesildiğini toplam 14.760,00 TL fatura borcunun kesinleştiğini, faturaların kesinleştiği halde ödemenin yapılmaması üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu, bunun üzerine alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı yanın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava, davacı şirket tarafından davalı şirkete karşı İstanbul … İcra Müdürlüğünün…esas sayılı dosyası ile başlatılan ve fatura alacağı olduğu iddia edilen faizi ile birlikte toplam 14.974,43 TL’nin tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketle kart satış sözleşmesi akdettiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca yemek fişi-tr teslim yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve bu işlemlere istinaden 460,00 TL’lik, 12.000,00 TL’lik ve 2.300,00 TL’lik olmak üzere 3 ayrı e-fatura düzenlediğini, işbu faturalardan kaynaklanan faizi ile birlikte toplam 14.974,43 TL alacağın tahsiline ilişkin yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali için işbu davayı ikame etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçe sunma süresinin uzatılması talebinde bulunmuş, bu talebi kabul edilmesine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmayarak davacının tüm iddialarını reddetmiş sayılmıştır.
İcra İflas Kanunu (İİK) m.67’de düzenlenen itirazın iptali davası, takip talebine itiraz edilen alacaklı tarafından itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde ve genel hükümler çerçevesinde alacağın varlığının ispatı gereken bir davadır. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir.
İtirazın iptali davasında davacı alacaklı, takip konusu alacağın varlığını ispat etmek zorundadır.
İş bu dava bakımından önemli delillerden olan yasal dayanağını Vergi Usul Kanunu hükümleri oluşturan “fatura” Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/1 E. 2003/1 K. sayılı kararında “ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup ticari belge niteliğindedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Fatura tek başına akdi ilişkinin varlığını kanıtlamaya yeterli olmayıp faturayı teslim alanın borç altına girmesi, hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmesinin ispatına bağlıdır. Ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz. Faturalarda belirtilen mal veya hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal veya hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına mal veya hizmetin teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Somut dosyanın tetkikinde; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının yapılan incelenmesinde; alacaklının davacı …Ş., borçlunun ise davalı şirket…Ürünleri A.Ş. olduğu, faizle birlikte toplam borç miktarının 14.974,43 TL, olduğu, davalı borçlunun 06/06/2019 tarihinde süresine olacak şekilde borca itiraz ederek takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan raporda davalının ihtaratlı tebligata rağmen ticari defterlerini sunmadığından defterlerinin incelenemediği, davaya konu faturanın davacı tarafın ticari defterinde yer aldığı ve usulüne uygun tutulup sahibi lehine delil teşkil eden davacı defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle toplam 14.760,00 TL alacağı olduğu, takip tarihi itibariyle 214,43 TLK faiz talep edebileceğini belirtilmiştir.
Davalı dosyaya cevap dilekçesi sunmayarak davacının tüm iddialarını reddetmiş sayılmış ve ispat külfeti yukarıdaki açıklamalardan da açıkça aşlaşılacağı üzere davacı üzerindedir. Faturaya konu alacak karşılığı hizmetin teslim edildiğine dair herhangi bir belge dosya kapsamında bulunmadığı gibi alacağı tevsik eden bir sunulmadığı gibi fatura ve üzerinde de herhangi bir ibarenin yer almadığı anlaşılmıştır. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kaydedilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaya yetmeyeceğinden her ne kadar bilirkişi raporunda davacının talebinde haklı olduğu belirtilmişse de yukarıdaki açıklamalar ışığında bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek davacının davalıdan faturaya konu alacakların varlığını ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Faturanın delil olması ile ilgili açıklamalar, dosya arasında yer alan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 255,94 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 175,24 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan …Ü.T. gereği 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Karar kesinleştiğinde İstanbul… İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasının iadesine,
8-Karar kesinleştikten sonra artan gider avansının davacıya ve davalıya İADESİNE, Davacı ve davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 207. maddesi uyarınca davacının bildireceği İBAN numarasına, İBAN numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan gider avansında kalan paradan karşılanmak üzere PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürünce davacı tarafa iadesine,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 216/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin talebi olmadıkça gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmamasına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olarak davacı vekili ile davalı şirket yetkilisin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸