Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/477 E. 2022/692 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/477 Esas
KARAR NO:2022/692

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/07/2021
KARAR TARİHİ:27/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeni ile oluşan taşıma işlemi faturası bedelinin müvekkiline ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhine …. icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu bunun üzerine huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı yanın cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Dava, davacı şirket tarafından davalı şirkete karşı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan fatura alacağı olduğu iddia edilen toplam 1.895,99 TL’nin tahsiline ilişkin yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki kargo sözlşemesi dolayısıyla düzenlenen faturalardan kaynaklanan toplam 1.895,99 TL alacağın tahsiline ilişkin yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali işbu davayı ikame etmiştir.
İcra İflas Kanunu (İİK) m.67’de düzenlenen itirazın iptali davası, takip talebine itiraz edilen alacaklı tarafından itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde ve genel hükümler çerçevesinde alacağın varlığının ispatı gereken bir davadır. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilir.
İtirazın iptali davasında davacı alacaklı, takip konusu alacağın varlığını ispat etmek zorundadır.
İş bu dava bakımından önemli delillerden olan yasal dayanağını Vergi Usul Kanunu hükümleri oluşturan “fatura” Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/1 E. 2003/1 K. sayılı kararında “ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup ticari belge niteliğindedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Fatura tek başına akdi ilişkinin varlığını kanıtlamaya yeterli olmayıp faturayı teslim alanın borç altına girmesi, hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmesinin ispatına bağlıdır. Ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz. Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Somut dosyanın tetkikinde; …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının yapılan incelenmesinde; alacaklının davacı şirket, borçlunun ise davalı şirket olduğu, asıl borç miktarının toplam 1.895,99 TL olduğu, davalı borçlunun 21/12/2020 tarihinde süresine olacak şekilde borca itiraz ederek takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan raporda davalının ihtaratlı tebligata rağmen ticari defterlerini sunmadığından defterlerinin incelenemediği, davaya konu faturanın davacı tarafın ticari defterinde yer aldığı ve usulüne uygun tutulup sahibi lehine delil teşkil eden davacı defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle toplam 1.895,99 TL alacağı olduğu belirtilmiştir.
Davalı dosyaya cevap dilekçesi sunmayarak davacının tüm iddialarını reddetmiş sayılmış ve ispat külfeti yukarıdaki açıklamalardan da açıkça anlaşılacağı üzere davacı üzerindedir. Faturaya konu alacak karşılığı hizmetin teslim edildiğine dair herhangi bir belge dosya kapsamında bulunmadığı, alacağı tevsik eden bir belge sunulmadığı gibi fatura üzerinde de hizmetin teslim alındığına dair herhangi bir ibarenin yer almadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmış, 23/06/2022 tarihli 2 no’lu celsede yemin deliline dayanıp dayanmayacağı sorulmuş davacı vekili yemin deliline dayanmayacağını belirtmiştir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kaydedilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaya yetmeyeceğinden her ne kadar bilirkişi raporunda davacının talebinde haklı olduğu belirtilmişse de yukarıdaki açıklamalar ışığında bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek davacının davalıdan faturaya konu alacakların varlığını ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Faturanın delil olması ile ilgili açıklamalar, dosya arasında yer alan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar kesinleştikten sonra artan gider avansının davacıya ve davalıya İADESİNE, Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 207. maddesi uyarınca davacının bildireceği İBAN numarasına, İBAN numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan gider avansında kalan paradan karşılanmak üzere PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürünce davacı tarafa iadesine,
6- Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 216/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin talebi olmadıkça gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmamasına,
Dair. Miktar itibariyle yasa yolu kapalı KESİN olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/07/2022

Katip …

Hakim …