Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/419 E. 2022/523 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/419 Esas
KARAR NO :2022/523

DAVA:Alacak (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/06/2021
KARAR TARİHİ:18/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 07/10/2020 tarihinde yapımcı sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmede belirtilen 40.000,00 TL yi ödediğini, davalı şirketin yapması gereken klip çekme işini ifa etmediğini, dava açılış tarihi itibari ile de davalının edimini yerine getirmediğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğratıldığını, ödenen tutarın iadesi için davalı yana 24/03/2021 tarihinde ihtarname gönderildiğini, bu ihtara rağmen ödemenini iade edilmediğini, arabuluculuk için başvuru yaptıklarını davalı şirket yetkilisinin toplantıya katılmadığını, bu sebeplerle alacağın iadesini, sebebiyet verilen maddi manevi tazminatın karşılanmasını, talep ettiklerini şimdilik 10.000,00 TL olarak davayı açtıklarını, alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müvekkilinin uğradığı maddi manevi tazminatın hesaplanarak müvekkiline iadesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, dava konusunun yapım sözleşmesi olduğunu, davanın Fikri ve Sınai Haklar mahkemesinde görülmesinin gerektiğini, davacının klip çekiminin müvekkili şirketçe yapılmadığına ilişkin beyanının gerçek dışı olduğunu, klibin konser zamanına yakın çekileceğini, pandemi sebebi ile 01/07/2021 tarihine kadar konserlerin yasaklandığını, bu sektörde kliplerin yaz aylarında çekildiğini klip eskimemesi için konser zamanına yakın çekilmesinin uygun olacağını, davacı tarafın bildiğini, sözleşmede zaman kısıtlamasınında olmadığını, davacının konserler yasakken gönderdiği ihtarın korona realitesine uymayacağını, müvekkilinin eser sahiplerine ve stüdyoya 65.000,00 TL ödeme yaptığını, davacının bunları yok sayarak ödediği ücreti geri istemesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, yapılan yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin anlaşma gereği davalıya ödendiği iddia edilen paranın iadesine yönelik alacak davasıdır.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4. ve 5. maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” Hükmünü haizdir.
Somut olayda dava, , taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin anlaşma gereği davalıya ödendiği iddia edilen paranın iadesine yönelik alacak talebi olup eldeki davanın ticari dava olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülebilmesi için uyuşmazlık konusu bakımından her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Dosya kapsamında yer alan İstanbul Ticaret Odası’nın cevabi yazısına göre davacının tacir kaydı olmadığı böylelikle davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının tacir olmadığı, dolayısı ile ticari işletmesinin de bulunmadığı ve bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği kuşkusuzdur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E. 2019/328 K. Sayılı ilamı da bu kararı destekler mahiyettedir. Yapılan tüm bu açıklamalar uyarınca Mahkememizin görevli olmaması, eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Görev yönünden dava şartı noksanlığı nedeniyle, HMK’nun 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE (mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE).
HMK’nun 20/1.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakiben 2 haftalık süre içerisinde mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine; aksi takdirde mahkememizce iş bu davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına.
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olarak davacı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/05/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA