Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/416 E. 2022/512 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/416 Esas
KARAR NO:2022/512

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/06/2021
KARAR TARİHİ:09/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın alacaklı olduğu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasından, dava dışı borçlu … … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin borcu için ilk olarak 21.01.2021 tarihinde müvekkil şirkete hacze gelindiğini, tatbik edilen haciz neticesinde haczedilen malların yediemin olarak müvekkillere bırakıldığını ve bu hususun tutanağa geçirildiğini, akabinde muhafaza yapılmak üzere 10.02.2021 tarihinde yeniden ve muhafaza yapmak üzere müvekkil şirketin borçlu olmadığı halde şirket adresine hacze gelindiğini, mahalde bulunan 2009 yılından faturaların ve logolu montlar sebep gösterilerek davalı tarafça müvekkil şirkette haciz yapılmak istenildiğini, korkan ve baskıya maruz kalan müvekkillerin haciz işleminin durdurulması için borçlu olmadıkları halde davalı tarafından kendilerine verilen protokolü, haciz işlemi ve muhafaza tedbiri korkusu ile haciz tarihi ile düzenleme tarihi aynı gün olan bonoyla birlikte-10.02.2021 tarihinde imzalamak zorunda kaldıklarını, … … Ltd. Şti’de eskiden hissesi bulunan … 23.12.2013 tarihinde şirketteki bütün hisselerini Kadir Ulutaş’a devrettiğini, bu itibarla müvekkil … tarafından … 12. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 05.09.2016 tarihli ihtarnamesi ile …’na ihtarname çekilerek … … ve Kadir Ulutaş isimli kişiler için geçmişte kefil olduğunu ve gördüğü lüzum üzerine kefillikten çekildiğini bundan böyle adı geçen şahısla ilgili hiçbir borcu kabul etmediğini, ihtarnamenin çekildiği tarih itibarıyla hiçbir krediden sorumlu olmadığını bankalara bildirdiğini, ayrıca … tarafından müvekkillere verilen yazılarda müvekkillerin … … ile ilgili kefillikten kaynaklı herhangi bir borcu olmadığının açıkça bildirildiğini, Dava dilekçesi ekinde sunulan davalı … … tarafından müvekkillere verilen yazıda açıkça ” Bankamız nezdinde borçlu müşterimiz … … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye kullandırılan genel kredi sözleşmesi nedeniyle … … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin kredi borcu sona erdiğinden ilgili krediye kefillikten kaynaklı herhangi bir borcunuz bulunmamaktadır. ” denilmekte olduğunu, görüldüğü davalı tarafından müvekkillere verilen yazıya göre müvekkillerin davalıya … … iç ve Dış Tic. Ltd. Şti’den kaynaklanan herhangi bir borcu bulunmadığını, somut olayda müvekkiller … ve …’ın sırf orada bulunduklarından dolayı icra tehditi altında baskı ile ve korkutularak icra dosyasında zorla borçlu yapıldıklarını bu durumun tamamen hukuka aykırı olduğunu, açıklandığı üzere ne …’ın ne de yetkilisi bulunduğu … AVM’nin ne de diğer davacı müvekkillerin dosya borçlusu … … ile bir bilgisi bulunmadığını, buna rağmen davalı tarafından müvekkil … AVM’ye hacze gelindğini ve 2009 yılından kalan fatura bahane edilerek müvekkil …, eşi ve kardeşlerinin baskı altına alındığını ve zorla protokol imzalatılarak kendileri dosyanın kefili haline getirildiğini, Protokolde 12.02.2021 tarihinde 150.000,00 TL, 19.02.2021 tarihinde 135.000,00 TL, 26.02.2021 tarihinde 135.000,00 TL, 05.03.2021 tarihinde 135.000,00 TL, 12.03.2021 tarihinde 135.000,00 TL olmak üzere toplamda 690.000,00 TL ödeme olacağının belirtildiğini, protokolün bir sayfası da görüntü itibarıyla protokolün devamı gibi görünse de davalı tarafından kötü niyetli olarak bono şeklinde düzenlenmiş olup müvekkiller bu sayfanın bono olduğunu fark etmeden sayfayı imzaladığını Ayrıca yine protokolde ”…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında … İli … İlçesi … Mah. … Köyü 6531 Ada 7 Parselde kayıtlı birinci kat No:3 deki taşınmazın satışı gerçekleştirildiğinde ihale bedelinden gerekli harç, masraf ve kesintiler düştükten sonra kalan satış bedeli dosya borcundan mahsup edilecektir” denilmekte olduğunu, müvekkil … haciz tehditi altında dosyada borçlu sıfatıyla ya da üçüncü kişi olarak bile yer almamasına rağmen 12.02.2021 tarihinde 150.000,00 TL, 19.02.2021 tarihinde 135.000,00 TL, 02.03.2021 tarihinde 135.000,00 TL olnak üzere toplamda 420.000,00 TL banka kanalıyla ve haciz sırasında elden 150.000,00 TL olmak üzere toplamda 570.000,00 TL davalı tarafa ödeme yaptığını, Haciz sırasında müvekkillerin komşularından borç alınarak dosya alacaklısının vekiline elden ödenen 150.000,00 TL alacaklı vekili tarafından icra dosyasına bildirilmediğini, bu konuya ilişkin de alacaklı vekili hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, Haciz sırasında davalı tarafa elden verilen 150.000,00 TL’nin video görüntüsünü mahkemenize dilekçe ekinde sunduklarını, Müvekkile hukuk dışı borç yükletilerek zorla para ödettirildiğini, ayrıca protokolde … İli … İlçesi … Mah. … Köyü 6531 Ada 7 Parselde kayıtlı taşınmazın satışı gerçekleştirildiğinde ihale bedelinden gerekli harç ve masraflar düştükten sonra kalan satış bedelinin dosya borcundan mahsup edileceği belirtildiğini, ve bu kapsamda taşınmazın satışından da davalı tarafa 235.000,00 TL ödendiğini, davalı tarafa müvekkillerce borçlu olmadıkları halde haciz işlemi ve muhafaza tedbiri korkusu ile banka kanalıyla 420.000,00 TL, haciz esnasında elden 150.000,00 tl ve taşınmaz satışının dosya borcundan mahsubu ile 235.000,00 TL , haciz esnasında müvekkil şirketin kasasında bulunan ve davalı tarafça el konulan 50 amerikan doları, 500 TL ve alt kasada bulunan 3370 TL olmak üzere olmak üzere toplamda 808.870,00 TL ve 50 dolar ödeme yapıldığını, protokolde talep edilen miktarın ise 690.000,00 TL olduğunu, yani aslında müvekkiller tarafından 118.700,00 TL fazla ödeme bile yapıldığını, müvekkil tarafından yapılan ödemelerin ödeme tarihinden 3 ay sonra ödeme günü belirtmeden usule ve yasaya aykırı olarak eksik olarak alacaklı vekili tarafından icra müdürlüğünün dosyasına 08.05.2021 tarihinde bildirildiğini, müvekkil tarafından fazla ödeme yapıldığı halde müvekkilin haciz sırasında haczedilen 150.000,00 TL değerindeki mallarının muhafazasının yapıldığını ve protokolün bir sayfasının istihkak davası kabul protokolü olarak düzenlenmiş olmasına ve davalı tarafından istihkak kabul edildiği halde yedieminde bulunan mallar müvekkile iade edilmediğini, bir diğer hususun da müvekkillere muhafaza ve haciz baskısı altında imzalatılan protokolün bir sayfası bono olarak düzenlendiğini,. Müvekkiller sayfanın bono olduğunu bilmeden protokolü imzaladıklarını düşünerek bonoyu imzaladıklarını. söz konusu bononun bedelsiz olup, bono irade sakatlığı hallerinden ”korkutma” ile müvekkillere imzalattırıldığını, müvekkiller sayfanın bono olduğunu bilmeden protokolü imzaladıklarını düşünerek bonoyu imzaladıklarını, tüm bu nedenlerle ve resen gözetilecek nedenlerle davanın kabulü ile müvekkillerin borçlu olmadıkları halinde ödemek zorunda kaldığı 720.021,33 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatına, Müvekkillerin davalı … …’a karşı 10.02.2021 tanzim tarihli 690.000,00 TL bedelli bonodan ve 10.02.2021 tarihli protokolden kaynaklı herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, davalı tarafın alacağın yüzde 20’sinden az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu protokol ve ödeme aracı olarak bono usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiğini, borçluların serbest iradeleri ile imzaladıklarını, bu yöne ile iptali talep edilen takibe dayanak bono, TTK hükümlerine uygun bir bono olduğunu ve borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğunu, davacının iddia ve beyanlarının gerçeğe usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu protokol ve ödeme aracı olan bonoyu serbest iradeleri ile imzaladıklarını, davaya konu bono ve protokolün ….İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosya borcunun ödenmesine ilişkin düzenlendiğini, bu hususun protokol metninin ilk cümlesinde açıkça ifade edildiğini ve taraflarca imza altına alındığını, sözleşme serbestisi çerçevesinde düzenlenen protokol ile davacıların borçlarını kabul ve taahhüt ettiklerini, Protokol incelendiğinde ” Mezkur dosyaların ödenmesine ilişkin aşağıda dökümü yapılan bir adet bono düzenlenmiştir. ” şeklinde Takibe konu bononun ; protokole ilişkin ödeme aracı olduğu açıkça ifade edildiğini, Takibe konu protokolün son cümlesi incelendiğinde ” bu protokol ve bono teminat senedi değil ; borç ödeme aracıdır. borcun yenilenmesi anlamına gelmemektedir.” şeklindeki hüküm ile ; takibe konu bononun ödeme aracı olduğunun yeniden izah edildiğini ve borcun yenilenmediği belirtilerek … icra müdürlüğü … esas sayılı sayılı dosyasına tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla düzenlendiğinin açıkça izah edildiğin bu hususun davaya konu …. İcra Müdürlüğü … E Sayılı dosyası takip talebinde de açıkça belirtildiğini, Aynı protokolde tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hükümlerden biri de protokolün ödeme aracı olan bononun taksitlerinden biri vadesinde ödenmezse müteakip taksitlerin de muaccel hala geleceği olduğunu, ancak protokolde belirlenen taksitlerin vadesinde ve miktarınca ödenmediğini, borçlular tarafından protokol hükümlerine uyulmadığını, bu nedenle …. İcra Müdürlüğü … E Sayılı dosyasında protokol ve ödeme aracı olan bono … icra müdürlüğü … esas sayılı dosyasına tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla icra takibine konu edildiğini, Protokol içeriğinde açıkça düzenlendiği ve protokol incelendiğinde açıkça tespit edilebileceği üzere ; davacılar … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına ilişkin borçları kabul ettiklerini ve dosya borçlarını üstlendiklerini, düzenlenen protokolü ve ödeme aracı olan bonoyu imzalayarak kabul ve kefalet ile taahhüd altına aldıklarını, Borçluların serbest iradeleri ile imzaladıkları protokolün borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğunu, borcun üstlenilmesi niteliğinde olan protokolün ödeme aracının ise dava konusu takibe dayanak bono olduğunu, Protokolün içeriğinden dosya borçlarının ödenmesine ilişkin olarak imza altına alındığını, şarta tabi kılınmadığını , ödeme amacıyla düzenlendiği açıkça anlaşıldığını, borçlu hakkında uygulanan bir fiili haciz işleminde davacı taraf üstünde haciz baskısı olmasının mümkün olmadığını, haciz baskısı altında protokol ve bono düzenlendiğine ilişkin iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle ve borçluların davaya konu protokolü tacir sıfatıyla imzaladıklarının protokol metninde hüküm altına alındığını, yine davaya konu protokol ve bononun incelenmesi ile ödeme aracı olan bonoda davacıların imzalarının bulunduğunu kısmının başlığında “borçlular “ibaresinin yer aldığını, davacı tarafların açıkça borcu üstlendiğinin açıkça borçlu olarak imza attığı protokol ve ödeme aracı olan bononun içeriğini bilmediğini ve sonucunu bilemeyecek durumda olduklarının ileri sürülemeyeceğini, tüm bu nedenlerle ve resen nazara alınacak nedenlerle davacı tarafın istirdat taleplerinin aktif husumet yokluğu ve hukuki y arar bulunmaması nedeniyle usulden reddine, davacı tarafların haksız ve kötü niyetli olarak ikame ettikleri işbu davanın esastan reddine, sırf icra takibini sürüncemede bırakmak gayesiyle haksız ve kötü niyetli olarak işbu davanın açılmasına sebebiyet veren davacıların aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Ticari satımdan kaynaklanan istirdat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından dolayı davacılarca ödenen 573.870,00 TL ile …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından dolayı davacılarca ödenen 146.161,33 TL’nin istirdadının gerekip gerekmediği ve davacıların davalıya herhangi bir borcunun olup olmadığı, davacıların aktif husumet ehliyetlerinin olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava, taraflarca; takip dosyaları, ödeme dekontları, protokol ve ödeme aracı olan bono, ihbarname, banka yazıları, haciz tutanakları, ihale tutanağı, ilgili mahkeme dosyaları, bilirkişi, tanık, yemin ve her türlü yasal deliline dayandırılmıştır.
Mahkememizce ….İcra Hukuk Mahkemesinin… esas sayılı dosyası aslı, ….İcra Müdürlüğünün … takip dosyası, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarından bir suret dosyamız içine celp edilmiştir.
Davacı tarafın tanık deliline dayandırıldığından, davacı tarafça bildirilen tanıkların beyanlarını almak üzere mahkememizce … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
… 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat sırasına kaydı yapılan dosyada, mahkemece davacı tanığı …, …,… ve …’in beyanları alınmış ve mahkememize sunulmuştur.
… 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/04/2022 tarihli duruşmasında hazır bulunan, tanık …’in ” Davacı … komşum olur, bir gün … beni aradı, paraya ihtiyacının olduğunu söyledi, nedenini sorduğumda haciz geldiğini söyledi, yanına gittim bankanın hacze geldiğini söylediler, 7-8 yıldır davacıların ayrılmış olduğu şirket nedeni ile bu şekilde sıkıntıları olduğunu biliyordum, banka haczinde de davacının borçlu olmadığını asıl borçlunun bu ayrılan şirket olduğunu söylediler, bu nedenle gerçek borçlunun davacı olmadığını biliyorum, hacze gelen avukatlar parayı ödemezse iş yapamayacağını, diğer bankaları da davacı şirketin üzerine göndereceklerini söyleyince davacı …’ı tehditle sıkıştırınca o da protokolü imzalamak durumunda kaldı, davacı … borcu öderse davacı şirketle sıkıntılı şirket arasında ilişki olmadığını söyleyeceklerini beyan ettiler, davacı da bunun üzerine protokolü imzaladı, benim hasılatım, komşulardan topladığım paralar yine bir miktar altınımla davacının çalışanlarını eve göndererek getirttiğimiz paralarla 152.000,00 TL’yi avukatları elden teslim ettik, makbuz verdiklerini ben görmedim, tanıklık konusunda ücret talebim yoktur,..”
Tanık …’in ; “ben davacı şirkette tezgahtar olarak çalışıyorum, olay günü nakliye araçları ile birlikte avukatlar ve icra personeli haciz için geldiler, dava dışı borçlu şirketle bağlantısı olduğunu haciz uygulayacaklarını söylediler, davacı … herhangi bir ilgisi olmadığını söylese de baskı yaparak ilgisi olduğunu sürekli söylediler, bir yandan konuşurken bir yanda da dükkandaki ürünleri toplayıp nakliye araçlarına yüklemeye başladılar, borcun ödenmemesi halinde dükkanı boşaltacaklarını, tekrar tekrar geleceklerini söylediler, bunun üzerine … bey para bulmaya çalıştı, toplanan parayı avukatlara teslim etti ancak işlemi durdurmak için yine de protokol imzalanması gerektiğini söylediler, protokol düzenleyip … beye imzalattılar benimle birlikte diğer çalışanları da şahit olarak imzalatacaklardı, tesadüfen davacının eşi ve baldızının gelmesi üzerine onlara imzalattılar, sizin imzalamanıza gerek yok dediler, 152.000,00 TL avukatlara ödeme yapıldı, bunun yanında ekstra olarak avukatlarda birisi kasa da durarak yaptığımız satışlardan müşterilerin yaptığı ödemeleri de cebine koyuyordu, ne kadar aldığını bilemiyorum ancak o gün yaptığımız bütün satışı almıştır, bu 152.000,00 TL’nin içinde değildir, tanıklık konusunda ücret talebim yoktur,”
Tanık :…’ın ” Davacı … komşum olur, kapının önünde kalabalık olduğunu görünce davacının dükkanına gittim, içeride 10-15 kişi vardı, dükkandaki malları yağmalar gibi topluyorlardı, avukatların … beyden para istediğini duydum, tehdit vari bir üslupla ödeme yapmaması halinde çalıştırmayacaklarını, diğer bankalara haber vereceklerini söylediler, ortamda bir kaos durumu yaratmışlardı, anladığım kadarıyla avukatlara 150.000,00 TL elden nakit verdiler, avukatlara para verildiğini ben gördüm, hatta biri aldı diğerine götürdü, makbuz aldıklarını ben görmedim, bu 150.000,00 TL’nin haricinde avukatların kasanın yanında bekleyerek müşterilerin yaptığı ödemelerden bir kaç tanesini aldıklarını ben kendim gördüm, kasadan ne kadar para alındığını bilemiyorum, tanıklık konusunda ücret talebim yoktur,”
Tanık …’in ” davacı iş yerinin yakınlarında benimde çay ocağım var, tanımadığım birisi gelerek davacının iş yerine 15 çay isteyince bende merak ettim, çayları getirip götürürken yaklaşık üç saat boyunca dükkana girip çıktım, davacı … kasadaydı, avukatlarda yanındaydı, sürekli bu borç senin ödemen lazım protokolü imzalamalısın şeklinde telkinde bulunuyorlardı, istediklerini yapmazlarsa sürekli geliriz seni çalıştırmayız, bugün mutlaka bir kısım para vermeniz lazım diye söylüyorlardı, hatta avukatlar kasaya ödeme yapan müşterilerin paralarını alıyorlardı, … bey bunu farkedince elemalarına içeriye müşteri almamaların söyledi, bir yandan da dükkanın içindeki malzemeler poşetlerle nakliye aracına taşınıyordu, ben çıkarken gördüğümde tekrar içeriye taşıyorlardı, benim duyduğum kadarıyla 140.000,00-150.000,00 TL civarında avukatlara para verildi, ilk başta 100.000,00 TL vermişlerdi, bunu gördüm, yetmeyeceğini söyledikleri için tekrar para aradılar, hatta davacı … komşulardan bazılarının para göndereceğini söyleyerek benimle bu durumu sordurdu, tanıklık konusunda ücret talebim yoktur,” şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
Davacılar tarafından imzalanan mutakabat ve ekinde bulunan bonolar kapsamında davacıların hata hile tehdit hukuksal nedenine dayandıkları bu kapsamda tanık beyanlarının alındığı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, BK anlamında tehdit olgusunun davacılar tarafından ispatı için yeterli delil bulunmadığı, haciz baskısı altında mutakabat ve bono düzenlendiği iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmakla istirdat ve menfi tespit taleplerinin reddine karar verilmşitir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin yerinde görülmeyip REDDİNE,
3-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 12.296,17 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 12.215,47 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 53.051,07 TL vekalet ücretinin davaclardan alınıp davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/05/2022

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza