Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/412 E. 2022/623 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/412 Esas
KARAR NO:2022/623

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/06/2021
KARAR TARİHİ:30/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında kutusunun birim fiyatı 5,96 ABD Doları olan ve içerisinde 100 adet nitril eldiven bulunan kutulardan 20.000 kutu nitril eldiven siparişine dayalı sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme üzerine davalı şirket tarafından proforma fatura tanzim edildiğini, fatura uyarınca toplam sipariş bedeli olan 119.200,00 ABD dolarının yarı kadar ödemenin peşinen yapılmasının müvekkil şirket tarafından talep edildiğini, peşinat ödemesi talebi üzerine müvekkili şirketin davalı şirket tarafından kendisine bildirilen banka hesabına ödeme yapmak için çabaladığını, banka hesabından kaynaklanan sebeplerle ödemenin gerçekleştirilemediğini, bu hususunun davalı şirket müdürüne bildirildiğini, şirket müdürünün kendi kişisel hesabını müvekkili şirkete bildirdiğini, uzun uğraşlar neticesinde müvekkili şirket yetkilisinin 22/05/2020 tarihinde talep edilen peşinat ödemesini gerçekleştirdiğini, yapılan ödemeye ilişkin onay onayının şirket müdürüne gönderildiğini, söz konusu ödemenin davalı şirkete ulaştığının teyit edildiğini, müvekkil şirketin davalı şirkete 59.600,00 ABD doları tutarında ödeme yaptığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığını, davalı şirketçe taahhüdü olan 14/05/2020 tarihli proformadan görüleceği üzere siparişin onaylanmasından itibaren 5 gün+2 iş günü içerisinde sipariş konusu eldivenlerin teslim edilmesi gerektiğini, buna rağmen davalı şirketin ödeme teyidini iletmiş olmakla birlikte ürünlerin taşıyıcı firmaya teslimi ve nihayetinde ürün teslimini gerçekleştirmediğini, bunun üzerine davalı şirket ile defalarca görüşülmeye çalışılmış ise de gerçekleştirildiği konusunda uyuşmazlık bulunmayan peşinat ödemesine rağmen siparişin teslim edileceğine dair herhangi bir bilginin taraflarına bildirilmediğini, müvekkil şirket tarafından iyi niyetli davranışlarla ve sözleşmeyi ayakta tutmaya yönelik çabasına rağmen davlı şirket tarafından teslimat teyidi verilmek bir yana davalı şirketten kaynaklı gecikmelerle sipariş bedelin artırmasının kötüniyetli olduğu anlaşıldığından müvekkil şirket tarafından davalı şirkete peşinat ödemesinin iadesini yapması gerektiğini, ancak davalı şirket tarafından peşinat iadesinin yapılmadığı ve herhangi bir bilgi verilmediğini, peşinat iadesinin gerçekleşmemesi üzerine müvekkil şirket tarafından davalıya … 22. Noterliğinin 04/11/2020 keşide tarihli ihtarnamesi ile müvekkil tarafından yapılan peşinatın iadesi hususunun ihtar edildiğini, bu ihtarnameye rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuğa başvurulduğunu, taraflar arasında anlaşma sağlamadığını, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkil şirket tarafından davalılar hakkında başlatılan icra takibine yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve icra takibinin takip talebindeki şartlarla devamına, davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere her ikisi hakkında da ayrı ayrı icra inkar tazminatına hükmedilmesine, uyuşmazlık konusu borca yetecek tutarda her iki davalının da taşınır ve taşınmaz malları, banka hesapları ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu 13/05/2020 tarihli proforma faturadan anlaşılacağı üzere ödeme koşullarının “%50 avans ödemesi ve kalan %50 gönderimden önce ödenecek” şeklinde düzenlendiğini, ayrıca her iki proforma fatura içeriğinden siparişin iptali halinde davacının tüm fatura bedelini ödeyeceğini kararlaştırdıklarının anlaşıldığını, dava dilekçesinde proforma fatura da yer alan ödeme koşulunun yazıldığını ancak “kalan %50 lik ödemenin gönderim öncesi ödenmek zorunda olduğu” hususunun yazılmadığını, bu hususun mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, davacı tarafın gönderim öncesi ödemesi gereken %50’lik tutarı ödemediğini, teslimatın gerçekleşmeme sebebinin bu olup, davacı tarafın iddialarının kabulü mümkün olmadığını, müvekkilin defalarca teslimata hazır olduğunu bildirdiğini kalan ödemenin yerine getirilmesi gerektiğini hatırlattığını ve teslim edilmek üzere teslim edilecek yer bilgilerinin kendisine iletilmesini talep ettiğini, ancak tüm bu görüşmelere rağmen davacı tarafın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini bu nedenle müvekkilin kendi edimini ifa zorunluluğunun hiçbir zaman doğmadığını, davacı tarafın kendi edimini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilin üreticiye ödeme yapmak zorunda kaldığını ve telafisi zor zarara uğradığını, pandemi nedeniyle tüm dünyada tıbbi malzemelerin fiyatlarının günden güne yüksek ölçüde artışlar gösterdiğini, aradan geçen zaman proforma faturaya konu ürünün de fiyatını etkilediğini, davacının kusurundan dolayı siparişe konu ürünlerin tesliminin gerçekleşmediğinden ikinci proforma faturada bu farkın fiyata yansıtıldığını, bu gecikme ve fiyat artışının tamamen davacı tarafın kusurundan kaynanmakta olup, davacı tarafın müvekkilin tüm iyiniyetine ve ortadaki zararı ihtilaf konusu yapmama gayretine rağmen yine de ödemekle yükümlü olduğu tutarı ödemediğini, tüm bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine toplam 65.978,02 USD üzerinden icra takibi yapıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu olan dava konusu ticari satışa ilişkin sözleşme ve faturada sözleşme ve ödeme koşullarının ne olduğu, (bedelin % 50 lik kısmının siparişte ödenmesi gerektiğinde ihtilaf olmamakla birlikte), sözleşme bedelinin %50 lik geri kalan kısmının mal tesliminden önce mi, teslim anında mı veya teslimden sonra mı ödenmesi gerektiği, davacı tarafın geri kalan % 50 lik kısma ilişkin bu ödemeyi yapmamasının haklı olup olmadığı, malların davalı tarafından davacı tarafın % 50 lik geri kalan kısmı ödemediği için gönderilmediği iddiasının doğru olup olmadığı, o dönemde taraflar arasında satışı yapılacak olan malın fiyatının artmış olduğu iddiasına göre ikinci faturada bu artışın davacı tarafa yansıtılmasının yerinde olup olmadığı, bu yansıtmanın malı teslimine engel olup olmadığı, yukarıda belirtilen icra takibine konu edilen davacının ödenen bedelin iadesi talebinin haklı olup olmadığı, talep haklı ise asıl alacak ve işlemiş faize ilişkin alacak kalemlerinin yerinde olup olmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati haciz talebinde bulunmuş olup, mahkememizce ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmiş, dava konusu alacak ile ilgili olarak …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafların işbu takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, bu sebeple davacının mahkememizde görülen işbu itirazın iptali davasını açtığı görülmüş olup, ihtiyati hacze konu alacak ile ilgili olarak daha önce icra takibi yapılmış olması ve davalı tarafın itirazı üzerine takibin durmuş olması ve alacağın çekişmeli hale gelip talebin yargılamayı gerektirdiğinin anlaşılması karşısında mahkememizce davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, mahkememizce verilen ihtiyati tedbire red kararı istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi2022/25 esas 2022/33 karar sayılı kararı ile ” mahkemece, somut olayda iddia ve dosya kapsamında mevcut deliller dikkate alınarak ihtiyati haciz koşullarının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki iddia, dosya kapsamında mevcut proforma faturalar, ödeme belgesi, ihtarname ve davalı taraf savunması dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle davacının haklılığının yaklaşık olarak ispatı koşulunun sağlanmamış olduğu, dolayısıyla ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararında sonucu itibariyle bir isabetsizlik bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak ..” davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Davanın esasına ilişkin olarak, İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz ara kararı uyarınca 18/02/2022 tarihinde yapılmasına karar verilen incelemenin yapılamadığına dair tutanak düzenlendiği, … Bankasına müzekkere yazıldığı, müzekkere cevap verildiği, 30/03/2022 tarihli ara karar ile bilirkişi incelemesinin 15/04/2022 tarihinde yapılmasına karar verildiği, aynı ara kararda davalılar vekiline ticari defterlerinin sunulması için ihtarat yazıldığı, bu ara kararın davalılar vekiline tebliğ edildiği, 15/04/2022 tarihinde davalılar vekilince istenilen ticari defterlerin sunulmadığı, bu sebeple bilirkişi incelemesinin yapılamadığına dair tutanak düzenlenmiştir.
Mahkememizin 16/05/2022 tarihli duruşma ara kararı gereğince, bilirkişi incelemesinin yapılması ara kararından rücu edilmiştir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre,
Taraflar arasında nitril eldiven satışına dair ticari ilişki kurulduğu, sözleşme koşullarının proforma faturalar üzerinde belirtildiği ve taraflar arasında mail yazışmaları yapıldığı, bedelin % 50 lik kısmının siparişte ödenmesi gerektiğinde ihtilaf olmadığı, davacı tarafça fiyat teklif tarihi 13 Mayıs 2020 olan 119.200,00 USD miktarlı proforma fatura uyarınca davalı tarafa 59.600,00 USD gönderildiği, bu miktarın gönderildiğine dair ihtilaf olmadığı, dava konusu olan icra takibinde de asıl alacak miktarı olarak bu bedelin talep edildiği görülmüştür. Daha sonra fiyat artışı olan 10 Haziran 2020 fiyat teklif tarihli ikinci bir proforma fatura düzenlendiği ve davacıya bildirildiği, davacı tarafından sunulan mail yazışmalarına göre bu ikinci faturanın ve bedelin davacı tarafından kabul edildiği, bu ikinci faturada ödeme koşulları olarak “malı göndermek için geri kalan tutar ödenmelidir” ifadesine yer verildiği, davacı tarafından geri kalan tutarın ödenmediği ve davalı tarafından da malın gönderilmediği, davacı tarafın sözleşmenin ödeme koşullarına uymayarak edimini yerine getirmediği, her iki proforma faturada da siparişin iptal edilmesi halinde sipariş bedelinin tamamının faturalandırılacağı anlaşılmış olup, fatura bedelinin geri kalan kısmını ödemeyen davacının ödediği bedeli açıklanan gerekçelerle talep edemeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcının peşin alınan 6.079,97 TL’den düşümü ile geri kalan 5.999,27 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 42.220,61 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/05/2022

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza