Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/398 E. 2023/276 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/398 Esas
KARAR NO :2023/276

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/04/2017
KARAR TARİHİ:30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizden verilen 31/01/2018 tarih ve 2017/337 Esas 2018/14 sayılı kararı İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 28/05/2021 tarih ve 2018/3378 Esas 2021/1091 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin2021/398 esas sayısına kaydı yapılmıştır.
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının şirketi ile müvekkili arasında protokol yapıldığını buna göre davalının müvekkiline 58.000-TL verdiğini, müvekkilinin de davalıya 58.000-TL lik bono imzalayıp verdiğini, müvekkilinin bono bedile olarak 60.000-TL ödemeyi yaptığını davacının bonoyu vermeyip imha ettiğini belirttiğini, aralarındaki güvene istinaden müvekkilinin davalının yanından ayrıldığını, davalının daha sonra bonoyu icra takibine koyarak müvekkiline takip başlattığını, müvekkilinin ödediği bono bedelini tekrar ödettiğini, hatta icra dosyası harcı avukat ücreti vs giderler ile birlikte daha fazla bir ödemenin yapıldığını bu bedellerin davalıdan tahsilini, bono yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu bononun bedelinin daha önceden ödendiği yönündeki davasının gerçekten uzak olduğunu, dosyaya sundukları mutabakat ve ödeme dekontları incelendiğinde belgelerin müvekkiline ait olmadığının anlaşılacağını, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini, davanın reddine karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dosya kapsamı ile, dava konusu talebin taraflar arasındaki protokol gereği imzalanan bono kapsamında davacının davalıya dava konusu bonodan dolayı borcu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası celp edilmiş, yapılan incelemesinde; davacı hakkında 21/05/2010 tanzim tarihli 21/11/2011 vade tarihli ve 58.000,00 TL bedelli senet nedeniyle 30.000,00 TL asıl alacak,70,50 TL ihtiyati haciz harcı, 300,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve 12.674,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.044,68 TL üzerinden 08/10/2014 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dava, …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına konu senet nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı, davalının şirketi olan … …LTD ŞTİ ile yaptığı protokol dolayısıyla dava konusu senedi düzenleyip verdiğini ve bu senedin borcunu ödediğini, davalının sonradan senede kendi adını yazarak ödenmiş olan senedi tahsil etmeye çalıştığını senete istinaden icra takibi başlattığını, senet dolayısıyla borçlu olmadığını iddia etmiştir.
Mahkememizin dosyasından verilen 2017/337 Esas, 2018/14 Karar nolu gerekçeli kararda özetle;
“Takibe konu senedin 6102 sayılı TTK’nun aradığı şartları taşıyan, usulüne uygun düzenlenmiş kambiyo senedi olduğu, davacı tarafça her ne kadar senedin davalının şirketi olan … … LTD ŞTİ ile yapılan protokol dolayısıyla verildiği ve bedelinin ödendiği iddia edilmiş ise de, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması nedeniyle bu senetlerdeki alacağın aksinin aynı kuvvet ve mahiyetteki delillerle kanıtlanması gerektiği, davacı tarafça bu yönde herhangi bir delil ibraz edilmediği, sunulan delillerin davacının haklı olduğunu ispata elverişli ve yeterli olmadığı, sunulan belgelerden konut satışı ve bu sebeple yapılan ödeme işlemlerinin de olduğu, davacı tarafça ödeme belgesi olarak sunulan belgelerin dava konusu senede ilişkin olarak ödenmiş olup olmadığının belli olmadığı, davacı davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf tazminat talebinde bulunmuş ise de, davacının kötü niyetli olduğu kesin olarak tespit ve ispat edilemediğinden tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” dair karar verilmiştir.
Davacı vekilince 05/09/2018 tarihinde usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasına ilişkin istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 28/05/2021 tarih ve 2018/3378 Esas 2021/1091 Kararında özetle; “İspat yüküne bakıldığında ödeme savunmasının ispatının davacı yana ait olduğu kabul edilmeldir. Davacının ödeme belgesi olarak ibraz ettiği belge incelendiğinde Selin Evleri antetli kağıda dava dışı şirket … inşaat tarafından imzalanmış 60.000,00 TL nakit alındığı yönünde belge mahiyetinde olduğu, belgenin bonoya atıf yapmadığı, bono miktarı ile uyumlu olmadığı ve bonoda lehdarın şirket olmadığı görülmekle ödeme belgesinin bonoya ilişkin olduğunun da ispat yükü davacı yana aittir. Davalının bu belgenin bonoya ilişkin olmadığını , ev satışına ilişkin olduğu yönündeki savunma bu nedenle bağlantısız bileşik ikrar mahiyetinde olmayıp ” inkar” mahiyetindedir ve ispat yükü değişmemiştir.
Ne var ki; davacı yan delillerinin arasında ” yemin delili” bulunmakla bu delilin hatırlatılmaması ve ödeme yapılmadığına dair davalı yana yemin teklifi yapması için imkan sunulmaması nedeni ile davacı yanın istinaf başvurusu toplanmayan delil yönünden kısmen kabul edilerek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde hüküm oluşturularak, davacı yanın istinaf başvurusun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının hmk 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde davalı tarafa yemin teklif olunmuş ve Mahkememizin 30/03/2023 tarihli 4. Celsesinde davalı … hazır olmuş ve davacı tarafın sunmuş olduğu yemin metni doğrultusunda yemini yaptırılarak beyanları alınmış ve davalı …’ ın alınan yeminli beyanı ve tüm toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir.
Takibe konu senedin 6102 sayılı TTK’nun aradığı şartları taşıyan, usulüne uygun düzenlenmiş kambiyo senedi olduğu, davacı tarafça her ne kadar senedin davalının şirketi olan … … LTD ŞTİ ile yapılan protokol dolayısıyla verildiği ve bedelinin ödendiği iddia edilmiş ise de, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması nedeniyle bu senetlerdeki alacağın aksinin aynı kuvvet ve mahiyetteki delillerle kanıtlanması gerektiği, davacı tarafça bu yönde herhangi bir delil ibraz edilmediği, sunulan delillerin davacının haklı olduğunu ispata elverişli ve yeterli olmadığı, sunulan belgelerden konut satışı ve bu sebeple yapılan ödeme işlemlerinin de olduğu, davacı tarafça ödeme belgesi olarak sunulan belgelerin dava konusu senede ilişkin olarak ödenmiş olup olmadığının belli olmadığı, davacı davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf tazminat talebinde bulunmuş ise de, İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından alacağın likit olmaması sebebiyle % 20 icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği ve davacının icra takibi başlatmasında kötü niyetli olarak davrandığı hususu davalı tarafça ve toplanan delillere göre ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle:
1-Davanın reddine,
2-Davalı tarafın tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar yasası uyarıca alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 661,64 TL harcın mahsubu ile eksik 481,74 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza