Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/293 E. 2021/623 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2021/293 Esas
KARAR NO: 2021/623

DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/04/2021
KARAR TARİHİ:03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil şirketin Başbakanlık Toplu Konut İdaresi tarafından açılan ihaleye … … ilçesi 70 yataklı devlet hastanesi alt yapı ve çevre düzenlemesi işi için girildiğini, ve ihalenin müvekkil şirket tarafından kazanıldığında davalı ile adi bir ortaklı sözleşme kurularak işin birlikte yapılacağı hususunda anlaşıldığını, taraflar arasındaki anlaşmaya göre davalının müvekkil şirkete 500.000,00 TL sermaye ile işe %50 ortak olarak başlayacaklarını işin tamamlanması iskan alınmasına kadar ortaklıktan, davalının bizzat başında duracağını, tüm işlemlerini bizzat kendisinin takip edeceğini, şantiye alanında faal olarak çalışacağını, şantiyenin işçi ve taşeronları ile ilgilenerek ve tüm işleri bizzat kendisinin yürüteceğini, iş ile ilgili ödemelerin de bizzat gerçekleştirecek olup ödeme belgeleri ile yapılan işlemleri müvekkil şirkete ileteceğini, müvekkil şirket tarafından ihalenin alınması ve işe başlanmasının akabinde davalı tarafın taahhüt ettiği 500.000,00 TL sermayeyi ortaya koyamadığını, 307.667,00 TL’ini karşılayabildiğini ve müvekkil tarafından kalan kısmının tamamlanarak işe başlandığını, müvekkil şirket tarafından davalıya belirli zamanlarda mevcut inşaat işleri için harcanması lazım gelen paraların gönderildiğini, gönderilen bir kısım paralar için müvekkil şirket ile davalı arasında dönemler halinde hesaplar görülerek davalının bir kısım ödemelerden ibra edildiğini, ancak 19/07/2014-2015-25/10/2016 yılları arasında davalıya 1.294.340,00 TL ödeme gönderildiğini, davalının gönderilen paradan 457.041,97 TL harcama yaptığını belgelendirdiği bir takım faturaları sunduğunu, geriye kalan tutarı yönünden tarafların mutabakat sağlayamadığını, davalının bu tutar üzerinden herhangi bir bilgi ya da belge sunmadığını bu nedenle bu miktarın davalının uhdesinde görüldüğünü, davalı tarafın aradaki sözleşmeye dayanarak işin başında sermaye olarak vermiş olduğu ücreti sözleşme gereği hak ediş olarak ödenek olan 1.000.000,00 TLyi talep etmiş olduğunu … 20. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibin ikame etmiş olduğunu, müvekkilin itirazı üzerine ise …. Asliye ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ikame edildiğini, ilgili itirazın iptali davsının davalı lehine sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle müvekkil tarafından davalıya fazla ödenen ancak davalı tarafından iade edilmeyen miktara ilişkin olarak davanın HMK 107 maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak kabulü ile şimdilik 10.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine, İhtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalının taşınır, taşınmaz malvarlıkları ve üçüncü kişilerdeki alacakları yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki davayı davacı tarafın usule aykırı bir şekilde yetkisiz mahkemede ikame ettiğini, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6. Maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmünün yer aldığını, müvekkilinin adresinin Maltepe/İstanbul oluşu sebebiyle yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini, dava dilekçesinde açıkça 19/07/2014-25/10/2016 tarihleri arasında müvekkilimize 1.294.340,00-TL gönderdiğini iddia ettiğini, ve bu bakiye içerisinden 457.041,97-TL’nin tarafımızca belgelendirildiğini ancak 837.298,03-TL nezdinde mutabakat sağlanamadığını iddia ettiğini Bu durumda kanunda belirtilen asgari miktarın davacının iddiaları kapsamında 10.000,00-TL olmadığının ortada olmadığını, işbu dava 2 yıllık genel zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiği ve zamanaşımına uğradığını, davacının haksız ve kötü niyetle işbu davayı ikame etmiş olduğundan davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini belirterek, öncelikle, davanın açıldığı tarihte alacak miktarının tam olarak belirlenmesine rağmen, yasaya aykırı bir şekilde Belirsiz alacak davası olarak açılan iş bu davanın davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan reddine, Davacı tarafın işbu davayı Kanun hükmü uyarınca Yetkisiz Mahkemede ikame etmesi sebebiyle davanın usulden reddine, Davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılmaması sebebiyle usulden reddine, Davacı tarafın iddialarının afaki ve gerçeğe aykırı olması sebebi ile Müvekkilden alacağının bulunmaması, Davacı tarafın gerçeğe aykırı şekilde Müvekkilden talep etmiş olduğu alacak bedellerinin, Müvekkil tarafından Hastane yapım işi esnasında Protokol uyarınca ödenmiş olduğuna dair yazılı delillerin mevcut olması, Sebepleriyle davacının davasının esastan reddine, müvekkiline karşı haksız ve kötü niyetli bir şekilde ikame edilen işbu dava neticesinde sonradan telafisi imkansız durumların doğmaması ve müvekkilinin zarara uğramasının önlenmesi amacıyla, dava değeri ve yargılama giderlerinin de hesaplanarak davacı tarafa teminat yatırılması hususunda ihtarat yapılmasına, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, 6100 sayılı HMK madde 329 kapsamında davacının yargılama giderlerinden başka müvekkil ile aramızda kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamını tarafımıza ödemesine ve yine davacı hakkında beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve mahkeme masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmeye göre, davacı tarafça adi ortaklığın diğer tarafı olan davalıya alacak davası yöneltmiş ise de; davalı tarafın süresi içerisinde yetki itirazında bulunması nedeniyle öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmiştir.
Yetki anlaşması HMK 17.maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında yetki anlaşmasının tarafı olmak için mutlak surette bir tacir veya kamu tüzel kişisi olması gerektiği sabittir. Dosyamız tarafları yönünden yapılan incelemede, dosyamız davalısının adi ortaklığın tarafı olduğu, davacının tacir olduğu, her iki taraf için işin ticari iş olduğu, dava dilekçesi ile dosyaya sunulan Sözleşmenin 8.maddesinde; ihtilafların çözümü için … İcra ve Mahkemelerinin yetkili kılındığı, geçerli olan yetki anlaşmasına göre de, davaya bakma yetkisinin mahkememize değil, … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna kanaat getirilmiş ve süresi içerisinde davalı tarafça yapılan yetki itirazı yerinde görülmekle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine,
2-Yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda yetkili mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde yetkili mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın yetkili mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.03/11/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza