Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/289 E. 2022/1130 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/289 Esas
KARAR NO :2022/1130

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/01/2016
KARAR TARİHİ:29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin …, davalılardan … ile 28/09/2004 tarihinde, diğer müvekkili … Yapım Ltd. Şti.’ yi kurduklarını, davacı … Yapım Ltd. Şti.’ nin faaliyetlerinde ağıklı olarak tev programları, belgeseller vb. yapımlar yer aldığını, müvekkili … ile davalı …, … Yapım Ltd. Şti.’ nin işlerin yürütülmesi bakımından yazılı olmayan, fiili bir iş bölümü yaptıklarını, buna göre; …’ nın programlarının tasarlanması, proje üretilmesi ve uygulanmasından, davalı …’ un ise bu programların satış, pazarlaması ile ticari ve resmi ilişkilerin kurulmasından sorumlu olduğunu, 2006 yılı sonunda … Yapım’ da baş gösteren ekonomik krizle birlikte davalı …’ un adresini ve telefonlarını değiştirerek ortadan kaybolduğunu, defalarca kendisine ulaşılmak istenmesine karşı ortağı ve müdürü olduğu … Yapım’ la tüm ilgisini kestiğini, çağrılara karşı da sessiz kaldığını, bu çerçevede davalı …’ un yokluğu nedeniyle müvekkili … Yapım Ltd. Şti.’ nin faaliyetlerinin devamı ve borçların tasfiyesi gibi işlemlerin gerçekleştirilemediğini, tarafların ortaklığının devam ettiği dönemde … Yapımca …’ ye “…” isimli bir proje sunulduğunu, …’ nin bu projeyi nihai kabulünü … Yapım’a bildirdiğinde davalı … …’ un artık ortaklıkla ilişkisini fiilen kesmiş bulunduğunu, buna rağmen …’ un müvekkilini devre dışı bırakarak söz konusu projeyi kendi şahsı adına yapma girişiminde bulunduğunu, ancak müvekkilinin müdahalesi ile bu girişimin sonuçsuz kaldığını, …’ un henüz ortaklığı fiili olarak terk etmediği dönemde … Yapım tarafından “…” isimli bir dizi projesi hazırlanmış ve …’ ye sunulduğunu, …’ un davalı …’ in kurulup, genel müdürü olduktan sonra ise …’ de “…” adlı bir program yayınlandığını, davalılar … ve … Film, bu eylemleri ile … Yapım’ a ve diğer müvekkiline karşı haksız rekabet ve rekabet yasağı hükümlerinin ihlali suretiyle maddi ve manevi olarak zarar verdiğini, … Film’ in … Yapım’ ın ticari sırlarından faydalanarak uzun zamandır oluşturulmuş ticari portföyden faydalanarak haksız rekabette bulunduğunu belirterek davalıların rekabete aykırı, haksız rekabete yönelik davranışlarının meni amacıyla “…” adlı programın yayınının durdurulması ile programla ilgili davalılara yapılacak her tür ödemenin tedbiren önlenmesini, davalıların rekabete aykırı ve haksız rekabet davranışlarının tespiti ile rekabetin men’ine, 145.000,00 TL maddi tazminatın 24/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan temerrüt faili ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesini, davalıların haksız rekabet, rekabete aykırı davranışlarından dolayı müvekkili …’ nın uğradığı manevi zararın tazmini amacıyla 5.000,00 TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, haksız rekabet ve limited şirket müdürünün rekabet yasağının ihlaline dayalı maddi ve manevi tazminat ilişkindir. Davacı gerçek kişi ile davalı gerçek kişinin davacı limited şirketin ortakları bulunduğu, anılan davacı şirketin başka ortağının olmadığı, her iki ortağın da şirketi münferiden temsile yetkili müdür bulundukları, şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği, davalı gerçek kişinin davacı şirketle aynı alanda faaliyette bulunmak üzere sonradan kurulan davalı şirketin tek başına temsil ve ilzama yetkili müdürü olarak atandığı hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dosya Kapatılan …. ATM ‘nin … esasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonucunda davacı şirketin 2006 yılında faaliyetlerinde son verdiği anlaşıldığı, açılan davanın 22/06/2009 yılında açıldığı gözetilerek ve haksız eylem iddialarının bu tarihe kadar söz konusu olduğu gözetildiğinde davanın zamanıaşımı süresi içinde açılmadığı açıkca anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilince karar temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/1233 esas- 2014/19833 karar sayılı ilamı ile kısmen onama kısmen bozma olarak değerlendirilmiş ve bozma ilamına göre “Dava dilekçesinde davacı taraf davalıların haksız rekabette bulunduğunu, davalı gerçek kişinin somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK’nın 547. maddesinde düzenlenen müdürün rekabet yasağını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Davacı gerçek kişinin gerek haksız rekabet gerekse müdürün rekabet yasağı ile ilgili iddialarla doğrudan bir ilgisi bulunmamaktadır. İleri sürülen iddialar, davacı şirketi ilgilendiren vakıalardır. Davacı gerçek kişinin, davacı şirkette salt ortaklık ve müdür sıfatının olması, böyle bir davayı kendi adına açması için yeterli değildir. O halde, bu davacı bakımından aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi yanlış olmuş ise de sonucu itibariyle bu davacı bakımından doğru olan kararın anılan gerekçeyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin davacı şirkete yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Ancak, karar gerekçesi denetime elverişli değildir. Davacı taraf hem haksız rekabet hem de davalı gerçek kişi bakımından limited şirket müdürünün rekabet yasağının ihlal edildiği iddiasında bulunmuştur. Davacı şirketin tüzel kişiliğini sürdürdüğü, dava tarihi itibariyle davalı gerçek kişininin müdür sıfatının devam ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, dava konusu olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK’nın 56 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız rekabet hallerinin bir kısmı aynı Kanun’un 64. maddesinde suç olarak düzenlenmiş olup, somut olay bakımından ceza zamanaşımı süresinin uygulanıp uygulanmayacağı hiç değerlendirilmemiştir.
Bu durum karşısında, yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde davacı şirketin iddiaları da dikkate alınıp, davalılar vekilinin zamanaşımı def’inin denetime uygun şekilde değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davacı şirket yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” denilerek davacı şahıs yönünden gerekçe değiştirilerek red kararı onanmış , diğer davacı yönünden bozulmuştur.
Bozma ilamı sonrasında Mahkememizin 2016/23 Esasına kaydedilen dosyada dava konusu olan televizyon programlarının yayınlandığı kuruluş ile yazışmalar yapılmış programın yayınlandığı tarihler sorulmuş gelen cevaplara göre de programların …’de 2008 yılından beri yayınlandığı anlaşılmış, dolayısıyla zamanaşımına ilişkin itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aldırılmış olan 07/12/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre yapılan açıklama ve değerlendirmelerin yerinde olduğu, davalılar vekilinin 29/09/2009 tarihli dilekçesindeki … son 5 bölümün … yapım üzerinden … adıyla yayınlandığına ilişkin beyan da dikkate alındığında programların birbirinin devamı niteliğinde olan yayınlar olduğu kanaatine varıldığı ve rapordaki haksız rekabete ilişkin tüm açıklamaların hükme esas alınmaya elverişli olduğu düşüncesiyle, davanın davacı şirket yönünden kabulü ile … ve … adlı proğramların davalılar aracılığı ile yayınlanmasına yönelik haksız rekabet davranışlarının menine, bilirkişi raporunda hesap edilen 190.000,00 TL tazmin bedeli ve dava dilekçesindeki talep gereği 145.000,00 TL maddi tazminatın ihtarnamede verilen süre doğrultusunda 11/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine ve davacı … yönünden Yargıtay onaması ile dava reddedildiğinden 5.000,00 TL manevi tazminat talebininde bu doğrultuda reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin dosyasından verilen 08/06/2017 tarih ve 2016/23 Esas 2017/481 sayılı kararı Yargıtay. 11. Hukuk Dairesi’nin 16/02/2021 tarih ve 2019/2881 Esas 2021/1304 Karar sayılı ilamıyla Bozulmakla, dava mahkememizin 2021/289 sayılı esasına kaydı yapılmıştır.
Bozma sonrasında mahkememizin 2021/289 esasına kaydı yapılan dosyada mahkememizin dosyasından verilen duruşma zaptı ara kararı uyarınca; dava konusu 5 adet dizi bölümü için yapılan masraf ve maliyet belgelerini sunmak ve açıklama yapmak üzere davalı vekiline 1 aylık süre verilmiş süre gereği yerine getirildiğinde Yargıtay bozma ilamına uyulması hususunun o zaman değerlendirileceğine ilişkin ara karar kurulmuş, süre gereğince ara karar gereği yerine getirilmemiş, 2 nolu celse ara kararı uyarınca Yargıtay, 11. Hukuk Dairesi’nin 16/02/2021 tarih ve 2017/5008 Esas 2019/2123 Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir. 3 nolu ara kararı uyarınca; dava konusu 5 adet dizi bölümü için yapılan masraf ve maliyet belgelerini sunmak ve açıklama yapmak üzere davalılar vekillerine ayrı ayrı 2 hafta kesin süre verilmiş, kesin süre içinde beyanda bulunulmaması halinde mevcut dosya kapsamına göre ve Yargıtay ilamı doğrultusunda karar verileceğinin ihtar edilmiş, Yargıtay ilamında belirtilen hususlarda beyanda bulunma ve delil sunma hakkından vazgeçmiş sayılacaklarının ayrı ayrı ihtarına ve herhangi bir beyan dilekçesi sunulmaması halinde gelecek celse karar verileceğinin ihtarına şeklinde ara karar oluşturulmuş, ara karar uyarınca duruşma zaptının davalılar vekiline tebliğ edildiği, ancak herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce aldırılmış olan 07/12/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre yapılan açıklama ve değerlendirmelerin yerinde olduğu, davalılar vekilinin 29/09/2009 tarihli dilekçesindeki … son 5 bölümün … yapım üzerinden … adıyla yayınlandığına ilişkin beyan da dikkate alındığında programların birbirinin devamı niteliğinde olan yayınlar olduğu kanaatine varıldığı ve rapordaki haksız rekabete ilişkin tüm açıklamaların hükme esas alınmaya elverişli olduğu düşüncesiyle, davanın davacı şirket yönünden kabulü ile … ve … adlı proğramların davalılar aracılığı ile yayınlanmasına yönelik haksız rekabet davranışlarının menine, bilirkişi raporunda hesap edilen 190.000,00 TL tazmin bedeli ve dava dilekçesindeki talep gereği 145.000,00 TL maddi tazminatın ihtarnamede verilen süre doğrultusunda 11/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine ve davacı … yönünden Yargıtay onaması ile dava reddedildiğinden 5.000,00 TL manevi tazminat talebininde bu doğrultuda reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle:
1-Davacı … yönünden önceki red hükmünün bozma ilamında benimsenen gerekçe sebebiyle onanmasına karar verilmekle bu davacı yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davanın diğer davacı yönünden kabulü ile … ve … adlı programların davalılar aracılığı ile yayınlanmasına yönelik haksız rekabet davranışlarının menine,
3-145.000,00 TL maddi tazminatın ihtarnamede verilen süre doğrultusunda 11/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine,
4-Davacı … yönünden Yargıtay onaması ile dava reddedildiğinden 5.000,00 TL manevi tazminat talebininde bu doğrultuda reddine,
5-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 9.904,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.025,00 TL harcın mahsubu ile eksik 7.879,95 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından başlangıçta yapılan 20,60 TL ilk masraf, yargılama aşamasında yapılan masraflar toplamı 1.915,00 TL’nin toplamı 1.935,6‬0 TL’nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.869,78 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine,
7-Davalılar tarafından yargılama aşamasında yapılan 105,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 3,60 TL masrafın davacılardan …’dan alınarak davalılara verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan yargılama giderlerinin karar kesinleştikten sonra taraflara iadesine,
9-Davacı şirket kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 22.750,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete ödenmesine,
10-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddolunan dava değeri üzerinden hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
11-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına,
Dair verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile, YARGITAY ilgili hukuk dairesine temyizi kabil olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanların yokluğunda okunarak, alenen ve usulen tefhim olundu. 29/12/2022
Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza