Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/288 E. 2023/122 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/288 Esas
KARAR NO :2023/122

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/03/2017
KARAR TARİHİ:09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının acentesiyken acentelik sözleşmesinin feshedilip davalı ile arasındaki hukuki ve ticari ilişkiyi sona erdirdiğini, acentelik sözleşmesi için davalıya verilen 95.000-TL lik teminat senedinin kötü niyetli olarak hamil tarafından icra takibine konulduğunu, müvekkillerinin bu senedi 2012 yılında boş olarak imzaladığını davalının kötü niyetli olarak açtığı takibinin ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurdulmasını, müvekkillerinin davalı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, takibe konu bonunun teminat bonosu olduğundan iptal edilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı … arasında 22/03/2012 tarihinde Acentelik Sözleşmesi imzalandığını, müvekkiline ait … şubesinin acente olarak davacıya devredildiğini, davacı …’in 10/01/2017 tarihinde ihtarname göndererek sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin tüm şartlara uymasına rağmen davacı acente devamlı suistimallerde bulunduğnuu, yapılan kasa sayımında 42.039,14-TL kasa açğının tespit edildiğini, detaylı olarak yapılan incelemede müvekkilinin ünvanını kullanarak aldığı … pos cihazındanda 112.835,00-TL tahsilat yaptığının belirlendiğini, acente giderlerinin kendilerince ödendiğini acente personelinin maaşının ödenmediğini bunuda müvekkilinin ödediğini, dava açıldıktan sonra davacı … tarafından müvekkiline 112.835,00-TL ödeme yapıldığını, bu durumun davacının borcunu kabul ettiği anlamına geldiğini, haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini, davacılar aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava davacılara ait olan teminat senedinin haksız olarak icra takibine koyulduğu iddası ile açılan menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf dava konusu olan 95.000,00 TL bedelli senedin sözleşme kapsamında verilen teminat senedi olup olmadığı, bi senet dolayısıyla davacının borçlu olup olmadığına ilişkindir.
Dosya Mahkememizde 09/03/2017 tarihinde … Esas sayılı ile açılmıştır.
Dosyada verilen 12/07/2018 tarihli gerekçeli kararda; Dosyada alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve yeterli olduğundan, taraflar arasında 22.03.2012 tarihince imzalanan Acentelik sözleşmesinin 12. sayfasında bulunan Teminat başlıklı 39. maddesine göre; davacı Acentenin … Kargo’ ya “95,000,00 TL bedelli bir teminat senedi verecektir” denilmekte olduğu, dava konusu olan senedin bahsi edilen senet olmadığı, davalı tarafın bu hususu kabul etmediği, senette de teminat senedi olduğuna dair bir ifade geçmediği, sözleşmede de dava konusu senede bir atıf yapılmamış olduğu, davacı tarafın senedin teminat senedi olduğuna dair başkaca inandırıcı yazılı bir delil de sunamadığının anlaşılması sebebi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilince 29/11/2018 tarihinde istinafa başvurulmuştur.
Mahkememizden verilen 12/07/2018 tarih ve … Esas 2018/751 sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 18/02/2021 tarih ve 2019/96 Esas – 2021/222 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 18/02/2021 tarih ve 2019/96 Esas – 2021/222 Karar sayılı ilamında:
“Menfi tespit davasında kural olarak; hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü kıymetli evrakta hak iddia eden davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Ancak, borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş; ancak, bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte, temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir. Kambiyo senedinin teminat senedi olarak verildiğini iddia eden taraf, bu hususu alacağın miktarına göre yazılı belge ile ispatlamalıdır.
Somut olayda; taraflar arasında 22.03.2012 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 39. maddesinde acentenin, sözleşmenin teminatı olarak 95.000-TL tutarlı ve sözleşmenin ilk takvim yılının son günü vadeli teminat bonosu vereceğinin hüküm altına alındığı, acentelik sözleşmesinin davacı tarafından 10.01.2017 tarihli ihtarname ile feshedildiği, fesih sonrasında davacının 42.039,14 TL kasa açığının ve müşteriden tahsil edilen 112.835-TL bedelin davalı hesaplarına intikal ettirmediğinin tespit edildiği, ayrıca davacı acentenin ödemesi gereken su ve doğal gaz faturaları ile araç tamir masrafı ile araç trafik cezasının da davalı tarafından ödenmiş olduğu, davacı tarafından davalı hesabına yansıtılmayan 112.835-TL’nin ise dava tarihi sonrasında 24.03.2017 tarihinde davacı tarafından davalıya ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekili, dava konusu bononun; davacı acentenin sözleşmeye aykırı ve usulsüz işlemleri nedeniyle oluşan zararlar, kasa açığı, acente tarafından ödenmesi gerekip de ödenmeyen ve müvekkilince ödenmek zorunda kalınan fatura ve araç tamir masrafları ile acente personeli maaş ödemeleri, araç trafik cezası bedelleri ve acenteye ödenen hak edişler karşılığı acentenin komisyon faturası düzenlememesi nedeniyle müvekkiline yansıyan mali külfetler karşılığında davacılar tarafından düzenlenerek verildiğini savunmuş; bu kapsamda oluşan zarar kalemlerine ilişkin olarak da deliller sunulmuştur. Ancak mahkemece bu hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Öte yandan aynı sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya verilen diğer bonoya ilişkin olarak da …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açılan davada ilk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen hüküm, İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesinin 2018/977 esas, 2019/25 karar sayılı ilamıyla kaldırılmış olup, tarafları ve dava konusu bakımından davalar arasında bağlantı bulunduğu gibi, davalı tarafından bono bedeli olarak ileri sürülen zarar kalemleri de aynı olmakla, usul ekonomisi gereği davaların birleştirilerek görülmesi de zorunludur.
Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın kaldırılarak dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin dosyasında yapılan yargılamada, tarafların iddiaları ticari defter ve belgeleri ile sunulan faturaların incelenerek davacının davalıdan faturaya dayalı cari hesap alacağının olup olmadığı varsa alacağın ve ferilerinin miktarının tespit edilmesi hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, dosya bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Mahkememizin dosyasından alınan 29/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Tarafların incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafın davalı taraftan 01.03.2017 takip tarihi itibari ile 49.239,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın davacı taraftan 01.03.2017 takip tarihi itibari ile 320 Satıcılar Hesabında 31.058,46 TL ve 340 Alınan Sipariş Avanslarında 5.120,81 TL olmak üzere toplam 36.179,27 TL borçlu olduğu, Davalı tarafın 01.03.2017 takip ve 09.03.20217 dava tarihinden sonra davacı taraftan, 22.03.2017 tarihinde 42.039,14 TL, 24.03.2017 tarihinde 112.835,00 TL, 31.03.2017 tarihinde 5.555,17 TL, 14.04.2017 tarihinde 838,02 TL, 18.04.2017 tarihinde 24.930,77 TL, 16.05.2017 tarihinde 42.487,19 TL olmak üzere toplam 228.685,29 TL alacak kaydettiği, davacı tarafın 27.03.2017 tarihli … T.A.Ş’ne ait banka dekontu ile davalı tarafa 112.835,00 TL. ödeme yaptığı, davalı tarafın 01.04.2017 tarihinde davacı tarafa 192,81 TL. borç kaydettiği, davalı tarafın davacı taraftan 16.05.2017 tarihi itibari ile 84.599,02 TL alacaklı hale geldiği, davalının davacıdan olan 84.599,02 TL alacağını 01.07.2017 tarihinde 128 Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabına virmanladığı ve alacağı bu hesapta izlediği, davalı tarafın davacı taraftan olan 84.599,02 TL. alacağının, davalı tarafından dosya içerisine ve tarafıma sunulan yukarıda detaylıca incelenen evraklara göre, 01.03.2017 takip tarihinden önceki tarihlere ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosyada alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve yeterli olduğundan, taraflar arasında 22.03.2012 tarihince imzalanan Acentelik sözleşmesinin 12. sayfasında bulunan Teminat başlıklı 39. maddesine göre; davacı Acentenin … Kargo’ ya “95,000,00 TL bedelli bir teminat senedi verecektir” denilmekte olduğu, dava konusu olan senedin bahsi edilen senet olmadığı, davalı tarafın bu hususu kabul etmediği, senette de teminat senedi olduğuna dair bir ifade geçmediği, sözleşmede de dava konusu senede bir atıf yapılmamış olduğu, davacı tarafın senedin teminat senedi olduğuna dair başkaca inandırıcı yazılı bir delil de sunamadığının anlaşılması sebebi ile davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacıların davasının SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 1.622,37 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 1.442,47‬ TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 1.658,37 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti ve bilirkişi ücreti 2.159,80 TL olmak üzere toplam 3.818,17‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 15.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacılar vekilinin ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/02/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza