Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/278 E. 2021/631 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/278 Esas
KARAR NO :2021/631

DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:22/04/2021
KARAR TARİHİ:08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirket ile davalı … şirketi arasında 24.11.2017 tarihli temel mutabakat anlaşmasının uygulama ve detaylarını belirlemek üzere 21.12.2017 tarihinde a)Hisse alım sözleşmesi, b)Hissedarlar sözleşmesi, c)Tasfiye sözleşmeleri başlığı altında tamamı işlem anlaşmaları olarak adlandırılacak sözleşmeler akdedildiğini, 24.11.2017 tarihli mutabakat, 21.12.2017 tarihli Hisse Alım, Hissedarlar ve Tasfiye sözleşmeleri bütününde taraflar karşılıklı sözleşme yanı olarak, sözleşmelerle belirlenen bedelin müvekkili Açılım şirketi tarafından ödenmesi kaydıyla; tarafların iş ortaklığı olarak devam ettikleri … metrolarına yönelik işlerin iç ilişkide tasfiyesi, ilaveten davalı yanın ülkemizde kurmuş olduğu … Alt Yapı Firması (…) hisselerinin bir kısmının müvekkil şirkete devredilerek, … firmasına ait iş deneyim belgelerini kullanarak Türkiye ülkesinde ticarete devam etmek üzere anlaşmaya vardıklarını, yasa hükümleri gereği bu durum … firmasının hakim ortak olarak, hisseleri devralınan şirketteki hissedarlığının devam etmesi şartına bağlı bulunduğundan taraflarca kalan şirket hisselerinin ise 31.12.2024 tarihinde devralınmasına karar verildiğini, uzlaşılan sözleşme bedeli davacı şirket tarafından ödenecek, buna karşılık davalı … şirketi ise şirket ortağı olarak kalacak ve iş deneyim belgelerini usulüne uygun düzenleyerek … Firmasına teslim edeceğini, Taraflar arasında akdedilen tasfiye sözleşmesine göre devam eden metro işlerine ilişkin; 1-30.12.2017 284.500 EURO, 2-30.06.2018 1.120.000 EURO, 30.12.2018 1.120.00 EURO ödendiği, 31.12.2024 tarihi veya hissedarlar sözleşmesinin ihlali halinde hisse satış opsiyonunun kullanıldığı tarihte 436.600 EURO Tasfiye sözleşmesinin tazminat ödemesi başlıklı 6. maddesinde ödeme vadeleri ve tutarlarla ilgili bu bilgilere yer verildikten sonra her bir taksit ödemesi için taksit tutarına denk gelen 21.12.2017 keşide tarihli bonolar düzenlendiği, ödemelerin bonolarla yapılacağı ve fotokopisi sözleşmeye eklenen bonoların sözleşmeye eklendiği, bonoların muhafaza edilmek üzere … Orhan’a yediemin sıfatıyla teslim edildiği açıkça hüküm altına alındığını, İlk 3 sırada ki taksitler ödenerek bonoların teslim alındığını, henüz vadesi gelmediğinden son bononun ödemesinin ise yapılmadığını, davalı şirket müvekkile ve yediemine hitaben çektiği … 6. Noterliğinin 21.02.2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işlem sözleşmelerini ihlal ettiğimizden bahisle tasfiye sözleşmesi son taksidinin tahsilini, ilaveten hisse satış hakkının kullanılacağı belirtilerek sözleşme teminatı olarak tanzim edilen bonoları yedieminden işlem görmek üzere talep ettiğini, … şirketinin ihtarına karşı … 4. Noterliğinin 03.03.2021 tarih ve … yevmiyeli işlemiyle cevap verildiğini, Cevap kapsamında ki açıklamalarla işlem sözleşmelerini ihlalin söz konusu olmadığını, talep ve tahsil edilmesi gerekli bir borcun bulunmadığını taraflar arasında ki iletişimlerle ilerleyen görüşmelerin sözleşme değişikliği teklifi niteliğinde olduğu ancak nihai bir yazılı anlaşma ile sözleşmelerin tadil edilmediği, bu itibarla yazılı sözleşme hükümlerinin geçerliliğini muhafaza ettiğinin açıklandığı, ayrıca bonoların sözleşme eki haline getirilerek kambiyo vasfının sınırlandırıldığı anlaşılan vadelerin sözleşme ile hüküm altına alındığı, bonoların yedieminden teslim alınarak işleme konulmasının kötünü niyetli şekilde sözleşmeyi ihlal edici bir etkisi olmasının yanında ceza hukuku ilkelerini de ihlal ederek konusunun suç teşkil ettiğinin bildirildiğini, davalı yanın bu talebi üzerine sözleşmede yedi emin sıfatıyla anılan, aynı zamanda ihtarnamenin diğer muhatabı … (T.C:…) tarafından sözleşme hükümleri gereği bonoları teslimle mükellef olma zorunluluğuyla uyuşmazlık konusu bonolardan a)21.12.2017 keşide tarihli 436.660 (dörtyüzotuzaltıbinaltıyüzaltmış) EURO tutarlı olanı … 9. Noterliğinin 01.03.2021 tarih … yevmiye nolu işlemiyle davalı vekili Av. …’a b)21.12.2017 keşide tarihli 236.340 EURO tutarlı bono ise gene … 9. Noterliğinin 16.03.2021 tarih 07083 yevmiye nolu işlemiyle davalı vekili Av. …’a teslim olunduğunu, bonoların karşı şirkete teslimi ile beraber icraya konu edilmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalındığını, esasen davalıya ödenmesi gereken vadesi gelmiş bir borcun bulunmadığını, haksız ödeme ve haciz tehdidi ile karşı karşıya kalmamak adına hususun ivedilik arz etmesi nedeniyle ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin tedbir talebini kabul ederek dava konusu bonoların icraya konu edilmesinin önlenmesine yönelik olarak ihtiyati tedbir kararı verdiğini, Taraflar arasında akdedilen sözleşmede tahkim şartı öngörülmüş olup sözleşmenin 10. Maddesinde sadece geçici durumlarda yada tedbir alınması icab eden hallerde tarafların adli makamlara başvuruda bulunabileceği hüküm altına alındığını, sözleşme edimleri ile ilgili ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar hakkında tahkim kurallarının uygulanacağını, yedieminden takibe konulmak üzere teslim alınmış olan bonoların kambiyo vasfına yönelik uyuşmazlığın sözleşme hükümlerinden bağımsız olarak genel hükümler dairesinde yargı denetimine tabi olduğunu belirterek, öncelikle 21/12/2017 keşide tarihli 436.660 Euro tutarlı ve 21.12.2017 keşide tarihli 236.340 Euro tutarlı iki adet bononun icra takibine konu edilmesinin yasaklanmasına yönelik İstanbul Ticaret Mahkemesince verilen tedbirin devamına, Taraflar arasında ki işlem anlaşmalarına göre, sözleşme eki şeklinde teminat maksatlı tanzim edilmiş 21.12.2017 keşide tarihli 436.660 (dörtyüzotuzaltıbinaltıyüzaltmış) EURO tutarlı ve 21.12.2017 keşide tarihli 236.340 EURO tutarlı bonoların, Unsurları yasal düzenleme ile kamu düzenine ilişkin ve emredici şekilde belirlenmiş, tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunamayacakları kambiyo vasfına yönelik olarak; bonoların sözleşme eki yapılarak illetten mücerret olma ve emre yazılı olma koşullarını kaybetmiş olmalarından ötürü kambiyo vasfını taşımadıklarının, bu itibarla bonoların açık sözleşme hükümlerine göre ödeme tarihlerinin işlem sözleşmeleriyle belirlenen 31.12.2024 tarihi olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, …’da mukim davacı tarafın dilekçesi ile özetle müvekkil lehine keşide edilmiş olan senetlerin kambiyo vasfı nedeni ile yarı resmi nitelikte olduğunu ve bu niteliği uyarınca verilmesine neden olan işlem sözleşmeleri kapsamındaki tahkim şartına bağlı olmaksızın, kamu düzeni ile ilgili olması nedeni ile mahkemenin yargı yetkisinin bulunduğunu ileri sürduğunu, davanın sözleşmelerin esasına girilerek yargılama yapılması halinde sözleşme uyarınca mahkemenin yargılama yetkisini haiz olmadığını, İncelemenin sadece davaya konu edilen kambiyo evrakının sıhhati ve icra edilebilirliği ile sınırlı olarak yapılması halinde ise bu kez mahkemenin yetkili olduğunu söylemek mümkün olmadığını, bu bağlamda yine yetkisiz 4 ATM dosyasından alınan tedbir kararı da sayın mahkemeyi yetkili kılamamakta olup davacının tüm taleplerinin dayanaksız olduğunu, huzurdaki davanın 22/04/2021 tarihinde açıldığı, bununla birlikte davacı tarafından iki adet kambiyo senedinin tedbiren icra takibine konu edilmesinin yasaklanmasının talep edildiğini, mahkemece tedbir konusunda henüz bir karar verilmemiş olmakla birlikte müvekkil adına 16/04/2021 tarihinde … 30 İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya ile ikame edildiği ve 436.660 € bedelli bir adet kambiyo senedine dayalı icra takibinin derdest olup … 5 İcra Mahkemesince tedbiren takibin durmasına karar verildiğini, davacı yanca açıkça bu takibe yönelik bir tedbir talep edilmemiş olup davanın da bu takipten sonra olması nedeni ile tedbiren de olsa durdurma kararı verilemeyeceğini beyan ediyor ve tedbir talebinin reddini talep ettiklerini, davacının iddialarının özü kambiyo evrakının içeriğine ilişkin olmayıp taraf sözleşmelerinin içeriğine ilişkin olduğunu, Sözleşmelerden Tasfiye Sözleşmesinin 15. Maddesi ile taraflar açıkça ihtilafların çözüm yeri olarak tahkim yargılamasını göstermiş olduğunu, uygulanacak hukuktan seçilecek hakemlere ve yargılama diline kadar ilgili başlıkları da içerecek şekilde anlaşma imzalandığını, mahkemenin yargılama yetkisi tarafların ortak iradeleri ile red edilmiş olup davacı yanın tahkim yargılamasından kaçınarak yargılamayı genel mahkemelere taşıma çabasında olduğunu, yargı yoluna ilişkin itirazlarını belirterek davanın usulden reddini talep ettiklerini, dava konusu özel hukuka ilişkin ihtilafın kamu düzeninden kabul edilmesi mümkün olmadığından tahkim itirazını ve sözleşmelerdeki tahkim şartına bağlı olarak davanın yargı yetkisi yönünden reddine karar verilmesini, davanın bu nedenle usulden reddine karar verilmemesi halinde kambiyo vasfına ilişkin itirazın değerlendirmesinin … 5 İcra Mahkemesince yapılıyor olması ve şekle ilişkin itirazları inceleme yerinin icra mahkemeleri olması nedeni ile davanın görev yönünden aksi halde sayın mahkeme yetkisiz olduğundan yetki reddine karar verilmesini, davacı yanca müvekkil arabulucuğa davet edilmemiş olduğundan dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesini, dava maktu harç ile açılmış olmasına karşın menfi tespit davası niteliğinde olduğundan ve eksik harçla ikame edildiğinden harcın ikmal edilmesine bu yönde davacıya muhtıra tebliğ edilmesine karar verilmesini, Davacının talebinin hukuki dayanaktan yoksun olması ve senetlerin teminat niteliğine ilişkin kesin delil ibraz edilememiş olması nedeni ile esasa girilmesi halinde esastan davanın reddine karar verilmesini, bu davanın 4 ATM dosyasındaki tedbirin devamı niteliğinde kabul edilmesi halinde müvekkilin uğramış olduğu zararın tazmin edilmesine kadar sunulan teminatın iade edilmemesine karar verilmesini, 4 ATM dosyası üzerinden verilen tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini ve davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava tespit davasıdır.
Davacı taraf ,taraflar arasındaki işlem anlaşmalarına göre, sözleşme eki şeklinde teminat maksatlı tanzim edildiğini iddia ettiği 21.12.2017 keşide tarihli 436.660 EURO tutarlı ve 21.12.2017 keşide tarihli 236.340 EURO tutarlı bonoların, sözleşme eki yapılarak illetten mücerret olma ve emre yazılı olma koşullarını kaybetmiş olmalarından ötürü kambiyo vasfını taşımadıklarının, bonoların açık sözleşme hükümlerine göre ödeme tarihlerinin işlem sözleşmeleriyle belirlenen 31.12.2024 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça tahkim ilk itirazının ileri sürüldüğü görülmüş olmakla, dosya ilk olarak bu yönü ile incelenmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinin süresinde olmadığını iddia etmiş olup, dosyanın incelenmesinde, henüz dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden davalı tarafın vekili aracılığı ile cevap dilekçesi sunduğu görülmekle, cevap süresi de dava dilekçesinin tebliği ile başlayacağından cevap dilekçesinin süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde sunulan tasfiye sözleşmesinin Geçerli Kanun ve Tahkim başlıklı 15. Maddesine göre;
“İşbu Sözleşme Türkiye kanunlarına uygun olarak yönetilecektir.
İşbu Sözleşmeden doğan ya da Sözleşme ile bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm ihtilaflar Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Kuralları çerçevesinde söz konusu Kurallara bağlı olarak tayin edilen üç (3) hakem tarafından nihai olarak çözümlenecektir.
Tahkim yeri İstanbul (Türkiye) olacaktır. Tahkim dili İngilizce olacaktır. Tahkimde geçerli kanun Türkiye Cumhuriyeti maddi hukuku olacaktır.”
Dava dilekçesi ile bonoların ödeme tarihlerinin sözleşme ile belirlenen tarih olduğunun tespiti talep edilmiş olup, Tasfiye sözleşmesinin 15. Maddesinde sözleşmeden doğan ya da Sözleşme ile bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm ihtilaflar’ın tahkim yolu ile çözülmesi konusunda anlaşılmıştır. Bu bağlamda, dava ile talep edilen tespit te sözleşme ile bağlantılı olarak ortaya çıkan bir sorun olup, tahkim yolu ile çözüme kavuşturulmalıdır. Tüm bu açıklamalar ile birlikte davalı tarafın tahkim ilk itirazının süresinde ve haklı olduğu kanaatiyle davanın HMK 413 md gereği usulden reddine karar verilmiştir.
Yine Tasfiye sözleşmesinin 10. Maddesinde, “İşbu Sözleşmenin kalan hükümleri Madde 15 (Geçerli Kanun ve Tahkim) çerçevesinde herhangi bir yasal muamele başlatmak suretiyle yürütülebilecek olup işbu Bölüm kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamak üzere …’nın menfaatlerini korumak amacıyla geçici ya da ihtiyati tedbir alınması için herhangi bir yetkili adli makama başvurma izni mevcut olacaktır.” düzenlemesi yer almakta olup, tedbir konusunda tahkim harici adli makamlara başvuru hakkı sadece davalı …’ya tanınmıştır. Bu bağlamda da, davacı tarafın tahkim harici adli makamlardan tedbir talep edemeyeceği kanaatiyle ve aynı zamanda dava da usulden reddedildiğinden, davadan önce …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … d.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın HMK 413 maddesi gereği usulden reddine,
2-…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … d.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
3-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/11/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza