Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/236 E. 2022/503 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/236 Esas
KARAR NO:2022/503

DAVA:Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ:06/04/2021
KARAR TARİHİ:26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı dava dilekçesinde özetle; firmanın 31/12/2019 tarihinde kapandığını, şirkete ait 2018-2019 yılları arasındaki karar defterinin zayi olduğunu belirterek davanın kabulü ile zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir.
TTK’nın 82. maddesinde neler için zayi belgesi verilmesi istenebileceği tahdidi olarak gösterilmemiş, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerden söz edilmiştir (Y11HD., 08.12.2014 tarih, 2014/12543-19170 E. K.).Zayi belgesi verilmesi davaları sonuçları itibariyle sadece davacı taraf yönünden değil, davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran dava türlerindendir. Mahkemece bu tür davalarda yapılacak incelemeler, sadece davacı tarafın iddia ve delilleri ile sınırlandırılmamalı, zayi belgesi verilmesi istenilen belgelerin, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerden olup olmadığı, TTK’nın 82. maddesinde yazılı afet kavramına davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların girebileceği gözetilerek tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni gösterip göstermediği, tasdike tabi defterlerin tasdik edilip edilmediği, davacıya ait defterler hakkında soruşturma bulunup bulunmadığı ve iddia edilen olayın meydana geldiği yerin tacirin faaliyette bulunduğu yerlerden olup olmadığı hususlarının araştırılarak, ticaret sicil kayıtları getirtilmek suretiyle olayın şüpheden uzak bir şekilde meydana gelip gelmediğinin tespiti gerekir (YHGK., 16.03.2016 tarih, 2014/827 Esas, 2016/311 Karar)
Somut olayımıza baktığımızda; davacı tarafça dava dilekçesinde şirketlerini 2019 yılında kapattıklarından bahisle şirket defterlerini kaybettikleri iddiası ile işbu zayi belgesi verilmesi istemli davanın açıldığı, ancak dava dilekçesinde talep konusu ticari defter ve kayıtların ayrıntılarının bildirilmemiş olması sebebiyle mahkememizce 01/09/2021 tarihli tensip zaptı 3 nolu ara karar ile, davaya konu zayi olduğu belirtilen defterlerin hangi yıllara ait olduğunun bildirilmesi ve kayıtlara ilişkin ayrıntılı bilgi verilmesi için davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verildiği, söz konusu tensip zaptının hem davalı şirkete hem davalı şirket yetkilisine tebliğ edilmiş olmasına rağmen kesin süre içerisinde ara karar gereği yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin aynı tarihli celsedeki “Biz dosya kapsamında yeni vekalet aldık. Dosyayı inceleyip beyanda bulunmak üzere süre talep ediyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi denetim kurulu başkanlığının 29/01/2020 tarihli defter ve kayıtların incelenmesi talebini içerir yazısını sunmak isteriz. Bu belge sonucunda defter ve kayıtlara müvekkilce ulaşılmaya çalışılmıştır. Muhasebe ile iletişime geçilmiştir. Muhasebeden defter ve kayıtların bulunamadığı bilgisi verilmiştir. Bu sebeple müvekkil mağdur durumdadır dedi.” şeklinde beyanda bulunulduğu ve ardından beyanında bahsettiği Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından davacı şirkete hitaben yazılan defter incelemesine ilişkin 29/01/2020 tarihinde ibraz talep yazısı duruşma esnasında davacı vekili tarafından sunulmuş, incelenerek dosya arasına alınmıştır.
Bahse konu Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından davacı şirkete hitaben yazılan defter incelemesine ilişkin 29/01/2020 tarihinde ibraz talep yazısının tarihinin 29/01/2020 tarihi olduğu davacı vekili tarafından açıkça söz konusu yazı sonrasında defter ve kayıtların kaybolduğunun anlaşıldığının beyan edilmiş olması işbu davanın ise 06/04/2021 tarihinde açılmış olduğu dolayısı ile davanın onbeş günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakla davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın hak düşürücü süre sebebiyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile eksik 21,40-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/04/2022

Katip …

Hakim …