Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/234 E. 2022/933 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/234 Esas
KARAR NO :2022/933

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:05/04/2021
KARAR TARİHİ:08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Olay günü olan 10.10.2016 günü saat 20:30 sıralarında davacı müvekkil … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile … istikametinden … istikametine doğru seyir halindeyken Kaklık Mahallesi girişinde bulunan … … Kavşağı mevkiine geldiğinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir aracın önüne geçmesi nedeniyle aracın sağ orta yanına çarpması sonucunda çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı müvekkil … söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığı, … Hastanesi’nde tedavi gördüğü, davacı müvekkilde dava konusu kaza dolayısıyla ayak bileğinde kırık meydana geldiği, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde, kazaya karışan aracın plakasının ve sürücüsünün tespit edilememesinden dolayı, oluşan maddi zararın başvurulan … Hesabı tarafından karşılanması amacıyla doğrudan doğruya … Hesabı’na 02.10.2020 tarihinde başvurulduğu ve ödeme yapılması için gerekli tüm evraklar kuruma teslim edildiği, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla; 5.800,00 TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL geçici bakıcı masrafı ve 100,00 TL sürekli bakıcı masrafı, olmak üzere toplam 6.100,00 TL tazminatın davalı … Hesabı’na başvuru tarihi olan 02/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdanbirlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya tespit edilemeyen aracın neden olduğunun tanık, kamera kaydı vs. delillerle ispatlanması gerektiği, … Hesabının sorumluluğu plakası tespit edilemeyen aracın kusur oranı sınırlı olduğu, burada … Hesabının tazmin etmekle yükümlü olduğu zararlar, zarar-kusur ilişkisine bağlı olup zararların kusur oranında karşılanması gerekliliği esas olduğu, müvekkil kurum aleyhine hüküm kurulması halinde, zarar görenin kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerektiği, zarar görenin tam kusurlu olması halinde ise davacının tazminat talep hakkı bulunmadığı, daimi maluliyetin varlığından söz edebilmek için tıbbi tedavinin sona ermesi ve daimi malûliyetin kati surette tespiti gerektiği, davacının kaza sebebiyle duçar olduğu daimi sakatlık sonucu meydana gelen sürekli iş gücü kaybı var ise, bunun Yargıtay içtihatları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle tespit edilmesi gerektiği, müvekkil Kurumun Geçici İşgöremezlik Tazminatından Sorumluluğu bulunmadığı, yeni genel şartların yürürlüğe girmesi sonrası gerçekleşen kazalarda geçici işgöremezlik zararından sosyal güvenlik kurumu sorumlu olduğu, geçici iş göremezlik nedeniyle uğranılan zararlara ilişkin maddi tazminat talepleri Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminatı kapsamına girmediği, … hesabı’nın sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğu, tazminata konu olay haksız fiilden kaynaklandığı, müvekkil kurum haksız fiilin gerçekleşmesinde taraf olmadığı, sorumluluğu kanundan kaynaklandığı, ayrıca, davacı müvekkil kuruma eksik belgeyle başvuru yapmış olduğundan, dava şartı olan başvuru şartı da gerçekleşmediği, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından, 10.10.2016 günü saat 20:30
sıralarında davacı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile … istikametinden … istikametine doğru seyir halindeyken Kaklık Mahallesi girişinde bulunan
… … Kavşağı mevkiine geldiğinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir aracın önüne
geçmesi nedeniyle aracın sağ orta yanına çarpması sonucunda çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı
trafik kazasının meydana geldiği, trafik kazası sebebiyle davacının yaralandığı ve malul kaldığı, davalı … Hesabının aracın olay yerinden kaçmış olması ve plakasının tespit edilememesi sebebiyle sorumluluğu bulunduğundan bahisle maddi tazminat istemli işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının maluliyet durum ve oranının tespiti hususunda Adli Tıp Kurumundan alınan 12/05/2022 tarihli raporda; “Dosyadaki mevcut tıbbi belgelere göre; … oğlu 1980 doğumlu …’ın 10.10.2016 tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanmasının; 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında;
1.Kişinin tüm vücut engellilik oranının %5 (yüzdebeş) olduğu,
2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce meydana gelen trafik kazasında kusur durum ve oranı ile tazminat kalem ve miktarlarının tespiti hususunda dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 15/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1-Kusur durumu;
a)Davacı … 10/10/2016 günü saat 20:30 sıralarında … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının, iki araçlı yaralanmalı Trafik kazası olduğunu destekleyen bir belge veya bilginin bulunmamasından dolayı dava konusu kazanın iki araçlı, yaralanmalı trafik kazası olduğuna dair kanaat getirilememiştir.
b) Ancak Sayın Mahkeme, Söz Konusu Kazanın Davacı Tarafça İddia Olunan Şekilde Meydana Geldiği Yönünde Kanaat Getirirse;
– Sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %75 oranında asli derecede etkili olduğu,
– … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın %25 oranında tali derecede etkili olduğu anlaşılmıştır.
2- Maluliyet Oranı/ Raporu; ATK İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ nun 09.05.2022 tarih 6917 Karar sayılı Raporunda;
1.Kişinin tüm vücut engellilik oranının %5 (yüzdebeş) olduğu,
2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğu,
3- Maddi Zarar; Şayet Sayın Mahkeme tarafından kazanın davacının iddia ettiği şekilde olduğuna karar verilmesi durumunda;
Hesap / Rapor tarihi itibariyle, Davacının 10.10.2016 tarihinde geçirmiş olduğun trafik kazası sonrası;
4 ay/ 120 Gün süre ile geçici iş göremezlik zararının 6.922,70 TL olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda, davacının talep edilebileceği geçici iş göremezlik zararının 5.192,03 TL olduğu, …’ ın 10.10.2016 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak herhangi bir geçici iş göremezlik ödemesinin yapılmadığı, % 5 maluliyet oranı dahilinde sürekli maluliyet zararının 132.613,72 TL olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda, davacının talep edilebileceği sürekli iş göremezlik zararının 99.460,29 TL olduğu, davalı … Hesabından sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami sürekli maluliyet teminatı dahilinde bulunduğu,
– Her ne kadar davacı vekili tarafından Geçici / Sürekli Bakıcı Giderleri zararı talep edilmiş olsa da, ATK tarafından düzenlenen raporda, davacının iyileşme döneminde (4 aylık sürede) bir başkasının bakımına ihtiyaç duyup duymayacağı hususunda herhangi bir görüş verilmediği, davacının % 5 sürekli maluliyeti dahilinde sürekli bakıcı giderinden söz edilmeyeceği” şeklinde görüş bildirilmiştir. … Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından 10.10.2016 tarihli düzenlen Ölüm/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında; Oluş Şekline Göre: Kaza Türü bölümünde (11) Devrilme, Savrulma, Takla olarak, Araç Sayısına Göre: Kaza Türü bölümünde (1) Tek araçlı olarak işaretlendiği, kazanın Özetinde; Sürücü… idaresinde bulunan … plaka sayılı Kanuni marka motosikleti ile … istikametinden … istikametine seyir halinde iken km 22’e geldiğinde beyanına göre; …plakalı otomobilin sağ yan kısmına motosikletin sol tarafı ile çarpıştığını, sağ yan kısmına düşmesi neticesinde yaralandığını, ancak kaza mahallinde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda herhangi bir çarpışma veya iz ve delile rastlanmadığı ve motosikletin … Büfe yanında park halinde olduğunu, bu kazanın düşme sonucu meydana gelmiş olabileceğinin kanaatine varıldığının belirtildiği, … İlçe Jandarma Komutanlığının 2017/70 sayılı Adli Tahkikat numaralı Fezlekesinde; Olayın Özeti; 10.10.2016 günü sorumluluk sahası olan Kaklık mahallesinde trafik kazası olduğu ihbarı ile olay yerine gidildiğini, motosiklet sürücüsü …’ ın olayda yaralandığını ve ambulans ile hastaneye sevk olduğunu, şahsın taburcu olarak komutanlığa geldiğinde alınan ifadesinde, plakasını tam olarak göremediği …plakalı aracın önüne geçtiğini kendisinin bu araca çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini olayla ilgili kimselerden şikayetçi ve davacı olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı 26.01.2017 tarih … sayılı Kararında; Olay tarihinde; mağdur şüpheli kullandığı … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken düşerek yaralandığı, mağdur şüphelinin, meçhul şüphelinin kullandığı araca çarpması sonucu yarandığını ancak şikayetçi olmadığını belirttiği, olayın dikkatsizlik ve özen yükümlülüğüne uymama sonucu meydana geldiği, meçhul şüpheliye yüklenen “taksirle yaralama” suçunun kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan olduğu ve şikayetten vazgeçildiği, mağdur şüpheliye yüklenen “trafik güvenliğini tehlikeye sokma” suçunun ise yasal unsurları itibarıyla oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 49. maddesine göre, hukuka aykırı kusurlu bir fiille başkasına zarar veren kimse bu zararı tazmine mecburdur. Böylece haksız fiilden sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmaktadır. Haksız fiil sorumluluğunda genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır. Özel bir sorumluluk hükmüyle düzenlenmemiş olup bütün hallerde bir kimse için haksız fiil sorumluğunun söz konusu olması, 6098 sayılı TBK’nın 49′ deki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. Diğer bir deyişle, ayrık bir düzenleme bulunmadığı kusur sorumluluğu hallerinde 6098 sayılı TBK’nın 49. ve devamında yer alan esaslar uygulanır.
Madde 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Düzenlemesi mevcuttur. Haksız fiil sorumluluğunun ortaya çıkabilmesi için gerekli olan ikinci koşul, zarara sebebiyet veren hukuka aykırı fiilin, fail tarafından kusurlu olarak yapılmış olmasıdır. Kusur, hukuk düzeninin kurallarının bilerek ve isteyerek yada ihmal sebebiyle ihlal edilmesi gerekecektir.Kusurun kanunlarımızda tanımı yapılmamıştır. Uygulama ve öğretide kabul görmüş tanıma göre; kusur, hukuk düzenince kınanabilen davranıştır. Kınamanın nedeni, başka türlü davranma olanağı varken ve zorunlu iken, bu şekilde davranılmayarak, bu tarzdan sapılmış olmasıdır. Kısacası; kusur, genel tanımıyla, hukuk düzeni tarafından bir davranış tarzının kınanması olup; bu kınama, o davranışın belirli koşullar altında bireylerden beklenen ortalama hareket tarzından sapmış olmasından kaynaklanır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Açıklanan yasal mevzuat ışığında somut olayımıza bakıldığında; davacı tarafça 10.10.2016 günü saat 20:30 sıralarında sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile … istikametinden … istikametine doğru seyir halindeyken Kaklık Mahallesi girişinde bulunan … … Kavşağı mevkiine geldiğinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir aracın önüne geçmesi nedeniyle aracın sağ orta yanına çarpması sonucunda çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı
trafik kazasının meydana geldiği, trafik kazası sebebiyle yaralandığı ve malul kaldığı, davalı … Hesabının aracın olay yerinden kaçmış olması ve plakasının tespit edilememesi sebebiyle sorumluluğu bulunduğu iddia edilmiş ise de, gerek işbu dosya gerekse soruşturma dosyası kapsamında, çift taraflı trafik kazası olduğuna ilişkin kamera görüntü kaydı, görgü tanığı ifadesi vb. hiçbir delil bulunmadığı, dolayısı ile iddia edildiği gibi çift taraflı bir trafik kazasının meydana gelip gelmediği, gelmiş ise (trafik kazasının nasıl gerçekleştiğinin dolayısı ile trafik kazasında tarafların kusur durum ve oranlarının tespit edilerek) plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunduğunun öncelikli olarak davacı tarafça ispatı gerekir.
Yukarıda ayıntılarına değinildiği üzere haksız fiil sorumluluğunun şartlarının oluştuğunun davacı tarafça ispatlanması gerekmekte olup, davacı tarafça dava konusu tazminat talebine dayanak haksız filin varlığı, haksız fiil sebebiyle oluştuğu iddia edilen zarardan davalı … Hesabının sorumlu olduğu ispatlanamamış olduğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcının peşin alınan 59,30-TL’den düşümü ile bakiye 21,4‬0-‬TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 6.100,00-TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
7-1.118,64 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip Hakim
ee-imzalıdır ee-imzalıdır