Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/209 E. 2023/726 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/209 Esas
KARAR NO :2023/726

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:29/05/2015
KARAR TARİHİ:28/09/2023

….Asliye Ticaret Mahkemesinin … kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, dosyanın temyiz edildiği, kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2014/16718 Esas 2015/2359 Yargıtay İlamı ile bozulduğu, mahkememizin … Esasına kaydının yapıldığı, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edildiği, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2017/4599 Esas 2019/1952 Karar sayılı Yargıtay İlamı doğrultusunda kararın bozulduğu, mahkememizin 2021/209 Esasına kaydının yapıldığı, mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı … Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğünce … ve …San. A.Ş’ne ait 15/09/1998 tarih 98/D1-… sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında tescilli 26/08/1999 tarih ve 1333 sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatları eşyaların gümrük vergilerine karşılık olarak adı geçen şirket adına düzenlenerek bankalarca 2 adet kesin ve süresiz teminat mektubu verildiğini, teminat mektuplarından 1 adet mektuba isabet eden 250.263,00 TL alacağın dava konusu olduğunu, kısmi ödeme nedeniyle talebinin 230.263,00 TL olduğunu, işleme izin belgesinde ön görüldüğü şekilde ithal edilen emtiayı Gümrük Kanunu ve Yönetmelikleri gereği işlenerek tekrar yurtdışına çıkışının ispat edilememesinden dolayı teminata bağlanan vergi cezalarının 10 gün içinde ödenmesi aksi halde 6183 sayılı kanun uyarınca takibe geçileceği vergilere karşı Gümrük Kanunun 242. maddesi uyarınca itiraz edilebileceği, yapılan başvurunun süreden reddine ilişkin kararın kendisine tebliğ edilen vergilere karşı itiraz edilerek … Vergi Mahkemesi’nde dava açıldığını, idare lehine sonuçlanıp onandığı ileri sürürek hazine alacağının mükellef şirketçe ödenmediğinden banka tarafından beyannameye konu olan 30.000,00 TL tutarındaki kesin ve süresiz mektubun nakde çevrilmesi suretiyle tahsili için muhatap bankaya yazı ile müracaat edildiği ve nakde çevrilme talebinde bulunulduğunu, Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da belirtildiği şekilde banka kesin ve süresiz teminat mektubu vermekle asli ve bağımsız yükümlülük altına girdiğini açıklayarak bir kısmının ödenmesi sonucu bakiye kalan gümrük vergisi 8.643,00 TL, gümrük vergisi faizi 53.726,00 TL, KDV 17.987,00 TL, KDV faizi 111.817,00 TL, K.K.D.F 3.241 TL ve bunun cezai faizi 24.849,00 TL olmak üzere toplam 230.263,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi (eski unvanı: … … A.Ş) vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yersiz olduğunu, …’na davanın ihbar edilmesi gerektiğini, şubenin işlemlerinden doğa davaların şubeye değil de şubenin bağlı bulunduğu tüzel kişiye karşı açılması gerektiğini vurgulayarak davanın husumet yönünden reddine ayrıca davanın esası yönünden de teminat mektubuna konu garanti kapsamı dışında olduğu, gümrük idarelerinin mektubun tazmini sürüncemede bırakmalarından ötürü zararların talep etmelerinin bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirildiğini bu bakımdan açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı adına İzafeten Hazine Vekili tarafından banka aleyhine açılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı yan cevap dilekçesinde kendilerine husumet düşmeyeceğini ileri sürmüşler ise de banka şubelerinin tüzel kişiliği olmadığından taraf ve dava eliyetinin olmadığı yönündeki itirazlar yerinde görülmediğinden esasa geçilmiştir.
Tarafların ileri sürmüş olduğu tüm deliller toplanmış ve varsa zararın belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi olarak Y.M..M: … ve M.Ü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. … ve Emekli Banka Müdürü …’den rapor alınmıştır.
….Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas sayılı dosyasında alınan 22/04/2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle: davacının, davalı bankadan 220.263,00 TL alacak ve 3095 sayılı yasanın değişik ikinci maddesine göre davacı kurumun tazmin talebini bildirim tarihi 15.08.201 1’den itibaren TCMB’nın belirlediği dönemler itibarı ile değişen oranlarda avans faizi oranında faiz talep edebileceği, davalı bankanın dava dışı teminat mektubu lehdarı şirkete gayri nakdi kredi kullandırdığı, mektubun tazmini halinde kredinin nakdi alacağa dönüşeceği ve mektubu veren davalı bankanın bu tutarı kredi şartlarında (kredi sözleşmesi şartlarında) teminat mektubu kredisini kullanan dava dışı şirketten tahsil edeceği, yani bir zararının söz konusu olmadığı, ayrıca anılana şirketin de bu tutarı davacı ile olan ilişkileri çerçevesinde tahsil etmesi veya etmemesinin söz konusu olabileceğine ilişkin rapor düzenlemişlerdir.
İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında alınan 27/05/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle: “Teminat mektubunun “…işleme izin belgesi kapsamında ithali yapılan eşya için gümrük vergisi ve fon ile katma değer vergisi için tahakkuk ettirilen 30.000.00 TL’sı…” şeklinde ifade edilen kısmında, kapsama Gümrük Vergisi. KDDF. KDV’nin girdiğinin açıkça belirtildiği, ”Ödemeye teminatın verildiği tarih ile paraya çevrildiği tarih arasında geçen günlere ait kanuni faiz ve gecikme zammını…” ifadesi ile de kanuni faiz ve gecikme zammının ödeneceğinin taahhüt edildiği, Teminat mektubunda yer alan, “mektubun düzenlenme tarihi ile tazmin talebi arasındaki süre için kanuni faiz ve gecikme zammı” ifadesi ile davalı bankanın mektup metnindeki meblağ (30.000 TL) ile bağlı olmaksızın sorumluluk altına girdiği, Teminat mektubundaki “kanuni faiz” ifadesinin 3095 sayılı Yasanın m. 2/1 hükmünün m. 1 hükmüne yaptığı yollama uyarınca, temerrüt faizi olarak kabul edilmesi gerektiği, ticari işlerde ticari temerrüt faizinin, 3095 sayılı Yasa m. 2 uyarınca, belirlenecek daha yüksek olan ticari avans faiz oranı üzerinden ödenmesinin de talep edilebileceği ancak bunun için alacaklının açık bir talebinin gerektiği, davacının da dava dilekçesinde avans faizi talep ettiği, Bankanın borcunun riskin doğduğu onda muaccel olacağı, somut olayda riskin “dahilde işleme izin belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmesi veya eşyanın gümrük kanunu ve yönetmeliğinde yazılı şartlara uygun olarak çıkarıldığı ispat edilmemiş olması halinde” şeklinde ifade edildiği, Dava dışı şirketin vergi ve cezaların ödenmesi talebine İtirazının reddi üzerine dava dışı Şirketin, 09.11.2004 tarihinde … Vergi Mahkemesinde açtığı davanın 30.05.2005 tarihinde idare lehine sonuçlandığı, böylece teminat mektubunda ifadesini bulan riskin gerçekleştiğinin ilk derece mahkemesinin kararı ile hüküm altına alındığı, anılan kararın 31.10.2006 tarihinde Danıştay ın 2005/4136 E., 2006/3166 K. ile kesinleştiği, şu halde -en geç- 31.10.2006 tarihinde ileri sürülebilecek paraya çevirme talebinin 15.08.2011 tarihine kadar bekletildiği, aradan geçen surenin makul olup olmadığı Sayın Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında olduğu, davalı bankanın talep edilen tutarı ve içeriğini incelemek ve bunu ödememek gibi bir yetkisinin olmadığı ve taahhüdünü yerine getirmek zorunda olup, davacı Gümrük İdaresinin talebinin yasal olduğu kanaatine varıldığından, bu bağlamda Gümrük İdaresinin davalı bankadan 220.263,00 TL alacaklı olduğunun, 3095 sayılı yasanın ikinci maddesine göre davacı kurumun tazmin talebi bildirim tarihi olan 15/08/2011 tarihinden itibaren TCMB’nin belirlediği dönemler itibari ile değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği belirtilmiştir.
Bilirkişiler …, … ve Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 18.09.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle: dava dışı … Elekt. ve Tel. San. A.Ş. ile davalı banka arasında Genel Kredi Sözleşmelerinin akdedildiği, dava dışı şirket lehine ve … Gümrük Müdürlüğü’ne hitaben 26.08.1999 tarihinde, … (… seri) numaralı, 30.000,00 TL tutarlı kesin ve süresiz teminat mektubunun verildiği, Garanti Sözleşmesiyle dava dışı üçüncü kişinin borcunun limit dâhilinde garanti edilip edilmediği hususunda: Borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında davaya konu edilen teminat mektubunda “…teminatın verildiği tarih ile paraya çevrildiği tarih arasında geçen günlere ait kanuni faiz ve gecikme zammı da ödemeyi … taahhüt ederiz.” beyanına yer verildiğini, davalı bankanın teminat mektubunda belirtilen 30.000,00 TL ile sınırlı olmaksızın sorumluluk altına girdiği kanaatine varılabileceğini, hangi hususların sözleşme ile garanti kapsamında sayıldığı, davacı tarafından talep edilen meblağ içerisindeki ücret kalemlerinin garanti sözleşmesi kapsamında kalıp kalmadığını, davaya konu edilen teminat mektubunun “…San. A.Ş tarafından … Gümrüğünden tescilli … ve 1333 sayılı beyanname muhteviyatı 15.09.98 trh. 98/… nolu dahilde işleme îzin belgesi kapsamında ithali yapılan eşya için gümrük vergisi ve fon ile katma değer vergisi için tahakkuk ettirilen 30.000,00 TL’sini borçlu ile birlikte banka garanti ettiğinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla, dahilde işleme îzin belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi veya eşyanın Gümrük Kanunu ve Yönetmeliğinde yazılı şartlara uygun olarak çıkarıldığı ispat edilmemiş olması halinde, Gümrük İdaresi’nce vuku bulacak ilk yazılı talep üzerine yeni bir ihtarname keşidesine, hüküm istihsaline ve borçlunun rızasını almaya lüzum kalmaksızın Gümrük İdaresinin alacağını derhal ödemeyi, teminatın verildiği tarih ile paraya çevrildiği tarih arasında geçen günlere ait kanuni faiz ve gecikme zammı da ödemeyi …taahhüt ederiz.” şeklinde olduğu, dava dilekçesinde beyan edildiği üzere davalı banka tarafından 30.000,00 TL’lik ödeme düşüldükten sonra bakiye alacak kalemlerinin 8.643TL (gümrük vergisi)+53.726,00 TL (gümrük vergisi faizi)+ 17.987,00 TL (KDV)+ 111.817,00 TL (KDV faizi) +3.241,00 TL (KKDF)+ 24.849,00 TL (KDF cezai faizi)= toplam 220.263,00 TL’nin ödenmesi gerektiği iddia edildiğini, bankacılık yönünden inceleme yapıldığında davacı tarafından ödenmesi istenen bu alacak kalemlerinin garanti sözleşmesinin/teminat mektubunun kapsamında kaldığı kanaatine varılabileceğini taktirlerinin mahkemeye ait olduğunu, uygulanması gereken faizin nevi ve oranının ne olacağı hususunda: Borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında davacı tarafından dava dilekçesinde ödemeler sonrasında bakiye 220.263,00 TL’nin avans faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği iddia edildiğini, teminat mektubunda yer alan “.. Ödemeye teminatın verildiği tarih ile paraya çevrildiği tarih arasında geçen günlere ait kanuni faiz ve gecikme zammı…” kısmında kanuni faizin ve gecikme faizinin ödeneceğinin açıkça belirtildiği, davacının dava dilekçesinde avans faizinin ödenmesini talep ettiği, ancak teminat mektubunda “kanuni (yasal) faiz’ ibaresine yer verildiği; 3095 sayılı kanunun 2/I hükmündeki kanunun birinci maddesine atıf gereğince “ticari temerrüt faizfnin söz konusu olabileceği; 3095 sayılı kanunun 2/II hükmünün “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticarî işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.” şeklinde olduğu; uyuşmazlıkta ticari işin olduğu ve 3095 sayılı kanun uyarınca temerrüt faizinin; ticari faiz (avans faizi) olduğu kanaatine varılabileceği taktirlerinin mahkemeye ait olduğunu, “Avans faiz oranı” bakımından mali değerlendirme yapıldığında (alternatifli olarak) davalı banka tarafından teminat mektubunun verildiği 26.08.1999 tarihinden teminat mektubunun paraya çevrildiği 07.10.2011 tarihine kadar kanuni faiz oranları üzerinden gecikme zammı tutarının 108.212,05 TL olarak hesaplanabileceği, gecikme zammına ilişkin avans faizi oranları üzerinden hesaplama yapıldığında dava tarihi itibariyle faiz tutarının 135.179,83 TL olarak hesaplanabileceği, davalı bankadan 30.000,00 TL tutarlı teminat mektubundan dolayı GV + KDV + KKDF + Faizleri için yapılan kısmi ödemesi sonrası kalan 220.263,00 TL’nin ödeme talebinin tebliğ tarihi olan 15.08.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi durumunda ise dava tarihi itibariyle avans faizi tutarının 279.952,76 TL olarak hesaplanabileceği, riskin daha önce gerçekleşmiş sayılması halinde davacının garanti verene makul sürede başvurup başvurmadığı, makul sürede başvuru yapılmaması halinde artan zararın bulunup bulunmadığı ve bu zararın davalıdan istenip istenilmeyeceği hususunda: 26.08.1999 tarihli, … seri numaralı, 30.000TL tutarındaki kesin ve süresiz mektubun nakde çevrilmesi suretiyle tahsili için muhatap davalı bankaya 09.08.2011 tarihli yazı ile davacı tarafından müracaat edildiği; teminat mektuplarının nakde çevrilmesi talebinde bulunulduğunu, deliller arasındaki PTT tebliğ kâğıdına göre ödeme talebinin muhatap davalı bankaya tebliğ tarihinin 15.08.2011 olduğu; bankanın borcunun riskin doğduğu anda muaccel olacağı; teminat mektubunda ifade edildiği üzere “Dahilde İşleme İzin Belgesi’nde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi veya eşyanın Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği’nde yazılı şartlara uygun olarak çıkarıldığı ispat edilmemiş olması halinde ” davalı bankanın ödeme yapmayı borçlandığı taahhüt edilmiş olmakla dava dışı şirket aleyhine açılan davanın Danıştay’ın 2005/4136E., 2006/3166K. sayılı kararı ile 31.10.2006 tarihinde kesinleştiği ve fakat teminat mektubunun paraya çevrilmesinin 15.08.2011 tarihinde talep edildiği görülmekle bankacılık yönünden inceleme yapıldığında arada geçen sürenin makul olmadığının kabul edilebileceği, arada geçen süreden kaynaklı olarak oluşacak faiz miktarının davalı bankadan talep edilemeyeceği görüş ve kanaatinde olduğumuzu, sayın mahkemenizce talep edilebilmesi yönünde karar verilmesi halinde yukarıda yer alan avans faiz oranı üzerinden faiz işletilmesi gerektiği yönünde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 05/05/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: dava dışı … Elekt. ve Tel. San. A.Ş. ile davalı banka arasında Genel Kredi Sözleşmelerinin akdedildiği, dava dışı şirket lehine ve … Gümrük Müdürlüğü’ne hitaben 26.08.1999 tarihinde, … (… seri) numaralı, 30.000,00 TL tutarlı kesin ve süresiz teminat mektubunun verildiği, Garanti Sözleşmesiyle dava dışı üçüncü kişinin borcunun limit dâhilinde garanti edilip edilmediği hususunda: Borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında davaya konu edilen teminat mektubunda “…teminatın verildiği tarih ile paraya çevrildiği tarih arasında geçen günlere ait kanuni faiz ve gecikme zammı da ödemeyi …taahhüt ederiz.” beyanına yer verildiğinden davalı bankanın teminat mektubunda belirtilen 30.000,00 TL ile sınırlı olmaksızın sorumluluk altına girdiği kanaatine varılabileceğini, Garanti Sözleşmesi uyarınca davalının borcunun ne zaman muaccel hale geldiği (garanti edilen riskin hangi tarihte gerçekleştiği) hususunda: Bankacılık yönünden inceleme yapıldığında bankanın borcunun riskin doğduğu anda muaccel olacağı; teminat mektubunda ifade edildiği üzere “Dahilde İşleme îzin Belgesi’nde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi veya eşyanın Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği’nde yazılı şartlara uygun olarak çıkarıldığı ispat edilmemiş olması halinde” davalı bankanın ödeme yapmayı borçlandığı taahhüt edilmiş olmakla ve teminat mektubunun paraya çevrilmesinin 15.08.2011 tarihinde talep edildiği görülmekle riskin 15.08.2011 tarihinde gerçekleşmiş sayılabileceğini, “riskin gerçekleştiği tarihin ne olduğu belirlenerek davacının garanti verene makul süre içerisinde başvurup başvurmadığı” hususunda: bankacılık yönünden değerlendirme yapıldığında: Kök raporun sonuç bölümünde detaylandırıldığı üzere riskin gerçekleşme tarihinin, teminat mektubunun oluşturulduğu tarih olan 26.08.1999 değil, PTT tebliğ kâğıdına göre ödeme talebinin muhatap davalı bankaya tebliğ tarihi olan 15.08.2011 olduğu; dava dışı şirket aleyhine açılan davanın Danıştay’ın 2005/4136 Esas 2006/3166 Karar sayılı kararı ile 31.10.2006 tarihinde kesinleştiği ve fakat teminat mektubunun paraya çevrilmesinin 15.08.2011 tarihinde talep edildiği, alacağın tahsili için yaklaşık 5 yıllık bir sürenin geçmiş olmasının makul bir süre olmadığı kanaatine varıldığı, “makul sürede başvuru yapılmadığının kabulü halinde ise artan zarar bulunup bulunmadığı; bu zararın davalıdan talep edilip edilemeyeceği” hususunda: Bankacılık yönünden değerlendirme yapıldığında: Kök raporun sonuç bölümünde detaylandırıldığı üzere, arada geçen sürenin makul olmadığının kabul edilebileceği, arada geçen süreden kaynaklı olarak oluşacak faiz miktarının davalı bankadan talep edilemeyeceği görüş ve kanaatinde olduğumuzu, sayın mahkemenizce talep edilebilmesi yönünde karar verilmesi halinde kök raporun mali inceleme ve değerlendirme başlığı altındaki hesaplama çerçevesinde yer alan avans faiz oranı üzerinden faiz işletilmesi gerektiği, “teminat mektubunda belirtilen limit dahilinde riskin gerçekleştiği tahakkuk tarihi itibariyle teminat mektubu ile garanti altına alınan alacak kalemleri bakımından talep edilebilecek miktar belirlenerek tarafların birbirlerinden alacaklı olup olmadıkları, alacakları miktar var ise ne kadar olduğu, talep edilecek faizin türü ve miktarı” hususunda: bankacılık yönünden değerlendirme yapıldığında: davaya konu edilen teminat mektubunun “…San. A.Ş. tarafından … Gümrüğü’nden tescilli 26081999 ve 1333 sayılı beyanname muhteviyatı 15.09.98 trh. 98/… nolu dahilde işleme îzin belgesi kapsamında ithali yapılan eşya için gümrük vergisi ve fon ile katma değer vergisi için tahakkuk ettirilen 30.000,00 TL ‘sini borçlu ile birlikte bankamız garanti ettiğinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla, dahilde işleme îzin belgesinde öngörüldüğü şekilde gerçekleşmemesi veya eşyanın Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği’nde yazılı şartlara uygun olarak çıkarıldığı ispat edilmemiş olması halinde, Gümrük îdaresi’nce vuku bulacak ilk yazılı talep üzerine yeni bir ihtarname keşidesine, hüküm istihsaline ve borçlunun rızasını almaya lüzum kalmaksızın Gümrük îdaresi’nin alacağını derhal ödemeyi, teminatın verildiği tarih ile paraya çevrildiği tarih arasında geçen günlere ait kanuni faiz ve gecikme zammı da ödemeyi …taahhüt ederiz.” şeklinde olduğu, dava dilekçesinde beyan edildiği üzere davalı banka tarafından 30.000,00 TL’lik ödeme düşüldükten sonra bakiye alacak kalemlerinin 8.643,00 TL (gümrük vergisi) + 53.726,00 TL (gümrük vergisi faizi)+ 17.987,00 TL (KDV)+ 111.817,00 TL (KDV faizi)+3.241,00 TL (KKDF)+ 24.849,00 TL (KDF cezai faizı)= toplam 220.263,00 TL’nin ödenmesi gerektiği iddia edilmiş olup bankacılık yönünden inceleme yapıldığında davacı tarafından ödenmesi istenen bu alacak kalemlerinin garanti sözleşmesinin/teminat mektubunun kapsamında kaldığı ve toplam borcun yapılan hesaplama çerçevesinde 220.263,00 TL olduğu kanaatine varıldığını, uygulanması gereken faizin nev’i ve oranının ne olacağı hususunda: Borçlar mevzuatı yönünden değerlendirme yapıldığında: davacı tarafından dava dilekçesinde ödemeler sonrasında bakiye 220.263,00 TL’nin avans faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği iddia edildiğini, teminat mektubunda yer alan “…ödemeye teminatın verildiği tarih ile paraya çevrildiği tarih arasında geçen günlere ait kanuni faiz ve gecikme zammı…” kısmında kanuni faizin ve gecikme faizinin ödeneceğinin açıkça belirtildiği, davacının dava dilekçesinde avans faizinin ödenmesini talep ettiği, ancak teminat mektubunda “kanuni (yasal) faiz” ibaresine yer verildiği; 3095 sayılı kanunun 2/I hükmündeki kanunun birinci maddesine atıf gereğince “ticari temerrütfaizfnvn söz konusu olabileceği; 3095 sayılı kanunun 2/II hükmünün “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticarî işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.” şeklinde olduğu; uyuşmazlıkta ticari işin olduğu ve 3095 sayılı kanun uyarınca temerrüt faizinin; ticari faiz (avans faizi) olduğu kanaatine varılabileceği, 2 “Avans faiz oranı” bakımından mali değerlendirme yapıldığında (alternatifli olarak): davalı banka tarafından teminat mektubunun verildiği 26.08.1999 tarihinden teminat mektubunun paraya çevrildiği 07.10.2011 tarihine kadar kanuni faiz oranları üzerinden gecikme zammı tutarının 108.212,05 TL olarak hesaplanabileceği, gecikme zammına ilişkin avans faizi oranları üzerinden hesaplama yapıldığında dava tarihi itibariyle faiz tutarının 135.179,83 TL olarak hesaplanabileceği, davalı bankadan 30.000,00 TL tutarlı teminat mektubundan dolayı GV+ KDV + KKDF + Faizleri için yapılan kısmi ödemesi sonrası kalan 220.263,00 TL’nin ödeme talebinin tebliğ tarihi olan 15.08.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi durumunda ise dava tarihi itibariyle avans faizi tutarının 279.952,76 TL olarak hesaplanabileceği yönünde rapor düzenlenmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan raporlar sonucunda; riskin gerçekleştiği tarihin ne olduğu belirlenerek davacının garanti verene makul süre içerisinde başvurup başvurmadığı” hususunda: Bankacılık – yönünden değerlendirme yapıldığı hususu da gözetilerek riskin gerçekleşme tarihinin, teminat mektubunun oluşturulduğu tarih olan 26.08.1999 değil, PTT tebliğ kâğıdına göre ödeme talebinin muhatap davalı bankaya tebliğ tarihi olan 15.08.2011 olduğu; dava dışı şirket aleyhine açılan davanın Danıştay’ın 2005/4136 Esas 2006/3166 Karar sayılı kararı ile 31.10.2006 tarihinde kesinleştiği ve fakat teminat mektubunun paraya çevrilmesinin 15.08.2011 tarihinde talep edildiği, alacağın tahsili için yaklaşık 5 yıllık bir sürenin geçmiş olmasının makul bir süre olmadığı kanaatine varıldığı mahkememizce değerlendirilerek ve dolayısıyla aradan geçen süreden kaynaklı olarak oluşacak faiz miktarının davalı bankadan talep edilemeyeceği mahkememizce değerlendirilerek davacının davasının sübut bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE
2-Davacı kurumu harçtan muaf olduğu anlaşılmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … A.Ş (eski unvanı … … A.Ş) tarafından 160,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Feri Müdahil … Fonu tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile feri müdahile ödenmesine,
6-Davalı … A.Ş (eski unvanı … … A.Ş) kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 35.039,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile, YARGITAY ilgili hukuk dairesine temyizi kabil olmak üzere, davacı vekilinin, davalı vekilinin ve feri müdahil vekilinin yüzüne karşı okunarak, alenen ve usulen tefhim olundu. 28/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır