Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/194 E. 2022/655 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/194 Esas
KARAR NO:2022/655

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/03/2021
KARAR TARİHİ :14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … …. Şti. 10 yılı aşkın süredir gıda, elektronik, inşaat, otomotiv, iletişim hizmetleri, bilgisayar, büro makineleri ve kırtasiye ile temizlik alanlarında İstanbul merkezli bir şirket olarak hizmet verdiği, müvekkil tarafından ödenen davaya konu borç tutarı, şirketinde çalışan …’nin (TC:…) borçlu sıfatıyla taraf olduğu …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası olduğu, işbu icra dosyasında işçi …’ye başlatılan icra takibine istinaden, icra müdürlüğü tarafından borçlunun maaşının 1/4’üne haciz konulması talep edildiği, müvekkil icra müdürlüğünce yazılan maaş haczi talebine cevap verdiği ve personelin maaşının üzerinde haciz bulunması sebebiyle taleplerini sıraya aldıklarını belirttiği, müvekkilin müzekkereye cevap vermesine rağmen cevap vermediğinden bahisle 10.345,27 TL’lik tutardan sorumlu tutulduğu, banka, araç ve taşınamaz haciz işlemleri yapıldığı, müvekkilin tüm banka hesaplarına haciz konulması sebebiyle haciz tehdidi altında ödeme yaptığı, müvekkilin çalıştığı sektörler göz önüne alındığında araçları üzerine haciz konması, şirketin tüm ticari hayatını sekteye uğrattığı, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle davanın kabulüne, davalı tarafa müvekkilin borçsuzluğu tespit edilerek, ihtirazi kayıtla ödenen 10.345,27 TL’nin fiili ödeme tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile davalıdan istirdatını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı taraf süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, dava dışı davacı şirket çalışanı adına davacı şirket tarafından icra takip dosyasına ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından sunulan 28/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile dava dışı işçi …’ye başlatılan ve 15.10.2019 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği görülen icra takibine istinaden, davacı şirket tarafından icra müdürlüğüne verilen cevabi yazıda; dava dışı işçinin maaşının ”personelin maaşından … 4. İcra Müdürlüğü … sayılı icra dosyasına kesinti yapıldığı, sonrasında … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … sayılı maaş haczi talebinin ödeneceği, sonrasında gönderilen maaş haci talebinin yerine getirileceği” bildirildiği, gönderinin iadeli taahhütlü olarak yapıldığı ve 24.10.2019 tarihli İadeli Taahhütlü tebligat belgesinin dava dosyası içinde yer aldığı, dava dosyası içerisinde yer alan dava dışı işçi … adına bir çok icra takibi bulunduğu ve davacı şirket tarafından ödemelerin gerçekleştirildiği, dava dosyası içerisinde de söz konusu ödeme dekontlarının ibraz edilmiş olduğu, yani personele ait maaş hacizlerinin sırası ile ödendiği, davacı şirket tarafından banka varlıkları ile araçlarına tedbir konulması sebebi ile ihtirazi kayıtla 26.01.2021 tarihinde 10.345,27.-TL’nin 1. …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına ödenmiş olduğu, ödeme tarihinden dava tarihi olan 18.03.2021 tarihine kadar geçen süre için 245,48.-TL faiz talep edebileceği” şeklinde görüş ve kanaatinde bulunulmuştur.
Davacı tarafından, şirket çalışanı dava dışı …’nin borçlu sıfatıyla taraf olduğu …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası kapsamında icra müdürlüğü tarafından borçlunun maaşının 1/4’üne haciz konulması talep edilmesi üzerine yazıya davacı şirket tarafından cevap verilerek dava dışı borçlunun maaşından … 4. İcra Müdürlüğü … sayılı icra dosyasına kesinti yapıldığı, sonrasında … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … sayılı maaş haczi talebinin ödeneceği, sonrasında gönderilen maaş haczi talebinin yerine getirileceğinin bildirildiği, davacı tarafça icra dairesine gönderilen iadeli taahhütlü
posta evrakı ile anlaşılmaktadır. Ancak icra dairesi tarafından davacı şirket aleyhine haciz uygulandığı ve bu sebeple davacı tarafından ihtirazi kayıtla dava dışı işçinin dosya borcu olarak hacizlerin kaldırılması için ihtirazi kayıtla 10.345,27 TL bedelin icra müdürlüğüne ödendiği anlaşılmıştır.
Davacının haciz tehdidi altında ödeme yaptığı iddiası kapsamında istirdat talebi yönünden somut olaya bakıldığında; İİK 72/7’inci bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir. İstirdat davasının biri maddi hukuka, diğeri takip hukukuna ilişkin olmak üzere iki koşulu bulunmaktadır. Maddi hukuk bakımından borçlunun gerçekte borçlu olmadığı bir borcu ödemiş olması ve takip hukuku bakımdan ise borcun cebri icra takibi sebebiyle icra takibi sırasında ve cebri icra tehdidi altında ödenmesi gerekir. Ödemenin mutlak suretle takibin kesinleşmesinden sonra bir başka deyişle borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz edip de itirazının icra hakimliğince kesin olarak kaldırılmış olması durumunda yapılmış olması gerekir. İİK 72. madde düzenlemesinin maddi anlamda takip borçlularını kapsadığı, davacının maddi hukuk bakımından takip borçlusu sıfatına sahip olmadığı, davanın 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 72/7 maddesine göre açılmış bir istirdat davası olamayacağı, zira ortada davacı aleyhine başlatılan bir icra takibi olmadığı, davacının İİK 72/7’e göre dava açma hakkı bulunmadığı, İİK 72/7’inci maddesinde tanımlanan istirdat davasının bu nedenle şartlarının oluşmadığı görülmektedir. İİK 72. maddenin takipteki tüm şahıslar yönünden düzenlendiğinin kabul edilmesi halinde, 3. Kişiler için konulmuş olan İİK 89 ve İİK 72. madde düzenlemelerindeki sürelerin bir anlamının kalmayacağı, yasanın şahıs ifadesinden anlaşılması gerekenin takip borçlusu olduğu, şu halde İİK 89. madde kapsamında, süresi içinde menfi tespit davası açma hakkını kullanmayan ve bu sebeple takip alacaklısına herhangi bir borcu olmadığı halde, yasanın emredici kuralları gereğince alacaklıya ödeme yapmak zorunda kalan 3. kişinin, genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası açması mümkündür.
Bu kapsamda, davacının borçlu olmadığı bir icra dosyasındaki dava dışı işçinin borcundan kaynaklı olarak uğradığı hacizler sebebiyle icra baskısı altında dosya borcunu ödemesi ile davalının takipteki alacağını tahsil etmesi karşısında aslında sebepsiz zenginleşenin davacı tarafından borcu ödenen takip borçlusu olduğu, bu açıdan davalıya bu davada husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmıştır. Davalı takip alacaklısı olup, takip hukuku sınırları içerisinde alacağı için başlatmış olduğu icra takibi neticesinde alacağına karşılık yaptığı haciz işlemlerinden dolayı sebepsiz zenginleşmesi söz konusu değildir. Burada sebepsiz zenginleşen ödeme ile borcundan kurtulan dava dışı takip borçlusu olduğundan, davacı tarafından ancak dava dışı gerçek borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilecek olup, davalının bu davada taraf sıfatı bulunmadığından davanın HMK.114/1-d ve 115/2. maddeleri gereği pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın HMK.114/1-d ve 115.maddeleri gereği pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL ilam harcının peşin alınan 176,67-TL’den düşümü ile geri kalan 95,97‬-‬TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.100,00-TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır