Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/185 E. 2022/722 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/185 Esas
KARAR NO : 2022/722
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, bu ilişki kapsamında müvekkili tarafından davalıya mal satışı sağlandığını ve bu satış işlemi karşılığında faturalar düzenlendiğini, davalının fatura bedellerini ödemediğini, müvekkilinin fatura bedeli olan alacağının tahsili için …. İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı icra dosyasından takip başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin söz konusu faturalara ilişkin ödemelerini davacının banka hesabına yaptığını, bu hususun dekontlarla sabit olduğunu, müvekkilinin davacıya karşı borçlu olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi suretiyle alacak-borç durumunun tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, sunulan 30/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Detayları yukarıda verilen inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda;
1. Davacı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak yapılmış olduğu,
2. Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin 2020 öncesinden de devam eden bir ilişki olduğu,davacının davalıya gıda satışı yaptığı ve davalının ise peyder pey ödemeler yaptığı,
3. Davacının davalıya ürünlerin teslimini elektonik iraliye ile gerçekleştirdiği,
4. Davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2019-2020 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalardan sonra oluşan 31.12.2020 tarihi itibariyle 101.102,90 TL defter ve kayıtlarında alacaklı gözüktüğü,
5. Bu alacağın 2021 yılına devrettiği başkaca ödeme olmadığı,
6. Huzurdaki davaya konu olayda davacı ; 101.102,90 TL cari hesap alacağına%15 oranında işlemiş faizi ile birlikte talep ettiği, … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas Sayılı Dosyası ile davacı tarafından icra takibi başlatıldığı görülmüş olup, İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMI gerektiği, icra takip tarihinden sonra asıl alacak için talep edilen %15 oranında işlemiş faiz oranının yerindeliğinin Mahkemeniz görev alanı ve takdirinde bulunduğu,” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi hususunda mahal mahkemesine talimat yazılmış olup, sunulan 28/02/2022 tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle;
“Davalıya ait 2019,2020 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin T.T.K’nun 64. ile 213. sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222.inci maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu, tutulması zorunlu defterlerin birbirlerini doğruladığı,
2- Davalının ticari defterlerine göre, 14.12.2020 takip tarihi itibarı ile davalının davacıya 101.100,22 TL borçlu göründüğü,” şeklinde tespit bildirilmiştir.
Bu kapsamda somut olayımıza bakıldığında; dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 101.102,90-TL’nin TTK m.1530/7 hükmüne göre 2020 yılı için yıllık %15 temerrüt faizi ile birlikte tahsili talebi ile icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı defter ve kayıtlarına göre takiple uyumlu olarak davalının davacıya 101.102,90 TL borçlu olduğu, davalının defter ve kayıtlarına göre ise davalının davacıya 101.100,22 TL borçlu olduğu, defter ve kayıtların 2,68 TL küsürat farkı dışında birbirini doğrular nitelikte olduğu, davalının savunmasında mal aldığını inkar etmediği, mal karşılığı bedeli ödediğini iddia ettiği ancak yapılan ödemeleri ispata elverişli delil sunulmadığı, kendi defter ve kayıtlarına göre de takip konusu borcu ödediği yönünde kayıt tespit edilmediği bu hali ile davalının ödeme savunmasına itibar etme olanağı bulunmadığı, davacının asıl alacak yönünden takibinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça takip talebinde asıl alacağın takip tarihi itibari ile TTK m.1530/7 hükmüne göre 2020 yılı için yıllık %15 temerrüt faizi ile birlikte tahsili talebinin yerinde olup olmadığı yönünden mahkememizce yapılan değerlendirmede ise; Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları; TTK Madde 1530: “(1) Aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ve şartlar batıldır. Ancak, sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken edimler için kanunun veya yetkili makamların koymuş olduğu en yüksek sınırı aşan sözleşmeler en yüksek sınır üzerinden yapılmış sayılır; sınırı aşan edimler hata ile yerine getirilmiş olmasa bile, geri alınır. Bu sınırlarda, Türk Borçlar Kanununun 27 nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi uygulanmaz. (2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer. (3) Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır. (4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır: a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda. b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda. c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda. d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir. (5) Sözleşmede ön görülen ödeme süresi, faturanın veya eş değer ödeme talebinin veya mal veya hizmetin alındığı veya mal veya hizmetin gözden geçirme ve kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren en fazla altmış gün olabilir. Şu kadar ki, alacaklı aleyhine ağır bir haksız durum yaratmamak koşuluyla ve açıkça anlaşmak suretiyle taraflar daha uzun bir süre öngörebilirler. Ancak alacaklının küçük yahut orta ölçekli işletme (KOBİ) veya tarımsal ya da hayvansal üretici olduğu veya borçlunun büyük ölçekli işletme sıfatını taşıdığı hâllerde, ödeme süresi, altmış günü aşamaz. (6) Gecikme faizi ödenmeyeceğini veya ağır derecede haksız sayılabilecek kadar az faiz ödeneceğini, alacaklının geç ödeme dolayısıyla uğrayacağı zarardan borçlunun sorumlu olmayacağını veya sınırlı bir şekilde sorumlu tutulabileceğini öngören sözleşme hükümleri geçerizdir. Geçersizlik durumunda yedinci fıkra uygulanır. (7) Bu madde hükümleri uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her yıl ocak ayında ilan eder. Faiz oranı, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olmalıdır. (8) Mal veya hizmet bedelinin taksitle ödenmesinin öngörüldüğü durumlarda, bu maddenin ödeme sürelerini düzenleyen hükümleri birinci taksit bakımından uygulanır. Her bir taksit tutarının ödenmeyen kısmı yedinci fıkrada öngörülen oranda gecikme faizine tabidir. Alacaklının küçük veya orta ölçekli işletme veya tarımsal veya hayvansal üretici olup borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hâllerde taksitle ödemeyi öngören sözleşme hükümleri geçersizdir.” şeklindedir.
Davacı tarafından davalıya satışı yapılan mallara ilişkin faturaların incelenmesinde satış konusu malların inşaat malzemeleri olduğu dolayısı ile mal tedarikinin söz konusu olduğu olayda TTK m.1530 hükmünün uygulama olanağı olduğu, 7. Fıkraya göre takip tarihi olan 14/12/2020 tarihi itibari ile 2020 yılı için 01/01/2020 tarihi itibari ile ilan edilen temerrüt faiz oranının %15 olduğu, takipte de bu oran üzerinden faiz talep edilmiş olması sebebiyle faiz talebi yönünden de takibin yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması gözetilerek davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;:
1-Davanın KABULÜ ile davalı tarafından …. İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile takibin aynen devamına,
2-Alacağın %20’si oranında hesap edilen 20.220,58-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 6.906,33-TL karar ve ilam harcından 1.726,59-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 5.179,74-TL eksik harcın davalıdan alınmasına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 1.794,39-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.616,70-TL masraf olmak üzere toplam 3.411,09-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 13.554,78-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde … Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2022

Katip …

Hakim …