Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/16 E. 2021/299 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/16 Esas
KARAR NO:2021/299

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:07/08/2012
KARAR TARİHİ:27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde yıllardır kasko sigortalı olduğunu ve 10.09.2011-10.09.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 10.09.2011 tarihinde saat 12.00’de düzenlenen poliçe ile sigorta kapsamına alınmış olduğunu, yıllardır olduğu gibi poliçenin prim ödemelerinin müvekkilin kredi kartından taksitli olarak ve ilk taksit 166,00 TL ve diğer taksitler 96,00 TL olmak üzere 6 taksitte ödenmesi kararlaştırılarak ödeme planının düzenlemiş olduğunu, müvekkiline ait … plakalı aracın 29.11.2011 tarihinde karıştığı ölümlü kaza neticesinde hasarlandığını ve davalı sigorta şirketine ihbarda bulunulduğunu, davalı yetkililerinin kabulü ve yönlendirmesi üzerine araç anlaşmalı servise teslim edildiği halde, bugüne kadar hasar bedelinin ödenmemiş olduğunu, acente ile yapılan görüşmelerde tüm işlemlerin tamamlandığını, şirket tarafından aracın “pert total” olarak kabul edildiğini ve hasar bedeli olarak 29.000,00 TL ödeme yapılacağını ve aracın şirkette kalacağını belirtilmiş olduğunu, dava tarihine kadar herhangi bir ödeme yapılmadığı halde, aracın da halen anlaşmalı serviste çekildiği yerde alıkonulduğunu, davalı şirket ile yaptıkları görüşmeler neticesinde; ilk taksitin ödenmemesi gerekçesi ile poliçenin geçersiz sayıldığını ve hasar bedelinin ödenemeyeceğinin bildirildiğini, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi için işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını, kredi kartı ekstre dökümünden de anlaşılacağı üzere; aracın uzun yıllar aynı şirketten sigortalı ve hasarsız olması nedeniyle, poliçenin 2. sayfasında belirtildiği üzere % 65 hasarsızlık indirimi uygulanarak, sigorta bedelinin ilk taksiti peşin olarak çekilmek kaydı ile eskiden olduğu gibi, ödemelerin aynı kredi kartından çekilmesi için gerekli onay ve işlemler tamamlanarak, ödeme planının da yazılı olduğu poliçenin müvekkiline teslim edilmiş olduğunu, davalının ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle aracın teminat dışı kaldığı iddiası haksız ve hukuka aykırı olduğundan kabul edilemeyeceğini; kaza tarihi olan 29.11.2011 tarihinden ve müvekkilinin kaza ihbarından 1 (bir) gün sonra, 30.11.2011 tarihinde ilk peşinat tutarı olan 166,20 TL ile 2. ve 3. taksit tutarları toplamı olan 358,00 TL’nin, davalı sigorta şirketi tarafından kredi kartından tek seferde çekildiğini, ayrıca kalan 3 taksitin ise aynı kredi kartından farklı tarihlerde çekilerek poliçe bedelinin tahsil edilmiş olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin ilk taksiti ödememesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, ilk taksitin ve sonraki taksitlerin, talimata ve onaya rağmen zamanında çekilmemesinin tamamen davalı sigorta şirketi acentesinin ve yetkililerinin kusurundan kaynaklanmış olduğunu, kaldı ki bu durumun müvekkile bildirilmesi gerekirken bildirilmediğinden dolayı davalı şirketin kusurlu olduğunu iddia etmiş ve sonuç olarak, fazlaya ilişkin tüm talep, dava ve ıslah haklarının saklı kalması kaydıyla, sigorta poliçesinin hukuken geçerliliğinin tespiti ile hasar bedelinin ve bu nedenle oluşmuş munzam zararların kaza tarihi olan 29.11.2011 tarihi itibariyle işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu poliçeye ilişkin ilk prim ödemesinin, ilk primin ödenmesi gereken 10.09.2011 tarihinden 2 ay ve kaza tarihinden sonra 30.11.2011 tarihinde yapılmış olduğunu ve TTK.’nun 1295 ve kasko sigortası genel şartlarının C.1. maddesi uyarınca sigortacının sorumluluğunun ilk primin ödenmesi ile başlayacağını, bu nedenle müvekkil şirketin sorumluluğunun başlamamış ve dava konusu tazminat talebinin poliçe teminat kapsamı dışında kalmış olduğunu, kredi kartları cevap bilgisi ve kredi kartı durum raporundan anlaşılacağı üzere; kredi kartına ilişkin talimatın kazadan sonra güncellendiğini, bu sebeple öncesinde ilk primin cekilemediğinin ortada olduğunu, bu hususa ilişkin mevcut Yargıtay Kararlarının da aynı görüşü benimsediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, talep edilen tazminat miktarının haksız ve fahiş olduğunu ve kabul etmediklerini, davacının zararını dava açtığı anda belgelerle ispatlayabilecek durumda olması, somut olarak harcadığı meblağı ve ispatlayabileceği zararını faturalarla talep etmesi gerektiğini, sigortalı araç pert olmuş ise, aracın hasar anındaki sigorta değerinin ödenmesi gerektiğini, davada müvekkil şirketin sorumluluğuna karar verilmesi ihtimaline binaen; TTK. 1301. maddesi gereği rücu haklarının zayi olmaması için davanın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olan … plakalı araç sürücüsü ile malikine ihbarını talep ettiklerini, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda sigorta şirketinin temerrüdünün, talep edilen tazminat için hasarın teminat kapsamına girip girmediğini incelemeye yeterli belgelerle ihbar tarihinden itibaren başladığını, davacının müvekkil şirketi temerrüde düşürmeden işbu davayı açmış olduğunu, bu nedenle dava tarihinden önceki bir tarihten itibaren faiz talebinin, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda mümkün olmadığını savunmuş ve sonuç olarak, poliçe peşinat priminin kazadan sonra ödenmiş olması nedeniyle, haksız ve mesnetsiz açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile: “taraf delilleri toplanmış, iddia, savunma, toplanan deliller üzerinde uzman bilirkişi kurulu marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bu yönden sunulan 11/06/2013 tarihli bilirkişi kurulu raporu incelenip denetlenmiş ve bilirkişi raporunda belirtilen şekilde davacıya ait kredi kartının 2008-2012 yılları arasında hangi tarihlerde yenilendiğinin, son kullanım tarihleri ve güvenlik kodları ile … …-04 nolu poliçe için 11/12/2009 tarihinde yapıldığı bildirilen 97,00 TL, …-05 nolu poliçe için 01/12/2010 tarihinde 293,00 TL, …-05 nolu poliçe için 10/02/2011 tarihinde 79,00 TL, …-06 nolu poliçe 30/11/2011 tarihinde 358,00 TL tutarındaki ödemelerin hangi kredi kartı ile yapıldığının, son kullanım tarihleri ve güvenlik kodları ile birlikte mahkememize bildirilmesi ve ayrıca söz konusu tahsilatların yapılabilmesi yönünde … Şirketi tarafından bankaya yapılmış herhangi bir müracaatın olup olmadığının mahkememize bildirilmesi hususunda yazı yazılmış, bu yönden … A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından 18/07/2013 tarihinde cevap verildiği saptanmış ve cevabı yazının değerlendirilmesi açısından bilirkişi kurulundan ek rapor alınması cihetine gidilmiş ve bu yönden sunulan 08/10/2013 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu incelenip denetlenmiş ve bilahare kredi kartına ilişkin otomatik ödeme talimatının aslının ve bunun iptaline dair talimatın aslının ibrazı ya da ilgili yerden celbi konusunda beyan ve bilgilerini bildirmesi için davalı vekiline kesin süre verilmiş, davalı vekilinin 13/12/2013 tarihli dilekçesine istinaden bu konuda davalı sigorta şirketine yazı yazılmış, davalı sigorta şirketinin 21/01/2014 tarihli cevabı yazı ile cevap verdiği saptanmış ve davacı vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı itirazlarının cevaplandırılması açısından ve davalı şirketten gönderilen 21/01/2014 tarihli cevabı yazı ve eklerinin değerlendirilmesi açısından bilirkişi kurulundan ek rapor alınması cihetine gidilmiş, bu yönden sunulan 26/03/2014 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu da incelenip denetlenmiştir.
İddia, savunma, toplanan tüm deliller ve bilirkişi rapor ve ek raporları kapsamları birlikte değerlendirilmiştir. Dava kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu olayda ihtilaf, poliçenin peşinatının rizikodan sonra ödenmesi nedeniyle poliçe genel şartları ile TTK.’nun hükümleri gereğince sigortacının sorumluluğunun başlayıp başlamadığı, noktasında toplanmaktadır.
Kasko Sigortası Genel Şartları’nın “Sigorta Priminin Ödenmesi ve Sigortacının Sorumluluğunun Başlamasına” ilişkin C.1. maddesi hükmü gereğince; dava konusu …-6 no.lu kasko sigorta poliçesinin ön yüzünde taksitle ödenmesi kararlaştırılmış olan sigorta primlerinin, peşinat ve taksitlerin kesin ödeme zamanları, miktarı ve vadesinde ödenmemesinin sonuçları, poliçe üzerine yazılmış ve davacı sigortalı/sigorta ettirenin bilgisine sunulmuştur.
Dava konusu olayda; 10.09.2011-10.09.2012 vadeli …-6 no.lu kasko sigorta poliçesinin tetkikinden de açıkça görüleceği üzere, poliçe priminin taksitle ödenmesi ve poliçe peşinatının / 1. taksitinin ödeme tarihi 10.09.2011 olarak kararlaştırılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından 10.09.2011-10.09.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 10.09.2011 tarihinde düzenlenmiş olan …-6 no.lu Kasko Sigorta Poliçesinde; poliçenin priminin taksitle ödenmesi kararlaştırılmış ve poliçe üzerinde de poliçenin peşinatı/ilk taksiti olan 166,00 TL’nın 10.09.2011 tarihinde ödenmesi kararlaştırılmış olmasına rağmen, diğer 2. ve 3. taksitler ile birlikte (166.00 + 96.00 + 96.00 ) olmak üzere toplam 358,00 TL olarak, 10.09.2011 poliçe tanzim ve ödeme tarihinden takriben 2,5 ay ve dava konusu 29.11.2011 tarihli kazadan sonra 30.11.2011 tarihinde ödenmiştir.
166,00 TL olan poliçe peşinatının/ilk taksitin 30.11.2011 tarihinde ödenmiş olduğu, davacı vekilinin 21.05.2013 havale tarihli dilekçesi ekinde dava dosyasına ibraz ettiği davacıya ait 04.12.2011 hesap kesim tarihli … A.S. Kredi Kartı Hesap Özeti ile de sabittir. Ayrıca; 03.09.2012 havale tarihli cevap dilekçesi ve 21.01.2014 tarihli cevabi yazı ekindeki bilgisayar kayıtları da birbirini doğrular mahiyettedir.
Yargıtay Kararları ile poliçe genel şartları ve ilgili Yasa maddeleri doğrultusunda, hayatın olağan akışı içerisinde herkes gibi banka tarafından her ay muntazaman posta veya E-mail yolu ile kendisine gönderilen aylık kredi kartı hesap özetlerinde, sigorta prim peşinatının-taksitlerinin kredi kartı hesabından ödenip ödenmediğini kontrol etmek ve ödenmedi ise ödemek gibi bir yükümlülüğü bulunan davacı sigortalının, bu basit işlevi ve sorumluluğu yerine getirmemiş ve poliçe peşinatını dava konusu kazadan sonra ödemiş olması nedeniyle, sigorta teminatının ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun başlamamış olduğu, davacının sigorta himayesinden yararlanmasının ve tazminat talebinde bulunmasının mümkün bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış ve sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde davanın reddine ilişkin karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/16925 Esas, 2016/10459 Karar sayılı ilamı ile “…10.09.2011 tarihinde poliçe peşinatının söz konusu kredi kartından çekilmesine engel bir durumun olup olmadığı ilgili bankadan araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile ve yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir. gerekçesi ile bozulmuş olmakla, bozma ilamına uyularak mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde; “Sigorta hukukunda kural olarak sigorta sözleşmesinin meydana gelmiş olması sigortacının sorumluluğunun başlamış olmasını gerektirmez. Sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için TTK.nun 1282 ve 1295/3. maddeleri hükümleri gereğince primin veya ilk taksitinin ödenmiş olması zorunludur. Ancak poliçede kararlaştırılan peşinat ödemesinin vadesi geldiğinde sigorta şirketinin engelle karşılaşmaksızın kredi kartı ile çekim yapabiliyor olmasına rağmen prim peşinatını tahsil etmemiş olması durumunda sigortacı sorumludur. Bu kapsamda Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma neticesinde davacının kredi kartında 10/09/2011 tarihi itibariyle herhangi bir limit aşımı ve bloke olmadığı, limitin 8.283,88 TL olduğu, yine aynı tarihte … Şirketi adına banka sistemine yansımış ancak onay alamamış bir işlem denemesi bulunmadığı ve kartta kullanım sınırlaması olmadığı belirlenmiş ve kredi kartından çekim yapılmamasının davacıdan kaynaklanmadığı tespit edilmiş olduğundan ve bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda aracın ağır hasarlı olduğundan onarımının ekonomik olmayacağı, aracın 2.el rayiç değerinin 29.500,00 TL, sovtaj bedelinin 12.000,00 TL olduğu, araç halen davalı sigorta şirketinde bulunduğundan aracın sovtaj bedelinin tenzilinin mümkün olmadığı, bu nedenle 2.el rayiç değeri olan 29.500,00 TL’nin davacıya ödenmesi gerektiği yönündeki tespitte dikkate alınarak davanın kabulüne…” dair mahkememizce karar verilmiş, kararın temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/12/2019 tarih, 2018/387 esas, 2019/11765 karar sayılı ilamı ile; “İncelenmesine gerek duyulan; davaya konu aracın trafik kaydında ve araç üzerinde konulmuş olan haciz kayıtlarının bulunup bulunmadığının tespiti ile araç hurdaya ayrılmış ise hurda çekme bilgisinin ilgili yerden sorularak düzenlenecek evrakın gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine…” şeklinde karar verildiği, geri çevirme kapsamında mahkememizce … trafik tescil ve denetleme büro amirliğine müzekkere yazıldığı, verilen müzekkere yanıtı ekinde araç özet bilgilerinin gönderildiği, incelenmesinde; araç hakkında hurda bilgisinin bulunmadığı araç üzerinde başka mahkemenin ihtiyati tedbir kararının bulunduğu ve birden çok icra dairesi ve … Vergi dairesi tarafından araç üzerine haciz konulmuş olduğu anlaşılmış, geri çevirme karar ilamı gereği yerine getirilmekle dosya temyiz incelemesi için yeniden Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 06/10/2020 tarih, 2020/1844 esas, 2020/5149 karar sayılı ilamı ile: “Davalı Sigorta Şirketi vekili aracın trafik kaydında hacizler bulunması sebebiyle tasarrufta bulunamayacaklarını ve aracın hurda tescil belgesi de ibraz edilmediğinden sovtajın hükmedilen tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davacının haksız zenginleşmiş olduğunu belirtmiş ve hükmü temyiz etmiştir.
Dairemizin 10.12.2019 tarih ve 2018/387E-2019/11765K sayılı ilamı ile araç kaydı üzerinde takyidat bulunup bulunmadığı, hurda çekme belgesinin olup olmadığının araştırılması için dosya mahkemesine geri çevrilmiş, Mahkemece yapılan araştırma sonucunda aracın trafik kaydı üzerinde hacizler bulunduğu, hurda belgesinin olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar karşısında Kasko Sigortası Genel Şartlarına göre hasarlı aracın trafikten çekme (veya hurda) belgesi de istenerek, davacı tarafından aracın trafik kaydı üzerindeki takyidatlardan ari (temiz) olarak davalı sigortacıya teslimi kaydı ile belirlenen tazminatın davacıya ödenmesine şeklinde karar verilmesi, aksi takdirde bilirkişi tarafından belirlenen bedelden sovtaj bedeli mahsup edilerek tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde mahkememiz kararının bozulmasına dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay geri çevirme kararı üzerine mahkememizce yapılan araştırma neticesinde; geri çevirme kararı kapsamında … trafik tescil ve denetleme büro amirliğine müzekkere yazıldığı, verilen müzekkere yanıtı ekinde araç özet bilgilerinin gönderildiği, incelenmesinde; araç hakkında hurda bilgisinin bulunmadığı araç üzerinde başka mahkemenin ihtiyati tedbir kararının bulunduğu ve birden çok icra dairesi ve … Vergi dairesi tarafından araç üzerine haciz konulmuş olduğu dolayısı ile araç hurda belgesinin bulunmadığı gözetilerek Yargıtay bozma ilamı öncesi hükme esas alınan ve bozma kapsamı dışında kalan bilirkişi raporu ile tespit edilen aracın 2. El piyasa rayiç değeri olan 29.500,00 TL’den yine rapor ile tespit edilen sovtaj bedeli olan 12.000,00 TL’nin tenzili ile bakiye tazminat tutarı olarak 17.500,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 17.500,00 TL’nin 30/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.195,42-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 430,65-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 764,77-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 24,45-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 1.643,60-TL olmak üzere toplam 1.668,05-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.006,58-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 430,65-TL’nin toplamı olan 1.437,23-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 70,00-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 27,76-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arta kalan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay’a temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip …

Hakim …