Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/157 E. 2023/237 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/157 Esas
KARAR NO:2023/237

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/03/2021
KARAR TARİHİ:23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasındaki süregelen ticari ilişkiye istinaden içra takibine konu, cari hesapta dökümü yapılı faturalara istinaden, fatura ve sevk irsaliyeleri içerikleriyle belirtilen ticari malların teslim edilmiş olduğunu, takibe konu 49,154,58 TL asıl alacak ve feri alacakların ödemesinin icra takip tarihi itibariyte yapılmamış olduğunu, Borç miktarının çeşitli defalar davalıdan talep edilmiş olduğunu, ancak yapılan görüşmelerden netice alınamayınca …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile Genel Haciz Yoluyla İlamsız İcra Takibi başlatılmış olduğunu, Davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, Taraflar arasında akdedilen, takip dayanağı cari hesap ve cari hesapta dökümü yapılıp faturalara kaynaklık teşkil eden 27/03/2018 tarihli Cari Hesap Satış Sözleşmesinde uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağının açık olarak düzenlenmiş olduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun yetki kuralları bakımından HMK hükümlerine yaptığı atıf nedeniyle mahkemenin yetkisine ilişkin yapılan işbu yetki sözleşmesi icra dairelerinin yetkisi için de geçerli olacağını, takip, taraflar arasında akdedilen yetki sözleşmesi gereğince yetkili icra dairesi olan İstanbul İcra Dairelerinde açıldığını, dolayısıyla borçlunun yetkiye itirazınım haksız ve yersiz olduğunu, Takibe konu borç, bir para borcu olduğundan ve para borçları bakımından HMK m.10 delaletiyle TBK’nin 89. Maddesi uygulanacağından alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri, “Kemorburgaz, … Mahallesi Yasemin Sokak No:16 …/İSTANBUL” olduğundan, ve İstanbul … ilçesinin yargı çevresi bakımından İstanbul Adliyesine bağlı olduğundan her halükarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağını, Takip dayanağına kaynaklık teşkil cden 27/03/2018 tarihli Cari Hesap Satış Sözleşmesinin taraflarını Davacı şirket ile …’ın oluşturduğunu, Davacı şirketçe, davalı borçlu arasında yapılan 27/03/2018 tarihli Cari Hesap Satış Sözleşmesinin ekinde Davalı borçluya ait imza beyannamesi, vergi levhası, kimlik kartı fotokopisi gibi evrakların da temin edilmiş olduğunu, sözleşmede yer aları imzanın … a ait olduğunun imza beyannamesi ile teyit edilebilir olduğunu, sözleşmesinin ifası kapsamında Davalıya mal teslimi yapıldığını, ancak Davalının sözleşmeye aykırı davranarak Davacı şirketi zarara uğrattığını, Davacı şirket alacaklarını sürüncemede bıraktığını, dolayısıyla …’ın şekleri ( biçimsel açıdan ) dava ve taraf ehliyetine sahip olmasının yanında, maddi açıdan da dava ve taraf ehliyetine sahip olduğunu, bu sebeple husumet itirazının haksız ve yersiz olduğunu, Davalı … Şayan’ın adı geçen alacak kalemlerinin satışındaki imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin beyanının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu durumun imzaya itiraz olarak değerlendirilemeyeceğini, imzaya itirazın, alacaklının adi bir senede dayanarak takip yapması durumunda, borçlunun bu senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı razı olduğunu, takip konusu bir senet olmadığından, cari hesap ve cari yapılı faturalar olduğundan, borçlunun beyanının, bir imzaya itiraz sayılamayacağını, Ayrıca İmzaya itirazın ayrıca ve açıkça belirtilmesi gerekmekte olduğunu, Davalı borçlunun neye, hangi belgeye itiraz ettiğini açıkça belirtmemiş olduğunu, dolayısıyla bu itirazın imzaya itiraz sayılmasının mümkün olmadığını, Kaldı ki, söz konusu belgelerdeki , 27/03/2018 tarihli sözleşme ekinde alınmış olan imza beyannamesi ile örtüşt j, ve hatta Davalının borca itiraz dilekçesindeki imzaları ile karşılaştırıldığında da tereddüte mahal bırakmayacak şekilde aynı olduğunun da görüleceğini, Şayet Mahkemece imza incelemesi yapılacak ise Davalı borçlunun … 4. Noterliği 25/08/2016 tarihli … yevmiye numaralı imza beyannamesi, icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesindeki imzası, cari hesap satış sözleşmesindeki imzası, ilc nüfus müdürlüğünden getirilecek imza örneklerinin csas alınarak imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca imza incelemesine esas olmak üzere diğer kurumlardan istenecek imza örneklerinin celbi için diğer kurumlarında Davalı tarafından bildirileceğini, Dosyaya sunulmuş, irsaliye teslimine ilişkin alıcı ödemeli ve bizzat …’a teslim edilen kargo kayıtları ve diğer ticari kayıtlardan ( fatura, sevk irsaliyesi v.s.) da açıkça görüleceği üzere borcun varlığının kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde açık olduğunu, Davacı borçlunun borcun ferilerine ilişkin iddiasının hiçbir. hukuki dayanağı bulunmadığını dolayısıyla ferilere ilişkin itirazın iptalinin gerektiğini, ne var ki yargılama süresinin uzamaması için, borçlunun takipten öncesi için işletilmiş faiz talebine itirazının kabul ettiklerini, Davalı-borçlu hakkında, dava şartı arabuluculuk kapsamında 2020/12457 başvuru numarası ile müracatta bulunulduğunu, Arb. Av. … (8776) tarafından 30-09-2020 tarihli … dosya nolu ANLAŞAMAMA son tutanağının tutulmuş olduğunu, Davalı borçtunun takibe yaptığı haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunu, dolayısıyla davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere, asıl alacak üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, Bakiye alacaklar için icra dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamını sağlayabilmek için dava açmak zorunda kaldıklarını, Takip öncesi işletilmiş faiz taleplerinden vazgeçtiklerini, 49.154,58TL lik alacağa ilişkin İtirazın İptali ile takibin devamına karar verilmesini, %20 den aşağı olmamak üzere, asil alacak üzerinden hesaplanacak tazminatın Davalı- borçludan tahsili ile Davacı-alacaklıya ödenmesine karar verilmesini, Avukatlık asgari ücret tarifesinde yer alan Arabuluculuk Vekalet ücretinin Davalı- borçluya yükletilmesine karar verilmesini, Yargılama gideri ve avukatlık ücretinin Davalı-borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRMELER;
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dava konusu …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 49.522,23 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosya mahkemece reesen belirlenen mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda “Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2018, 2019 yılı yasal defterler incelendiğinde davacı tarafın e-defter mükellefi olduğu, yevmiye ve defter-i kebir defteri beratlarının kanuni sürelerinde Maliye İdaresine beyan edildiği, envanter defterlerinin noter tasdiklerinin ise kanuni sürclerinde yaptırılmış olduğu, davacının yasal defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu ve sahibi lehine delil olma vasfının bulunduğunun tespit edildiği, Takibe konu faturaların davacının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen yasal defterler incelendiğinde davacının davalıdan cari hesap yönünden 49.154,58.- TL tutarında alacaklı olarak göründüğü, bu alacak tutarının içerisinde 7.930,92.- TL tutarında vade farkı alacağının da yer aldığı, Dava konusu alacak dayanağı faturalar muhteviyatı malların davacı tarafça davalı kargo yoluyla gönderildiğine ilişkin dava dilekçesi ekinde dosyaya ve bilirkişi incelemesine ayrıca kargo teslim belgelerinin sunulduğunu, söz konusu kargo teslim belgeleri incelendiğinde kargo teslim evrakları ile davacı tarafça davalı adına kesilen fatura tarihlerinin uyumlu olduğu görülmekte olup takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere dava komusu alacak dayanağı faturalar muhteviyatı malların davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, Davacı tarafça delil listesinde sunulan “Cari Hesap Satış Sözleşmesi” başlıklı belgenin “Ödemeler ve Talimat” başlıklı kısmında; “ödemelerin fatura tarihinden itiburen en geç 30 gün içinde yapılacağı vadesinde ödenmeyen cari hesap alacağı için ise aylık %3 * KDV vade farkı ödeneceği” hüküm altına alındığı, bu çerçevede davacı tarafın 2.930,92. TL tutarında vade farkı hesaplayarak cari hesaba işlediği, yapılan hesaplamada ise vade farkı tutarının 8.001,82.- TL olarak hesaplandığı, Davalı taraf vergi dairesi tarafından dosyaya gönderilen yazıda davalırım ikinci sınıf tacir olduğu BA/BS bildirim yükümlülüğünün bulunmadığı belirtilmiş olup yazı ekinde davalıya ait BA formu bulunmadığından bu yönde bir inceleme yapılamadığı, Davacı tarafça davalıya vade farkı tahakkuk ettirilmiş olup takip talebinde ayrıca faiz talep edilmiş bu hususta taraflar arasında akdedilen sözleşmede herhangi bir bilgi bulunmamakta olup davalının faiz talebi yönünden ayrıca ihtarname vb. Gönderildiği hususunda bir teşpitin yapılamadığı, Netice itibariyle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle cari hesap alacağı olarak asıl alacak yönünden 49.154,58 TL tutarında alacaklı olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, alacağın davalıya fatura edildiği ancak davalı tarafından davacı şirkete ödemede bulunulmadığı,bunun üzerine …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının duruşmalara katılmayıp cevap dilekçesi de sunmadığı, yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin devamı ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
Yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11 maddesi uyarınca, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bilge yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez, aynı yasanın arabuluculuk ücreti 18/a-12 fıkrası uyarınca anlaşmaya varılamaması halinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bükçesinden karşılanır. Somut olayda davalı haksız bulunduğundan yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuştur.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davalı mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görülmekle alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyasındaki davalı itirazının iptali ile takibin aynen devamına,
2- Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının yasal şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 3.357,75 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 591,70 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.766,05 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 659,50 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 114,50 TL olmak üzere toplam 774,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza