Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/137 E. 2021/220 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/137 Esas
KARAR NO:2021/220

DAVA:Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ:25/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketi’ nin … A.Ş.’nin malzeme taşıma, endüstriye ve tarım ekipmanları için yedek parça ve aksesuar üretimi alanında faaliyet gösteren, … dan fazla ülkede operasyonlarına devam eden merkezi … merkezli … … bir parçası olduğunu, …içerisinde gerçekleştirilen yeniden yapılandırma projesi kapsamında, müvekkili şirkete ait payların …içerisinde el değiştirmesinin söz konusu olduğunu ve yurt dışında gerçekleştirilen söz konusu pay devrinin Şirket pay defterine işlenmesi gereğinin hasıl olduğunu, şirketin gerekli tüm özeni gösterdiği halde pal defterinin …içerisinde yapılan taşınma ve departmanların yer değişikliği işlemleri sırasında zayi olduğunun tespit edildiğini, zayinin öğrenildiği tarihten itibaren on beş gün içinde huzurdaki davayı açma zaruretlerinin hasıl olduğunu belirterek müvekkilinin mağduriyetinin önlenebilmesi için belgelerin kaybolduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
TTK’nın 82/7. maddesi gereğince”Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”
TTK’nın 82/3. maddesinde ise” Bilanço ve finansal tablolar hariç, sayılan bu belgelerin, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak şartı ile görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanmasına da öngörülen koşullarla izin verilmiştir”denilmektedir.
Aynı Kanun’un 64/2. maddesinde ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, böylece, söz konusu belgeleri, yazılı olarak saklama yanında, teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir.
TTK 82/7 maddesinde “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
TTK 82. maddesi uyarınca zayi belgesi düzenlenebilmesi için davacının defter tutmakla veya saklamak ile yükümlü olması, zayi olan belgelerin kullanılmış defter ve belgeler olması, defter ve belgelerin yangın su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sonucu zayi olması, usulüne uygun tutulmuş olması, başvurunun 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılmış olması gerekir. Dosya kapsamına sunulan kayıtlar incelendiğinde; zayi olduğu iddia edilen ticari defterin TTK nın 82/7 maddesinde belirtildiği şekilde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlıktan ziyaa uğramadığı, davacının açık olarak taşınma sırasında pay defterinin kaybolduğunu beyan ettiği, ancak taşınma zamanı ve defterlerin ne zaman kaybolduğunun net olmadığı, dolayısıyla davanın süresinde olup olmadığının tespit edilmediği, süresinde olduğu düşünülse dahi tacirin defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması ve ziyaa uğramanın onun iradesi dışında meydana gelmiş olması gerekeceği, dava konusu olayda ise ilgili kanun maddesinde sayılan hallerin bulunmadığı (Emsal nitelikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/9887 Esas 2018/2476 Karar sayılı, 2016/4342 Esas 2017/5868 Karar sayılı, 2011/533 Esas 2012/7049 Karar sayılı ilamları), talep edenin defterlerin ne şekilde zayi olduğunu dahi kesin olarak bildiremediği, bu haliyle basiretli bir tacir gibi davrandığının kabul edilemeyeceği kanaatine varıldığından ve dava hasımsız olup, 6100 sayılı HMK 320 maddesinde yer alan basit yargılama usulüne tabi olduğundan, HMK 320/1 maddesinde ‘Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.’ hükmü gereğince yapılan inceleme neticesinde, beyanlar ve talep açık olup celbi gereken bir belge ve davacının bizzat dinlenmesini gerektirir bir husus bulunmadığından, usul ekonomisi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı yanın yokluğunda, verilen kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …

Hakim …