Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/135 E. 2023/278 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/135 Esas
KARAR NO :2023/278

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:24/02/2021
KARAR TARİHİ:03/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 26.03.2018 tarihinde akdedilen Çerçeve Protokol hükümlerine göre kurulmuş ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketin, mezkur Çerçeve Protokol nedeniyle müvekkili şirkete doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 6750 sayılı yasa mucibince düzenlenen … 26. Noterliği’nin 28.03.2018 tarih, … yevmiye sayılı Taşınır Rehin Sözleşmesi ile taşınır mallarını rehin ettiği ve bu rehin işleminin Türkiye Noterler Birliği’nde 28.03.2018 tarihinde saat 09.57’ de … tescil numarası ile tescil edildiğini, davalı şirket hakkında bir çok icra takibi yapıldığı, borçlarını ödemekte güçlük çektiği duyumları alınması ve müvekkili şirkete yapması gereken ödemeleri de yapmadığının anlaşılması üzerine … 6. Noterliği’nin 10.04.2019 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile borçların ödenmesi, çerçeve protokolden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi ihtar edildiğini, bu ihtara herhangi bir geri dönüş yapılmaması ve ödemelerin de yapılmaması üzerine … 6. Noterliği’nin 06.05.2019 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki Çerçeve Sözleşme’nin 11.2 maddesine uygun olarak sözleşme fesih edilmiş ve sair alacak hakları saklı tutularak alacağın tahsili yoluna gidileceği ihtar edildiğini, borçlu şirket hakkında müvekkili şirketin ticari kayıtlarında alacağının tahsili maksadıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından rehnin paraya çevrilmesi yolu ile 11.01.2021 tarihinde icra takibine başlandığını, müvekkili şirketin ticari defterlerinden görülmektedir ki müvekkili şirketin, davalı şirketten 779.452,93 EURO alacaklı; aynı zamanda davalı şirket de müvekkili şirketten 286.765,48 USD alacaklı olduğunu, borçlu şirket vekili tarafından sırf takibin durdurulabilmesi için verildiği anlaşılan ve adeta tüm alacaklıları için matbu düzenlenmiş gibi görünen 22.01.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz edildiği ve takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit olması ve davalı şirketin kötü niyetli itirazı nedeniyle icra inkar tazminatının davalı şirketten alınarak davacı müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtildiği şekilde borcu bulunmadığını, işleyecek ve işlemiş faize ve faiz oranına da itirazda bulunulduğunu, davacı tarafın talep ettiği faizin fahiş olduğunu, davacı tarafın iddiasının aksine %20’ı oranında icra inkar tazminatı şartları oluşmadığını, ispat yükünün davacı tarafta olup takip dayanağından dolayı alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, alacaklı görünen tarafın rehin hakkına itiraz edildiğini, takip dayanağı olarak belirtilen sözleşmelerde yer alan imzaların müvekkil şirket yetkililerine ve kefillere ait olmadığından imzaya itiraz edildiğini belirterek şartları oluşmayan, haksız ve hukuka aykırı davanın ve tüm taleplerinin reddine, davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının taraflar arasındaki hammade temini, işlenmesi ve satılması konularını içeren çerçeve protokol gereği davacının davalı taraftan alacakları olup olmadığı, takip dayanağı olan sözleşmelerdeki imzaların davalı şirket yetkililerine ait olup olmadığı, davacı tarafın rehin hakkının bulunup bulunmadığı, rehnin paraya çevrilmesine ilişkin …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşıldı.
Mahkememizin 21/06/2021 tarihli celse ara kararı uyarınca usul ekonomisi gözetilerek, … ATM’ye talimat yazılarak, davalı şirketin ticari defterlerinin ihtaratlı olarak istenilip, resen seçilecek mali bir bilirkişi aracılığı ile incelenerek, tarafların iddia ve itirazları kapsamında alacak – borç durumunun belirlenmesine dair rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Talimat mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda özetle;
Davalı şirketin incelenen ticari defterlerin e-defter kapsamında tutulduğu ve açılış kapanış tasdiklerinin, yasal süresinde yaptırıldığı ve kayıtların ilgili mevzuata uygun olarak yapıldığı,
Taraflar arasında Türk Ticaret Kanunu kapsamında ticari ilişkinin mevcut olduğu,
Davalı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarına göre, Takip tarihi itibariyle davacı şirkete 1.627.041,77 TL ve 649.061,86 USD borçlu, dava tarihi itibariyle ise 1.627.041,77 TL ve 624.061,86 USD borçlu olduğu,
Buna göre davalı şirketin defter kayıtlarının, davacı şirketin takip tarihinde TL cinsinden olan 1.627.041,74 TL alacak iddiasını doğruladığı, ancak takip tarihinde hatalı gösterilen ve dava dilekçesinde düzeltilen USD cinsinden 662.296,40 USD alacak iddiasını doğrulamadığı ve talep ettiği alacak miktarından 38.234,54 USD daha az olduğu, yönünde değerlendirmeler yapılmıştır.
Mahkememizin 28/02/2022 tarihli celse ara kararı uyarınca Taraflar arasındaki hammade temini, işlenmesi ve satılması konularını içeren çerçeve protokol gereği davacının davalı taraftan alacakları olup olmadığı, davacı tarafın rehin hakkının bulunup bulunmadığı, rehnin paraya çevrilmesine ilişkin …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığının belirlenmesi için, mahkememizce talimat ile davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonrasında düzenlenen talimat raporu, bu rapora karşı beyan ve itirazlar ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek rapor düzenlenmesi için davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle;
Takip ve dava tarihi itibariyle 1.627.041,74 TL ve takip tarihi ile 662.296,40 USD, dava tarihi itibari ile 637.296,40 USD alacağın varlığının kabul edilebileceği,
Rehne başvuru şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda açıklama ve değerlendirme kısmında belirtilen hususların Sayın Mahkemenin takdirinde olacağı,
Faiz konusunda itirazın iptali davasında harç yatırılmadığından bir değerlendirme yapılmasının Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu, raporumuzda hesaplama yapıldığı ve faiz yönünden itirazın iptalinin istenebileceği kabul edilirse, takip talebi ile isten üzere 30.12.2020 tarihinden itibaren hesaplanırsa, 8.692,41 TL ve 847,38 USD faiz alacağının bulunduğu,
847,38 USD tutarın 11.01.2021 icra takip tarihindeki USD Efektif satış kuruna göre 847,38 USD X 7,4677 =6.327,98 TL, 847,38 USD tutarın 24.02.2021 icra takip tarihindeki USD Efektif satış kuruna göre 847,38 USD X 7,1592=6.066,56 TL olabileceği, yönünde görüş ve değerlendirmelerini bildirmişlerdir.
Sözleşmelerdeki imzaya itiraz uyarınca, ön inceleme duruşmasında davalı vekiline çerçeve sözleşme tarihi olan 26/03/2018 ve rehin sözleşmesi tarihi olan 28/03/2018 tarihi itibari ile şirket yetkililerinin kim olduğunu ve adreslerini bildirmesi ve bu kişilerin 28/03/2018 tarihi öncesine ait ıslak imzalarının bulunduğu yerleri bildirmesi için iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde imza inkarından vazgeçilmiş sayılacağının ihtarına, ara karar gereği şirket yetkililerinin isim ve adresleri bildirildiğinde imza incelemesine esas olmak üzere yeteri kadar imza örneklerinin alınması için adreslerine göre tebligat veya talimat yazılma işlemlerinin yapılmasına karar verilmiş,
Davalı şirket yetkilileri …, … ve … ve …’ın imza örneklerinin alınması için gerekli ve ihtaratlı ara kararlar kurulmuş, tebligatlar çıkarılmış ve talimat yazılmıştır. Davalı şirketin toplam 4 yetkilisinden …, … ve …’nın mahkememizce kendilerine yapılan ihtara rağmen imza örneklerini vermek üzere gelmedikleri de gözetilerek imza örnekleri alınan diğer yetkili … yönünden imza incelemesi yapılmasının dosyaya bir katkısının olmayacağı kanaati ile imza incelemesi işlemlerinin yapılmasına yer olmadığına karar verilerek, ihtarat uyarınca imza inkarından vazgeçilmiş sayıldığı kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; imza inkarı doğrultusunda mahkememizce yapılan tebligatlara uymayan davalı şirket yetkililerinin tutumuna göre ve yapılan ihtarat uyarınca taraflar arasındaki mahkememizce geçerli kabul edilen sözleşmeler kapsamında hammade temini, işlenmesi ve satılması konularını içeren çerçeve protokol gereği ticari ilişki olduğu, taraflar arasındaki 26.03.2018 tarihli Çerçeve Protokol’ün Madde 19 Başlıklı Delil Sözleşmesi’nin “Anlaşmazlıkların
çözümünde ticari defter ve kayıtlar HMK 193. maddesi uyarınca tek ve kesin delil olarak kabul
edilmiştir. Ancak bu hak …’ın ispat hakkının kullanımını imkansız hale getiremez ve/veya
fevkalede güçleştiremez.” düzenlemesinin yer aldığı, bu alacağa yönelik olarak taraflar arasında 26.03.2018 tarihli protokol hükümlerinin açıklamalarda
belirtilen şekilde uygulanmadığı ve bu sebeple alacağın talep edilmesine yönelik dikkate alınmaması
gerektiği, dolayısıyla söz konusu alacağın derhal talep edilebileceği ve teminat olarak rehne
başvurulabileceği kanaatine varılmıştır.
Davacının davalı taraftan alacakları olup olmadığı konusunda yaptırılan bilirkişi incelemelerinde her iki taraf defterlerinde de, davacı tarafın alacaklı olduğunun belirlenmiş olduğu, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme ile belirlenen takip tarihi itibariyle 1.627.041,74 TL ve 637.296,40 USD alacağın varlığının kabul edilmesi gerektiği, zira 11.01.2021 icra takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkete 649.061,86 USD borçlu olduğu, ancak
ancak 05.02.2021 tarihinde icra takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce davalı şirketten davacı
şirkete 25.000,00 USD ödeme yapılması nedeni ile dava tarihi itibari ile davalı şirketin davacı şirkete
624.081,86 USD borçlu olduğu,
25.000,00 USD ödemenin davacı kayıtlarında 08.02.2021, davalı kayıtlarında ise 05.02.2021 olmasının
sonucu değiştirmediği,
İcra ve dava tarihindeki taraflar arasındaki bakiye farkının 13.234,54 USD olduğu, 13.234,54 USD
farkın ise davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen 19.09.2019 tarih ve …
no.lu ve 13.232,52 USD bedelli faturanın davacı kayıtlarında var iken davalı şirket kayıtlarında sunulan
rapora göre kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, 13.234,54 USD- 13.232,52 USD=2,02 USD farkın ise
her iki kayıtlarındaki tüm dönemlerdeki kusürat farkları toplamı olduğu anlaşılmakla ihmal edilmesi
gerektiği,
662.296,40 USD- 649.061,86 USD=13.234,54 USD
Dava tarihi itibariyle taraflar arasındaki bakiye farkı;
637.296,40 USD- 624.061,86 USD=13.234,54 USD olduğu,
13.234,54 USD tutarlı elektronik ticari faturanın davacı şirket tarafından Gelir İdaresi Sisteminde
19.09.2019 tarih ve 18:30:50 saatinde gönderiminin başarı ile yapıldığı, davalı şirket tarafından bu
faturaya elektronik ortamda veya başka bir şekilde yazılı itiraz ya da iade tespit edilemediği görülmüştür. Bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme ve hesaplamaların dosya içeriğine uygun olduğu, davacı tarafın rehin hakkının bulunduğu anlaşılmış olmakla; bu bağlamda rehnin paraya çevrilmesine ilişkin …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 1.627.041,74 TL asıl alacak ve 637.296,40 USD asıl alacak üzerinden takipteki aynı koşullar ile devamına karar verilmiştir.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davalı mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalının …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 1.627.041,74 TL asıl alacak ve 637.296,40 USD asıl alacak üzerinden takipteki aynı koşullar ile devamına,
2-Belirlenen toplam alacak olan 1.627.041,74 TL +(637.296,40 USD x dava tarihindeki kur 7,0485 TL) 4.491.983,67 TL= 6.119.025,41 TL’nin % 20 si olan 1.223.805,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 417.990,62 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 54.967,26 TL harcın mahsubu ile kalan 363.023,36 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye aktarılmasına,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’NİN DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA
6-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 483,70 TL, bilirkişi ücreti 4.600,00 TL olmak üzere toplam 5.083,70 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 96,08) 4.884,41 TL yargılama gideri ve 54.967,26 TL peşin harç olmak üzere toplam 59.851,67 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 299.190,25 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 37.934,02 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
9-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/04/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza