Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/750 E. 2023/77 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/750 Esas
KARAR NO :2023/77

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/12/2020
KARAR TARİHİ:25/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında imzalanan iki adet taahhütname gereği müvekkili tarafından davalıya 13/03/2014 tarihinde toplam 186.819,66-TL bedelli 6 adet, 04/04/2014 tarihinde ise toplam 186.157,44-TL bedelli 7 adet çekin teslim edildiğini ancak taahhütnamelerde belirtildiği şekilde çek karşılığı teslim edilmesi gereken malların müvekkiline teslim edilmediğini, buna rağmen müvekkili tarafından çeklerin ödendiğini, bunun üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından dava açılarak 247.775,49-TL’lik kısmın müvekkili lehine hüküm altına alındığını belirterek davanın kabulü ile bakiye 125.201,61-TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalıya teslim edilen çeklerin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda özetle; “-..davacı şirket tarafından davalı şirkete 18.03.2014 tarihli taahhütname ile verilen 6 adet çek ile toplam 186.819,66 TL ödendiği, davacı şirket tarafından davalı şirkete 04.04.2014 tarihli taahhütname ile verilen 7 adet çek ile toplam 186.157,44 TL ödendiği, davacı şirket tarafından bu şekilde toplam ödenen çek toplamının 186.819,66 TL + 186.157,44 TL = 372.977,30 TL olduğu, davacı şirket vekili tarafından delil listesinde yer alan T.C. …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının … Karar sayılı 15.03.2016 tarihli ve kesinleşen kararı ile davanın kısmen kabulü ile toplam 247.775,49 TL’nin dava tarihi olan 03,06.2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ‘”…davacı şirketin 2014 yılına ait ticari defterlerinin incelendiği, 2014 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı lehine delil vasfina haiz olduğu, davaya konu 6 adet çek toplamı olan 186.819,66 TL tutarın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davaya konu 7 adet çek toplamı olan 186.157,44 TL tutarın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu şekilde davacı şirket tarafırıdan davalı şirkete toplam 372.977,10 TL çek ödemesinin kayıtlı olduğu, 04.04.2014 tarihli 186.157,44 TL tutarında 7 adet çek karşılığı çeklere konu malların sadece 60.955,83 TL değerinde … markalı ürünlerin davacı şirkete süresinde teslim edilmediği, davalının buna itirazının başka ürünlerin teslimi konusunda mutabık kaldık olsa da bahsedilen mutabakatların dosyada mevcut olmadığı, davacının sunulu dosyaya göre davalıdan 60.955,83 TL alacaklı olduğu…’ tespitinin yapıldığı, bilirkişi Raporu ile davalı tarafından 186.157,44 TL tutarındaki 7 adet çek karşılığıma konu taahhüt edilen mallara karşılık davacıya 60.955,83 TL malın teslim edilmediği, bir başka deyişle teslim edilen malın 186.157,44 TL – 60.955,83 TL = 125.201,61 TL olduğu, anlaşılmakla huzurda talep edilen bakiye alacağın davalı tarafından davacıya teslim edilen mal bedeli olan 125.201,61 TL tutar olduğunun sonucuna varıldığı, 0 halde …. Asliye Ticaret Mahkemesinde ki kesinleşen karar göre davacı tarafından davalıya ödenen toplam 6 adet ve 186.819,66 TL tutarlı çekin davacı lehine kabul gördüğü ve huzurdaki davanın konusu olamayacağı, huzurdaki davaya davalı tarafından cevap dilekçesi verilmediği, davacıya 125.201,61 TL tutarında mal teslimi yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, bu hususta dosyada yeni bir delil olmadığı, ancak huzurdaki davaya konu 125.201,61 TL alacak talebinin …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasının … Karar sayılı 15.03.2016 tarihli ve kesinleşen kararı ile aslında ret olunduğu, davacının ve davalının kararı temyiz etmemesi üzerine kesinleştiği…” yönünde görüş ve kanaat sunmuştur.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında, işbu dosya davacısının davacı, davalısının ise davalı olduğu …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/03/2016 tarih, … Esas, … karar sayılı kararı ile; “Toplanan deliller çerçevesinde; Taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacı tarafından davalıya 18/03/2014 tarihinde toplam 186.819,66 TL tutarında 6 adet çek, 04/04/2014 tarihinde de 186.157,44 TL tutarında 7 adet çek teslim edildiği, davalı tarafın taahhüt ettiği malları süresinde davacıya teslim etmediği gibi çeklerinde tahsil edildiği, bilirkişi raporunda davacının toplam 247.775,49 TL alacaklı olduğunun belirtildiği, davalı vekilinin davalıya ait ticari defter ve kayıtları inceleme gün ve saatinde getirmediği gibi malların teslim edildiğine dair de belge ibraz etmediği, davacının davalı tarafa vermiş olduğu çeklerin karşılığı olan mallar teslim edilmediği ve çek bedelleri de tahsil olunduğundan davacının istirdat talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmakla; davanın kabulüne, toplam 247.775,49 TL’nin dava tarihi olan 03/06/2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesinde, dava değeri olarak 247.775,59 TL gösterilmiş olup, mahkememizce kabul edilen miktar 247.775,49 TL olmakla; reddolunan 0,10 TL alım gücü itibariyle bir değer ifade etmediğinden ve genellikle kuruşlar yuvarlandığından, reddolunan 0,10 TL’sına ilişkin olarak davalı vekiline ücreti vekalet takdir edilmemiştir. ” şeklinde karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 15/06/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bahse konu, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki işbu dosya davacısının dava dilekçesinde; davaya konu 18/03/2014 tarihli mutabakat ile davalıya teslim edilen ancak karşılığında davalı şirket tarafından taahhüt edilen mallar teslim edilmediğinden 6 adet çekin davalıdan istirdatına ve davacıya teslimine, istirdatı talep olunan bu çeklerin her ne sebeple olursa olsun dava safahatı süresince haciz baskısı altında davalı veya 3. Şahıslara ödenmesi halinde bu çeklerin karşılığı olan 186.819,00 TL’nin dava tarihinden başlamak üzere reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yine davaya konu 04/04/2014 tarihli mutabakat ile davalıya teslim edilen çekler karşılığında davalı şirket tarafından mallar teslim edilmediğinden bu malların bedeli olan 60.955,83 TL’nin de dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. Yani 04/04/2014 tarihli mutabakat kapsamında kendisine teslim edilmeyen mal bedeli 60.955,83 TL olarak açıkça belirtilmiş olup, dava tarihinin de 03/06/2014 tarihi olduğu gözetildiğinde 04/04/2014 tarihli mutabakat kapsamında mal teslimi için öngörülen 16/04/2016 tarihinden sonra davanın açıldığı, söz konusu yargılamada ileri sürülmeyen iddianın huzurdaki davada ileri sürüldüğü, dolayısı ile işbu davadaki iddia ve talep ile bahse konu davadaki davacı beyan ve iddialarının açık bir şekilde çeliştiği anlaşılmıştır.
Kaldı ki, somut olayımızda, dava dayanak çekler yönünden davacının imza inkarının bulunmadığı, davacı tarafından çeklerin davalıya mal alımı karşılığında verildiği ve karşılıklarının ödenmiş olmasına rağmen malların teslim edilmediğimden bahisle bedelsiz kaldığı iddiası ile işbu dava açılmıştır.
Bir kambiyo senedi olarak çek de bütün sebepten mücerret alacaklarda olduğu gibi kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, m.200’daki meblağdan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. HMK’nın 190.maddesinde de; ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu vurgulanmıştır.
İspat yükü kendisine düşen taraf, başlangıçta diğer delilleri ile birlikte yemin teklifinde de bulunabilir. Bu halde, öncelikle, diğer delilleri incelenir, bunlar ile iddia ispat edilirse yemin teklifine gerek kalmaz. Buna karşılık, diğer delillerle iddia veya savunmasını ispat edemezse, o zaman kendisine yemin teklifi hakkı kullandırılmalıdır.
Bu kapsamda somut olayımıza baktığımızda; davacı keşideci tarafından davalı olan lehtara karşı bedelsizlik def’inde bulunulması mümkün ise de; davacı tarafından davaya konu çeklerin bedelsiz olduğu ileri sürüldüğünden ispat yükü davacıya düşmekte olup, davacı keşideci tarafından imzalanan çeklerin davacının iddia ettiği sebeplerle davalıya keşide edildiği ve ardından bedelsiz kaldığı yönünde HMK 200 md.si anlamında dosya kapsamında delil bulunmadığı ve davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.138,14-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.958,24-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/01/2023

Katip …

Hakim …