Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/749 E. 2023/554 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/749 Esas
KARAR NO:2023/554

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/12/2020
KARAR TARİHİ:22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı şirket arasında süreklilik arz eden mal alım satım ilişkisi mevcuttur. Farklı tarihlerde müvekkilim tarafından ürün gönderimi yapılarak, davalı şirketten de ürünlerin bedeli farklı tarihlerde gönderilerek cari hesaba kayıt edilmektedir. Davalı/ Borçlu şirket ile müvekkil arasındaki ürün alım satımına ilişkin olarak cari hesap kayıtları incelendiğinde; müvekkil şirket 60.401,61 TL cari hesap alacaklısı görünmektedir. Müvekkil şirket göndermiş olduğu ürünlerin karşılığı ve cari hesap farkının tarafına ödenmesi için makul süre beklemiş bulunsa da davalı tarafından eksik ödemeler yapılmamıştır. Davalı/ Borçlu şirket ile müvekkilim arasındaki alım-satım ilişkisine istinaden, davalı şirketçe edim makul süre içerisinde yerine getirilmemesi sebebiyle, müvekkil tarafından cari hesap alacağına istinaden ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Müvekkil şirket tarafından, cari hesap alacağına istinaden 60.401,61-TL’lik ödemenin yapılabilmesi için …. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Her iki tarafında tacir olması sebebiyle icra takibine ticari faiz işletilmiştir. Fakat davalı/borçlu tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiştir. Müvekkil şirket ile davalı/ borçlu şirketin ticari defter kayıtları incelendiğinde müvekkilimin 60.401,61-TL cari hesap alacaklısı olduğu görülecektir. Ayrıca müvekkilin söz konusu icra takibi ile talep ettiği bedel, likit alacak olup. davalı/borçlu şirketin itirazı haksız olduğundan, İİK m.67/2 hükmü mucibince alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerekmektedir. Davanın lehimize sonuçlanması ihtimalinde alacağın tahsil edilememe tehlikesini bertaraf etmek ve ilerde doğabilecek hak kayıplarının önüne geçebilmek için. HMK “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak. yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır.” hükmü gereği Uyap üzerinden yapılacak sorgulama sonucu davalı şirket üzerinde mevcut bir mala rastlanması halinde teminatsız olarak ihtiyati tedbir şerhi işlenmesini talep etme zorunluluğumuz doğmuştur. Tarafımızca zorunlu arabuluculuk yoluna başvuru yapılmış., davalı şirket ile yapılan görüşmeler sonucun da anlaşmaya varılamamıştır. 10.04.2020 tarihinde “dava şartı arabulucu son tutanağı” taraflarca imza altına alınmıştır. Tüm bu açıklamalar ışığında, davalı/borçlu şirket tarafından mezkur icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak yapılan itirazların iptali için huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olmuştur. Fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile, Müvekkilimizin sonradan mağdur olmaması adına davalı şirket üzerine mevcut taşınır, taşınmaz var ise, kaydı üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir şerhinin işlenmesine, Davamızın kabulü ile davalı/ borçlu şirketin …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, Davalıların itirazları haksız ve kötüniyetli olduğundan alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmıştır. Ancak işbu icra takibi haksız ve hukuka aykırı olduğundan yasal süresi içerisinde tarafımızca borca itiraz edilmiş ve takip durdurulmuştur. Davacı bu kez de itirazımızın iptali ve takibin devamı için huzurdaki haksız davayı ikame etmiştir. Aksi kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının müvekkil şirkete fatura edebileceği bir işin varlığının söz konusu olması halinde mevcut fatura bedeli kadar iş yapılıp yapılmadığının ispatı davacının üzerinedir. İşbu nedenle davacı farazi iddialarla ve kendi cari hesabına dayanmak sureti ile mesnetsiz iddialarını kanıtlayamamış durumdadır. Yüksek yargı kararlarıyla da fatura edilebilecek bir işin varlığının ispatının davacı üzerine olduğu sabittir. Takip dayanağı olarak icra dosyasına sunulan cari hesap dökümünde söz konusu faturaların kimin adma kesildiği, içeriğinin kime ve nasıl teslim edildiği bile belli değildir. Dava konusu faturaların kimin adına kesildiği belli olmadığı halde davalı müvekkil şirket adıma kesildiği iddia edilmiştir. Ancak dava konusu olan fatura muhteviyatı müvekkil şirket tarafından alınmamıştır. Bu nedenle müvekkil şirketin, davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Bu konudaki ispat yükü de davacı taraftadır. Kabul anlamına gelmemekle birlikte varsayalım ki davalı müvekkil şirketin takip konusu faturalara itiraz etmemiş ve ticari defterlere işlenmiş olması aradaki ticari ilişkinin ve fatura konusu mal ve hizmetin teslim edildiği anlamına gelmeyeceğinden yeterli değildir. Bu durum yerleşik Yargıtay kararları ile de sabit olup Yargıtay yerleşmiş içtihatlarında sadece faturaya itiraz edilmemiş ve faturaların ticari defterlerde kayıtlı olmasını yeterli kabul etmemiş; mal veya hizmetin tesliminin yazılı belgelerle ispatlanması gerektiğini belirlemiştir. İlk ispatlanması gereken fatura konusu işlerin teslim edildiğinin ispatlanmasıdır. Yargıtay kararlarında da bu hususa dikkat çekilmiştir. yüksek yargı kararları ile de sabit olduğu üzere fatura konusu mal ve hizmetlerin teslim edildiğini ispatlamak davacının üzerinedir. Ancak davacı ikame ettiği iş bu haksız davada bu iddiasını kanıtlayacak herhangi bir delil sunamamıştır. Davacının müvekkil şirket aleyhine başlattığı icra takibine yönelik borca ve tüm ferilerine ilişkin itirazlarımızı bir kez daha yinelediğimizi bildirir, kötü niyetli ve haksız kazanç sağlamaya yönelik huzurdaki davanın reddini ve davacı şirketin takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmektedir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 60.378,86 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosya mahkemece reesen belirlenen mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda “Dava dosyası, ibraz edilen davacı ticari defterleri, yardımcı kayıt belgelerin incelenmesi neticesinde; Davacının ibraz edilen ticari defterlerine göre icra takibi konusu yaptığı cari hesap dayanağı faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi 19.02.2020 itibariyle davalıdan 63.328,87.-TL alacağı olduğu, davacının talebinin 60.378,86 TL olduğu, bu alacağa takip tarihinden itibaren avans işlemelerinde uygulanan oranlarda faiz hesaplanması gerektiği, Davacının davalıdan; takip tarihi itibari 60.378,86 TL alacağı olduğu iddia ediyorsa cari hesap dayanağı raporumuzun 3.3 maddesinde tablo halinde göstermiş olduğumuz davacının davalıya tanzim ettiği faturalardaki mal veya hizmetleri davalıya teslim ettiğini yasaya uygun deliller ile ispata mecbur olduğu, Davacı tarafın mahkeme masrafları, vekâleti ücreti. icra – inkâr tazminatları ve benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca rapora karşı yapılan itiraz ve beyanlar neticesinde dosya ek rapor hazırlamak üzere bilirkişiye verilmiş ek raporda özetle “Dava dosyasın ibraz edilen davalı tarafa ait BA bildiriminde 2019 yılında davacı taraftan 19 belge ( fatura karşılığı ) 106.894,00.-TL tutarından alım yaptığı ( kdv hariç ) davacının ibraz edilen BS Formuna 2019 yılında davalı tarafa 20 adet belge karşılığı ( fatura karşılığı ) 112.609.-TL tutarından satış yaptığı ( kdv hariç ) tespit edilmektedir. Şu halde davacı taraftan 2019 yılında sadece 20.11.2019 tarih, A- … nolu ve 6.420,43.-TL tutarlı faturanın davalı tarafından tebliğ alınması ispata muhtaç olduğu değerlendirilmiştir. Diğer taratan davacı kök rapordan sonra bir takım bilgi ve belgeler ibraz etmiş olup okunaklı olmadığı gibi irsaliye formun imzalayanların davalı adına mal teslim alındığının davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. Şu halde davacı 219 yılından 20.11.2019 tarih, A-… nolu ve 6.420,43.-TL tutarlı fatura davalıya tebliğ edildiği fatura içeriği malların teslim edildiği ispata muhtaçtır. Davalı 2019 yılından davalından 19 adet fatura alıp söz konusu faturaları BA formu ile vergi dairesine beyan etmiştir. Bilindiği üzere ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Davalı taraf davacı tarafından tanzim edilen faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediği gibi faturalarda yazılı hizmetleri teslim almadığı yönünden herhangi bir itirazı da olmamıştır. Şu halde davalının 20.11.2019 tarih, A-… nolu ve 6.420,43.-TL tutarlı faturanın haricinde faturaları davacıdan aldığı açıktır. Bu durumda davacı alacağı 60.378,86 TL- 6.420,43 -53.958,43.-TL hesaplanmaktadır. Dava dosyası, ibraz edilen davacı ticari defterleri, ile daha sonra ibraz edilen diğer bilgi ve belgeler ve yardımcı kayıt belgelerin incelenmesi neticesinde; Davacının ….İcra Müdürlüğünün … E. dosya numarası ile davalı aleyhine vaptığı cra takibinde davalıdan 53.958,43.-TL alacağı olduğu” şeklinde ek rapor sunulmuştur.
Davalı şirket vekilinin vekillikten çekildiğine dair dilekçe sunduğu sunulan dilekçenin davalı şirkete tebliğ edildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, alacağın davalıya fatura edildiği ancak davalı tarafından davacı şirkete ödemede bulunulmadığı,bunun üzerine …. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının duruşmalara katılmayıp cevap dilekçesi de sunmadığı, yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin devamı ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
Yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11 maddesi uyarınca, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bilge yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez, aynı yasanın arabuluculuk ücreti 18/a-12 fıkrası uyarınca anlaşmaya varılamaması halinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bükçesinden karşılanır. Somut olayda davalı haksız bulunduğundan yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuştur.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davalı mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görülmüş ise de alacağın likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalının takip açmasının alacağın tahsilini gözettiği kötü niyetli hareket etmediğine kanaat getirilmekle kötü niyet tazminatı talebinin reddine davalı tarafın davacı tarafından tanzim edilen faturalara yasal süresinde itiraz etmediği faturalarda yazılı hizmetleri teslim almadığı yönünde herhangi bir itirazı bulunmadığı, davalının 20/11/2019 tarih A-… nolu ve 6.420,43 TL tutarlı fatura haricinde faturaları davacıdan aldığı bu şekilde davacının davalıdan 53.958,43 TL alacağı olduğu mahkememizce kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki davalı itirazının iptali ile takibin 53.958,43 TL ASIL ALACAK ÜZERİNDEN devamına, FAZLAYA İLİŞKİN TALEBİN REDDİNE
2-İcra inkar tazminatı isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine
3-Davalının Kötü niyet tazminatı isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine
4-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 3.685,90 TL harcın önceden davacıdan alınan peşin harç 729,11 TL harçtan mahsubu ile eksik alınmış olan 2.956,79‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta, tebligat ücreti, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 972,75 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 89,36) 869,25 TL yargılama gideri ve 729,11 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.598,36‬ TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinden, davalıdan tahsiline karar verilenden hariç kalan miktarın kısmen kabul- kısmen red dolayısıyla davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
8-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
9-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/06/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza