Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/685 E. 2022/930 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/685 Esas
KARAR NO:2022/930

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/12/2020
KARAR TARİHİ:08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında müvekkili tarafından davalıya yolcu taşımacılığı için araç sağlandığını ve davalı tarafından işletilen mobil uygulama ile yolcuların taksicilik benzeri bir hizmet aldığını, bu hizmet karşılığı davalının büyük gelirler elde ettiğini ve müvekkiline komisyon ödemesi yaptığını; müvekkilinin, davalının emir ve talimatları doğrultusunda aracına yatırımlar yaptığını ve bu işlemlerin bir maddi bir bedelinin olduğunu, buna rağmen davalı tarafından taraflar arasındaki ticari ilişkinin tek taraflı sonlandırıldığını, bu nedenle müvekkilinin yaptığı yatırımlar nedeniyle zarara uğradığını belirterek davanın kabulüne, ilk aşamada 10.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu sözleşmenin ….ile yapıldığını, müvekkili olan … …’in bu sözleşmenin tarafı olmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesinin haksız feshine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinin haksız feshine dayalı zarar oluştuğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, ulaşım hizmeti sağlamaya yetkili kişiler (araç sahipleri) ile bu ulaşım hizmetinden faydalanmak isteyen yolcuların (… uygulaması kullanıcılarının) çevrimiçi (online) bir platformda bir araya getirilmesine hizmet eden … mobil uygulamasından yararlanmak isteyen davacılar ile söz konusu uygulamayı sunan Hollanda’da mukim dava dışı … arasında elektronik ortamda akdedildiği ileri sürülen dosyaya sunulan Türkçeye tercüme edilmiş olup, sözleşme örneğinde, davalı … ve Teknoloji Hizmetleri Limited Şirketi yer almamaktadır. Dolayısıyla sözleşmeye taraf olmayan davalı şirket arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Davalı şirket ile sözleşmenin tarafı olan dava dışı …. farklı tüzel kişilikleri haiz olup, sözleşmede taraf olmayan ve imzası bulunmayan davalı şirketin sözleşmede geçen bağlı kuruluş tanımından hareketle sözleşmenin tarafı olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 50. Maddesine göre medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Kanun’un 51. Maddesine göre ise dava ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. HMK’nın 53. Maddesine göre dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir. HMK’nın 114. Maddesinin (d) bendinde “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları”, (e) bendinde ise “dava takip yetkisine sahip olunması” dava şartı olarak sayılmıştır. Aynı kanunun 115. Maddesinde ise mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği, mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği hükme bağlanmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 30.04.2015 tarih ve 2014/4809 esas ve 2015/2296 karar sayılı kararında “Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği kural olarak sözleşmeler, taraf olanları bağlar. Sözleşme yada sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflarda talepte bulunabilecekler ile kendisinden talepte bulunulabilecekler sözleşmenin tarafları olduğundan açılacak davalarda da davanın tarafları sözleşmenin tarafları olacaktır. Yargıtay içtihatları ve doktrinde bu hal, taraf sıfatı olarak nitelendirilmektedir.
Taraf sıfatı, başka bir anlatımla husumet ehliyeti davaya konu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat (husumet), bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığını belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı davaya konu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise davaya konu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulama ve mahkeme kararlarında davacı sıfatı aktif husumet, davalı sıfatı ise pasif husumet olarak adlandırılmaktadır. Davaya konu hak yada alacak üzerinde kim yada kimler hak sahibi ise davayı bu gerçek veya tüzel kişilerin açması ve kime karşı hukuki korunma isteniyorsa davanın da o gerçek kişi, kişiler, yada tüzel kişiliğe karşı yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına haiz olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığında olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı (husumet) def’i değil, itiraz niteliğinde olduğundan taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi, taraflarca ileri sürülmese dahi, dosyaya intikal eden belge ve delillerden anlaşılması halinde mahkemeler ve temyiz aşamasında Yargıtay’ca da kendiliğinden gözönünde tutulur.
Bu kapsamda somut olayımıza bakıldığında, sözleşmenin hizmet sağlayıcısı dava dışı … tarafından tek taraflı olarak sonlandırılması nedeniyle uğranılan zararların tazmini istenmiş olup, davalı şirketin, sözleşmenin tarafı olmadığı gibi davacı ile dava dışı … arasındaki hizmet sözleşmesine konu, … mobil uygulaması hizmetinin tedarikçisi olmadığı gibi, faaliyet konusunun, aracı ulaşım hizmetleri sağlamak konusunda yazılım ve teknoloji desteği ve pazarlama hizmetleri sağlamak olduğu, dava dışı … şirketinin temsilcisi veya acentesi olduğu yönünde ispata elverişli herhangi bir delil sunulmadığı, dolayısı ile sözleşmenin nispiliği ilkesi de gözetildiğinde davalı şirketin dava yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, davanın HMK.114/1-d ve 115/2.maddeleri uyarınca pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın HMK.114/1-d ve 115/2.maddeleri uyarınca pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,08-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Zorunlu arabuluculuk kapsamında ödenen 1.152,54-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2022

Katip …

Hakim …