Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/64 E. 2021/108 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/989 Esas
KARAR NO:2020/618

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:03/02/2009
KARAR TARİHİ:21/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; davalı … Ltd. Şti. (bundan sonra “…” olarak anılacaktır) “Cep Telefonu Kasko Paketleri” ile cep telefonu kullanıcılarına hizmet verdiğini, bu çerçevede davalı …’in, bu kasko paketleri ile müşterilerin cep telefonu nedeniyle karşılaşacağı bir takım sorunların, belli limitler dâhilinde ücretsiz tamir ve yedek parça hizmeti, hatta gerektiğinde yenisi ile değiştirme sonucunda ortadan kaldırılmasını temin ettiğini, Cep telefonu satıcısı olarak müvekkilinin de, müşterilerine bu imkânı sağlamak amacıyla davalı … ile “Cep Telefonu Kasko Paketleri” nin üçüncü kişilere pazarlanması konusunda anlaştığını, yukarıda ayrıntısı ile gösterilen iş bu çeklerin ise, müvekkili şirket ile davalı … arasında yapılan bu anlaşma nedeni ile düzenlendiğini, ancak davalı …’in sözleşmesel ilişki çerçevesinde üzerine düşen edimleri ifa etmediğini, bu nedenle davalı … lehine müvekkil tarafından düzenlenen dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığını, diğer yandan, dava konusu çeklerin bedelsiz kalmış olmasına rağmen davalı … tarafından diğer davalı “… Şirketleri”ne ciro edildiğini, buna göre, çeklerin bir kısmının davalı … … … A.Ş.’ye (bundan sonra “… …” olarak anılacaktır), bir kısmının da … … … A.Ş.’ye (bundan sonra “… …” olarak anılacaktır) ciro yoluyla devredildiğini, dava konusu çeklerin bedelsiz kalmış olmalarına rağmen, şeklen hak sahibi gözüken davalı … şirketlerine muhatap banka tarafından ödendiğini, davalı …’in, müvekkili ile arasındaki sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucunda, bedelsiz kalan dava konusu çekler nedeniyle müvekkil şirketin borcu bulunmadığını, davalı …’in elindeki çekleri diğer davalılar olan … şirketlerine devrinin geçersiz olduğunu, davalı … şirketlerinin yetkili hamil sıfatına sahip olmadığını, davalı … elindeki; 25.07.2008 keşide tarihli, 120,000-YTL, 25.10.2008 keşide tarihli, 70,000-YTL, 20.12.2008 keşide tarihli, 120,000-YTL bedelli çekleri, davalı … …’e, 25.05.2008 keşide tarihli, 120,000-YTL, 25.08.2008 keşide tarihli, 120,000-YTL, 25.09.2008 keşide tarihli, 60,000-YTL bedelli çekleri de davalı … …’e devrettiğini, ancak davalı … şirketlerinin ilgili mevzuat uyarınca, dava konusu çekler nedeniyle müvekkiline karşı alacaklı olmasının mümkün olmadığını, davalı … şirketlerinin müvekkiline karşı alacaklı olmadıklarının hukuki gerekçeleri aşağıda ortaya konduğunu, … şirketlerinin kambiyo senetlerine dayansa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak, fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamayacaklarını, davalı … … … A.Ş. ile davalı … … … A.Ş.’nin, ilgili yönetmeliğin emredici hükmüne aykırı olarak, dava konusu çekleri ciro yoluyla devralmış olmaları nedeniyle çeklerin devrinin geçersiz olduğunu beyanla; öncelikle davalı …’in sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve bunun sonucunda bedelsiz kalan dava konusu çekleri tedavüle koyarak haksız kazanç sağlaması nedeniyle çek bedellerinin tamamının ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, ayrıca … şirketlerinin yetkili hamil olmamasının sonucu olarak “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” bedelsiz kalan çeklerin müvekkil tarafından davalı … şirketlerine ödenmesi sebebiyle; 25.07.2008 keşide tarihli, 120.000 YTL bedelli, 25.10.2008 Keşide Tarihli, 70.000 YTL bedelli, 20.12.2008 keşide tarihli, 120.000 YTLbedelli olmak üzere toplam 310.000-YTL çek bedelinin, ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalı … … ile davalı …’den müteselsilen, 25.05.2008 keşide tarihli, 120.000-YTL bedelli,25.08.2008 keşide tarihli, 120.000-YTL bedelli, 25.09.2008 keşide tarihli, 60.000-YTL bedelli olmak üzere toplam 300.000-YTL çek bedelinin de, ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalı … … ile davalı …’den müteselsilen geri alınmasına (istirdadına), yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı-karşı davacı … … Tek. Ltd. Şti. vekili cevap-karşı dava dilekçesinde;Davalı müvekkil şirket ile davacı şirket arasında akdedilmiş üç adet sözleşme bulunduğunu, bunlardan ilki 15.02.2008 tarihli olduğunu, davacı ile davalı müvekkili şirket arasında kurulmuş ticari alışverişin ana çerçevesini çizen asıl sözleşme olduğunu, bu sözleşme uyarınca davacı şirketin Bayi olmak için siparişini verdiğini, davalı müvekkili şirketçe kesilen fatura karşılığında da bu siparişi teslim alındığını, Böylelikle davacı şirketin, bu faturanın %18 i oranındaki KDV “yi Kurumlar Vergisinden mahsup ettiğini ve bu ticari alışverişten artı bir kazanç sağladığını, bu hususun davacı şirket defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ve bağlı olduğu Vergi Dairesinden istenecek bilgi vc belgelerle sabit olacağını, taraflar arasında akdedilmiş ikinci sözleşmenin ise 15.02.2008 tarihli Araç Kampanyasına İlişkin Ek Protokol olduğunu, , bu Protokol gereğince davacı şirketin davalı müvekkile 1.314.500.TL tutarında bir sipariş verdiğini ve bunun karşılığında ödeyeceği çeklere ilişkin olduğunu, ancak davacı şirketin taahhütlerine uymaması ve bu sözleşmenin şartlarının hafifletilmesi teklifi üzerine davalı müvekkili şirketin, ekonomik kriz öncesi büyük bir risk alarak davacı şirketin bu teklifini iyiniyetle kabul ettiğini ve yeni bir protokol imzalamayı kabul ettiğini, taraflar arasındaki üçüncü sözleşmenin 09.10.2008 tarihli olduğunu ve ekte sunulduğunu, bu sözleşme uyarınca davacı şirket tarafından ödenmesi kararlaştırılan ve önceki protokol uyarınca verilmiş olan 25.10.2008 tarihli 70.000 YTL bedelli çekin ise davacının o tarihte ekonomik sıkıntıda olması nedeniyle davalı müvekkili şirket tarafından davacı adına ödenmiş olduğunu, karşı davalarının bir kısmını oluşturduğunu, Davacı şirketin iş bu son sözleşme uyarınca önceki siparişlerine ek olarak 15.11.2008 tarihine kadar 120.000.-TL Iik sipariş daha vermeyi ve 300.000.-YTL tutarındaki cari hesap bakiyesini ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak bu siparişi vermemiş olmakla, karşı davalarının konusunu oluşturan davalı müvekkili şirketin sözleşmenin yerine getirilmemesinden dolayı uğramış olduğu zarara neden olduğunu, davacı şirketin yedinde bulunan ve son sözleşmede dökümü yapılan toplam 300.000.-YTL bedelli üç adet çekin ise sözleşmenin 3. maddesi gereğince teminat için verildiğini, anılan sözleşmenin davacı şirketçe yerine getirilmemiş olduğunu, karşı davaları ile talep ettikleri üzere iş bu çeklerin bedelsizliğine ve bu çeklerden dolayı borçlu bulunmadıklarına karar verilmesini talep etme gereği doğduğunu, davacı şirketin davasında haksız oldğunu, zira ticari ilişki gereği akdedilmiş sözleşmeler gereğince davalı müvekkilinin şirket faturalarmı kestiğini, davacıya bu faturalara konu malları teslim ettiğini ve bedeli karşılığında da dava konusu ödemeleri tahsil ettiğini, bu nedenle, davacının istirdat talebinin reddi gerektiğini, yukarıda izah edildiği üzere davacı şirketin ödemesi gerektiği halde ödeyemeyeceğini beyan etmesi üzerine, davalı müvekkili şirketin kredi kullandığı bankada teminatta olduğunu ve çekin Ödenmemesi durumunda davalı müvekkili şirketin kredisinin kat edilebilmesi ihtimali bulunması nedeniyle davalı müvekkili şirket tarafından davacı şirket adına ödenmiş olan 70.000.-TL nin şimdilik 1.000 TL sının, 09.10.2008 tarihli sözleşmenin davacı karşı davalı şirket tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle davalı-karşı davacı müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlara karşılık gelmek üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.-YTL maddi tazminatın (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) davacı-karşı davalıdan tahsiline, davacı-karşı davalı şirkete 09.10.2008 tarihli sözleşme gereğince teminat olarak verilmiş olan ve ekte suretleri sunulan … tarafından verilme … numaralı 15.05.2009 tarih, 100.000 YTL bedelli, … numaralı 15.06.2009 tarih, 100.000 YTL bedelli, … numaralı 15.07.2009 tarih, 100.000 YTL bedelli üç adet çekten dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitine ve anılan çeklerin bankaya ibrazı halinde ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, davacının haksız açılan esas davasının reddi ile dava masraf ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine, karşı davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000.-TL nin davacı karşı davalıdan tahsiline, … tarafından verilme … numaralı 15.05.2009 tarih, 100.000 YTL bedelli, … numaralı 15.06.2009 tarih, 100.000-YTL bedelli, … numaralı 15.07.2009 tarih, 100.000.-YTL bedelli üç adet çekten dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitine ve anılan çeklerin bankaya ibrazı halinde ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, dava masraf ve vekalet ücretinin davacı-karşı davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde;Taraflar arasında mecburi veya ihtiyari dava arkadaşlığının koşulları bulunmadığından davaların ayrılması gerektiğini, davalı … firmasının Müvekkili Şirket ile 2007 yılında … Sözleşmesi imzaladığını, (EK.2-… Sözleşmesi) Bu sözleşme gereğince … firmasından yaklaşık (9) adet çek alındığını ve davacı şirketin çekleri de dahil olmak üzere, alınan çeklerin hepsine yakınının sorunsuz bir şekilde tahsil edildiğini,(EK. 3-Çeklere ilişkin döküm) davacı firmanın çekleri ile ilgili olarak yapılan ilk işlemin; keşide ederek … firmasına verdiği 19.500,00 TL tutarındaki çek olduğunu ve bu çekin süresinde sorunsuzca tahsil edildiğini, bu çekin dava konusu edilmediğini, devamında 05.03.2008 tarihinde, davaya konu 25.05.2008 keşide tarihli 120.000,00 TL bedelli çekin, … numaralı faturalara istinaden satın alındığını, (EK.4 – 05.03.2008 tarihli çek teslim yazısı, 05.03.2008 tarihli alacak bildirim formu ve … numaralı faturalar) müvekkili Şirketin ve Türkiye’de faaliyet gösteren … şirketlerinin tamamına yakınının, müşterisi olan şirketin/şahsın yeni bir borçludan olan alacağını satın almadan önce, ilk işlem olduğu için borçlu firma ile irtibata geçtiğini, alacağın güvenilirliği konusunda emin olmak için borçlu şirket bilgilendirdiğini, davaya konu çek için, Müvekkil Şirketin davacı şirket ile irtibata geçip alacağın taraflarınca satın alınacağını bildirdiğini, söz konusu faturaların içeriği ve geçerliliği konusunda teyit alındıktan sonra, davaya konu çekin satın alındığını, tüm bu işlemlerin akabinde söz konusu davaya konu çekin de süresinde, sorunsuzca tahsil edildiğini, bedeli yüksek olan davaya konu ilk çekin tahsilinde sorun yaşanmadığını, müvekkili şirketin, davacı şirket alacaklarını satın almaya devam ettiğini, 27.05.2008 tarihinde davaya konu bir diğer çek olan 25.08.2008 keşide tarihli 120.000,00 TL bedelli çekin, … numaralı faturalara istinaden davalı … firmasından satın alındığını, (EK.5 – 27.05.2008 tarihli çek teslim yazısı, 27.05.2008 tarihli alacak bildirim formu ve … numaralı faturalar )Davacı şirketin, 25.08.2008 tarihli çek için ilk önce o tarihte yürürlükte olan TTK m. 711/5 gereğince ödeme yasağı koydurduğunu, daha sonra ise ödeme yasağının kaldırılarak söz konusu çekin de 08.09.2008 tarihinde tahsil edildiğini, müvekkili şirket ile davalı … firması arasındaki ilişkinin alacağın temliki ilişkisi olmadığını, davacı iddialarını kabul anlamına gelmemek şartıyla; bir an için, davacı iddialarının doğru olduğu kabul edilse dahi, davacı tarafın söz konusu iddialarının müvekkili şirkete karşı ileri sürmesinin mümkün olmadığını, müvekkili Şirketin … Yönetmeliğinin 22. Maddesine uygun olarak fatura ibrazı karşılığında davaya konu çekleri ciro yoluyla teslim aldığını ve mevzuat-kanunlar gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, … işleminin en basit tanımıyla, müşteri alacaklarının faktör tarafından bedeli peşin ödenmek suretiyle satın alınması olduğunu, fatura ibrazı ile bir kambiyo senedine dayanan alacak satın alınıyorsa bu durumda TTK’nın kıymetli evraka ilişkin hükümlerinin devreye girdiğini ve kıymetli evrak hükümleri gereğince işlemin gerçekleştirileceğini, bu durumun davacı tarafında kabulünde olduğunu, dava dilekçesinin ikinci sayfasının 4. Numaralı bendinde; “… … … A.Ş.’ne (bundan sonra … … olarak anılacaktır) (ciro yoluyla) devredilmiştir.”, dava dilekçesinin dördüncü sayfasının 2. Numaralı bend başlığında; “…dava konusu çekleri ciro yoluyla devralmış olmaları nedeniyle…” şeklindeki ifadeleri ile bu durumu açıkça kabul ve ikrar ettiğini, TTK’nın 599. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere; kendisine müracaat olunan kimsenin, ciro yoluyla emre yazılı senedi devralan son hamile, hamilin bile bile borçlu zararına hareket ettiğini ispat etmedikçe, keşideci veya önceki hamillerle arasındaki doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere ilişkin def’ileri ileri süremeyeceğini, bedelsizlik defi’nin de ileri sürülemeyecek olan def’ilerden olduğunu, hal böyle iken; davacı tarafça böyle bir definin müvekkili şirkete karşı ileri sürülebileceğinin iddia edilmesinin, davacı tarafın kendi içinde çelişkide olduğunu göstermekte olduğunu beyanla; öncelikle davalı … … ve Müvekkili Şirket (… … A.Ş.) aleyhine açılan davaların ayrılmasına, neticede haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Hiz.A.Ş.cevap dilekçesinde;Davacı ve davalı … Ltd. Şti. (…) arasmda ticari ilişki olduğunun dava dosyalarında açıkça ikrar edildiğini, Müvekkili Şirketin ise, Davacı ile davalı arasında süregelen bu ticari ilişkinin tarafı olmadığını, davacının, müvekkili şirkete dava konusu edilen alacaklardan, müvekkili Şirkete daha önce (1). davalı tarafından temlik edilen fatura konusu alacakları ödediğini, Müvekkili Şirketin, davacı ile (1). davalı arasındaki sadece bu faturaları değil, taraflar arasında süregelen ticari ilişkideki 2007 ve 2008 yılında aralarındaki faturaları temlik aldığını ve bu faturalar için verilen ödeme vasıtaları çeklerinde davacı tarafınan ödendiğini, bir … Şirketi olan müvekkilinin, ticari ilişkiden doğmuş veya doğacak alacağı temlik alarak finansman sağlamasının, … ile ilgili düzenlemelere uygun olduğunu, Kambiyo senetlerinde “mücerretlik” ilkesi gereğince de, müvekkil şirkete herhangi bir defi itiraz ileri sürülmesinin söz konusu olamayacağını, Zira T.T.K. 599 maddesi hükmü gereğince, poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendisi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile ileri süremeyeceğini, Kaldı ki davacının, (1). davalı ile arasında … şirketinin temlik işleminin yapıldığı sırada olmayan bir hususu tespit etmesinin de beklenemeyeceğini, bu nedenle de müvekkili şirketin kötü niyetli olduğundan ya da defi itirazların ona da ileri sürütebilmesinin söylenmesi hukuk mantığına uygun düşmemekte olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, Dava konusu çekleri iyi niyetli hamil ve olarak ciro ve teslim alan müvekkil şirkete, davacının defi ve itirazlarını ileri sürerek, yapılan ödemeleri geri talep etmesi hukuka aykırı olduğundan, işbu davadaki müvekkil şirkete yönelik taleplerinin reddi gerektiğini beyanla; davacının müvekkil şirketten olan taleplerinin reddine ve davacı tarafın dava konusu alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile tecziyesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… ATM dosyasında yapılan yargılama
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, iddia, savunma, toplanan deliller ve bayilik sözleşmesinin 15.5. Maddesi de dikkate alınarak davalıların ticari defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişi kurulu marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bu yönden sunulan 16/07/2013 tarihli bilirkişi kurulu raporu incelenip denetlenmiş, ve bilahare davacı vekilinin ve davalı … … Ltd. Şti. vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarının cevaplandırılması açısından bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, bu yönden sunulan 19/02/2014 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu da incelenip denetlenmiş, bilirkişi kurulu raporu ve bilirkişi kurulu ek raporu kapsamı mahkememizce de benimsenmiştir.
Dava, dava konusu çeklerin bedelsiz kalması sebebiyle ödenen bedellerin davalılardan istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı vekili, keşidecisinin müvekkili şirket, lehtarının davalı … Ltd. Şti, ödeme keşide yeri … olan, 25.05.2008 keşide tarihli 120.000,00-TL, 25.07.2008 keşide tarihli. 120.000,00-TL, 25.08.2008 keşide tarihli 120.000,00-TL, 25.09.2008 keşide tarihli 60.000,00-TL, 25.10.2008 keşide tarihli 70.000,00-TL, 20.10.2008 keşide tarihli 120.000,00-TL bedelli çekler için düzenlenen faturaların gerçek olmadığını, faturalardaki malların teslim edilmediğini, bu sebeple finansal kiralama, … ve finans şirketlerinin kuruluş ve esasları yönetmeliğine göre bu temliklerin geçersiz olduğundan çeklerin bedelsiz kaldığını bu sebeple ödenen çek bedellerinin istirdatını istemiştir.
Davalı … Ltd. Şti.’nin incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacı ile aralarındaki cari hesaptan dolayı 31/12/2008 tarihi itibariyle davacının adı geçen davalı şirketten 320.646,58 TL alacaklı olduğu, buna göre dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı ve buna karşın davalı … şirketlerine çek bedellerinin muhatap banka tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.
Davalılar … … A.Ş., … … … A.Ş. “şahsi defilerin kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini” ileri sürerek haksız açılan davanın reddini istemişlerdir.
… şirketlerinin kambiyo senetlerini ciro ile almaları bir temlik işlemidir. Temlik işlemlerinde def iler temlik alana karşı ileri sürülebilinir. Bu sebeple … şirketi temlik alınan çeke dayanarak faturanın gerçek olduğunu, faturadaki malların teslim edildiğini ispat edecektir. Ancak yargılama yapılırken 6361 sayılı Finansal Kiralama, … ve Finansman Şirketleri Kanunu 13.12.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun 9/3 maddesinde: “… şirketi bile bile borçlunun zararına hareket ederek kambiyo senedi iktisap etmemiş ise şahsi def’ilerin … şirketine karşı ileri sürülemeyeceği,” belirtilmiştir. Buna göre … şirketinin fatura tevsiki ile birlikte çeki ciro yolu ile temlik alabilecektir. Faturadaki malların teslim edilip edilmediği gibi iddialar … şirketine karşı ileri sürülemeyecektir. Bunun istisnası ise … şirketinin bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması halidir. Çeki … şirketine ciro edenin kötü niyetli olması önemli değildir. Önemli olan … şirketinin bunu bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması gerekir. Bu hususu borçlu olan davacı ispat edecektir. Sonradan yürürlüğe giren bu kanunun 9/3 maddesi kamu düzeni ile ilgili olduğundan eldeki davalara da uygulanması gerektiği, TTK hükümlerine göre ciro yoluyla dava konusu 3 adet çeki devralan davalı … … … A.Ş.’ne ve dava konusu diğer 3 adet çeki devralan davalı … … A.Ş.’ne karşı davacının çek keşidesine mesnet teşkil eden borç ilişkisine ait defileri ileri süremeyeceği davacının iddiasına dayanak teşkil eden yönetmelik hükümlerinin temlik ilişkisi yaratmadığı olayda TTK. 599. maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği, davalı … şirketlerinin iyiniyetli yetkili hamil oldukları dava konusu çekleri iktisap ederken bile bile borçlu zararına hareket ettikleri hususunun kanıtlanamadığı, davacının davalı … … Tek. Ltd. Şti.’ne verdiği, ve onun da davalı … … A.Ş.’ne ciro ettiği, dava konusu 25/05/2008 keşide tarihli 120.000,00 TL tutarlı, 25/08/2008 keşide tarihli 120.000,00 TL tutarlı, 25/09/2008 keşide tarihli 60.000,00 TL tutarlı olmak üzere toplam 300.000,00 TL tutarındaki 3 adet çekten dolayı adı geçen … … A.Ş.’ne borçlu bulunduğu, yine davacının davalı … … Tek. Ltd. Şti.’ne verdiği ve onun da davalı … … … A.Ş.’ne ciro ettiği, dava konusu 25/07/2008 keşide tarihli 120.000,00 TL tutarlı, 25/10/2008 keşide tarihli 70.000,00 TL tutarlı, 20/12/2008 keşide tarihli 120.000,00 TL tutarlı olmak üzere toplam 310.000,00 TL tutarındaki 3 adet çekten dolayı adı geçen … … … A.Ş.’ne borçlu bulunduğu, davacının ödediği toplam 6 adet çek bedelini, adı geçen davalı … şirketlerinden istirdadını talep edemeyeceği saptanmış olmakla asıl davanın davalı … Ltd. Şti yönünden kabulü ile 610.000,00-TL’nin davacının ödeme tarihleri dikkate alınarak (120.000,00 TL’sine 26/05/2008 tarihinden, 120.000,00 TL’sine 08/09/2008 tarihinden, 60.000,00 TL’sine 25/09/2008 tarihinden, 70.000,00 TL’sine 27/10/2008 tarihinden, 120.000,00 TL’sine 25/07/2008 tarihinden, 120.000,00 TL’sine 22/12/2008 tarihinden itibaren) işleyecek avans faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, davalılar … … … A.Ş ve … … A.Ş açısından subut bulmayan davanın reddine, subut bulmayan karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce (….Asliye Ticaret Mah.) verilen bu karar Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2014/12758 E.sayılı 2015/9753 K.sayılı, 02/07/2015 tarihli
“1- Davalı-karşı davacı vekilinin temyizi yönünden; hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporu ayrıntılı incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, iddia, savunma, taraflar arasındaki mutabakat ve sözleşmenin dosyaya sunulan delillerle birlikte değerlendirilmesi yönünden konusunda uzman kişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilip, davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacı arasındaki uyuşmazlıkların çözümü yönünden varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2- Davacı-karşı davalı … Tic. A.Ş.’nin temyizine gelince; 6361 Sayılı Finansal Kiralama, … ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun hükümlerinin geçmişe uygulanacağına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Kural olarak her dava, açıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre değerlendirilip, sonuçlandırılır.
Somut olayda, uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte henüz yürürlüğe girmeyen 6361 Sayılı Kanunun 9/3 maddesi hükmünün uygulama yeri bulunmadığı gözetilmeden mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” hükmü ile bozulmuştur.
Bozma ile gelen dosyada mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek, bozma ilamına uyularak yargılamasına devam olunmuştur.
Bozma sonrası mahkememizce yapılan yargılama
Tarafların iddia ve itirazları sözleşme hükümleri, verilen çekler, mal teslimi, davalıların konumları asıl ve karşı dava istemleri, alınan raporlar, bozma ilamı, tarafların tüm itiraz ve beyanları denetlenerek davalı kayıtlarıda incelenip çeklerin iktisap koşullarının tartışılarak mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler mahkememize sundukları 08/03/2017 tarihli raporda özetle,
“Dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davalı yanlara ait incelenen 2007 -2008 yılları ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
Birinci Davalı … LTD. ŞTİ.tarafından incelemeye sunulan 2007 – 2008 yıllarına ait ticari defterlerin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmamış olduğu kanaatine varıldığı,
İkinci Davalı … … … A.Ş. tarafından incelemeye sunulan 2007 – 2008 yılları ticarî defterlerin TTK. İlgili | hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı,
Üçüncü Davalı … … AŞ. tarafından incelemeye sunulan 2007 – 2008 yılları ticari defterlerin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı,
Davacının aralarındaki cari hesaptan dolayı 31.12.2008 t. itibariyle (1). davalı … LTD. ŞTİ.’den 320.646,58 TL alacaklı bulunduğu ve işbu alacağını (1). davalı … A.Ş. ‘den talep edebileceği,
TTK. hükümlerine göre ciro yoluyla dava konusu çekleri devralan davalılar, … … Hiz. A.Ş. ve … … … A.Ş.’ne karşı davacının çek keşidesine temel teşkil eden borç ilişkisine ait defilen İleri süremeyeceği, davacının İddiasına dayanak teşkil eden yönetmelik hükümlerinin temlik ilişkisi yaratmadığı olayda 6762 sayılı TTK.m.599 çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekmekle, davacının (2). ve (3). davalı … şirketlerine ödediği çek bedellerinin istirdadını talep edemeyeceği, hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Bu kez mahkememize bilirkişilerden bozma ilamı doğrultusunda ve tarafların dosyaya sundukları beyan, itiraz ve istemlerde dikkate alınarak karşı dava yönünden de bu doğrultuda taleplerin denetlenmek üzere ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti 04/07//2017 tarihli ek raporda özetle,
“08.03.2017 tarihli Kök raporumuzdaki sonuç ve Kanaatimizi değiştirecek bir durum olmadığı, diğer yandan Tarafların itiraz ve beyanları boyutunda, Yargıtay 19.HD. 2014/12758 E., 2015/9753 K. ve 02.07.2015 T.li Bozma İlamı İle iddialar ve dayanak belgeler gözönüne alınarak yapılan ek tespit, inceleme ve değerlendirmelerimiz neticesinde;
1-Davacı … Firması ile Davalılardan … firması arasında 15.02.2008 tarihli bir Bayilik Sözleşmesi imzalanmış olup, bayilik sözleşmesine ek protokol ve sözleşmeler ile ticari ilişki 2000’li yılı sonuna kadar sürdüğü, Davacı taraf bu ticari ilişki sebebi ile davalılardan … firmasına bir kısım çekler (Yargılamaya konu) verdiği, Davacı taraf sözleşmeler gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, Davalılardan … firmasının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğine ilişkin dosyada herhangi bir delil görülmediği, Davacı taraf, Davalılardan … firmasının sözleşmeler gereğince üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini ispatlayamadığı kanaati ile çeklerin bedelsiz kaldığına ilişkin iddia hususunda bu tespit doğrultusunda Nihai takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu.
2-Davacı tarafa Davalılardan olan … firmasından teminat olarak verilen çeklerin, sözleşme hükümleri doğrultusunda, davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşıldığından, temel ilişki ve sözleşme hükümleri sebebi ile 300.300,00 TL teminat çeklerinin iade edilmesi gerektiğinden, bu tespit doğrultusunda davalılardan olan … firmasının meriti tespit talebine ilişkin nihai takdirinde Sayın Mahkemenize ait olacağı,
3- Davacı taratın sözleşmeler gereğince yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması karşısında, Davalılardan … firmasının tazminat talebi, tazminatın miktarı ve nevi. Davalılardan … firmasının somutlaştırma yükümlülüğü konularında da tazminat talebine ilişkin nihai takdirin Sayın Mahkemenize ait olacağı,” hususlarında ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Mahkememizce aynı heyetten tekrar ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler 08/05/2018 tarihli ikinci ek raporlarında özetle,
“1-Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf; Dava konusu çeklerin bedelsiz kalması sebebiyle ödenen bedellerin davalılardan istirdadı istemine ilişkindir.
2-Davalı karşı davacı … Ltd. Şti. vekili tarafından bilirkişi ek raporuna karşı sunulan bila tarihli dilekçesinde;
“Davalı … tarafından davacı firmaya çeklerini ödeyebilmesi için İyiniyetli olarak 28.07.2008 tarihinde 100.000,00 TL gönderildiğini, bu rakamın müvekkillerinin zararı olduğunu, davacı taraf üstlendiği edimleri yerine getirmiş olması durumunda müvekkillerinin elde edeceği kar oramda müvekkillerinin zararı olduğunu” beyan etmiştir.
3-Tarafımızdan yapılan incelemelerde ise;
Davalılardan … Ltd. Şti. ile…. A.Ş. arasında dosyada mübrez delillerden anlaşıldığı üzere 2008 yılından öncesine dayanan bir ticari ilişki bulunduğu, 15.02.2008 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile taraflar ticari ilişkiye devam ettiği ve tarafların taahhütleri sözleşme ile net bir şekilde belirlenmiştir.
Davacı … firması, sözleşme ile her ay en az 300 adet ürün satın almayı ve bu ürünleri nihai tüketiciye satmayı taahhüt etmiştir.
Devamında bu Bayilik Sözleşmesine ek Protokoller ile ticari ilişkiye devam edilmiş ve 1.314.500,00 TL tutarında çekler. Davacı … firması tarafından Davalılardan … firmasına verilmiştir. Bu husus dosyaya ibraz edilen 09.10.2008 tarihli belge ile görülmektedir.
Dosyada yer alan delillerden anlaşıldığı üzere Davalılardan … firması davacı ile akdettiği sözleşmeler ve protokoller gereğince üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiği kanaatine varılmaktadır. Davacı taraf her ne kadar Davalılardan … firmasının sözleşmeler gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği iddiası île dava açmış olsa da huzurdaki dosyada bu hususta herhangi bîr delile dayalı veri tarafımızdan görülmemiştir. Zira davacı tarafça Davalılardan … firmasına bu hususta daha evvel herhangi bir bildirim de yapıldığı tarafımızdan müşahade edilmemiştir. Dosyada yer alan 23.02.2008 tarihli mail, sözleşmelerin geçerli ve halen yürürlükte olduğunun, Davalılardan … firmasının yükümlülüklerini yerine getirdiği kanaatine varılmaktadır.
Nisan 2008 tarihinden itibaren davacı tarafın Sözleşmeler ve bu sözleşmelere ek Protokoller gereğince yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirmediğinden bahisle şartlarda değişiklik talep ettiği ve Davalılardan … firmasının da bu talepleri kabul etliği anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda ticari İlişki sebebi ile davacı tarafça Davalılardan … firmasına verilen bazı çeklerin ödeme tarihleri ötelenmiş ve yeni taahhütler ve siparişler belirlenmiştir. Bu süre zarfında Davalılardan … firması Sözleşmeler gereğince yerine getirmesi gereken yükümlülükleri yerine getirmiş, cihaz bedeli adı altında bir kısım ödemeleri davacıya yaptığı anlaşılmıştır. Geçen süre zarfından davacı siparişlerinde düşüş yaşanmaya başlanmış olup davacı taraf Sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği kanaatine varılmıştır. Gelinen aşamada davacı taraf, daha evvel akdedilen sözleşmeler ve bu sözleşmelere ek protokoller gereğince yükümlülüklerine, yerine getiremeyeceğinden bahisle 09/10/2008 tarihli sözleşme ile siparişlerini iptal etmek yönündeki iradesini ortaya koymuştur. Bu Sözleşmede 25.10.2008 tarihli 70.000 TL bedelli, 20.12.2008 tarihli 120.000 TL bedelli çeklerin ödeneceği davacı tarafça açıkça kabul edilmiştir.
Davacı taraf. Davalılardan … ile akdettiği Sözleşmeler ve bu sözleşmelere ek protokoller gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemiş, bu suretle de Davalılardan … firmasının zarara uğramasına neden olduğu kanaatine varılmaktadır.
Zarar miktarı olarak davalı … tarafından davacı firmaya 23.07.2008 tarihinde gönderilen 100.000,00 TL olarak dikkate alınabilecektir.
Kanaatimizce ise zararın miktarı ve nevi, hususu davalılardan … firması tarafından somutlaştırılması gerektiği, sonrasında ise nihai tutarın takdirî ve kararı Sayın Mahkemeye ait olacağı, hususlarında ikinci kez ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Bu kez dava dosyasının Dava dosyasının SMM …, … ve Finansal kiralama konusunda uzman … ve Finans uzmanı …’e tevdi edilmiş ve bilirkişilerden davacı karşı davalının iddiası ve karşı davaya karşı savunması, davalı karşı davacının savunma ve karşı davadaki iddiası ile diğer davalıların savunmaları, davacı karşı davalı ile davalı karşı davacı arasındaki sözleşmede, faktöring şirketlerine temliklerin yapıldığı tarihteki yönetmelik hükümleri dikkate alınarak, daha önce alınan rapor verilen karar ve karar üzerine verilen mahkememizce hükmüne uyulan bozma ilamı dikkate alınarak davacı …. A.Ş ile davalı …’in açıkça aralarındaki tüm ticari ilişkinin ve taraflar arasındaki sözleşme de dikkate alınarak taraf defterleri incelenmek suretiyle denetime açık olacak şekilde davacı … ile davalı … arasındaki faturalar, miktarları, tarihleri liste halinde denetime açık olacak şekilde gösterilmek suretiyle tüm ticari ilişkinin öncelikle ortaya çıkarılmasına, Davalı …’in davacı … A.Ş ile olan ilişkisinden kaynaklı faturaya dayalı alacaklarının hangi tarih hangi fatura ve belgelere dayalı olarak davalı faktöring şirketlerine o tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre yapılan temlik ve bu temlik karşılığında verilen alacak belgelerinden olan çeklerin uyumlu olup olmadıkları yine denetime açık olacak şekilde, Davalı karşı davacının zarar kalemlerine ilişkin açıklamaları da dikkate alınarak oluşan zararı var ise açıkça ne olduğunun tespiti ile denetime açık olacak şekilde inceleme yapılarak rapor sunmaları istenmiştir.
Bilirkişiler 10/05/2019 tarihinde sundukları ancak Bilirkişi …’nün ayrık görüş sunduğu görülmüştür. Bilirkişi …ve … sundukları raporda özetle,
a)Davacı … AŞ nin, Aralarındaki ( Sözleşmeye dayalı olan ) Borçlu Cari Hesaptan dolayı davalı … ttd Ştl nden, 31.12.2008 tarihi İtibariyle 320,646,58 TL alacaklı olduğu,
b)Ticaret Kanunu ve 6361 sayılı Flnansal Kiralama Kanunu hükümlerine göre ciro yoluyla dava konusu çekleri devralan davalı … şirketlerine karşı davacının çek keşidesine mesnet teşkil eden borç ilişkisine ait defileri ileri süremeyeceği,
c)Davacının İddiasına dayanak teşkil eden yönetmelik hükümlerinin temlik ilişkisi yaratmadığı, olayda TTK. m, 687/1 ve 6361 sayılı Kanun m. 9/3 çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği,
d)Davalı … şirketlerinin İyi niyetli yetkili hamil olduğu, dava konusu çekleri iktisap ederken bile bile borçlu zararına hareket ettikleri hususunun kanıtlanamadığı,
e)Davalı … şirketlerinin davaya konu faktöring işlemlerini yaparken ve davaya konu çekleri iktisap ederken Finansal Kiralama … Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yürürlük) Hükümlerine uyduğu,
-Faktöring işlemleri için kendilerine ibraz olunan belgeler arasındaki uyuma dikkat ettiği,
-Fatura ekinde teminata aldıkları çeklerin iktisabında ise; … Şirketlerinin (TTK md 599 kapsamında) Poliçeyi iktisap ederken bile bile davacı borçlunun zararına hareket ettiğinin ispat olunamadığı, görüş ve kanaatlerini bildirmişler, diğer bilirkişi … ise muhalefet şerhi ile ayrık rapor sunmuştur.
Bilirkişi …’nün ayrık görüş sunduğu raporunda özetle,
1-) Davacı … … ….Tic AŞ nin,
Aralarındaki ( Sözleşmeye dayalı olan ) Borçlu Cari Hesaptan dolayı davalı … Itd Şti nden, 31.12.2008 tarihi İtibariyle 320.646,58 TL alacaklı olduğu,
( Sözleşme ile … kayıtlarının Delil Sözleşmesi olarak kabul edildiği…)
2-) Diğer Davalılar; … … AŞ ile … … AŞ nin
Davaya konu faktöring İşlemlerini yaparken ve davaya konu çekleri iktisap ederken Finansal Kiralama … ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik) Hükümlerine uyduğu,
-Faktöring İşlemleri İçin kendilerine ibraz olunan belgeler arasındaki uyuma dikkat ettiği,
-Fatura ekinde teminata aldıkları çeklerin iktisabında ise; … Şirketlerinin (TTK md 599 kapsamında) Poliçeyi İktisap ederken bile bile dava a borçlunun zararına hareket ettiğinin İspat olunamadığı,
-Ancak; davalı her iki faktöring Şirketinin de; … İşlemleri aşa masında temlik aldıkları faturaların gerçek olup olmadığını araştırmadıkları, ki araştırmış olsalar bile, Faturaların gerçek olduğu, ancak bedellerinin ödenmiş olduğunun, görüldüğü,
Kanaatine varılmakla;
Davacının ; ‘davalı … Şirketlerinin davaya konu toplam 610.000,-TL İık çeklerin iktisabında yönetmelik hükümlerine uymadığı, çeklerin yasal hamili olmadığı, tahsil edilen çek bedellerinin faizi ile birlikte kendilerine istirdadının gerektiği…” konusundaki dava ve taleplerinin yetinde (olup) olmadığının Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
3-)Davalı – Karşı davacı … Itd Şti nin; Karşı davası ile ilgili olmak üzere, yeterli delile bilgi ve belgeye rastlanılmadığı,” hususlarında görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Taraflarca rapora karşı itiraz ve beyanlar alınmış, ve mahkememizin 18/07/2019 tarihli celse ara kararları gereğince dosya bir kez daha aynı bilirkişilere tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler 09/12/2019 tarihinde sundukları ek raporda özetle,
“1 -) Davacı … … Ürl Tic AŞ nin,
Aralarındaki ( Sözleşmeye dayalı olan ) Borçlu Cari Hesaptan dolayı davalı … Itd Şti nden, 31.12.2008 tarihi itibariyle 320.646,58 TL alacaklı olduğu,
( Sözleşme ile … kayıtlarının Delil Sözleşmesi olarak kabul edildiği ••)
2-) Diğer Davalılar; … … AŞ ile … … AŞ nin
Davaya konu … işlemlerini yaparken ve davaya konu çekleri iktisap ederken Finansal Kiralama … ve Finansman Kiralama Şirketlerinin Kuruluş Faaliyetleri ve Esasları Yönetmelik Hükümlerine uyduğu,
-… işlemleri için kendilerine ibraz olunan belgeler arasındaki uyuma dikkat ettiği,
-Fatura ekinde teminata aldıkları çeklerin iktisabında ise; … Şirketlerinin (TTK md 599 kapsamında) Poliçeyi iktisap ederken bile bile davacı borçlunun zararına hareket ettiğinin ispat olunamadığı,
-Ancak; davalı her iki faktöring Şirketinin de; … işlemleri aşamasında temlik aldıkları faturaların gerçek olup olmadığını araştırmadıkları, ki araştırmış olsalar bile, Faturaların gerçek olduğu, ancak bedellerinin ödenmiş olduğunun, görüldüğü,
Davacının ; “davalı … Şirketlerinin davaya konu toplam 610,000,-TL lık çeklerin iktisabında yönetmelik hükümlerine uymadığı, çeklerin yasal hamili olmadığı, tahsil edilen çek bedellerinin faizi ile birlikte kendilerine istirdadının gerektiği,,,” konusundaki dava ve taleplerinin yerinde (olup) olmadığının Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
3-)Davalı – Karşı davacı … Itd Şti nin; Karşı davası ile ilgili olmak üzere, yeterli delile bilgi ve belgeye rastlanılmadığı, hususlarında görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Bilirkişi …aynı raporun sonuç kısmında ek görüşlerini ayrıca bildirmiştir. Buna göre
“Karşı Davacı … protokole konu 300.000 TL’lik teminat çeklerinden borçlu olmadığının tespiti ile … firması tarafından sözleşmede verilen siparişlerin yerine getirilmemesi sebebiyle uğranılan zararlarına karşılık 1.000 TL ve 70.000 TL’lik çeki ödediğinden bahisle 1.000 TL olmak üzere şimdilik 2.000 TL zarar talep etmiştir.
Yargıtay Bozmasına konu , Karşı davada talep edilen zararların somut olarak belirlenebileceği şekilde, zararın hesaplanmasına yönelik tutarların oluşturulabileceği hususlarda bilgi belge sunulmamış olup, Sayın Mahkemenize 24.05.2018 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda da … tarafından zararlar ile ilgili somutlaştırma olmadığı beyan edildikten sonra … tarafından verilen 2 sayfalık rapora beyan dilekçesinde de ve dosyada yapılan incelemede herhangi bir dayanak bilgi belge sunumu görülememiştir. 70.000 TL’lik çeki ödediğini bildiren … firmasının çeki ödediğine dair dayanak bilgi belge dosyada 5 adet klasör içerisinde görülememiştir. … kayıtlarda görülen 100.000 TL havale ödemesini yaptığını belirterek zararının bu kapsamda değerlendirilmesine dair 18.07.2019 tarihli dilekçesinde beyanda bulunmuştur. Ödeme karşılıklı hesaplarda yukarıda esas alınmıştır. Zarar olarak nitelendirilebilecek illiyet bu Ödeme sebebiyle kurulamamıştır. Nihai Hukuki tavsif Sayın Mahkemeye aittir. Karşı Davacı … protokole konu 300.000 TL’lik teminat çeklerinden borçlu olmadığının tespiti talebi kapsamında; 09.10.2008 tarihli Protokol hükümleri incelendiğinde, tarafların yeni siparişlere ilişkin … firması tarafından 120.000 TL’lik sipariş vermesi ve ödemenin ayrıca yapılması ile taraflar arasındaki cari hesabın verilmiş ve ödemesi yapılan çekler ile 70.000 TL’lik çekin de ödenmesi kaydıyla 300.000 TL olduğu konusunda mutabık oldukları, 300.000 TL cari hesabın teminatı olarak … tarafından bayi … firmasına 3.kişilere devir, temlik ve ciro edilmemek kaydı ile 300.000 TL tutarında çekler teslim edeceği, 1 ve 3. Maddelerde özetle kararlaştırılmış olup, … firmasının karşı davaya konu ettiği bu çekler ile ilgili aynı protokolün 4, Maddesinde: “Bayi, Madde-1 ‘deki taahhütlerini yerine getirmediği takdirde iş bu sözleşme ve teminat çekleri geçersiz hale gelecektir.Bu durumda bayi yukarıda dökümü yapılan teminat mukabili verilen çekleri firmaya taahhüdünü yerine getirmediği tarihten itibaren en geç 2 işgünü içerisinde iade edecektir. ” Hükmü kapsamında taraflar arasındaki protokol ile kararlaştırılan 120.000 TL’lik 1. Madde hükmünde yer alan siparişin 09.10.2008 protokol tarihinden sonra davacı tarafından verilip verilmediği hususunda bilgi olmamakla birlikte, hesaplar içeriğinde protokole konu olacak şekilde davalıdan 120.000 TL’lik mal alımı olduğu hususunda kayıtlarda … faturası ve benzeri kayıt tespit edilememiştir. Bu kapsamda protokolün 4. Madde hükmüne göre iadesi hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu şeklinde ek görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Asıl dava yönünden değerlendirme
Davacı …, davalı …’in edimini yerine getirmediğini soyut olarak ifade etmiştir. Davalı … sunduğu klasör ile 2008 yılında sadece 1697 adet ürün hizmeti sunduğuna dair delil sunmuştur.
Davalı Garanteksin defterlerine göre (usulüne uygun değil, lehine değil ancak aleyhine delil) 320. 696,58 TL davacı …’ye borçlu ise de 09.10.2008 tarihli protokol uyarınca davacı tarafa verdiği 3 adet 100.000’TL den toplam 300.000 TL kısım kendi alacağı olarak kaydedilip düşümü yapılması sonrası 320.464,58 TL alacaklı hale gelmiş durumda, bu takdirde 300.000 TL de eklendiğinde 626.464,58 TL borçlu görünmesi gerekir. Mali bilirkişi …’in 09/0202019 tarihli heyet raporuna ek olarak sunduğu raporu dikkate alındığında Davacı …’nin, davalı …’ten taleple bağlı kalınarak 610.000 TL alacaklı olduğu (sipariş avansı olarak verilen çeklerin siparişlerin bedeli ve araç kampanyasından vazgeçme üzerine iadesi gerekirken, iade edilmeyen çekler bedeli ile kalır), davacının da, davalının da defterleri tasdik olmadığından lehine değil aleyhine delil olduğu , ancak davacının defter kayıtları diğer kayıtlar da teyit edildiğinde … defteri itibariyle 320.464 TL zaten doğrulanmış olduğundan bu kısım için … …’ye borçlu olduğu her hal ve şartta kabul edilmeli, ancak hesaplama yapılırken defterlere göre Garanteksin 04.10.2008 tarihli protokolde …..’ye …cari borcu olduğu ve bu nedenle de 300.000 TL’lik teminat çekleri verildiği hususu dikkate alındığında bilirkişi …tarafından taraf defterleri arasındaki 444.004,32 TL’lik farkın 300.000 TL’sinin bu çeklerden kaynaklı olduğu, 130.000 TL’sinin çek iade kaybından kaynaklandığı(40.000 + 40.000+ 50.000+ 50.000) bir düzen fark kısmında 14.004,32 TL’nin abonelik ile ilgili tutulan hesaplardan kaynaklandığı, toplamda davacı taraf defterlerine göre davalı …’den …’nin alacağı 764.650,90 TL olup, talep edilen 610.000 TL’ye göre daha fazla alacak olmasına rağmen talepte bağlılık ilkesi gereği 610.000 TL’nin hesaplanarak dikkate alınması gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Davalı … ile … şirketleri arasında temlik ilişkisi sabit olup, şahsi defiler … şirketlerine karşı ileri sürülebileceğinden davalılar arasında müteselsil sorumluluk olmayacaktır. Zira müteselsil sorumluluğun bu dosyada yasal zemini bulunmamaktadır. Alacak temlik edildiğinden ve temlik alan da belli ve alacak da onun tarafından çek ile tahsil edildiğinden artık çekin ilk lehtarına karşı bu davanın ileri sürülememesi gerekir. Bu nedenle davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Müteselsil sorumluluk ya yasadan, ya da sözleşmeden kaynaklanır. Taraflar arasındaki sözleşmesel bir sorumluluk şartı olmayıp, alacak temlik edilmekle alacaklı da değiştiğinden ve belli olduğundan ona doğrudan şahsi defilerin, temlik hakkındaki (eBK 162, yeni BK 183 hükümlerinden) kaynaklı eBK 167/1 yeni BK 188 madde uyarınca şahsi defiler ileri sürülebilecek olup, yine devre konu alacağın çeke bağlanmış olması nedeniyle eTTK 599/e maddesi uyarınca da … ve … şirketleri arasındaki ilişkinin faktöring sözleşmelerine dayalı olarak fatura alacağının devrini içeren temlikname ile yapılması, ancak fatura alacağının ödeme belgesi olan çekin de bu sözleşmeye dayalı, fatura eki olarak devir(temlik) edilmiş olması nedeniyle, eTTK 599/1 maddesindeki şahsi defi yasağına tabi olmayıp eTTK 599/2 maddesindeki düzenleme nedeniyle şahsi defiler … şirketlerine karşı da ileri sürülebilir. Buna göre davacı tarafın … şirketlerine karşı açtığı davanın, her … şirketine verilmiş olan çekler yönünden ayrı ayrı kabul edilmesi gerektiği kanaatiyle, bu davalılar yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Karşı dava yönünden değerlendirme
Dosyada yapılan incelemede karşı dava dilekçesinin İstanbul’dan asıl davanın açıldığı ….ATM’ye sunulan cevaba cevap ve karşı dava dilekçesinin arka tarafından muhabere kaydını alan …. ATM’nin … muhabere numarası ile kayda alınan dilekçenin aynı zamanda altına not olarak dilekçenin saat 16.20’de ibraz edildiği, ancak harç veznesinin kapalı olması nedeniyle harcın kesilemediğinin 23.02.2009 tarihi de şerh düşülmek suretiyle şerhe bağlandığı ve dosyada yapılan incelemede karşı dava harcının makbuzuna rastlanamadığı belirlenmiş olmakla; 14 nolu celsede davalı karşı davacı …’in davaya cevap ve karşı dava dilekçesini sunarken dilekçesinin üzerine düşülen şerh uyarınca en geç 1 gün sonrası 24.02.2009 tarihinde harcı yatırmış olması gerektiği cihetiyle, dosyada bulunmayan varsa yatırılan harç makbuzuna ilişkin makbuzu sunmak üzere bir dahaki duruşma gününe kadar kesin süre verilmesine, aksi takdirde usulünce açılmış bir karşı davanın olmadığının kabul edileceğinin ihtarına(duruşma tutanağının tebliği ile ihtaratın davalı … vekiline yapılmış sayılmasına) karar verildiği, ancak buna rağmen davalı karşı davacı … vekili tarafından karşı davaya ilişkin harç makbuzunun sunulamadığı, ilgili mahkeme veznelerine yazılan müzekkerelere de bila ikmal cevap verilmiş olduğu görüldüğünden, davalı karşı davacı … Ltd.Şti tarafından açılan karşı davanın, (karşı dava açma süresi kanunen cevap süresi bitimine kadar olup, dava açıldığı tarih harcın yatırıldığı tarih olmakla, karşı dava açma süresi içerisinde harç yatırılmamış olduğundan ve dava açma süresi kanunen belirli olan karşı dava için harç yatırılması sebebiyle yeniden süre verilemeyeceği kanaatiyle) usulüne uygun olarak açılmamış olduğu anlaşılmakla, karşı dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Her ne kadar mahkememiz dosyası daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olsa ve karşı davacı vekili dosyanın Yargıtay denetiminden geçtiğini belirterek usuli kazanılmış hak iddiasında bulunsa da, Yargıtay incelemesinde bu hususa hiç değinilmemiş olduğu da gözetilerek, maddi hata usuli kazanılmış hak vermeyeceğinden bu beyanları yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden;
A)Asıl davanın davalı … Ltd.Şti. Yönünden reddine,
B)Asıl davanın davalı … … yönünden kabulü ile toplam 310.000,00 TL’nin (120.000,00 TL’lik kısmına 25.07.2008, 70.000,00 TL’lik kısmına 25.10.2008, 120.000,00 TL’lik kısmına 20.12.2008 tarihinden itibaren) işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
C)Asıl davanın, davalı … … yönünden kabulü ile toplam 300.000,00 TL’nin (120.000,00 TL’lik kısmına 25.05.2008, 120.000,00 TL’lik kısmına 25.08.2008, 60.000,00 TL’lik kısmına 25.09.2008 tarihinden itibaren) işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Ç)Asıl dava yönünden Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 41.669,10 TL karar harcından peşin alınan 8.235,00 TL’nin mahsubu ile geri kalan 33.434,10 TL bakiye harcın davalı … … ve Davalı … …’den (Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, Davalı … ….A.Ş.bu bedelin 17.058,60 TL’sinden – Davalı …A.Ş.bu bedelin 16.375,60 TL’sinden sorumlu olmak üzere) tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
D) Asıl dava yönünden davacı tarafça başlangıçta yapılan 8.253,70-TL gider ile bozma öncesi yargılama aşamasında yapılan bilirkişi ücreti , tebligat gideri 1.911,00 TL ve bozma sonrası yaptığı 718,60 TL posta ve tebligat gideri, 5.725,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 16.608,30 TL yargılama giderinin davalı … … ve Davalı … …’den (Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, Davalı … ….A.Ş. bu bedelin 8.440,34 TL’sinden – Davalı …A.Ş. bu bedelin 8.167,96 TL’sinden sorumlu olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine,
E) Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı … … yönünden kabul edilen dava nedeniyle lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 30.150,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalı … …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
F) Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı … … yönünden kabul edilen dava nedeniyle lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 29.450,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalı … …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
G)Davalı … Ltd.Şti. kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 47.550,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalı … Ltd. Şti ‘ne verilmesine,
Ğ)Davalı … Ltd.Şti.nin yaptığı 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
2-Karşı dava yönünden;Davalı karşı davacı … Ltd.Şti tarafından açılan karşı davanın, usulüne uygun olarak açılmamış olduğu anlaşılmakla, karşı dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
A)Karşı dava yönünden Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL ilam ve bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
B)Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
C)Davalı karşı davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 3.400,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalı karşı davacıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/09/2020

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza