Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/637 E. 2023/723 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/637 Esas
KARAR NO:2023/723

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:15/09/2014
KARAR TARİHİ:28/09/2023

Mahkememizden verilen 24/11/2017 tarih ve … sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 03/11/2020 tarih ve … sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin esasına kaydedilerek yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı şirket arasında Genel kredi Sözleşmesi’ne istinaden davalılara kredi kullandırıldığını, davalı … ve …’un bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalıların ödemelerini yapmamaları sonucu hesabın kat edilerek noter aracılığıyla hesap kat ihtarnamesi gönderilerek borcun ödenmesinin talep edildiğini, borcun buna rağmen ödenmemesi sonucu …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiklerini borçluların bu takibe itiraz ederek durdurduğunu, alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davanın açılarak yapılar itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıların cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Görülmekte olan dava; Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan ilamsız icra takibine yapılan itiraz hakkında itirazın iptali davasıdır
Davalı tarafın Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca ödemelerini zamanında yapamadığı, bu nedenle sözleşmenin kat edildiği, Uyuşmazlığın özü davalı tarafın sözleşmeden kaynaklanan borcunun bulunup bulunmadığına yöneliktir.
Mahkememizce aldırılan 02/09/2014 tarihli bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle “Genel Kredi ve Hızır Hesap Sözleşme koşulları, davalı şirket’çe kullanılmış olan nakit kredi işlemlerine doğru bir şekilde uygulanmıştır. Süresinde itiraz edilmeyerek kesinleşen hesap özetleri ile davacı bankaca usulune uygun düzenlenmiş diğer belge ve kayıtlar, davalıların nakit kredi nedeniyle doğan işlemlerinin hatasız bir şekilde hesaba intikal ettirildiğini ve borcun varlığını teyit etmektedir. Davacı banka, 5941 sayılı çek kanununun 2. Maddesi’ nde yer alan yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Bu nedenle, bu aşamada 20.000,00 TL’lik çek depo talebinin geçersiz olduğu, İcra Takip Tarihi, 23.11.2012 itibariyle, davacı bankanın, davalılardan; 24,377.95 TL asıl alacak, 2,907.48 TL temerrüt faizi, 145.37 TL gider vergisi ve 305.22 TL masraf olmak üzere toplam 27,736.02 TL takip alacağı olduğu” şeklinde raporunu sunmuştur.
Davalılar vekilinin rapora karış itirazı üzerine bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
25/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda inceleme ve değerlendirmelerini yapmış ve netice olarak; davacı bankanın davalı …. Şti’nden 22.581,11 TL asıl alacak, 2.265,11 TL temerrüt faizi ve 113,25 TL bsmv olmak üzere toplam 24.959,47 TL talep edebileceğini, kefaleti nedeniyle de diğer davalı …’dan sözleşme kefalet limiti 100.00,00 TL çerisinde yer alan 23.611,63 TL asıl alacak, 1.132,55 TL temerrüt faizi ve 56,62 TL BSMV olmak üzere toplam 24.800,80 TL talep edebileceğini, davalı kefilin müteselsilen sorumlu olduğunu, ve her iki davalıdan da % 90 oranında temerrüt faizi ve %5 i oranında BSMV talep edebileceğini belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında kredi ilişkisinin mevcut olduğu, ancak davalılar tarafından davacı bankaya hüküm altına alınan miktarlar kadar ödemede bulunulmadığı, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalıların yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara ve %90 oranındaki temerrüt faizine ilişkin açıklama ve değerlendirmelere mahkememizce de itibar edildiği ve davalıları itirazında kısmen haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin belirlenen miktarlar üzerinden devamı ile itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
İşbu davada davalılar mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … e. Sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazların kısmen iptali ile Takibin asıl borçlu …A.Ş. Yönünden 22,581,11 TL asıl alacak, 2.265,11 TL işlemiş faiz ve 113,25 TL BSMV olmak üzere toplam 24,959,47 TL üzerinden devamına Takibin kefil … Yönünden 23.611,63 TL asıl alacak, 1.132,55 TL işlemiş faiz ve 56,62 TL BSMV olmak üzere toplam 24.800,80 TL üzerinden devamına Takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar yukarıda belirtilen borçlular için ayrı ayrı belirlenen asıl alacak miktarları üzerinden %90 temerrüt faizi ve %5 gider vergisinin istenebileceğine, %20 oranında olan 4.516,22 TL tazminatın davalılardan müştereken müteselsil alınarak davacıya verilmesine, 20.000,00 TL lik gayrinakdi krediye ilişkin depo talebinin reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 03/11/2020 tarih ve … sayılı ilamında “Somut olayda; davacının alacağı temlik aldığı banka ile davalı … arasında 13.01.2010 tarihli, 100.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi ve hızır hesap sözleşmesi ile 14.01.2011 tarihli bankacılık işlemleri sözleşmesi akdedildiği, davalı …’un da genel kredi sözleşmesi ile hızır hesap sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, tahakkuk eden borçların ödenmemesi üzerine hesabın 27.09.2012 tarihinde kat edildiği, asıl borçlu davalının 08.10.2012 tarihi itibariyle, kefil olan davalının ise 01.11.2012 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır.
Alacağın temliki, TBK’nın 183. vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TBK’nın 183. maddesine göre, kanun, sözleşme ve işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını almaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. 184. maddesine göre ise, alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu haliyle alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir sözleşmedir.
Eldeki davada yargılama sırasında alacak, davacı banka tarafından davacı varlık yönetim şirketine yazılı sözleşmeyle temlik edilmiş olup, sözleşme geçerlidir. Ancak temlik sözleşmesinde açıkça banka tarafından nakit alacağın temlik edildiği, gayrı nakit alacağın ise hariç tutulduğu görülmektedir. Bu durumda davacı varlık yönetim şirketinin gayrı nakit alacak yönünden aktif husumet ehliyeti yoktur. Buna rağmen ve gayrı nakit alacak yönünden aktif husumet ehliyeti bulunan davacı banka tarafından davanın takip edilmediği de gözetilmeksizin, gayrı nakit alacak yönünden alacak davacıya temlik edilmişçesine davanın reddine karar verilerek ,davacı aleyhine yargı giderine hükmedilmesi doğru değildir.
Kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 484. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olması için yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olduğu kefalet limiti, belirli bir miktarın gösterilmesi gereklidir. Müşterek borçlu ve müteselsil kefiller, asıl borçlunun borcundan (asıl borçlunun temerrüdü dahil) kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumludur. Somut olayda her ne kadar kefalet limiti gösterilmese de, istikrar kazanmış Yargıtay kararlarıyla da belirlendiği üzere, genel kredi sözleşmesinde kredi limiti açıkça gösterilmiş olduğundan, bu limitin aynı zamanda kefalet limiti olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla somut olayda davalı kefil takip öncesinde temerrüde düşürülmüş olmakla, asıl borç ile birlikte kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacaktır. Ayrıca genel kredi sözleşmesinin eki niteliğindeki hızır hesap sözleşmesinin de davalı kefil tarafından imzalanmış olduğu, sözleşmenin ise genel kredi sözleşmesinin eki niteliğinde bulunduğu görülmekle, davalı kefilin bu hesap ile açılan kredinin ödenmemesinden kaynaklanan dava konusu alacaktan sorumlu olduğu kabul edilmelidir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda temerrüt faiz oranı %90 olarak uygulanmışsa da, temerrüt faizi oranına ilişkin sözleşme hükümleri sunulmadığından denetimi mümkün değildir. Bilirkişi raporunda atıf yapılan bankacılık işlemleri sözleşmesi ise 14.01.2011 tarihli olup, favalı kefilin imzasını taşımadığından, bu sözleşmedeki faiz oranının kefil olan davalı bakımından uygulanması mümkün değildir. Davaya dayanak genel kredi sözleşmesi ile bankacılık hizmetleri sözleşmesi sunulmamış olup, sunulan kayıtlar ise sözleşmelerin birkaç sayfasından ibarettir. İstinaf aşamasında davacı vekilince sunulan hesap hareketlerine ilişkin kayıtların da okunaksız olduğu görülmüştür.
Yargılama sırasında mahkemece tüm kredi sözleşmelerinin ve alacak dayanağı belgelerin celbi gerekirken bu yönde bir işlem yapılmadığı, kesin süre verilmediği, bu suretle alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 219. maddesi uyarıca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Yine aynı yasanın 220. maddesine göre ise “İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.”
Bu durumda depo talebine ilişkin istemin değerlendirilmesi, davalı tarafın faize itirazı nedeniyle, uygulanan temerrüt faiz oranlarının tespiti ve denetlenmesi bakımından davacı tarafa tüm dayanak kredi sözleşmeleri ile alacağa dayanak kayıt ve belgeleri sunması için HMK’nın 220. maddesi doğrultusunda yasal sonuçları hatırlatılarak kesin süre verilerek, gerekirse yeniden denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı ve 24/11/2017 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-4-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; Davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine” şeklinde karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dosya mahkememizce incelenmiş karar kaldırma ilamı ve dosyanın tüm aşamaları dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilerek dosya tevdi edilmiş ek raporda özetle “Davacı tarafın, huzurdaki dava konusu, …. İcra Md.’ Nün … E. sayılı Dosyasına istinaden düzenlenen 23.11.2012 tarihli ödeme emri ile davalılardan, kmh alacağı dışında, 20.000,00 TL Gayrinakdi Kredi Bedelinin faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesi, işbu bedelin takip sırasında tazmini halinde tazmin edilen tutarın, tazmin tarihinden tahsiline kadar geçecek süre için işleyecek %90 temerrüt faizi, %5 vergisi…ile birlikte”” tahsilini talep ettiği, yani davalılardan davalı şirketin kullanımına verilen 20,000.-TL tutarındaki çek tutarlarının bloke edilmesinin talep edildiği görülmektedir. 5941 Sayılı Çek Kanunu’ nun 2.madde 2.bendi gereğince, dosyaya sunulan davalı asıl borçlu şirket tarafından imzalanmış Beyanname örneğinden görüleceği gibi, temlik eden bankanın davalı borçlu şirketin çek başvurusunu aldığı, dosyaya sunulan Çek Teslim Formuna göre, davalı borçlu şirkete 921-940 seri numaralarını taşıyan 20 adet çek yaprağının 27.12.2010 tarihinde teslim edildiği, ancak, söz konusu çeklerin kullanılmadığı, nitekim gerek 04.10.2012 tarih/42735, gerekse 23.10.2012 tarih/45912 yevmiye numaralı ihtarnameler ile davalılardan söz konusu 20 adet çekin iade edilmesinin, edilmediği takdirde, karşılığında 20.000,00 TL’ nin depo edilmesinin, keza takip ile de çek iadelerinin ya da 20.000,00 TL’ nin depo edilmesinin talep edildiği, dosyaya göre de davalı borçlu firmanın ve davalı kefilin ihtarnamelere ve takibe konu çeklere yönelik olarak herhangi bir itirazlarının bulunmadığı görülmektedir. 5941 sayılı Kanun uyarınca muhatap bankaların, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için ödeme yapmakla yükümlü olduğu tutar, Şubat 2012 itibariyle 1.000.-TL olarak tespit edildiğinden davacı tarafın 20 çek için 20.000,00 TL’ tutarındaki talebinin yerinde olduğu, ancak, gayrinakdi kredi olarak depo talebinde bulunulan 20.000,00 TL’ nin veya çek iade talebinin davalı kefil açısından dayanaksız bulunduğu, çünkü GKS’ de çek garanti tutarlarının (karşılıksız çekler için bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarların) ya da gayri nakdi taahhüt tutarlarının depo edilme talep hakkının davacı tarafa verilmediği, yani GKS’ nin çek depo talep edilmesi için dayanak teşkil etmediği, ancak, bankacılık hizmetleri sözleşmesinin 5.2. Maddesi gereğince davacı tarafın sadece davalı asıl borçlu şirketten 20.000,00 TL’ lik çeklerin iadesini ya da depo edilmesini talep edebileceği tespit edilmiştir. Davacı tarafın …. İcra Md.’ Nün … E. sayılı Dosyasına istinaden düzenlenen 23.11.2012 tarihli ödeme emri ile davalılardan; 24.377,95 TL Asıl Alacak, 2.907,48 TL %90 İşlemiş Faiz, 45,37 Faizin %5 Gider Vergisi ve 305,22 İhtar Masrafı olmak üzere Toplam 27.736,02 TL’ nin ödenmesini talep ettiği, ancak yapılan hesaplamalar ve talebe bağlılık ilkesi gereğinde, davacı bankanın, takip ile a) Davalı …A.Ş.’ den; 22.581,11 TL Asıl Alacak, 2.265,11 TL Temerrüt Faizi ve 113,25 TL Temerrüt Faizinin %5 BSMV’ si olmak üzere toplam 24.959,47 TL talep edebileceği, b) kefaleti nedeniyle de diğer davalı …’ dan, kefalet limiti 100.000.-TL içerisinde yer alan; 23.611,63 TL Asıl Alacak, 1.132,55 TL Temerrüt Faizi ve 56,62 Temerrüt Faizinin %5 BSMV’ si olmak üzere toplam 24.800,80 TL talep edebileceği, Ancak, sayın Mahkemenizce davalı kefilin asıl alacak borcunun davalı asıl borçlu şirketin asıl alacağından daha yüksek olamayacağı takdir edildiği takdirde, davalı kefilin takip tarihi itibariyle, davacı bankaya: 22.581,11 TL Asıl Alacak, 1.132,55 TL Temerrüt faizi ve %5 BSMV 56,62 TL olmak üzere toplam 23.770,08 TL talep edebileceği, Davacı tarafın, 23.11.2012 takip tarihinden 27.05.2013 TCMB 2013/8 Tebliği gereğince 27.05.2013 Tebliğ tarihine kadar davalı borçlu şirketten 22.581,11 TL, davalı kefilden ise 23.611,63 TL Asıl Alacak üzerinden %90 temerrüt faizi ve %5 gider vergisini 27.05.2013 Tebliğ tarihinden itibaren de borç tamamen ödeninceye kadar, aynı asıl alacak tutarları üzerinden TCMB’ ca ilan edilmiş değişken azami kredi kartı gecikme/temerrüt faizini ve %5 BSMV’ sini talep edebileceği, ancak, Sayın Mahkemenizce Davalı kefili asıl alacak borcunun davalı asıl borçlu şirketin asıl alacak borcundan daha yüksek olmaması gerektiği takdir edildiğinde ise, Her 2 davalının 22.581,11 TL asıl alacak üzerinden, Takip tarihinden 25.05.2013 Tebliğ tarihine kadar %90, takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar da TCMB’ ca ilan edilen, değişken kredi kartı azami gecikme/temerrüt faiz oranını ve %5gider vergisini talep edebileceği, Gayrinakdi kredi olarak depo talebinde bulunulan 20.000,00 TL’ nin veya çek iade talebinin davalı kefil açısından dayanaksız bulunduğu, çünkü GKS’ de çek garanti tutarlarının (karşılıksız çekler için bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarların) ya da gayri nakdi taahhüt tutarlarının depo edilme talep hakkının davacı tarafa verilmediği, yani GKS’ nin davalı kefil ve davalı borçlu şirket açısından çek depo talep edilmesi için dayanak teşkil etmediği, ancak, bankacılık hizmetleri sözleşmesinin 5.2. Maddesi gereğince davacı tarafın sadece davalı asıl borçlu şirketten 20.000,00 TL’ lik çeklerin iadesini ya da depo edilmesini talep edebileceği, BAM Kararında yer alan; “Temlik sözleşmesinde banka tarafından nakit alacağın temlik edildiği, gayrı nakit alacağın ise hariç tutulduğu”” şeklinde tespit ve karar çerçevesinde tarafımızca değerlendirme yapılamayacağı sonuç ve kanaate varılmıştır. Keyfiyeti yüce Mahkemenin takdirindedir ” şeklinde rapor sunmuştur.
Netice olarak hükme ve denetime elverişli bilirkişi ek raporu dosyanın geldiği aşama sunulan deliller ve ı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 03/11/2020 tarih ve … sayılı ilamı gözetilerek Dava dilekçesindeki talebe göre, takip konusu kalemlerden olan asıl davacı bankanın gayrinakit depo talebi hakkındaki davasını takip etmediği, davalılar vekilince de davanın bu kalem yönünden takip edilmediği anlaşılmakla, davanın gayrinakti depo talebi yönünden HMK 150 madde uyarınca 3 ay içinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, Gayrinakit depo talebine ilişkin kısmın işbu dosyadan tefriki ile davacısı sadece … Bank davalıları aynı olacak şekilde ayrı bir esasa kaydının yapılmasına, Davalı … vekilinin rapora karşı itirazının alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle reddine, Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazların kısmen iptali ile Takibin asıl borçlu …A.Ş. Yönünden 22,581,11 TL asıl alacak, 2.265,11 TL işlemiş faiz ve 113,25 TL BSMV olmak üzere toplam 24,959,47 TL üzerinden devamına -Takibin kefil … Yönünden 23.611,63 TL asıl alacak, 1.132,55 TL işlemiş faiz ve 56,62 TL BSMV olmak üzere toplam 24.800,80 TL üzerinden devamına-Takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar yukarıda belirtilen borçlular için ayrı ayrı belirlenen asıl alacak miktarları üzerinden %90 temerrüt faizi ve %5 gider vergisinin istenebileceğine, %20 oranında olan 4.516,22 TL tazminatın davalılardan müştereken müteselsil alınarak davacıya verilmesine, Fazla talebin reddine, Gayrinakit depo talebine ilişkin kısmın işbu dosyadan tefriki ile davacısı sadece … Bank davalıları aynı olacak şekilde ayrı bir esasa kaydının yapılmasına dair karar kanaate varılarak hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazların kısmen iptali ile
-Takibin asıl borçlu …A.Ş. Yönünden 22,581,11 TL asıl alacak, 2.265,11 TL işlemiş faiz ve 113,25 TL BSMV olmak üzere toplam 24,959,47 TL üzerinden devamına
-Takibin kefil … Yönünden 23.611,63 TL asıl alacak, 1.132,55 TL işlemiş faiz ve 56,62 TL BSMV olmak üzere toplam 24.800,80 TL üzerinden devamına
-Takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar yukarıda belirtilen borçlular için ayrı ayrı belirlenen asıl alacak miktarları üzerinden %90 temerrüt faizi ve %5 gider vergisinin istenebileceğine,
2-%20 oranında olan 4.516,22 TL tazminatın davalılardan müştereken müteselsil alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazla talebin reddine,
4-Gayrinakit depo talebine ilişkin kısmın işbu dosyadan tefriki ile davacısı sadece … Bank davalıları aynı olacak şekilde ayrı bir esasa kaydının yapılmasına,
5-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 1.704,98 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 576,65 TL harcın mahsubu ile kalan 1.128,33 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye aktarılmasına,
6-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ve 576,65 TL harç olmak üzere toplam 601,85 TL’nin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 470,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.470,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 768,61 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 159,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 75,86 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı …A.Ş’ye verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
11-Mahkememiz kasasına … numarası (….Asliye Ticaret Mahkemesi) makbuz ile alınan evrak asıllarının karar kesinleştiğinde ilgili birimlere iadesine,
12-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı …A.Ş tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/09/2023

Katip …

Hakim ….