Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/621 E. 2022/997 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/621 Esas
KARAR NO : 2022/997
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin sözleşmeye dayalı 21.936,20 TL asıl alacakt1.388,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.234,49 TL alacağının tahsili için davalı/borçlu şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nde 2020/… Esas sayılı dosya ile taraflarınca ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı şirket vekili tarafından yetkiye, borca, asıl alacağa, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerinin tamamına itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, itirazın haksız, yersiz ve dayanaksız olduğunu, davacı şirket tarafından 18-20 Haziran 2020 tarihinde … Merkezi’nde düzenlenecek “16. Uluslararası Kozmetik Güzellik Kuaför Fuarı” na katılmak için davalı şirketin davacı şirket ile Fuar Sözleşmesi akdettiğini, fuar alanında yer kiralama karşılığı bedelin sözleşmede kararlaştırılan sürede ve taksitlerde, davacı şirketin ısrarlı talep ve uyarılarına rağmen takibe konulan alacağın davalı/borçlu şirket tarafından davacı şirkete ödenmediğini, alacağın ödenmesi için davalıya yapılan talep ve uyarıların sonuçsuz kalması nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan ödeme tarihlerinin dikkate alınarak hesaplanan işlemiş gecikme faiziyle birlikte alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi yapılmak zorunda kalındığını, davalı vekili marifetiyle icra takibine itiraz ettiğini, takibe yönelik itirazların haksız, yersiz, dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle tüm bu nedenlerle ve dava dilekçesinde ayrıntılı bildirilen nedenlerle davanın kabul ile davalının … İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davacı müvekkil şirket lehine icraen talep edilen toplam alacak üzerinden %20′ oranında tazminata hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanca ikame edilen huzurdaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talepli davanın tamamen mesnetten yoksun olduğunu, davaya konu icra takibine davalı şirketçe usulüne uygun şekilde itiraz edildiğini, davacı tarafça takibe itirazın usulüne uygun olmadığı yönündeki iddiaların hukuka uygun olmadığını, davacı tarafın icra takibine konu faturaların içeriğindeki mal ve hizmetleri davalı şirkete sağlamadığını, ifa yükümlülüğünü yerine getirmeyen tarafın doğmamış alacağı yönünden takip başlatmasının kötü niyetli olduğunu, davacının takibe ve davaya konu hizmetin ifa edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla mükellef olduğunu, davacı şirket ile davalı şirket arasında 16.07.2019 tarihinde yapılan sözleşme ile 18-20 Haziran 2020 tarihinde … Merkezinde gerçekleştirilmesi planlanan … Fuarı’nda davalı firmaya sergi alanı/stant tahsisi karşılığında anlaştıklarını, ancak söz konusu fuarın Covid-19 kapsamında alınan tedbirler nedeniyle yapılmadığını,Covıd-19 salgını kapsamında alınan tedbirler nedeniyle söz konusu fuarın yapılmasının imkansız hale geldiğini, Yargıtay kararında açıkça belirtildiği üzere “Taraflar arasındaki sözleşmeye göre edimin ifası mücbir sebepler sebebiyle imkansız hale gelmiş ise, taraflar sözleşme bedelini ve/veya uğradıkları zararlarının tazminini talep edemeyeceklerdir. Yargıtay 23. H.D. 2015/9406 E., 2017/2044 K. 06.07.2017 T.Karar” Yine Türk Borçlar Kanunu 136 madde hükmüne göre,” borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşırsa, borç sona erer…” davalı şirketin takipte belirtilen şekilde hiçbir fuara katılmadığını, fuarın gerçekleştirilmediği için katılmadığını, gerçekleştirilmemesinin de davalı şirkete bağlı sebeplerden olmadığını, davalı şirketin alacaklı görünen taraftan hiçbir hizmet almadığını, dava dilekçesindeki hususların hiçbirini kabul etmediklerini, ödeme emrindeki açıklamaları ve karşı tarafın iddialarının hiçbirini kabul etmediklerini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve borç-alacak durumlarının tarafların ticari defterleri ile sabit olduğunu, davalının takibe konu hizmet ile ilgili alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun bulunmamakta olup, ticari defterler incelendiğinde bu hususun açıklığa kavuşacağını, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava, İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf Davacının davalıdan sözleşme kapsamında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ile alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 23.324,49TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda özetle; Dava ve icra dosyası ile davacı şirket ticari defterlerinin denetlenmesi neticesinde her türlü nihai karar ve hukuki değerlendirme Mahkeme’ye ait olmak üzere;
Mali İnceleme İle;
Taraflar arasında 16.07.2019 tarihinde imzalanan “… Merkezi İstanbul/Türkiye” başlıklı sözleşme ile ticari ilişkinin kurulduğunu, işbu davaya konu takip ile istenilen tutarın sözleşmeden kaynaklı tutar sebebi ile talep edildiğini, dava esas değerinin 23.324,49 TL olarak icra takibi ile takip öncesi işlemiş faiz ile birlikte belirlendiğini, (21.936,20 TL + 1.388,29 TL= 23.324,49 TL) ancak yukarıda açıklandığı üzere dava esas değerinin takip öncesi faiz ile 21.936,20 TL + 1.239,54 TL= 23.175,74 TL olabileceğini, ödeme emrinde ana para 21.936,20 TL tutar için takip tarihinden itibaren 96 13,75 avans faizi ile talepte bulunulduğunu, 18.08.2020 icra takip tarihi ile 13.11.2020 dava tarihine kadar olan faiz tutarının; TCMB verilerine göre 13.06.2020-18.12.2020 tarih aralığında avans faiz oranı 10,00 olması nedeni ile 21.936,20 TL X 10 X 87 gün / 36500- 522,86 TL olacağını, netice olarak dava esas değerinin takip öncesi işlemiş faizin kabulü halinde 23.175,74 TL olabileceğini, dava tarihi itibari ile ana paratfaiz tutarının 23.175,74 TL + 522,86 TL>23.698,60 TL olacağının hesap edildiğini, yine nihai takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, Sözleşmenin 11. Maddesi (Elde olmayan haller ve doğal afetler mücbir sebep sebebiyle serginin açılmaması ve ertelenmesi halinde Platform’un bundan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmayacaktır. Platform yapılamayan fuarı başka zaman ve yerde yapma hakkını saklı tutar. Katılımcı Platform’un mücbir sebep gerekçesi ile fuarı erteleme talebi olursa buna uymak zorundadır.) kapsamında bir değerlendirme yapılacak olduğunda, covid 19 salgının ve salgın nedeniyle alınan önlemlerin sözleşme kapsamında yer alan mücbir sebep kavramı çerçevesinde değerlendirilebileceğini, bu durumda, yine aynı hükümde dikkat çekildiği üzere, fuarın başka zaman ve yerde yapma hakkının saklı tutulduğunu, basiretli tacir konumunda bulunan fuar katılımcısının bu sözleşme hükmü uyarınca kararlaştırılan tarihte yapılamayan fuar nedeniyle fuarın, sözleşme koşullarına uygun olarak, ileri bir tarihte yapılmasına itiraz edemeyeceği ve bu çerçevede sözleşmede kararlaştırılan ücreti ödemekten kaçınamayacağı şeklinde bir değerlendirme yapılabileceğini, yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Rapora karşı sunulan beyan ve itirazlar değerlendirilmiş, dosyadaki kayıtlara göre en son 16-18 Haziran 2021 tarihine ertelenen fuarın gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise buna ilişkin ilan, kayıt ve belgelerin dosyaya celbi ile ek rapor alınması kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda özetle; davalı tarafın itirazları, kök rapor sonrasında sunulan bilgi ve belgelerin hep birlikte incelendiğini, neticeten; davacı vekili tarafından sunulan belgelerden davaya konu edilen “ … ‘nın 16-18 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştiğini, yapılan bu tespitin 16.11.2021 tarihli Bilirkişi Raporu’nda belirtilen hususlarda bir değişikliğe yol açacak bir etkisi olmadığını, sonucuna varıldığını, taraflar arasında 16.07.2019 tarihinde imzalanan “ … “… ” başlıklı sözleşme ile ticari ilişkinin kurulduğunu, İşbu davaya konu takip ile istenilen tutarın sözleşmeden kaynaklı tutar sebebi ile talep edildiğini, dava esas değerinin 23.324,49 TL olarak icra takibi ile takip öncesi işlemiş faiz ile birlikte belirlendiğini, (21.936,20 TL + 1.388,29 TL= 23.324,49 TL) ancak yukarıda açıklandığı üzere dava esas değerinin takip öncesi faiz ile 21.936,20 TL + 1.239,54 TL= 23.175,74 TL olabileceğini, ödeme emrinde ana para 21.936,20 TL tutar için takip tarihinden itibaren %13,75 avans faizi ile talepte bulunulduğunu, 18.08.2020 icra takip tarihi ile 13.11.2020 dava tarihine kadar olan faiz tutarının;
TCMB verilerine göre avans faiz oranları;
13.06.2020-18.12.2020 tarih aralığında avans faiz oranı 10,00 olması nedeni ile 21.936,20TL X 10 X 87 gün / … 522,86 TL olacağını, netice olarak dava esas değerinin takip öncesi işlemiş faizin kabulü halinde 23.175,74 TL olabileceğini, dava tarihi itibari ile ana para + faiz tutarının ise; 23.175,74 TL + 522,86 TL=23.698,60 TL olacağının hesap edildiğini, yine nihai takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, Sözleşmenin 11. Maddesi (Elde olmayan haller ve doğal afetler mücbir sebep sebebiyle serginin açılmaması ve ertelenmesi halinde Platform’un bundan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmayacaktır. Platform yapılamayan fuarı başka zaman ve yerde “yapma hakkını saklı tutar. … ‘un mücbir sebep gerekçesi ile fuarı erteleme talebi olursa buna uymak zorundadır.) kapsamında bir değerlendirme yapılacak olduğunda, covid 19 salgının ve salgın nedeniyle alınan önlemlerin sözleşme kapsamında yer alan mücbir sebep kavramı çerçevesinde değerlendirilebileceğini, bu durumda, yine aynı hükümde dikkat çekildiği üzere, fuarın başka zaman ve yerde yapma hakkının saklı tutulduğunu, basiretli tacir konumunda bulunan fuar katılımcısının bu sözleşme hükmü uyarınca kararlaştırılan tarihte yapılamayan fuar nedeniyle fuarın,sözleşme koşullarına uygun olarak, ileri bir tarihte yapılmasına itiraz edemeyeceği ve bu çerçevede sözleşmede kararlaştırılan ücreti ödemekten kaçınamayacağı şeklinde bir değerlendirme yapılabileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Somut olayda, davalının söz konusu fuarın gerçekleşmediği bu sebeple davacı yana ödeme yapılmadığını iddia ettiği, fuarın tarihinin değiştiğini ve bu hususun kendisine bildirilmediğini, yargılama sırasında, bilirkişi raporlarında itiraz dilekçeleri ile iddia edilmiş, taraflar arasındaki sözleşmenin 16/07/2019 tarihinde imzalandığı, ödeme programının %20si şimdi, %40ı 16/12/2019 tarihinde, %40ı 17/02/2020 tarihinde ödenecek şekilde planlandığı, davalının ödeme planına aykırı şekilde davacıya hiçbir ödeme yapmadığı, davacının ilgili sözleşmenin 11. maddesi gereğince mücbir sebeple halinde serginin açılmaması ve ya ertelenmesi halinde davacının bundan dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacının yapılmayan fuarı başka zaman ve yerde yapma hakkını saklı tuttuğunun bildirildiği, kaldı ki ilk ertelemenin 17/03/2020 günlü Milliyet gazetesinde ilan edildiği, davalının borcunun ise son olarak 17/02/2020 tarihinde muaccel hale geldiği, fuarın daha erken ertelendiğini davalının iddia ve ispat edemediği, ertelemenin bildirilmediğine ilişkin iddiasının ise iddia ve savunmaları genişletme kapsamında olduğu anlaşıldığından dikkate alınmadığı birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıdan 21.936,20 TL asıl alacak+1.239,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.175,74 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, davalının haksız itirazının reddine karar vermek gerekmiş, dava konusu alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi edilmiştir.
HÜKÜM : yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; …. İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyasında vaki itirazın kısmen iptali ile, takibin 21.936,20 TL asıl alacak, 1.239,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.175,74 TL üzerinden devamına, bu miktara takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile alacağın %20’si oranında 4.635,15 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması 1.583,13 karar ve ilam harcından peşin alınan 281,71-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 1.301,00-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 343,91-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 2.500,00-TL olmak üzere toplam 2.843,91-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.825,77 TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 281,71-TL’nin toplamı olan 3.107,48 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 148.75-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL’NİN davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.550,17 TL’sinin DAVALIDAN ve 90,83 TL’sinin ise davacıdan TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca … Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır